Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Eski (Antik) Misterler  (Okunma sayısı 6389 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 23, 2014, 10:10:32 ös
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

"Bir Harici Türkiye'deki Mason Locasıyla Nasıl İletişim Kurabilir?" konu başlığı altında:



“Ben eminim ki burada birçok sorumuza cevap aldığımızı düşünsek de böyle bir topluluk bundan çok daha derin gizemler ve işleyişler barındırmaktadır.”

Hiç sanmam. Bunu bekleyen ve Masonluğa o nedenle giren ağır bir düş kırıklığına uğrayabilir.




şeklinde bir soru-cevap geçmiştir. Aynı tür bilgiler forumda başka konu başlıları altında da dile getirilmektedir. Yani "Masonluğun gizi/gizemi yoktur, sadece Ritüellerle bezeli bir anlatım vardır ama bunların da gizemli yanı yoktur" denilmektedir.

Soru: Eğer Masonluk belli gizemleri bünyesinde barındırmıyorsa, Sn. M. Remzi Sanver'in Masonluk: Işığı Arayanların Hikayesi kitabında, "Masonluğa girmek isteyen kişinin eski misterlere ulaşma isteği olmalıdır" şeklindeki ifadesi tam olarak neyi kastetmektedir? Hatta bunun için kişinin "sezgi" yönünün de gelişmiş olması gerektiği söylenmektedir aynı kitapta.

Eski (Antik) mister ne demektir? Şu vereceğim linkte anlatılmaya çalışılmış: http://blog.milliyet.com.tr/eski-misterler/Blog/?BlogNo=123277

Antik Mister eğer yukarıdaki linkte anlatıldığı gibi bir olgu ise, nasıl olur da Masonlukta gizemden bahsedilemez?

Teşekkür ederim.
Live long and prosper.


Mart 24, 2014, 03:22:52 öö
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 38
  • Cinsiyet: Bay

Masonluğu masonluk yapan unsurların mebzul kısmı antik misterlere istinat eden kadim irfan gelenekleridir; Pisagorculuk, Eleusis ve Bacchus misterleri, Serapis misterleri, Mihtracılık vs. Ama bu bir tür "eklektizm" değildir, zira zaten tüm gizem kültleri son tahlilde aynı zemin üzere yükselirler, benzer kaynaklardan beslenirler, akrabalıkları vardır. Masonluğun sembolizminde, ritüel içeriğinde bu misterlerin izlerini görürsünüz. Anladığım kadarıyla Remzi Sanver de buna işaret etmiş.

Gerçi gözlemlediğim kadarıyla günümüzde birçok masonun, masonluğun bu birikimini "aklileştirme" eğilimi var; ki ben bunu zevahire dönük bir davranış olarak görüyorum. Okültizme, majisyenliğe vs yönelik en ufak bir çağrışımın bile uyanmasından rahatsız oluyorlar. Malûm, "otorite"lerce tanımlanmış bir akli ve bilimsel, bir de akli olmayan ve gayrı bilimsel bir alan var, hem de arada kalın çizgiler söz konusu. :)

Gelgelelim, kadim misterlerde bilgi bizim zamanımızda olduğu gibi kompartımanlara ayrılmıyordu. Holistik bir perspektif ve eyleyiş söz konusuydu. Pisagoru hem bir kahin, hem bir matematikçi, hem de bir "herbalist" yapan budur örneğin. Bunu göz önünde bulundurmak gerekir.
« Son Düzenleme: Mart 24, 2014, 03:49:02 öö Gönderen: Attis »
~ Alterius non sit qui suus esse potest ~


Mart 24, 2014, 09:36:58 öö
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Attis diyor ki;

"Masonluğu masonluk yapan unsurların mebzul kısmı antik misterlere istinat eden kadim irfan gelenekleridir."

Bu sözün anlamını çıkarmak için önce Osmanlıca-Türkçe Sözlüğü'nü açıp "mebzul" ne demekmiş diye baktım. Bol anlamına gieliyormuş. İstinat eden, dayanan demektir, onu biliyoruz. Kadim irfan ise herhalde eski kültürel bilgi demek olsa gerek.

