Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Kardeslerimiz => Konuyu başlatan: MASON - Eylül 25, 2006, 10:13:06 öö

Başlık: Ayhan Işık
Gönderen: MASON - Eylül 25, 2006, 10:13:06 öö

Taçsız Kral, Kardeşimizdi... 
Ayhan Işık
Ayhan Işık 30.05.1975 yılında Kültür Muhterem Locasında tekris oldu • 11.06 1976’da Kalfalığa geçti •17.02.1978’de Üstatlığa yükseldi 
Filmlerinden gördüğüm kadarıyla bende hep tıknaz bir adam intibaı bırakmıştı. Halbuki O ince uzun boylu, yeşil gözlü ve cidden çok yakışıklı bir kişiydi. Sizlere O’nu tanıtırken O’nu yakından tanıyan, O’nunla beraber çalışmış, O’nun dostu olan, ailece görüşen bir kişiye, İzzet Günay’a başvurdum. 
 
 
 • Sedat Uygur

Büyük yemek salonunun altında mermer şömineli küçük bir yemek salonu vardı. Toplantılara girmeden önce bazı Kardeşler burada oturur sohbet eder, beyaz peynir, omlet ve rakının tadına bakarlardı. Bu salonda bir de Amerikan bar vardı. 1978 Aralık ayında birkaç Kardeş bu Amerikan barda birer kadeh rakı içiyor ve sohbet ediyorduk. Salon bayağı kalabalıktı. Toplantı saati geldi. Biz barmenden hesabı istedik. Barmen ödendi diye cevap verdi. Kim ödedi diye sorunca hemen arkamızdaki bir kişiyi işaret etti. Döndük ve Türk sinemasının kralı Ayhan Işık’ı gördük.

Hiçbirimiz daha önceden O’nu tanımıyorduk. Uzun boylu, ince ve hakikaten çok yakışıklı Kardeşimiz utangaç ancak çok da ciddi bir edayla "Sohbetinizi dinledim ve çok hoşlandım. Ancak katılamadım, lütfen beni affediniz benim de payım hesabı ödemek olsun” dedi. Kendisine teşekkür ettik. Kırk yıllık dostlar gibi vedalaştık. Daha sonra da aynı yerde 2-3 defa karşılaştık, hal hatır sorup kısacık sohbetler ettik.

Ne yazık ki Ayhan Işık 6-7 ay sonra 16.06.1979 da 50 yaşında aramızdan ayrılıp ebedi maşrıka göçtü.

Türk sinemasının unutulmaz ismini, kralını işte böyle tanımış oldum.

Filmlerinden gördüğüm kadarıyla bende hep tıknaz bir adam intibaı bırakmıştı. Halbuki O ince uzun boylu, yeşil gözlü ve cidden çok yakışıklı bir kişiydi.

Sizlere O’nu tanıtırken O’nu yakından tanıyan, O’nunla beraber çalışmış, O’nun dostu olan, ailece görüşen bir kişiye başvurdum. Ayhan Işık için bir yazı yazmak istiyorum, bana yarım saatinizi ayırır mısınız der demez hemen randevu veren ve yarım saat için görüşmüşken, 1,5 saat bana Ayhan Işık’ı anlatan Türk sinemasının bir başka büyük jönü İzzet Günay’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

İzzet Günay, Ayhan Işık’ı anlatıyor:

