Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => 3 Buyuk Din => Islam => Konuyu başlatan: Mozart - Kasım 20, 2010, 05:42:44 ös

Başlık: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Mozart - Kasım 20, 2010, 05:42:44 ös
’Muhammed, Kurân’ı oluşturandır’’. Bu, ünlü İranlı reformcu Abdülkerim Suruş’un gelecek yılın başında yayımlanacak olan kitabı ‘Peygambere Özgü Deneyimin Genişlemesi’nde ne söylediği. Bu görüşle Suruş; bazı en radikal Müslüman reformcudan daha da ileri gidiyor. Zemzem’le olan bir röportajında kitabının önceden tadına varılmasını sağlıyor.

Abdülkerim Suruş, İran reform hareketinin entellektüel lideri olarak kabul edilmektedir. Başlangıçta Humeyni destekçisiydi. Genç İslam Cumhuriyeti’nde aralarında Humeyni’nin kültürel ve eğitimsel reform danışmanlığı da olmak üzere çeşitli resmi görevlerde bulundu. Fakat dini lider çok geçmeden bir despota dönünce, Suruş hayalkırıklığı içerisinde ayrıldı. 90’ların başından beri ‘İslam demokrasisi’ kavramını tartışmaya başlayan ‘cumhuriyetçi’ entellektüeller grubunun bir parçasıdır, fakat sonunda İslam devleti fikrinden tümüyle uzaklaşmıştır.

Suruş’un temel argümanı basittir: ‘Tüm insanların din anlayışı tarihsel ve hatalı olabilir’. Bu fikirle, İran’a özgü dine dayalı yönetimi basite indirgemektedir. Çünkü tüm insanların din anlayışı hatalı olabilir ise; şeriatı Tanrı’nın adıyla uygulamaya kimse hak iddia edemez, İran imam sınıfı bile.

’Peygambere Özgü Deneyimin Genişlemesi’ nde Suruş, dini bilginin hatalı olabilirliği üzerindeki görüşünün kısmen Kurân’a da uygulandığını açıkça belli etmektedir. Suruş, Nasr Hamid Ebu Zeyd ve Muhammed Arkun gibi düşünürlerle Kurân’a tarihsel yaklaşımı savunan küçük bir radikal reformcu gruba aittir. Ancak yeni kitabında pek çok radikal çalışma arkadaşından bir adım önde gitmektedir. Kurân’ın sadece hasıl olmuş tarihsel durumların bir ürünü değil; aynı zamanda tüm insan sınırlamalarıyla Peygamber Muhammed’in zihninin bir ürünü olduğunu iddia etmektedir. Suruş; bunu zaten ortaçağa ait çeşitli düşünürlerin ima ettiklerini, bu fikrin bir yenilik olmadığını söylemektedir.

RÖPORTAJ:

MICHEL HOEBINK:  İnancını yitirmiş modern dünyamızda ‘vahiy’ gibi birşeye nasıl anlam kazandırabiliriz?
ABDÜLKERİM SURUŞ:  Vahiy, bir ‘ilhamdır’. Peygamberlerinki daha yüksek düzeyde olsa da; o, şair ve mistiklerinkiyle aynı deneyimdir. Vahyi modern çağımızda şiir sanatının mecazını kullanarak anlayabiliriz. Müslüman bir filozofun dediği gibi ‘Vahiy’, daha yüksek bir şiir sanatıdır. Şiir sanatı, bilim veya filozofiden farklı olarak çalışan bir bilgi aracıdır. Şair kendisine dışarıdan gelen bir kaynak tarafından bilgilendirildiğini, birşey aldığını düşünür. Ve şiir sanatı, aynı vahiy gibi bir yetenektir. Bir şair insanlar için yeni ufukları açabilir. O, onların dünyayı farklı bir şekilde görmelerini sağlar.

MH:  Sizin bakışınıza göre Kurân, zamanının ürünü olarak düşünülmeli. Bu, metnin üretiminde Peygamberin şahsının aktif ve hatta bütünü oluşturan bir rol oynadığı anlamına mı geliyor?
AS:  Geleneksel beyana göre Peygamber sadece bir araçtı, o sadece Cebrail tarafından kendisine ulaştırılan bir mesajı bildirdi. Ancak benim görüşüme göre Peygamber, Kurân’ın üretiminde çok önemli bir rol oynadı. Şiir sanatının mecazı bunu açıklamak için bana yardım ediyor. Peygamber, tıpkı bir şair gibi dışarıdan gelen bir kuvvet tarafından ele geçirildiğini hisseder. Fakat aslında daha da iyidir: Aynı zamanda Peygamber kendisi herşeydir: Yaratıcı ve üretici. İlhamın dışarıdan mı yoksa içeriden mi geldiği sorusu ise gerçekten konuyla ilgili değildir, çünkü vahiy düzeyinde dışarısı veya içerisi arasında fark yoktur. İlham, Peygamberin ÖZÜNDEN gelmektedir. Her kişinin özü ilahidir, fakat Peygamber ilahiliğinin farkına varmış olduğu için diğer insanlardan ayrılır. O, potansiyelini gerçekleştirmiştir. Nefsi Tanrıyla TEK olmuştur. Bu noktada beni yanlış anlamayın: Tanrıyla olan bu ruhsal birleşme, Peygamberin Tanrı haline geldiği manasına gelmez. O, sınırlı ve onun durumuna uygun hale getirilmiş bir birleşmedir. O insan boyutudur, Tanrı’nın boyutu değil. Mistik şair Celaleddin Rumi (Mevlana Celaleddin Rumi) bu çelişkiyi şu sözlerle açıklar: ‘‘Peygamberin Tanrıyla olan birleşmesi aracılığıyla okyanus, bir kavanoza dökülmüştür.’’