Hayır efendim, değildir. Masonluğu Masonluk yapan etkenler çok daha başkadır. Üstelik bunlar çağdaş etkenlerdir; öyle binlerce yıl öncesinden kalma falan değildir. Bunlar öncelikle özgürlük, eşitlik, kardeşlik, laiklik, bilimsellik ve insancılık (hümanizm) gibi temel ilkelerdir. Bunlara  bir de töresel ilkeler eklenir.

Sanırım tüm sorun şu Antik Misterler'in Masonluktaki yerinden kaynaklanıyor.

Bu misterler, adı üstünde "antik" yani artık modası geçmiş anılar.

Ancak öyle olsa da, içerdikleri birçok öğe, özellikle alegorik nitelikli anlatımları, günümüzde bile simgesel bakımdan değerlendirilesi... Sadece simgesel... Yoksa Zeus'un Attis'i menekşe çiçeklerine dönüştürmesi anlatımını gerçek bir olay diye mi almalıyız?

Bu nedenle de işte o Antik Misterlerdeki bazı öğeleri, Masonluğun çeşitli (özellikle yüksek) derecelerindeki ritüellerin kapsamlarında esinlenmeler olarak görebiliriz. (Forum kuralları bu bağlamdaki ayrıntıları irdelememize engel. Öyle olmasaydı, örnekler gösterilebilirdi.)

Hepsi de bu kadardır zaten. Masonlukta binlerce yıl önceki ezoterik kurumların öğretilerinin verilmekte olduğu sanılmasın.

Sayın Attis'in değindikleri arasında Serapis Misterleri'nin kapsamı bilinmiyor ama hepsini birden Hermetik Gelenek çerçevesinde toplamak olanaklıdır. (Hermetik Gelenek konusunda bu Forumda ayrıntılı bilgiler vermiştik bir zamanlar.)

Ancak Masonluğun öğretileri bir tek bunlardan oluşmamıştır. Bu nedenle de tüm bunların hepsinin kaldırılması, Masonluğun öğretisine pek bir şey kaybettirmez. Nitekim çağın gerekleri uyarınca bu yapılmaktadır da... Aksi takdirde Masonluk çağın gerisinde kalır ve birçok başka kurum gibi varlığını yitirme durumuna düşer. Kendini yenilediği sürece varlığını korumaktadır. (Bunu yapmayan mason kuruluşları var ve yavaş yavaş tarih sayfaları arasında yer almaya hazırlanıyorlar.)

Aklileştirme eğiliminin zevahire dönüklüğü de ne demek oluyor?

Zevahirin ne olduğuna da baktım; bir şeyin dışarıdan görünüşü demekmiş.

Masonlukta elbette akıl verileri önceliklidir. Bu bir eğilim falan değildir. Masonluğun dışarıdan görünüşü bakımından birtakım farklı çabalar göstermesi de söz konusu değildir. Sayın Attis'in bu konudaki görüşü pek bir değer taşımaz; bu konuda bildiği bir şely varsa, örnek gösterebiliyorsa, ancak o göz önüne alınabilir. Görüş oluşturmak için önce bilmek gerekir. Bu bilgi çerçevesinde de birtakım Batı ülkelerindeki (hele Amerika'daki) Kasonluk ile Türkiye'deki Masonluğun farkını da ortaya koymak gerekir.

Genel olaraük Masonlukta elbette okultizme , majiye yer yoktur. Çünkü bunlar varsayımsaldır. Masonluk ise bilimselliğe yer verir. Okült ve majiyle bağlantılı hatta astrolojik ve parapsikolojik nitelikli billgiler bir gün bilimsel yönteme gelip kendilerini tanıtladıklarında, Masonluk için değerlendirilir nitelik taşıyacaklardır. (Bu arada, 18. ve 19.yüzyıllarda böyle bir öğreti üzerinde yoğunlaşmış mason ritlerinin bulunduğunu göz ardı etmeyelim. Şimdi onlardan kala kala Mizraim-Memfis Riti kaldı.) 

Sayın Attis'in şu dediği doğru: Tarihte tek bir ekolde birçok bilgi ve uygulama toplanıyordu. Fakat sonra bunlar giderek branşlaştı. Düşünün ki Masonlukta simgesel bakımdan değerlendirilen Mimarlık ve Bina İnşaatçılığı meslekleri bile çeşitli alt branşlara bölünmüş durumda. (Geçmişte de öyleydi: Taşçılık başkaydı, duvarcılık başka, köprücülük başka) Böyle olunca, günümüzde Masonluk de kendi ilgi ve uğraşı alanını tanımlamış, bunun dışındakileri genelde parmasonik olarak anılan başka kurumlara bırakmıştır.