“1957 yılında Küçük sahnenin kuruluşu ile birlikte Haldun Dormen’le çalışmaya başladım. 1961 de Irma la Douce müzikalini Atlas sinemasında oynadık ve büyük başarı kazandık. Ondan sonra sahneye konan Pasifik şarkısı isimli müzikal beklediğimiz seviyede başarılı olmamıştı. İşte o günlerde, 1962 de bir film için teklif aldım. Görüşmek üzere platoya gittiğimde Ayhan Işık’ı biraz da sinirli bir edayla platoda dolaşırken gördüm. Çünkü verilen saatte orada olması gerekenler biraz geç kalmışlardı. Onun iş ve çalışma anlayışı gecikmeleri kabul etmezdi. Çifte Nikâh isimli bir film çekilecekti. Ayhan Işık ciddi jönü, ben de komik jönü oynayacaktık. Platoda 2 büro masası kurulmuş, 2 hanım da sekreter olarak oturuyorlardı. Bunlar bizim sevgililerimizi oynayacaklardı. Görüşmemiz çok kısa sürdü. Rejisör bana evden iki takım elbise al gel, hemen başlıyoruz dedi. Bu suretle sinemada figüranlık dışında ilk ciddi rolümü komik jön olarak almış oldum. O gün Ayhan Işık’la tanıştık. Daha sonraki yıllarda arkadaş olduk. Daha da ötesi dost olduk. Ailece görüşen iki dost.

Ayhan Işık her konuda ciddi bir insandı. Her konuyu ciddiye alır, inceler, üzerinde düşünür ve öyle karar verirdi. Bazen de kararlarında geç kaldığı için kendine kızar, sıkılmamış bir yumruk gibi tuttuğu sol elini alnına vurarak “tüh” derdi. Sol elini diyorum, çünkü solaktı.

O sol el çok güzel resim çizerdi. Güzel sanatlar akademisi mezunuydu ve aktörlüğe başlamadan önce Cağaloğlu’nda basında çalışmıştı.

Türk sinemasına birçok yenilik getirmiştir. Pazar günleri çalışmayı kaldıran O’dur. Oynadığı filmlerde sette mutlaka büyük bir ciddiyet vardı. Mert bir insandı. Hiçbir zaman bir başkası hakkında konuştuğunu duymadım. Dedikodudan nefret ederdi. Sinema dünyası bol dedikodulu bir yerdir. Böyle sohbetlere en çok hafif gülümseyerek iştirak eder, katiyen dedikodu yapmazdı. Sansasyondan hoşlanmazdı. Çok düzenli bir hayat yaşardı. Sağlığına büyük önem verirdi. Sabah kahvaltısı sadece bir fincan Türk kahvesiydi. Bana “yemek, bir porsiyon ızgara biftek ve salatadır. Bu suretle insan 90 yaşına kadar yaşar. “ derdi. Devamlı spor yapardı. Akşamları yatmadan önce balkona çıkar ve şnav çekerdi. Sigara kullanıyordu ve sigarayı bırakmak istiyordu. Bunun için de bir süre paket taşımadı. Ancak canı çok çekince de setteki arkadaşlardan bir tane ister ve içerdi. Bunun sonucu basında çok cimri olduğu ve otlakçılık yaptığı haberleri çıktı. Buna çok üzülmüştü. Yanlış anlaşılmaktan çok korkardı.

Türk sinemasında kraldı. Gazetelerde bir zamanlar oyunculuğu tartışıldı. O hiçbir polemiğe girmedi. Türkiye’de geleceği en üst seviyeye ulaşmıştı. şansını Hollywood’ta denemesi için bir sürü telkinler aldı. Bunun için Amerika’ya gitti. Olmadı. Döndüğünde “benim gibi orada 5000 kişi sıra bekliyor. Ayrıca çok da marifetleri var. Zıplayıp havada iki takla atıyorlar. Hem de ana dilleri gibi İngilizce konuşuyorlar. Bize orada ekmek yok.” diyecek kadar açık yürekliydi. Bir de hayatına renk katan hobisi vardı: Otomobiller. Çok iyi araba kullanırdı ve zamanın o uzun arabalarına bayılırdı.”

Ayhan Işık nasıl yıldız oldu?