Fakat Peygamber bir diğer şekilde vahyin oluşturucusudur da. Tanrıdan aldığı şey, vahyin içeriğidir. Bu içerik her nasılsa insanlara bu şekilde sunulamaz; çünkü o, onların anlayışının ve hatta kelimelerin ötesindedir. O, şekilsizdir ve Peygamberin kişiliğinin aktivitesi onu alınır yapmak için şekilsizi şekillendirmektir. Peygamber ilhamı bir şair gibi bildiği dilde, hakim olduğu stillerde, sahip olduğu imajlarda ve bilgide yeniden aktarır. Fakat kişiliği de metni şekillendirmede önemli bir rol oynar. Onun kişisel tarihi babası, annesi, çocukluğudur. Ve hatta ruh hali. Eğer Kurân’ı okuduysanız; Peygamberin kendini ifade etme şeklinde bazen çok sevinçli, son derece etkili ve güzel söz söylerken; bazı zamanlarda ise sıkılmış ve oldukça sıradan olduğunu hissedersiniz.Bütün bu şeyler Kurân’ın metninde etkisini bırakmıştır. Bu, vahyin tamamen insana ilişkin yönüdür.

MH: Öyleyse Kurân, insana ilişkin bir yöne sahip. Bu, Kurân hatalı olabilir manasına mı geliyor?
AS: Geleneksel bakışta vahiy hatalı olabilir. Fakat şimdilerde vahyin sadece Tanrının özellikleri, ölümden sonraki hayat ve ibadetin kuralları gibi bütünüyle dini hususlarda hatalı olabilirliğini düşünen yorumcular daha da fazla. Onlar vahyin maddesel dünyayla ve insan toplumuyla bağlantılı meselelerde yanlış olabileceğini kabul ediyorlar. Kurân’ın tarihsel olaylar, diğer dini gelenekler ve her tür pratik dünyevi konular hakkında ne söylediği mutlaka doğru olmak zorunda değil. Böyle yorumcular çoğu kez Kurân’daki bu tür hataların peygamberliğe zarar vermediğini, çünkü Peygamberin ‘zamanının insanlarının’ bilgisinin düzeyine ‘indiğini’ ve onlarla ‘zamanının lisanında’ konuştuğunu tartışıyorlar. Ben farklı bir görüşe sahibim. Peygamberin kendi daha iyi bilirken ‘zamanının lisanını’ konuştuğunu düşünmüyorum. O aslında söylediği şeylere inandı. O onun kendi lisanıydı, kendi bilgisiydi ve onun dünya, evren ve insanoğlunun genetiği hakkında etrafındaki insanlardan daha fazla bildiğini düşünmüyorum. Bugün sahip olduğumuz bilgiye sahip değildi. Ve bu, onun peygamberliğine zarar vermez; çünkü o bir peygamberdi, bir bilimadamı veya tarihçi değildi.

MH:Rumi gibi (Mevlana Celaleddin Rumi) ortaçağa ait filozoflardan, mistiklerden bahsediyorsunuz. Kurân üzerindeki görüşleriniz hangi kapsama göre İslam geleneğinde kaynağını buluyor?  
AS:  Benim pek çok görüşüm ortaçağa ait İslam düşüncesine dayanmaktadır.Bütün insanlarda farklı derecelerde bulunabilen peygamberliğin çok genel birşey olduğu düşüncesi hem Şii İslam’da hem de mistisizmde alışagelmiştir. Büyük Şii ilahiyatçı Şeyh Mufid, Şii imamları peygamberler olarak adlandırmamakta, fakat onlara peygamberler tarafından sahip olunan tüm özellikleri atfetmektedir. Ayrıca mistikler genellikle kendi deneyimlerinin o peygamberlerle aynı olduğuna inanmışlardır. Ve potansiyel olarak hatalı olabilir insan ürünü olan Kurân bilgisi, oluşturulan Kurân’ın Mutezile mezhebinde dolaylı olarak belirtilmektedir. Ortaçağa ait düşünürler böyle fikirleri çoğu kez açık veya sistematik bir tarzda ifade etmemişler, bunun yerine onları gelişigüzel kelamlar veya imalarda saklamaya eğilimli olmuşlardır. Onlar böyle düşüncelerle başa çıkamayan insanlar arasında karışıklık yaratmak istememişlerdir. Örneğin Rumi, (Mevlana Celaleddin Rumi) bir yerde Kurân’ın Peygamberin zihin hallerinin aynası olduğunu belirtir. Rumi’nin açıkça belirttiği şey; Peygamberin kişiliği, değişen ruh halleri ve onun daha kuvvetli ve daha zayıf anlarının Kurân’da yansıtılmasıdır. Rumi’nin oğlu daha da ileri gider.Kitaplarından birinde poligamiye (çok eşle evliliğe) Kurân’da izin verildiğine, çünkü Peygamberin kadınları sevdiğini iddia eder. Takipçilerine dört kadınla evlenmelerini söylemesinin nedeni buydu.

MH: Şii geleneği Kurân’ın insancıllığı üzerindeki düşüncelerinizi geliştirmek için size daha fazla özgürlük veriyor mu?
AS: Sünni İslam’ın, Mutezile’lerin rasyonelist okulunun ve Kurân’ın sonsuza kadar ve yaratılmamış olduğu prensibinin Eşari mezhebi tarafından kötü şekilde bozguna uğratıldığı iyi bilinmektedir. Fakat Şii İslam’da Mutezilelik her nasılsa hayatına devam etmiştir ve zengin filozofik gelenek için bir görgü temeli haline gelmiştir. Oluşturulan Kurân’ın Mutezile prensibi, Şii ilahiyatçılar arasında neredeyse karşı gelinmezdi. Bugün Sünni reformcular Şii görüşüne ve oluşturulmuş Kurân prensibini benimsemeye yakınlaşmaktadırlar. Ancak İran imam sınıfı, Şii geleneğinin filozofik kaynaklarını dini anlayışımıza yeni ufuklar açmak için kullanmada isteksizdir. Onlar dinin muhafazakar anlayışı üzerine güçlerini dayandırmışlardır ve peygamberliğin doğası gibi olan konular üzerindeki tartışmayı açarlarsa herşeyi kaybedebileceklerinin korkusunu yaşarlar.