Şunu da eklemeli: O eski antik kurumlar, felsefe ile olduğu kadar bilimlerle ve dinlerle de doğrudan ilgilenirdi. Masonluk ise ne bilimlerle ne dinlerle doğrudan ilgilenir; onların sadece öğelerini kendi ilkeleri kapsamında yoğurarak düşünsel öğretisi kapsamında değerlendirlmektedir.

   
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 24, 2014, 04:04:50 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 38
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Attis diyor ki;

"Masonluğu masonluk yapan unsurların mebzul kısmı antik misterlere istinat eden kadim irfan gelenekleridir."

Bu sözün anlamını çıkarmak için önce Osmanlıca-Türkçe Sözlüğü'nü açıp "mebzul" ne demekmiş diye baktım. Bol anlamına gieliyormuş. İstinat eden, dayanan demektir, onu biliyoruz. Kadim irfan ise herhalde eski kültürel bilgi demek olsa gerek.

Hayır efendim, değildir. Masonluğu Masonluk yapan etkenler çok daha başkadır. Üstelik bunlar çağdaş etkenlerdir; öyle binlerce yıl öncesinden kalma falan değildir. Bunlar öncelikle özgürlük, eşitlik, kardeşlik, laiklik, bilimsellik ve insancılık (hümanizm) gibi temel ilkelerdir. Bunlara  bir de töresel ilkeler eklenir.

Sanırım tüm sorun şu Antik Misterler'in Masonluktaki yerinden kaynaklanıyor.

Bu misterler, adı üstünde "antik" yani artık modası geçmiş anılar.

Ancak öyle olsa da, içerdikleri birçok öğe, özellikle alegorik nitelikli anlatımları, günümüzde bile simgesel bakımdan değerlendirilesi... Sadece simgesel... Yoksa Zeus'un Attis'i menekşe çiçeklerine dönüştürmesi anlatımını gerçek bir olay diye mi almalıyız?

Bu nedenle de işte o Antik Misterlerdeki bazı öğeleri, Masonluğun çeşitli (özellikle yüksek) derecelerindeki ritüellerin kapsamlarında esinlenmeler olarak görebiliriz. (Forum kuralları bu bağlamdaki ayrıntıları irdelememize engel. Öyle olmasaydı, örnekler gösterilebilirdi.)

Hepsi de bu kadardır zaten. Masonlukta binlerce yıl önceki ezoterik kurumların öğretilerinin verilmekte olduğu sanılmasın.

Sayın Attis'in değindikleri arasında Serapis Misterleri'nin kapsamı bilinmiyor ama hepsini birden Hermetik Gelenek çerçevesinde toplamak olanaklıdır. (Hermetik Gelenek konusunda bu Forumda ayrıntılı bilgiler vermiştik bir zamanlar.)

Ancak Masonluğun öğretileri bir tek bunlardan oluşmamıştır. Bu nedenle de tüm bunların hepsinin kaldırılması, Masonluğun öğretisine pek bir şey kaybettirmez. Nitekim çağın gerekleri uyarınca bu yapılmaktadır da... Aksi takdirde Masonluk çağın gerisinde kalır ve birçok başka kurum gibi varlığını yitirme durumuna düşer. Kendini yenilediği sürece varlığını korumaktadır. (Bunu yapmayan mason kuruluşları var ve yavaş yavaş tarih sayfaları arasında yer almaya hazırlanıyorlar.)

Aklileştirme eğiliminin zevahire dönüklüğü de ne demek oluyor?

Zevahirin ne olduğuna da baktım; bir şeyin dışarıdan görünüşü demekmiş.

Masonlukta elbette akıl verileri önceliklidir. Bu bir eğilim falan değildir. Masonluğun dışarıdan görünüşü bakımından birtakım farklı çabalar göstermesi de söz konusu değildir. Sayın Attis'in bu konudaki görüşü pek bir değer taşımaz; bu konuda bildiği bir şely varsa, örnek gösterebiliyorsa, ancak o göz önüne alınabilir. Görüş oluşturmak için önce bilmek gerekir. Bu bilgi çerçevesinde de birtakım Batı ülkelerindeki (hele Amerika'daki) Kasonluk ile Türkiye'deki Masonluğun farkını da ortaya koymak gerekir.

