NUR-U ZİYA SOKAĞI
(http://img411.imageshack.us/img411/3856/resnur07sy6.jpg) (http://img515.imageshack.us/img515/5702/resnur01kl5.jpg) (http://img528.imageshack.us/img528/1720/resnur04hf2.jpg)
De Gaulle, Mitterand, Mimar Mongeri'nin, dans hocası Panosyan'ın, Behice Boran'ın, Kadri Aytaç, Örsan Öymen'in, M. Butterfly'ın, Franz Liszt'in adımlarını duyar gibiyiz bu sokakta. Az daha Kamelyalı Kadın da gelecekti. Galatasaray'daki Nuruziya Sokağı nice misafir ağırlamış, nice ömürler yaşamış, büyük bir yangın geçirip yeniden inşa edilmiş, bazen yalnız kalmış, terkedilmiş, ama mahalle hüviyetini hiçbir zaman yitirmemiş bir sokak.
Nuruziya Sokağı, özellikle dekadan Tanzimat Devri'nin en itibarlı sokaklarındadı. O dönemden, hatta 16. yüzyıldan bugüne kadar siyasi, ekonomik, toplumsal gelişmelerden bu denli etkilenen sokak azdır. Osmanlı - Fransız - Leh uzlaşması, Lehistan'ın bölünüşü, Rus Devrimi, kozmopolit üç kıta imparatorluğunun çöküşü, mübadeleler, "Vatandaş Türkçe Konuş Kampanyası," Varlık Vergisi, 6-7 Eylül, 1964 sürgünü, '74 Kıbrıs krizinin dolaylı ve dolaysız olarak oluşturduğu psikolojik ortam, sokağın topografisini kökten değiştirmiş bulunuyor.
Nuruziya, Galatasaray'dan Tünel'e giderken sol kolda, Odakule'nin tam karşısındaki sokak. Eskiden adı Polonya Sokağı imiş. 1930'larda devrin belediye meclisi tarafından adı değişirilip, Mason dünyasının iki önemli kavramı olan "nur" ve "ziya"yı bir araya getiren "Nur-u Ziya" adını almış. Tarihi boyunca büyük sarsıntılar geçiren bu sokak bugün eski dokusunu tamamen koruyamamakla beraber, gene de taşıdığı melez mimariyle son derece özgün. Bir zamanlar Karaköy - Galatasaray dolmuşlarının kalktığı girişinde bugün sadece High School'un heybetli binası bulunuyor.
(http://img516.imageshack.us/img516/5581/aktualite3dwv2.jpg)
BUZİKİ EROL VE REBETİKA
Nuruziya Sokağı'nda uzun yıllar yaşayan Cem Bey'in babası Erol Örter (nam-ı diğer Buzuki Erol,) hâlâ bu çevreyi özlüyor. Büyükada'da oturan Erol Bey'in spesyalize olduğu müzik türü Rebet. Daha çok Rumca karşılığı Rembetiko ismiyle tanıdığımız bu aşk, tutku, keder içeren müziği kendisi yıllarca çalıştığı Pera'nın dışında, Yunanistan, Almanya ve İngiltere'de icra etmiş. Ayrıca İsrail'de de beş yıl müzisyen olarak çalışmış. Nuruziya Sokağı'yla ilgili birçok bilgiyi Erol Bey'den aldım. Gene bu sokakla ilgili ilginç bir öyküyü kendisinden dinleyelim.
"Yeniçarşı - Nuruziya köşesinde bir bakkal vardı. Görünümü eczaneye benzerdi. Fransız Konsolosluğu'na çalışan Katolik Rum Panayot'la kızkardeşi Margarita'ya aitti burası. Panayot mallarını sefarete bisikletinin selesine koyarak taşırdı. İlginç balon lastikli olan bisikleti, bize hep Cadillac gibi gelirdi."
Nuruziya Sokağı'nı araştırırken bir gerçekle yüz yüze geldim. Bu araştırma bitmeyecekti. Her gün yeni bir şey öğreniyordum. Bu sokağın insanlarında ne hikayeler, ne ömürler gizliydi. İçimden, şu sokağın ağzı dili olsa da konuşsa, diye geçirdim sık sık. Fakat nokta koymak da gerekiyor. Ben noktayı Ziya Umur'un Mimar Sinan Dergisi'nde çıkan makalesinden bir bölümle koymak istiyorum.
"O zamanlar Türkiye değil ama İstanbul dünyayı çok yakından takip eden, bazen dünyanın önünde giden metropollerden birisiydi. Ve rahatlıkla diyorum ki, 19. asrın sonlarına kadar Beyoğlu Caddesi, İstanbul'un değil, bütün Avrupa'nın en büyük caddesiydi. Kaldı ki hiçbir şehir İstanbul kadar en çeşitli milletleri bir araya toplamış değildir. 500 bin kişilik koca metropol nerede, şimdi 5 milyon kişilik köy nerede? Tabii bu büyük caddeye açılan bütün yolların da ehemmiyeti büyüktü. O zamanlar otomobil trafiği olmadığından bir yolun ehemmiyeti genişliği ile değil, içinde oturan adamlarla ölçülürdü. İşte bizim Nuruziya Sokağı'mız bu yan yolların en mühimlerinden bir tanesi idi."
Hakkı Sabancalı