Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: YAHUDİ TAKVİMİ  (Okunma sayısı 8615 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 07, 2007, 09:58:16 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Antik zamanda insanlar takvim yıllarını saymaya her yeni kralın taç giymesiyle yeniden başlarlardı. Batı dünyasında Hristiyanlık ön plana çıktığında da, benzer biçimde tarihi kendi “kral”ının doğuşundan başlatmış, daha sonra Gregoryen takvimine geçmiştir.
Böylece tarih, İÖ ve İS, yani İsa’nın (kralın) dünyaya gelmesinden önce ve “kralın zamanı” olarak ikiye bölünmüştür. Yahudilik, tarihin bu çizgiyle bölünmesine izin veremezdi; evrenin tarihini Avraam ya da Moşe’nin doğumunu bir dayanak noktası yapmak için dahi bölmeye yeltenmemiştir. Bu yüzden Yahudi takvimi temellerini hiçbir zaman buna dayandırmaz.
Yüzyıllar boyu, Yahudiler yıllarını bir olaydan –Toplum olarak varoluşlarının temelinden – Mısır’dan Çıkışla başlatmışlardır. Sonraları, MS 70 yılında tapınağın yıkılmasıyla, bu şiddetli olay bir süre başlangıç tarihi olarak Çıkış’ın yerini almıştır.
Yalnızca tek bir olay tarihin başlangıcını belirleyebilecektir: tarihin gerçek başlangıcı. Yahudilik, yılları evrensel bir ölçeği – evrenin yaradılışını – temel alarak saymaya karar vermiştir. Fakat dünya tam olarak kaç yaşında?
En gelişmiş teknolojilere ve en kesin ölçüm aletlerine sahip bilim adamları bile ancak bir konuda emin olabiliyorlar, o da bu konuda hiçbir kesinliğin olamayacağı. Bilgelerin yılları saymasının tek yolu, kutsal kitaptaki yaratılışın hesabını kullanmaktır.
Bundan dolayı, İbranilerde 5751 tarihi, Tora’daki sayıma göre Tanrı’nın dünya üzerinde 5751 yıllık hakimiyetini ve bunun zamandan bağımsız önemini ifade eder.
Fakat bu bir sorunu ortaya çıkartmıştır: Yahudiler yaşadıkları her yerde bir azınlık konumundaydılar ve tarihi kendi görüşlerine göre kullanamıyorlardı, büyük çoğunluğun bu genel ve yasal uygulama konusunda farklılaştığı yabancı bir dünyada yaşıyorlardı. Yahudilerin yaşayışının bu şekilde olması yüzünden, tüm dünyanın, insanoğlunun günlük yaşamına temel oluşturan zamanı, nasıl kullandığını gözardı edemezlerdi. Yahudilik “bu dünyadan” olmasa bile (yani idealde bu yaşadığımız dünyayı aşmak için çabalasa da) oldukça “bu dünyanın içinde”dir, bu sebeple de, Yahudi toplumu ,dünyevi takvimini global kullanıma uydurmak ihtiyacını hissetmiştir.
Sonuçta, dünyevi yaşamını diğer “milletlerin” yaşamlarına göre düzenlemek ve takvimini Gregoryen takvimle aynı şekilde bölmek zorunda kalmıştır.
Bununla beraber, dünyevi hayat için yapılan uyarlamalar ne olurlarsa olsunlar, Yahudi dini takvimi evrensel ölçek kullanmaya, yani yılları yaratılıştan itibaren saymaya devam etmektedir.
Yahudiler, dini yılbaşını (Roş Aşana), Tora’nın yaratılış günü olarak belirlediği gün kutlarlar. Tora’daki hesaplamaya göre İbrani ayı Tişri’nin ilk günü, genellikle Eylül sonlarına denk gelir.