Genel olaraük Masonlukta elbette okultizme , majiye yer yoktur. Çünkü bunlar varsayımsaldır. Masonluk ise bilimselliğe yer verir. Okült ve majiyle bağlantılı hatta astrolojik ve parapsikolojik nitelikli billgiler bir gün bilimsel yönteme gelip kendilerini tanıtladıklarında, Masonluk için değerlendirilir nitelik taşıyacaklardır. (Bu arada, 18. ve 19.yüzyıllarda böyle bir öğreti üzerinde yoğunlaşmış mason ritlerinin bulunduğunu göz ardı etmeyelim. Şimdi onlardan kala kala Mizraim-Memfis Riti kaldı.) 

Sayın Attis'in şu dediği doğru: Tarihte tek bir ekolde birçok bilgi ve uygulama toplanıyordu. Fakat sonra bunlar giderek branşlaştı. Düşünün ki Masonlukta simgesel bakımdan değerlendirilen Mimarlık ve Bina İnşaatçılığı meslekleri bile çeşitli alt branşlara bölünmüş durumda. (Geçmişte de öyleydi: Taşçılık başkaydı, duvarcılık başka, köprücülük başka) Böyle olunca, günümüzde Masonluk de kendi ilgi ve uğraşı alanını tanımlamış, bunun dışındakileri genelde parmasonik olarak anılan başka kurumlara bırakmıştır.

Şunu da eklemeli: O eski antik kurumlar, felsefe ile olduğu kadar bilimlerle ve dinlerle de doğrudan ilgilenirdi. Masonluk ise ne bilimlerle ne dinlerle doğrudan ilgilenir; onların sadece öğelerini kendi ilkeleri kapsamında yoğurarak düşünsel öğretisi kapsamında değerlendirlmektedir.

   
 


Anlamadığım bir şekilde sayın ADAM'ın kullandığım kelime ve kavramlarla bir sıkıntısı var. Öncelikle belirtmek isterim ki, kendisi yadırgasa da ben farklı bir dili konuşmuyorum; kendisinin sözlüğe bakmak zorunda kaldığını belirttiği her sözcük türk dilinin hazinesindendir. Gelgelelim, ben kendisinin üslubunu ve sözcük seçimini tartışma konusu yapmak istemem,  o yüzden geçelim ve konuya dönelim.

Ben bu forumdaki genel eğilimin aksine kendisini "masonluk" ile ilgili bir otorite kabul etme eğilimi taşımıyorum, o yüzden her cümlesini de adeta bir hüküm ifade edermişcesine böyle kesin kurmasını yanlış buluyorum. Rasyonalist kişi kendi bildiklerine dair de daimi bir şüphe içinde olandır; hüküm bildiren ifadelerden kaçınır. Düşünce etiğinin bir gereğidir bu. Bu konuda da illa ki bir otorite kabul edeceksem o otorite kendisi değil, Manly Palmer Hall olur, ki herhalde merhum yaşasaydı ve kendisinin masonluk ile ilgili bu ifadelerini okusaydı acı acı tebessüm ederdi.

Sayın ADAM'ın masonluğu yorumlamasındaki farklılık bizatihi masonluğun özgün doğasından ileri geliyor. Zira benim bildiğim kadarıyla evrensel masonluk, mensuplarına bir grup kimliği dayatmaktan çok onlar arasında bireysel bağımsızlığı özendirir.

Bir diğer nokta da şu ki, ben masonluğun kapsamında majisyenlik vardır gibi bir ifade kullanmadım. Yalnız şurası bir gerçek ki, yakın tarihimizde  majisyenlikle ve diğer okült pratiklerle ilgili çalışmalar yapan önemli kimseler arasında hatırı sayılır derecede mason olanlar da vardır (William Wyn Westcott, Arthur E. Waite, Theodor Reuss, William Robert Woodman vs) Bu durumda sayın ADAM'ın bu ilginin nereden geldiğini açıklaması gerekiyor. Ve lütfen "kişilerin ilgileri masonluğu bağlamaz" klişesine başvurulmasın. Zira bu durumun masonik kültürle mutlaka bir ilgisi olmalı; kişilerin pratikleri evrensel masonluğu bağlamasa da, onları birbirlerinden yalıtarak ele alamayız, aradaki etkileşimi es geçemeyiz.