MH: Çağdaş Müslümanlar için görüşlerinizin ve Kurân’ı ahlak kılavuzu olarak kullanma şeklinin sonuçları nelerdir?
AS: Kurân’ın insan bakışı dinin temel ve raslantısal özellikleri arasında ayrımsamayı mümkün kılar. Dinin bazı kısımları tarihsel ve kültürel olarak belirlenmiştir ve bugün artık güncel konularla ilgili değildir. Örneğin, Kurân’da saptanmış bedensel cezalandırmalarla olan durum budur. Eğer Peygamber başka bir kültürel ortamda yaşasaydı, o cezalandırmalar büyük olasılıkla onun mesajının bir parçası olmayacaktı.Bugün Müslümanların görevi zamanla Kurân’ın esas mesajını çevirmektir. O, bir atasözünü bir dilden bir diğerine çevirmek gibidir. Siz onu kelime kelime çevirmezsiniz. Aynı ruha sahip, aynı içeriğe sahip, fakat belki de aynı ifade tarzlı başka bir atasözü bulursunuz. Arapçada, ‘O hurmaları Basra’ya taşıyan biri gibidir’ dersiniz. Eğer onu İngilizceye çevirirseniz, ‘O Newcastle’a kömür taşıyor’ dersiniz. Kurân’ın tarihsel, insan bakışı bize bunu yapmaya izin vermektedir. Kurân’ın asıl itibariyle Tanrının oluşturulmamış, başı ve sonu olmayan bir kelâmı olduğu fikrinde ısrar ediyorsanız; kendinizi çözülemeyen bir ikilemde bulursunuz.

Michel Hoebink, Radyo Hollanda Dünyası’nın Arapça Departmanında çalışmaktadır. ‘‘Peygambere Özgü Deneyimin Genişlemesi’’ Brill, Leiden tarafından 2008’in başında yayımlanacaktır. Abdülkerim Suruş için İran’da çalışmak Cumhurbaşkanı Ahmedinejad yönetime geçtiğinden beri son derece güç hale gelmiştir. Bu nedenden dolayı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Harvard, Princeton ve Berlin’deki Wissenschaftskolleg gibi batı üniversitelerinde öğretme davetlerini kabul etmiştir. Suruş; geçen akademik yılda Amsterdam’daki Açık Üniversite’de ve Hollanda, Leiden’daki Modern Dünyada İslam Çalışması Enstitüsü’nde konuk öğretim görevlisiydi.

Kaynak: http://www.sufizm.gen.tr/bilimsel/muhhammed%E2%80%99in-kelami/comment-page-1/
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: calatrava - Aralık 05, 2010, 05:18:55 öö
Vahiy, bir ‘ilhamdır’

Bu pisagorun da görüşü bildiğim kadarıyla
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 12, 2011, 01:58:02 öö


                   Değişik bir bakış acısı var.
                   Anti İslam söylemler.
                   İnanç
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 13, 2011, 03:16:47 ös
Kuranı, Muhammed ve onu destekleyen Yahudilerin yazdırdığını ne zaman anlayacak bu Müslümanlar acaba, gerçekten çok merak ediyorum :-\

Yahu bu insanlar hiç okumazlar mı...Yoksa algılarında mı bir sorun var. Gerçekten çok ilginç..!
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 13, 2011, 05:54:32 ös
Aslında bu yazı tam olarak daha önceden ifade edilen "Düşünce yanlışları" konusunun bir uygulaması olmaya aday iddialar.
Cümle cümle irdelemeyeceğim sadece anafikir yönünden bir eleştiri getirmek istiyorum.Bunuda tek bir soru ile dile getireceğim.

SORU : İlk vahiyde ilham mıdır ?

İLK VAHİY ( http://www.dinibil.com/default.asp?L=tr&mid=1437 (http://www.dinibil.com/default.asp?L=tr&mid=1437) )

610 yılı Ramazan ayının Kadir Gecesinde, hırkasına bürünüp Hira Mağarası’nda düşünmeye dalmış olduğu bir sırada, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı; kimseyi göremedi. Bu sırada her tarafı ansızın bir nûr kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrâil'i gördü. Melek O'na:

-"Oku" Dedi. Hz. Muhammed (s.a.s.):

-"Ben okuma bilmem", diye cevap verdi. Melek, Hz. Muhammed (s.a.s.)'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıktı.

-"Oku" diye emrini tekrarladı. Hz. Muhammed (s.a.s.) yine:

-"Ben okuma bilmem..." cevâbını verdi. Melek emrini tekrarlayıp üçüncü defa Hz. Peygamber (s.a.s.)'i sıktıktan sonra Alak Sûresi'nin ilk beş âyetini okudu.

"Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5).

Meleğin arkasından Hz. Peygamber (s.a.s.) de bu âyetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine geldi. Yolda ilerlerken gök yüzünden bir sesin:

"Ey Muhammed. Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cibrail'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrâil'i gördü. Korku içinde evine vardı. Eşi Hz. Hatice'ye:

"Beni örtün, çabuk beni örtün" dedi. Bir müddet dinlenip heyecânı geçtikten sonra gördüklerini Hz. Hatice'ye anlattı, “Kendimden korkuyorum”, dedi. Hz. Hatice, O'nu şu ölmez sözlerle teselli etti.

"Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiç bir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten âciz kimselerin işlerini yüklenirsin, Fakire yardım edersin. Misâfiri ağırlarsın...."

Sayın Agnusdei ile yine bu konularda karşı pozisyonlardayız.Umarım söyleyeceklerimi yanlış anlamaz.

Alıntı
Kuranı, Muhammed ve onu destekleyen Yahudilerin yazdırdığını ne zaman anlayacak bu Müslümanlar acaba, gerçekten çok merak ediyorum :-\


Müslüman olma durumu bir kişi tezahürü değil bir kişilik vasfıdır.Dolayısıyla müslümanların islama inanmama gibi bir durum olamaz.

Demek istenilen insanların islama artık inanmaması gerektiği ise; bu bir inanç dayatmasıdır.

Yahudilerin yazdırdığı iddiası bir kanıdır kanıt değildir.

Saygılarımla

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 14, 2011, 12:12:13 öö
Kuranı, Muhammed ve onu destekleyen Yahudilerin yazdırdığını ne zaman anlayacak bu Müslümanlar acaba, gerçekten çok merak ediyorum :-\

Yahu bu insanlar hiç okumazlar mı...Yoksa algılarında mı bir sorun var. Gerçekten çok ilginç..!

Benzer düşüncereri paylaştığım dönemler yaşadığım için Sayın Agnusdei'nin fikirleri bana mantıklı geliyor. Sadece islam için değil tüm inanışlar için hatta yakın tarih için bile çürütülebilir pek çok dogma vardır. Neticede menkibe, hikaye vb. gibi kavramlardan oluşan ve insanların inanageldiği ve inanacakları kavramlar bunlar. Netice itibariyle mantık kavramını güzel kullanabilen düşünürlerce çürütülebilmesi de kolay oluyor. Fakat insanlar bu dogmalarla duygusal bir bağ yakalamış ise bunu söküp atmak da imkansıza yakın bir japon yapıştırıcısı rolü oynuyor ve ayırma işlemi kansız yapılamamıştır. Sanırım insanların düştüğü hata da bundan kaynaklıdır, yani doğru bildiğini ifade etmekle yetinmeyip bir virüs gibi yayılması arzusu ve gerekirse rakip fikirleri yok etme çabası. Virüsler arası vücudu ele geçirme çabasında ya da virüsün kendini korumaya yönelik çabaları neticesinde aynı dinden insanların milyonlarca rakip gördüğü insanı bahanelerle öldürdükleri tarihin kanlı sayfalarında dile getiriliyor. Masonluğun pek çok dogmaya gönül bağı olan insanı bir arada tuttuğu ve kardeşleştirdiği iddiaları benim masonluk konusunda en çok dikkatimi çeken konu olmuştu bu yüzden.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 14, 2011, 12:34:35 öö

          Sayın agnusdei

   Söleyin kitap ismide okuyalımm.Herkez herseyı soluyor.Allahın selamı uzerınızde olsun Sayın agnusdei


 Bu arada bu muslamların saçma sapan bıseye ınandıgı konusunda farklı fıkırlerı yada kanıtları olan varsa lutfen paylassın veya kaynak gostersın.

Saygılar
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 01:07:03 öö

          Sayın agnusdei

   Söleyin kitap ismide okuyalımm.Herkez herseyı soluyor.Allahın selamı uzerınızde olsun Sayın agnusdei


 Bu arada bu muslamların saçma sapan bıseye ınandıgı konusunda farklı fıkırlerı yada kanıtları olan varsa lutfen paylassın veya kaynak gostersın.

Saygılar

Kuran'ı okuyun efendim kuran'ı..!

En büyük kanıt yine Kuran'dır. okudukça çelişkileri göreceksiniz, okudukça anlayacaksınız Kuranın gerçekte kimlere hizmet ettiğini.

Ama, tarafsız kimlikle okuyun!

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 14, 2011, 01:30:12 öö
Sayın Agnusdei, din sadece bir inanç sistemi değil aynı zamanda ciddi ve derin bir ilim dalıdır. Kuranı, incili, tevratı okuyun çelişkileri görün demekle iş bitmez. Bir konu hakkında o konuyu reddetmek için o konuyu tam olarak kavrayacak bilgi ve zekanız olması gerekiyor. Alın Kuranın Türkçesini, İncilin ve Tevratın ingilizcesini açıp okuyun ve görün şeklindeki cahil bir yaklaşımla konuya bakarsanız ayetleri çelişki olarak görebilir ve reddiyeler düzebilirsiniz. Deistlerin yaklaşımını bu açıdan bilimsel bulmuyorum. Klasik basit insan mantığının bakış açısıyla ve insan mantığının kolay kandırabilirliğinin neticesinde dini ilimlere bu kadar düşman kesilen bir yapıya saygı duysam da hoş görmek pek mümkün değil. Neticede bu yaklaşımla olaya yaklaşırsak yazılı metinlerin ufak bir fiziksel ömrü olduğu için  tarih ilmini de din ilmiyle birlikte çöpe atmak gerekir. Sonuçta bu gibi ilimler rivayetler üzerine kurulmuş mekanizmalardır. Gerek tarih gerekse dini ilimlerin siyasilerin kucağında şekillenmesi neticesinde travmatik anlayışlar oluşmuşsa da bu iki ilim dalını insan hayatından bir çırpıda çıkarmak mümkün değildir. Ve bu tarz ilimleri yok etmek de doğru mudur?