Nisan 07, 2007, 09:59:10 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

AYLAR
Yahudilik, takvimini Ay’ın hareketlerine göre düzenler, batı uygarlıkları ise aylarını Güneş’e göre belirlerler. Bu, bir ikilemi doğurur. Ay, Güneş’e göre günde yaklaşık 48 dakika kadar daha yavaş ilerler. Güneş’ten sürekli artan bir süre geri kalır. (Ay yılının bir ayı 29,5 gündür). Nihayet 12. ayın sonunda Ay yılı, Güneş yılından 11 gün daha kısa olur, her üç senede bir de böylece bütün bir ay kaybedilir.
Bu, dini takvim için özel bir sorunu da beraberinde getirmiştir: Pesah (Hamursuz bayramı) bahar gündönümünde kutlanmalıdır; çünkü bu tarih ilkbahar ve hasat zamanının damgasını vurduğu, doğanın yeniden dirilişi ile Yahudi insanının kurtuluşunu birleştiren bir zamana denk gelir. Eğer Ay takvimi üç senede bir tam bir ay geri kalırsa, Pesah’ın her yıl kayması ve sırayla tüm mevsimlere denk gelmesi gerekir. Sorun sadece bununla kalmamaktadır. Kipur günü Cuma veya Pazar’a düşmemelidir. Çünkü Kipur Cuma gününe denk düşseydi, iş yapılması yasak olan iki gün art arda gelmiş olacaktı ( Kipur ve Şabat ) . Bu yüzden Kipur günü ölenler iki gün sonra gömüleceklerdi. Dinimizce ölünün mümkün olduğu kadar erken gömülmesi gerekir. Aynı durum Kipur Pazar günü düşerse de oluşur. ( Şabat ve Kipur ) Bunun için İbrani takvimi, Kipur’un ne Cuma ne de Pazar’a düşmeyecek şekilde ayarlanmıştır. Bu ayarlama, Kipur’un Salı günü düşmemesini ve aynı zamanda bazı bayramların belirli günlere rastlamamasını otomatik olarak ayarlar. Hangi bayramların hangi günlere düşmeyeceğini gösteren ilginç bir tablo :
Bayramlar (1.gününün rastlamayacağı günler)
Pesah: Pazartesi, Çarşamba, Cuma
Şavuot :Salı, Perşembe, Cumartesi
Roş-Aşana: Pazar, Çarşamba, Cuma
Kipur: Salı, Cuma , Pazar
Purim: Cumartesi, Pazartesi, Çarşamba

Şimdi de bir ilginç tablo daha görebiliriz. Pesah’ın 1. gününün hangi güne düştüğünü bilirsek ( Örneğin, Pesah’ın 1.günü Salı olmuşsa Tişa Beav da Salı günü olacaktır ), diğer bayramların hangi güne düştüğünü bu tablodan bulabiliriz :
Pesah’ın Günleri: Hangi Bayramla aynı gün olduğu
Pesah’ın 1. günü: Tişa-Beav
2. günü: Şavuot
3. günü: Roş-Aşana
4. günü: Simhat Tora
5. günü: Kipur
6. günü: Purim ve Lag Baomer
7. günü: Yom Aatsmaut
Talmud hahamları, 19 yıllık bir döngüye, İkinci Adar ( Veadar ) da denen 7 fazla ay ekleyerek bunun ayarlamasını yapmışlardır. İlave aylı seneler bu 19 yılın 3,6,8,11,14,17,19 uncu seneleridir. Böyle dahice hazırlanmış bu takvim tüm bayramları olmaları gereken mevsimde ve günde tutmayı başarmıştır.
İbrani ayları şunlardır : Nisan , İyar, Sivan, Tamuz, Av, Elul, Tişri, Heşvan, Kislev, Tevet, Şevat, Adar , ( Veadar ) .
Ay yılına göre, ayın ilk günü olan “Roş Hodeş”, önceleri Yeruşalayim’deki merkezi kurul tarafından, yeni ayın gözle görülmesinin hemen ardından ilan edilirdi. İnsanlar 29,5 gün süren aylarla baş edemeyecekleri için bazı aylar 29, bazıları ise 30 günlüktür. 30 günlük olanlarda iki tane, 29 günlük olanlarda ise bir tane Roş Hodeş bulunur. Kurul’ın Yeni Ay beyanına benzer biçimde, günümüzde de Roş Hodeş’ten hemen önceki Şabat gününde dua esnasında , yeni ayın gelişi ve Roş Hodeş’in tam olarak başladığı zaman belirtilir.
Yahudi geleneği, Roş Hodeş’in , kadınlığı kutladığını söyler. Bu sadece kadınların şerefine bir kadeh kaldırma ya da onlara olan minnettarlığı bildirme değil, aynı zamanda kadınların çalışmaması gereken bir bayram olarak belirlenmiştir.
Bu aylık övgü özel bir ödüllendirme olarak gelmiştir; çünkü Sinay Dağı’nda kadınlar, erkeklerin aksine, Tanrı’ya ve onun elçisi Moşe’ye olan inançsızlıklarının en çıplak simgesi olan altın buzağının yapılması için mücevherlerini vermemişlerdir.