Ayrıca antik misterlere yönelik "modası geçmiş" ifadesini de uygunsuz bulduğumu belirtmek isterim. Tarih kendisinin zannettiği gibi hep ileriye doğru seyreden bir çizgi olmamıştır; insanlık bilgi, bilim, irfan, teknoloji ve uygarlıkta zaman zaman büyük sıçramalara şahit olmuş, zaman zaman da devasa kopuşlar ve yıkımlar yaşayarak karanlığa gömülmüştür. Bu açıdan bizim, modern çağın mensupları olarak sahip olduğumuz bu "gelişmişlik" kibrini oldukça yersiz ve ahmakça buluyorum. Modası geçmiş olan bu düşüncenin kendisidir.


Ve son olarak, her fırsatta adeta bir tür "meşruiyet sopası" olarak kafamıza kafamıza vurduğunuz şu bilimsellik mevzuu... Sayın ADAM nasıl bir bilim okurudur bilmiyorum ama, kendisine bilimsel paradigmaların kökünden sarsıldığı bir eşik çağında yaşadığımızı belirtmek isterim. Pek çok alan bir yana, kapsamı itibariyle bilhassa bilinç araştırmalarıyla ilgili gelişen literatüre bir göz atmasını salık veririm. Bakalım tartışması yapılanlar kendisine ne ölçüde "bilimsel" gelecek. :) Hatta isterse kendisine birkaç kaynak sunmaktan büyük memnuniyet duyarım.

Saygılar.
« Son Düzenleme: Mart 24, 2014, 04:26:57 ös Gönderen: Attis »
~ Alterius non sit qui suus esse potest ~


Mart 24, 2014, 05:41:22 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu tartışmayı sürdürmenin anlamı yok.

Zaten Sayın Attis'in adını verdiği kişiler mistik yazarlar. Hele Arthur Waite'in her nedense çok ün kazanmış olan mason ansiklopedisi baştan sona Masonluğu sanki bir mistik kurummuş gibi yorumlamış olan bir yapıt. Kişinin bireysel tutum ve eğilimini Masonluğa mal etmesi ve Masonluğu kendi görüş ve eğilimi paralelindeymiş gibi göstermeye kalkışması büyük bir yanlış. Buna İngiliz kendini beğenmişliği mi desek acaba?

Şunu unutmalmalı: Masonlar başka, Masonluk başka... Masonlar arasında mistiklerin ve metafizikçilerin hatta dindarların bulunması pek doğal. Üstelik istenir de... Sadece bağnazlığa ve dogmtikliğe karşı durulur. Aynı şekilde natüralistlerin, pozitivistlerin, rasyonalistlerin, özdekçi materiyalistlerin ve ateistlerin de bulunması doğal. (Kimilerinin sonuncuları kabul etmeyişi gerçekleri değiştirmiyor.) 

Evrensel Masonluk sadece mistiklerin ve gelenekçiliği önemseyenlerin tarzından ibaret değildir. Onlar sadece bir kanattır; tutucu ya da gelenekçi kanat. Onların karşısında liberal ve gelişimci Masonluk kanadı da vardır. Önceki giderek erimekte, sonraki giderek güçlenmektedir. Çünkü çağımızın gereği ve gerçeği budur. Bu bakımdan örneğin Arthur Waite'in karşısına ben bir örnek olarak Daniel Ligou adlı dünya çapında ünlü mason ansiklopedisti gösterebilirim. Aradaki fark da bellidir: Biri İngiliz mistik, diğeri Fransız pozitivist. Başka örnekler de verebilirim. Manly P. Hall için ise özellikle şapkamı çıkarırım ve kendisini saygıyla selamlarım çünkü onu ayrı bir kefeye koyarım.

O kadar çok araştırmacı yazar var ki... Türk araştırmacılarımız ve yazarlarımız da var. Sakın onları küçümsemeyelim.