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 01:35:56 öö
Aslında bu yazı tam olarak daha önceden ifade edilen "Düşünce yanlışları" konusunun bir uygulaması olmaya aday iddialar.
Cümle cümle irdelemeyeceğim sadece anafikir yönünden bir eleştiri getirmek istiyorum.Bunuda tek bir soru ile dile getireceğim.

SORU : İlk vahiyde ilham mıdır ?

İLK VAHİY ( [url]http://www.dinibil.com/default.asp?L=tr&mid=1437[/url] ([url]http://www.dinibil.com/default.asp?L=tr&mid=1437[/url]) )

610 yılı Ramazan ayının Kadir Gecesinde, hırkasına bürünüp Hira Mağarası’nda düşünmeye dalmış olduğu bir sırada, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı; kimseyi göremedi. Bu sırada her tarafı ansızın bir nûr kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrâil'i gördü. Melek O'na:

-"Oku" Dedi. Hz. Muhammed (s.a.s.):

-"Ben okuma bilmem", diye cevap verdi. Melek, Hz. Muhammed (s.a.s.)'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıktı.

-"Oku" diye emrini tekrarladı. Hz. Muhammed (s.a.s.) yine:

-"Ben okuma bilmem..." cevâbını verdi. Melek emrini tekrarlayıp üçüncü defa Hz. Peygamber (s.a.s.)'i sıktıktan sonra Alak Sûresi'nin ilk beş âyetini okudu.

"Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5).

Meleğin arkasından Hz. Peygamber (s.a.s.) de bu âyetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine geldi. Yolda ilerlerken gök yüzünden bir sesin:

"Ey Muhammed. Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cibrail'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrâil'i gördü. Korku içinde evine vardı. Eşi Hz. Hatice'ye:

"Beni örtün, çabuk beni örtün" dedi. Bir müddet dinlenip heyecânı geçtikten sonra gördüklerini Hz. Hatice'ye anlattı, “Kendimden korkuyorum”, dedi. Hz. Hatice, O'nu şu ölmez sözlerle teselli etti.

"Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiç bir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten âciz kimselerin işlerini yüklenirsin, Fakire yardım edersin. Misâfiri ağırlarsın...."

Sayın Agnusdei ile yine bu konularda karşı pozisyonlardayız.Umarım söyleyeceklerimi yanlış anlamaz.

Alıntı
Kuranı, Muhammed ve onu destekleyen Yahudilerin yazdırdığını ne zaman anlayacak bu Müslümanlar acaba, gerçekten çok merak ediyorum :-\


Müslüman olma durumu bir kişi tezahürü değil bir kişilik vasfıdır.Dolayısıyla müslümanların islama inanmama gibi bir durum olamaz.

Demek istenilen insanların islama artık inanmaması gerektiği ise; bu bir inanç dayatmasıdır.

Yahudilerin yazdırdığı iddiası bir kanıdır kanıt değildir.

Saygılarımla




Müslümanlar daha ilk Ayetlerin hangileri olduğu konusunda ortak bir mutabakata varamadılar! Fatiha mı? İkra mı?
Dahası, Fatiha suresini her gün defalarca okuduğu halde Ayet olmadığını anlayamayacak kadar kör olan yüz Milyon’larca insan var...

Şimdi herkes bir açıp okusun bu fatiha suresini bakalım neresi Allah tarafından indirilen Vahiy’e benziyor!

Kuran yazarları yanlışlıkla dua yazmasınlar, Ayet diye(!) ?

O kitabı bir Allahın yazdırmadığı da son derece açıktır S.n Neuman…

 Okursanız anlarsınız..!

Saygılarımla.


Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 01:49:03 öö
Sayın Agnusdei, din sadece bir inanç sistemi değil aynı zamanda ciddi ve derin bir ilim dalıdır. Kuranı, incili, tevratı okuyun çelişkileri görün demekle iş bitmez. Bir konu hakkında o konuyu reddetmek için o konuyu tam olarak kavrayacak bilgi ve zekanız olması gerekiyor. Alın Kuranın Türkçesini, İncilin ve Tevratın ingilizcesini açıp okuyun ve görün şeklindeki cahil bir yaklaşımla konuya bakarsanız ayetleri çelişki olarak görebilir ve reddiyeler düzebilirsiniz. Deistlerin yaklaşımını bu açıdan bilimsel bulmuyorum. Klasik basit insan mantığının bakış açısıyla ve insan mantığının kolay kandırabilirliğinin neticesinde dini ilimlere bu kadar düşman kesilen bir yapıya saygı duysam da hoş görmek pek mümkün değil. Neticede bu yaklaşımla olaya yaklaşırsak yazılı metinlerin ufak bir fiziksel ömrü olduğu için  tarih ilmini de din ilmiyle birlikte çöpe atmak gerekir. Sonuçta bu gibi ilimler rivayetler üzerine kurulmuş mekanizmalardır. Gerek tarih gerekse dini ilimlerin siyasilerin kucağında şekillenmesi neticesinde travmatik anlayışlar oluşmuşsa da bu iki ilim dalını insan hayatından bir çırpıda çıkarmak mümkün değildir. Ve bu tarz ilimleri yok etmek de doğru mudur?

Saygılarımla.



İslami İnanç sistemini anlamak ve sorgulamak için yazılan çizilen  binlerce anlamsız ve kafa karıştırmaktan başka hiçbir işe yaramayan şeyler okumaya gerek yok. O inanç sisteminin iskeletine, yani ana kaynağına inersiniz. Ana kitabına, Kuran'a, inersiniz...

"Ve bu tarz ilimleri yok etmek de doğru mudur?"
Bu tarz ilimler insanlığı putperestleştiriyorsa, derhal yok edilmelidir. Hatta paramparça edilmelidir. E tabi Yahudiler izin verirlerse!