Nisan 07, 2007, 09:59:57 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

HAFTALAR
Yahudiler, haftaları Şabat gününden Şabat gününe sayarlar.Şabat, haftanın tacıdır; Yahudilikteki kutsal günlerin, Yahudilik ruhunun, Yahudiliğin hayal gücünün tacı...
Şabat bir Kraliçedir. İleride ulaşılacak dünyayı önceden biraz tatmaktır. Kipur günü, Şabat’tan daha kutsal olan tek gündür, ve bu olağanüstü kutsallık, Kipur’a “Şabatlar’ın Şabat’ı” ismini kazandırmıştır.
Büyük bir yazar, “Yahudilerin Şabat’ı koruduğundan çok, Şabat Yahudileri korumuştur” der.
Haftanın bütün günleri Şabat’a yönelmiştir.Günlerin isimleri değil yalnızca sayıları vardır ( Pazar 1.gün, Pazartesi 2.gün gibi ...) ve bu sayılar hep 7. gün olan Şabat’a ulaşır.
Kutsal güne ulaşmak için basamaklar benzetmesini takiben, Şabat’ın sonunda, Yahudiler heycanlarında uçurumsal bir düşüş yaşarlar – Şabat sona erer ve yaşam yeniden tırmanmaya başlamak üzere en düşük basamaktan tekrar başlar.

GÜNLER
Yahudilikte günler de dünyevi takvimde olduğu gibi geceyarısıyla sınırlandırılmaz.
Yahudiliğin “zaman”ında günler, gecenin ilk anıyla (yıldızların belirmesi) başlar ve onu sabah (teknik olarak kutup yıldızının belirmesi) takip eder.
Bu sebeple Şabat günü Cuma gecesi başlar ve Cumartesi gecesi yıldızların belirmesiyle sona erer. Aynı şey Pesah, Sukot, Şavuot, Roş Aşana ve Yom Kipur gibi büyük bayramlar, Tişa Beav, Hanuka ve Purim için de geçerlidir.
Günün geceden başlaması, bir şekilde yaşamın ta kendisinin simgesel anlatımıdır. Yaşam ana rahminin karanlığıyla başlar, ardından ışığın parlaklığına açılır ve sonunda yeniden ölümün, mezarın karanlığına döner, ki bu da, ulaşılacak diğer dünyanın yeni gündoğumudur.
Yaşam karanlıktan ve ışıktan oluşur: “Önce gece vardı ve ardından sabah, ilk gün doğdu.” Sonuçta önemli olan, zamanın kendisi değil, onu nasıl değerlendirdiğimizdir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3230 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2008, 01:54:20 ös
Gönderen: bugfree
0 Yanıt
3630 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 15, 2009, 11:01:49 öö
Gönderen: karahan
15 Yanıt
15583 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2009, 07:05:30 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
25421 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2013, 09:58:36 ös
Gönderen: Makbenah
0 Yanıt
4120 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2010, 01:29:07 ös
Gönderen: oasis
0 Yanıt
13129 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2010, 04:46:22 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3724 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2010, 02:08:13 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3628 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 10, 2010, 02:38:06 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3373 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 11, 2010, 04:22:20 ös
Gönderen: ADAM
14 Yanıt
11695 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2018, 10:33:49 ös
Gönderen: ARARAT