Bilimsellik konusuna gelince... O Masonluğun temeli; onu akıl ilkeleri izliyor; ardından bilgelik geliyor. Benim bu konuda yapabileceğim bir şey yok. Masonluğun hiçbir cephesinde (Mizraim-Memfis Riti hariç) mistisizmden bir düşünme ve değerlendirme ilkesi olarak söz edilmiyor. Bu bağlamda sadece kimi masonlar kendi eğilimlerini Masonluğa mal etmeye kalkışıyor. Bizi yanıltan da işte o.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 24, 2014, 05:57:29 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 38
  • Cinsiyet: Bay


Bu tartışmayı sürdürmenin anlamı yok.

Zaten Sayın Attis'in adını verdiği kişiler mistik yazarlar. Hele Arthur Waite'in her nedense çok ün kazanmış olan mason ansiklopedisi baştan sona Masonluğu sanki bir mistik kurummuş gibi yorumlamış olan bir yapıt. Kişinin bireysel tutum ve eğilimini Masonluğa mal etmesi ve Masonluğu kendi görüş ve eğilimi paralelindeymiş gibi göstermeye kalkışması büyük bir yanlış. Buna İngiliz kendini beğenmişliği mi desek acaba?

Şunu unutmalmalı: Masonlar başka, Masonluk başka... Masonlar arasında mistiklerin ve metafizikçilerin hatta dindarların bulunması pek doğal. Üstelik istenir de... Sadece bağnazlığa ve dogmtikliğe karşı durulur. Aynı şekilde natüralistlerin, pozitivistlerin, rasyonalistlerin, özdekçi materiyalistlerin ve ateistlerin de bulunması doğal. (Kimilerinin sonuncuları kabul etmeyişi gerçekleri değiştirmiyor.) 

Evrensel Masonluk sadece mistiklerin ve gelenekçiliği önemseyenlerin tarzından ibaret değildir. Onlar sadece bir kanattır; tutucu ya da gelenekçi kanat. Onların karşısında liberal ve gelişimci Masonluk kanadı da vardır. Önceki giderek erimekte, sonraki giderek güçlenmektedir. Çünkü çağımızın gereği ve gerçeği budur. Bu bakımdan örneğin Arthur Waite'in karşısına ben bir örnek olarak Daniel Ligou adlı dünya çapında ünlü mason ansiklopedisti gösterebilirim. Aradaki fark da bellidir: Biri İngiliz mistik, diğeri Fransız pozitivist. Başka örnekler de verebilirim. Manly P. Hall için ise özellikle şapkamı çıkarırım ve kendisini saygıyla selamlarım çünkü onu ayrı bir kefeye koyarım.

O kadar çok araştırmacı yazar var ki... Türk araştırmacılarımız ve yazarlarımız da var. Sakın onları küçümsemeyelim.

Bilimsellik konusuna gelince... O Masonluğun temeli; onu akıl ilkeleri izliyor; ardından bilgelik geliyor. Benim bu konuda yapabileceğim bir şey yok. Masonluğun hiçbir cephesinde (Mizraim-Memfis Riti hariç) mistisizmden bir düşünme ve değerlendirme ilkesi olarak söz edilmiyor. Bu bağlamda sadece kimi masonlar kendi eğilimlerini Masonluğa mal etmeye kalkışıyor. Bizi yanıltan da işte o.


Sayın ADAM söylediklerinde haklı. Saydığı eğilimler masonluk içinde mevcut. Hatta Fransız masonluğunda sosyalistler de var.

Gelgelelim, söz konusu antik misterlerse, benim vurgulamak istediğim bu misterlerin masonluğun sembolik dili, ritüel içeriği olarak, şu ya da bu şekilde beslendiği kaynaklar olduğudur. Manly P. Hall, "doğanın dili sembolizmdir" der. Sembolizm, "sadece semboliktir" deyilip geçilecek sıradanlıkta bir mesele değildir. Elbette, örneğin Attis'e dair mitolojik bir söylenceyi olduğu gibi kabul edecek halimiz yok. Yalnız, sayın ADAM'ın da onaylayacağı üzere, pagan misterlerindeki ilahlar, onlara dair anlatılar ve temsili figürleri sadece misterlere inisiye olmuşlarca vakıf olunan sembolik anlamlara haizdir. Eski Tanrı panteonlarının hepsi bu açıdan antik misterlerin yaratısıdır. Ama avam için bunlar birer tapınç nesnesi olmuştur. Manly P. Hall bunu yozlaşma olarak tarif eder; putperestlik.