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 14, 2011, 01:54:27 öö
Sayın Agnusdei, insanların fikirleri ve inançlarının yok edilmesinden yana olmanızı anlayamıyorum. İnançsız olduğunuz için sizi yok eden dini görüşlere sıcak bakmıyorsunuz fakat dini inancı olan insanları yok etme konusunda deistleri hümanizmi şimdilik arka cebime koy sonra belki lazım olur psikolojisinde görüyoruz hep. Nedir bu dindarlardan korkunuz. Neticede komunist çine bakın kitapsız ve dinsiz insanların hakimiyetini ve her gün öldürülen binlerce masum insanı görün. Dinle dinsizlikle alakası olmayan vahşet kavramını dinlere sıvamaya çalışmak bence mantıksız ve çirkin bir yaklaşım. Bu yaklaşımın başarılı olacağını da sanmıyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 02:00:04 öö
Sayın Agnusdei, insanların fikirleri ve inançlarının yok edilmesinden yana olmanızı anlayamıyorum. İnançsız olduğunuz için sizi yok eden dini görüşlere sıcak bakmıyorsunuz fakat dini inancı olan insanları yok etme konusunda deistleri hümanizmi şimdilik arka cebime koy sonra belki lazım olur psikolojisinde görüyoruz hep. Nedir bu dindarlardan korkunuz. Neticede komunist çine bakın kitapsız ve dinsiz insanların hakimiyetini ve her gün öldürülen binlerce masum insanı görün. Dinle dinsizlikle alakası olmayan vahşet kavramını dinlere sıvamaya çalışmak bence mantıksız ve çirkin bir yaklaşım. Bu yaklaşımın başarılı olacağını da sanmıyorum.

Saygılarımla.

Siz Kuranı hiç araştırdınızmı Sayın Masor?
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 14, 2011, 02:09:30 öö
Sayın Agnusdei, dindar biri değilim fakat ben imam hatip mezunuyum ister istemez Kuran tabanlı dini ilimler konusunda yüzeysel bir bilgim var. Özellikle Tefsir ilminin ne kadar derin olduğuna şahit olduğum için Diyanet meaiyle vb. meallerle Kurana anlam veremeyeceğinizi söyleyebiliyorum.  Alın size Kuran diye mealciliğin dayatılması çok büyük bir yanlıştır. Allah insanların kavramakta zorlanacağı bir kitabı neden indirmiştir, amaç ezoterizm midir bilemiyorum fakat pek çok din alimi de dahil Kuranı anlayabilen insan olduğunu sanmıyorum. Kuran ayetlerinin indiği anı, o an yaşanan tarihi olayları ve Hz.Muhammed'in o ayet için söyediği Hadisler ışığında bir anlam verilebilir. Tasavvufta da bazı büyük velilerin batıni anlamları ve tefsirleriyle de karşılaşıyoruz.  Tefsir iliminde örneğin bazı ayetlerin sadece o an için indirildiği de tespit edilmiştir. Örnek veriyorum Yahudi ve Hrsitiyanlarla savaş anında inen bir ayette her iki tarafa da güvenmeyin diye bir ayet var. Şimdi yahudi ve hristiyanları düşman olarak gören insanların dayanakları olan bir ayet ve muhtemelen geleceğe değil o ana inmiş bir ayet olabilir. Zekamıza ve beynimize zor gelen bir şeyi saçmalık olarak algılayıp çöpe atmaya çalışmak, Kuranla ilgilenen insanları engelleme arzusu filan bunlar mantıklı değil.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 14, 2011, 02:18:42 öö


  Sayın Agnusdei nin ole agresıf bı tarzı ben alıstım Sayın Masor1976

 Sayın Agnusdei ben gerçek olarak merak edıyorum.Yahudiler Kuranı ne şekilde yazırmıslardır Hz. Muhammede Kabala ilemi yüz yüzyüzemi.Yani ne şekilde ? Kuran a gelınce kuranı heran olmasada ara sıra okuyoruz.Hani sizin sordugunuz soruları bende sormuyor deılım.Bir müslüman olarak fakat İslama inanmaktanda vazgecemıyorum.Beni aydınlatında belki vazgecırır ve sızın kadar aydın bır ınsan olmamı saglarsınız.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 02:22:22 öö
Sayın Agnusdei, dindar biri değilim fakat ben imam hatip mezunuyum ister istemez Kuran tabanlı dini ilimler konusunda yüzeysel bir bilgim var. Özellikle Tefsir ilminin ne kadar derin olduğuna şahit olduğum için Diyanet meaiyle vb. meallerle Kurana anlam veremeyeceğinizi söyleyebiliyorum.  Alın size Kuran diye mealciliğin dayatılması çok büyük bir yanlıştır. Allah insanların kavramakta zorlanacağı bir kitabı neden indirmiştir, amaç ezoterizm midir bilemiyorum fakat pek çok din alimi de dahil Kuranı anlayabilen insan olduğunu sanmıyorum. Kuran ayetlerinin indiği anı, o an yaşanan tarihi olayları ve Hz.Muhammed'in o ayet için söyediği Hadisler ışığında bir anlam verilebilir. Tasavvufta da bazı büyük velilerin batıni anlamları ve tefsirleriyle de karşılaşıyoruz.  Tefsir iliminde örneğin bazı ayetlerin sadece o an için indirildiği de tespit edilmiştir. Örnek veriyorum Yahudi ve Hrsitiyanlarla savaş anında inen bir ayette her iki tarafa da güvenmeyin diye bir ayet var. Şimdi yahudi ve hristiyanları düşman olarak gören insanların dayanakları olan bir ayet ve muhtemelen geleceğe değil o ana inmiş bir ayet olabilir. Zekamıza ve beynimize zor gelen bir şeyi saçmalık olarak algılayıp çöpe atmaya çalışmak, Kuranla ilgilenen insanları engelleme arzusu filan bunlar mantıklı değil.