Ayhan Işık 30.11.1928 de doğdu. Yıldız dergisinin açtığı bir yarışmada birinci gelerek 1951’de film çevirmeye başladı.(Aynı yarışmada Belgin Doruk da birinci gelmişti.) İlk filmi Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan’dır. Bu filmdeki başarısı ile başrol oyuncusu oldu. Kanun Namına, İngiliz Kemal, Öldüren şehir, Kardeş Kurşunu, Yangın Var, Kanlı Firar, Otobüs Yolcuları, Acı Hayat ve Belgin Doruk’la oynadığı Küçük Hanım film dizisi önemli filmleridir. 1975’te çevirdiği Haşhaş ve Harakiri filmlerinin hem başrol oyuncusu, hem de yönetmenidir.

 
Başlık: Re: Ayhan Işık
Gönderen: DENIZ - Ekim 09, 2006, 10:01:41 ös
Ayhan Işık (1929 - 1979)


1929 yılında İzmir'de doğan Ayhan Işık, 1953'te Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden mezun oldu. Sinemaya geçmeden önce grafiker olarak çalışan sanatçı, çeşitli dergilere kapak resimleri yaptı. Grafikerlikten sinemaya 1951'de Yıldız Dergisi ve İstanbul Film'in açtığı yarışmayı kazanarak geçiş yaptı. Aynı yıl "Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan" filmiyle ilk kez beyazperdede gözüktü. İkinci filmi "Kanun Namına" ile oyunculuktaki yeteneğini kanıtlayarak üne kavuştu. 1959 yılında Amerika'ya gitti ve sinema konusunda incelemelerde bulundu. Türkiye’ye döndükten sonra yeni filmler çevirerek ününü sürdürdü. 1972'de film yıldızlarının sahneye çıkma modasına uyarak, Klâsik Türk Müziği dalında solistlik yaptı.


Oyunculuğunun yanı sıra yapımcılık yapmaya da başlayan Işık, bir süre sonra da oyuncu ve yönetmen olarak "Örgüt" filmini çekti ve bu arada TV'de bazı reklam filmlerinde rol aldı. Türk sinemasının belki de en büyük oyuncularından biri olan Ayhan Işık, ikinci filminden sonra fiziği ve yeteneği ile dikkatleri çekerek, ölene kadar çevirdiği bütün filmlerde hep başrol oynadı. "Kral" ünvanını alan Işık, ününü en uzun süre koruyan ilk oyuncu oldu. Işık; 1954'te Türk Film Festivali'nde, 1962'de Ses, 1965'te Artist ve daha bir çok yayın organının düzenlediği yarışmalarda "en başarılı erkek oyuncu" seçildi. Ayhan Işık, 1979'da beyin kanaması sonucu hayata veda etti.
Başlık: Re: Ayhan Işık
Gönderen: Itzhak - Nisan 11, 2007, 07:31:09 ös
Bende Ayhan Işık beyefendiyle birlikte kendisinin sinema sırketınde calısmıs bir kişiyi tanıyorum kendisine dun ozellıkle sordum nasıl bırısıydı dıyerek ? verdıgı cvb soyle oldu :
Gayet muntazam gıyınen,işlerini aksatmayan,Basrollerde oynamasına ragmen herzaman sete en once gelen cektıgı fılm kendısının ıse orada rollerı paylastırılmıs oyuncu veyahut dublorlere hakkını tastamam veren ve onların rahat etmelerı ıcın elınden gelenı yapan oyuncuların yemeklerını bastan savma degıl 1.sınıf hazırlatan ve sıcak bır sekılde yemek yemelerını saglamak ıcın yemeklerı son anda getırten bir muhterem ımıs...Ayrıca her ay duzenlı olarak yardım vakıflarına maddı destek saglayan bır hayırsevermiş.
Son sozlerıde ben eklemek ıstıyorum...Herseyden evvela ınsanlıgın yuce ulkusunun pesını bırakmadan takıp eden ve daha ıyı bır ınsan olmak ıcın elınden gelenı yapan bir mason imiş.....Tanrıdan kendısıne rahmet dıler,Dunyadakı ulkusu geregı nurlarla beraber olmasını temennı ederım...
Başlık: Re: Ayhan Işık
Gönderen: Kaan - Nisan 13, 2007, 02:22:35 öö
Evet çok disiplinli ve yardımsever biriymiş. Türk sinemasında da henüz yeri doldurulamadı. Ayrıca ressamda sayılır iyi resim yaparmış. Aşırı sigara tüketirmiş.
George Clooney'in onun oğlu olduğuda birara ortaya atılmıştı. Halada bu iddialar devam ediyor...
Ayhan Işık'ın öldüğü günde gazetelerin manşeti "kral öldü" şeklindeymiş...