« Son Düzenleme: Mart 24, 2014, 06:21:11 ös Gönderen: Attis »
~ Alterius non sit qui suus esse potest ~


Mart 24, 2014, 06:23:45 ös
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

En son sözlere katılırım.

Ancak teist bir yaklaşımla küçümsenerek sözü edilen "putperestlik" kavramına katılmam çünkü masum primitif dinlerin putlarını kıran ve yıkan o kocaman daha yei tarihli teist dinler, onların yerine kendi putlarını yerleştirmiştir.

Sosyalistler sadece Fransız Masonluğu'nda mı?... Unutmayalım ki Masonluğun ilkeleri Sosyalızm ile Kapitalizmden çok daha iyi uzlaşır.  Ancak Masonluk insanlık adına kendini politik doktrinlerin dışında tutar. Kaldı ki Simgecilik (Sembolizm) de bunların dışında ve üstündedir. Nitekim bundan ötürüdür ki Eski Misterlerin ezgilerinin sadece gelenekçi nitelikli Masonluğun ritüellerinde yer aldığını sanırsak yanılırız. Fakat yorum ve değerlendirilmeleri farklıdır.

Şunu da ekleyebiliriz: Gelenekçi nitelikli Masonlukta, günümüzde bile bu alegorik nitelikli olarak yani simgesel bir tutumla değerlendirilmesi gereken öykülerin bazılarının (seçilmişlerinin) birer tarihsel gerçek olduğu, yoruma olanak tanınmaksızın dayatılmaktadır.

 
« Son Düzenleme: Mart 24, 2014, 06:27:45 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 24, 2014, 06:35:30 ös
Yanıtla #7
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 38
  • Cinsiyet: Bay


En son sözlere katılırım.

Ancak teist bir yaklaşımla küçümsenerek sözü edilen "putperestlik" kavramına katılmam çünkü masom primitif dinlerin putlarını kıran ve yıkan o kocaman teist dinler, onların yerine kendi putlarını dayatmıştır.

Sosyalistler sadece Fransız Masonluğu'nda mı? Unutmayalım ki Masonluğun ilkeleri Sosyalızm ile Kapitalizmden çok daha iyi uzlaşır.  Kaıldı ki Simgecilik (Sembolizm) bunların dışında ve üstündedir. Nitekim bundan ötürüdür ki Eski Misterlerin ezgilerinin sadece gelenekçi nitelikli Masonluğun ritüellerinde yer aldığını sanırsak yanılırız.

Fakat şunu ekleyebiliriz: Gelenekçi nitelikli Masonlukta, günümüzde bile bu alegorik nitelikli olarak değerlendirilmesi gereken öykülerin bazılarının (seçilmişlerinin) birer tarihsel gerçek olduğu dayatılmaktadır.

 

Sanırım "putperestlik" kavramının bizim dilimizdeki semantik belleği teistik bir aşağılama ile yüklü, ondan böyle anlaşıldı. Ben o niyetle kullanmamıştım. Bahsetmek istediğim öz itibariyle misterlerin sembol dilinin unsurları olan ilahların, avam tarafından bundan uzak bir şekilde algılandığı idi. Örneğin gnostik ilah "Abraxas", yunanca harflerinin numerolojik değerlerinin toplamı itibariyle 365 Aeon'un (ya da Güneş ruhları'nın) bir araya gelişinin sembolüdür. Aynı şekilde başka kadim misterlerdeki başka ilahlar da değişik sembolik içeriklere sahiptir. Avam için ise bu isimler her zaman sıradan birer tapınç nesnesi olmuştur.
~ Alterius non sit qui suus esse potest ~


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3529 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 07:48:32 ös
Gönderen: Melina
1 Yanıt
3963 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 10, 2008, 09:37:25 öö
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
6715 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2010, 05:27:39 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3850 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 28, 2010, 01:40:58 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4034 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2010, 04:46:02 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
7980 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2010, 04:21:06 ös
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
7451 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2013, 09:50:40 öö
Gönderen: karahan
4 Yanıt
2735 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2014, 05:36:21 ös
Gönderen: evvah
0 Yanıt
2008 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2014, 08:09:15 öö
Gönderen: edebiyat_ogr
0 Yanıt
3090 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2016, 04:28:52 öö
Gönderen: Risus