Saygılarımla.



Siz kuran'ı bir imam hatipli gibi okumuşsunuz. Doğal olarakta bir imam hatipli gibi yorumlar yapıyorsunuz. Size tavsiyem, birazda tarafsız bir kimlikle okumanızdır. Ozaman anlarsınız aslında akıl üstü bir güç tarafından yazdırılmadığını...

Geriside tefeurattır.
Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 14, 2011, 02:30:13 öö
Sayın Agnusdei sanırım anlatmaya çalıştığım şeyi anlatamadım. Kuran çok derin bir ilim dalıdır. Meal okuyarak hiç bir şey anlayamazsınız. Belki saçma da gelebilir, yanlış ideolojiler türetebilirsiniz vb. Ki islam başlığı altında çok zıt görüşleri olan ve Amerika rahat bıraksa birbirinin boğazını sıkacak çok fazla izm mevcut. Bunun nedeni de mealcilik ve kendi kafasından insanların tefsir yaratmalarıdır. Yani olaya bilimsel yaklaşılamamasından ve konunun insan ömrünün yetmeyeceği kadar derin bir ilim olmasını farkedememelerinden kaynaklanıyor. Madem boyle Kuranı yok edelim rahatlarız diye düşünmeniz bence hatalı. Dediğim gibi gidin Çine bir bakın model olarak dinsiz bir hükümdarlık ve yönetim nasıl oluyor görün. Kuranı, İncili, Tevratı vb. kutsal metinleri ve inanan sallıyorum 4 milyar insanı hokus pokus yapıp yok etsek de insanlar düzelmeyecektir.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 02:42:29 öö


  Sayın Agnusdei nin ole agresıf bı tarzı ben alıstım Sayın Masor1976

 Sayın Agnusdei ben gerçek olarak merak edıyorum.Yahudiler Kuranı ne şekilde yazırmıslardır Hz. Muhammede Kabala ilemi yüz yüzyüzemi.Yani ne şekilde ? Kuran a gelınce kuranı heran olmasada ara sıra okuyoruz.Hani sizin sordugunuz soruları bende sormuyor deılım.Bir müslüman olarak fakat İslama inanmaktanda vazgecemıyorum.Beni aydınlatında belki vazgecırır ve sızın kadar aydın bır ınsan olmamı saglarsınız.

Agresif olduğumun farkında değildim Sayın Arais. Farkında olmadan kırmışsam özür dilerim.
Muhammed kabalistmiydi onu bilmiyorum fakat  kuranı da kabalistler yazdırdı, İslam inancının bu denli yaygınlaşmasını da onlar sağladı.

İslami din adamlarının elindeki büyü, sihir ya da benzeri ilimlerin kaynağı nerden geldi sanıyorsunuz?   
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 02:49:45 öö
Sayın Agnusdei sanırım anlatmaya çalıştığım şeyi anlatamadım. Kuran çok derin bir ilim dalıdır. Meal okuyarak hiç bir şey anlayamazsınız. Belki saçma da gelebilir, yanlış ideolojiler türetebilirsiniz vb. Ki islam başlığı altında çok zıt görüşleri olan ve Amerika rahat bıraksa birbirinin boğazını sıkacak çok fazla izm mevcut. Bunun nedeni de mealcilik ve kendi kafasından insanların tefsir yaratmalarıdır. Yani olaya bilimsel yaklaşılamamasından ve konunun insan ömrünün yetmeyeceği kadar derin bir ilim olmasını farkedememelerinden kaynaklanıyor. Madem boyle Kuranı yok edelim rahatlarız diye düşünmeniz bence hatalı. Dediğim gibi gidin Çine bir bakın model olarak dinsiz bir hükümdarlık ve yönetim nasıl oluyor görün. Kuranı, İncili, Tevratı vb. kutsal metinleri ve inanan sallıyorum 4 milyar insanı hokus pokus yapıp yok etsek de insanlar düzelmeyecektir.

Saygılarımla.

Bir inançlı ile inançsızın din konusunda anlaştığı hangi tarihte görülmüştür? Hele bu din İslam ise!!!

"Kuran çok derin bir ilim dalıdır."

Sizce kuran değiştirilmiş olabilirmi S.n Masor? Evet yada hayır lütfen!
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 14, 2011, 02:51:43 öö


          Sayın Agnusdei


 Rica ederim.Benim için çok önemli deil.Ben sizi oldugunuz gıbı kabul edıyorum.sizin yapınız bu sanırım 45 yas uzerısınız.Bu saaten sonra degıstıremeyız sızı.

 Sevgıyle kalın

Saygılar
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 14, 2011, 02:56:41 öö


          Sayın Agnusdei


 Rica ederim.Benim için çok önemli deil.Ben sizi oldugunuz gıbı kabul edıyorum.sizin yapınız bu sanırım 45 yas uzerısınız.Bu saaten sonra degıstıremeyız sızı.