Kendisine Tanrı'dan rahmet diliyorum!..
Başlık: Re: Ayhan Işık
Gönderen: Fraternis - Nisan 13, 2007, 02:29:17 öö
George Clooney'in onun oğlu olduğuda birara ortaya atılmıştı. Halada bu iddialar devam ediyor...
Ciddi olarak iddia edilmiş mi? vay anasına! :)
Ben her ikisinide beğeniyorum Ayhan Işık için büyüklerim hep zamansız gitti derdi. İzmir 'de hala hafızalarda Allah rahmet eylesin.
İşinde çevresiyle ilişkilerinde örnek kaliteli insanlar ölümlerinden sonrada anlımaya ve övgü dolu sözler almaya devam ediyor.
Başlık: Re: Ayhan Işık
Gönderen: Kaan - Nisan 13, 2007, 02:49:21 öö
Evet bazı iddialara göre George Clooney aslında bir Türk ve Ayhan Işık'ın özbeöz oğlu deniliyor.  :)

1960 yılında Ayhan Işık, çevirdiği filmlerdeki güzel oyunculuğu ve karizması nedeniyle Hollywood yapımcılarının dikkatini çekmiş ve ABD'ye davet edilmiş. Abd'ye gittiğinde  Arabistanlı Lawrence ve Dr. Jivago filmlerinde oynaması için kendisine iyi bir teklifte bulunulmuştu. Yalnız filmin 2. adamı olması önerilince sanırım hayatı boyunca başrol oynayan Ayhan Işığa bu koymuş ve teklifi reddetmiştir. Teklifi reddeden Ayhan Işık'ın yerine Mısır'lı Ömer Şerif oynatılır sonrasında zaten Şerif dünyaca ünlü bir yıldız olur.

Ama Ayhan Işık ABD'de bulunduğu günlerde bir kaçamak yaşar. O zamanlar kendi halinde bir TV sunucusu olan Nick Clooney'in eşi Nina ile bir kez birlikte olmuş. ve sonrasında Türkiye'ye dönmüştür. Nina hamile kalmıştır ve bu ilişkiden 9 ay 10 gün sonra, 6 Mayıs 1961'de dünyaya minik George gelir. O bebek bugün tüm Dünya'nın yakından tanıdığı oyuncu George Clooney olduğu tarzında iddialar var!..
Başlık: Ynt: Ayhan Işık
Gönderen: tcorbaci - Aralık 14, 2012, 10:31:11 ös
ben öldüğü günü hatırlıyorum...sıcak bir yaz günüydü, o sırada sokakta top oynuyordum ,6 yaşındaydım...herkes Ayhan Işık ölmüş diyordu etrafımda ,kimisi kafasına güneş geçmiş ,kimisi güneş altında viski içmiş diyordu ben de onlara bakıyordum..
Başlık: Ynt: Ayhan Işık
Gönderen: Samuray - Temmuz 16, 2013, 11:29:21 öö
Yabanacı bir ülkede olsa bütün dünyaca meşhur olabilirmiş...
Toprağı bol olsun.
Başlık: Ynt: Ayhan Işık
Gönderen: ETFA - Haziran 18, 2014, 03:56:16 öö
Sadri Alışık'ın en yakın dostuydu , her nerdeyse huzur içinde olsun.