 Sevgıyle kalın

Saygılar

İnsaf S.n Arais, bir defada (+) 7... :(
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 14, 2011, 09:24:58 öö
Sayın Agnusdei, konuyla alakalı kısıtlı bilgilerimi başka bir başlıkta yazmıştım. Kuran harfleri günümüze kadar hafızlar yoluyla korunagelmiş ve bozulmamıştır. Fakat gerek mealciler gerekse tefsir yazarlarınca türevleri yaratılarak bozulmaya çalışılmış bir kitaptır. Dediğim gibi din derin bir ilim dalıdır bu nedenle üç beş senelik eğitimle veya ilahiyat fak. mezunlarının yazdıkları kitaplardan esinlenerek fikir yürütmek yanılgılara sebebiyet verecektir. Allah çarpar gibi kutsallığından ziyade, bilime olması gerken saygı dolayısıyla  konunun derinliğinden ötürü ve toplumların veya çevrenizdeki arkadaşlarınızın olumsuz yönde duygusal tepkilerini üzerinize çekeceğinden ötürü bu gibi konuları gerçekten bu konuya ömrünü vermiş din bilginlerinin fikirleriyle paylaşım yapmak daha dogru olabilir. Bu konularda gerek islami camiada gerekse deist camiada bilim adamı derinliği olan kişilerin kitaplarından alıntılar yaparak paylaşım yapabilirsek daha yakışıklı olur kanaatindeyim.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 14, 2011, 10:17:52 öö
Sayın Agnusdei
Alıntı
Müslümanlar daha ilk Ayetlerin hangileri olduğu konusunda ortak bir mutabakata varamadılar! Fatiha mı? İkra mı?
Dahası, Fatiha suresini her gün defalarca okuduğu halde Ayet olmadığını anlayamayacak kadar kör olan yüz Milyon’larca insan var...

Şimdi herkes bir açıp okusun bu fatiha suresini bakalım neresi Allah tarafından indirilen Vahiy’e benziyor!

Kuran yazarları yanlışlıkla dua yazmasınlar, Ayet diye(!) ?

O kitabı bir Allahın yazdırmadığı da son derece açıktır S.n Neuman…

 Okursanız anlarsınız..!

Saygılarımla.

olarak belirtmiş. Sayın Agnusdei yanlış bilgiler üzerinde hareket ediyorsunuz.
Tartışma konusu yapılan kurandaki surelerin sıralarıdır.İlk vahiy kesin ve bellidir.
Yukarıda belirtildiği gibi
"Yaratan Rabb'inin adıyla oku .O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5) olmuştur.

Fatiha Suresinin ayetlerini anlamak için gerçekten felsefi ve bilimsel olarak derinleşmek gerekir.Fatiha suresi çok önemli bir suredir.
Sizinde o ayetlerin üzerinde düşünmeniz dileğimle .Düşünme denilince bir okuyup kendinizce mantıksız gelip "olmaz öyle şey" denilip kestirip atmaktan bahsetmiyorum.Aylarca boş vakitlerinizde düşününüz.Düşüncelerinizi bir kağıda yazın ve nedensel olarak kendi düşüncelerinizi sorgulayın Fatiha suresi hakkında.

Hepimizin doğruya yaşamımızla yaklaşması arzusuyla;

Hayırlı günler dinlerim.

Saygılarımla

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 02:15:26 ös
Sayın Agnusdei, konuyla alakalı kısıtlı bilgilerimi başka bir başlıkta yazmıştım. Kuran harfleri günümüze kadar hafızlar yoluyla korunagelmiş ve bozulmamıştır. Fakat gerek mealciler gerekse tefsir yazarlarınca türevleri yaratılarak bozulmaya çalışılmış bir kitaptır. Dediğim gibi din derin bir ilim dalıdır bu nedenle üç beş senelik eğitimle veya ilahiyat fak. mezunlarının yazdıkları kitaplardan esinlenerek fikir yürütmek yanılgılara sebebiyet verecektir. Allah çarpar gibi kutsallığından ziyade, bilime olması gerken saygı dolayısıyla  konunun derinliğinden ötürü ve toplumların veya çevrenizdeki arkadaşlarınızın olumsuz yönde duygusal tepkilerini üzerinize çekeceğinden ötürü bu gibi konuları gerçekten bu konuya ömrünü vermiş din bilginlerinin fikirleriyle paylaşım yapmak daha dogru olabilir. Bu konularda gerek islami camiada gerekse deist camiada bilim adamı derinliği olan kişilerin kitaplarından alıntılar yaparak paylaşım yapabilirsek daha yakışıklı olur kanaatindeyim.

Saygılarımla.


“Sayın Agnusdei, konuyla alakalı kısıtlı bilgilerimi başka bir başlıkta yazmıştım.
Kuran harfleri günümüze kadar hafızlar yoluyla koruna gelmiş ve bozulmamıştır.
Fakat gerek mealciler gerekse tefsir yazarlarınca türevleri yaratılarak bozulmaya çalışılmış bir kitaptır.”

Eğer İslam otoritesinin korkusu yoksa, eğer birazcık cesaretleri varsa ve eğer kasıtlı olarak kafa karıştırmak istemiyorlarsa, mealcilerini tefsircilerini toplasınlar ve değiştirilmediğini şiddetle savundukları Kuranı, ortak bir mutabakatla bütün dillerde çevirsinler de görelim bakalım? (!)


“Dediğim gibi din derin bir ilim dalıdır bu nedenle üç beş senelik eğitimle veya ilahiyat fak. Mezunları’nın yazdıkları kitaplardan esinlenerek fikir yürütmek yanılgılara sebebiyet verecektir.”

İslam dininde, “derin” olan, sadece ve sadece sihir, büyü, cinlerle diyaloğ vb ilimler vardır! Onunda Kuran’la uzaktan yakından bir alakası yoktur.İslami kaynaklara sonradan sokulmuştur ve Direkt olarak Kabala ile ilgilidir..!


Sonuç olarak: din konularını en yalın halleriyle, kutsal olduğu iddia edilen kitaplarıyla ele alıp araştırmak lazım. Onun dışında, özellikle İslam dininde sonradan eklenen on binlerce kafa karıştırıcı eklentiyi araştırmaya kalkışsak tabiî ki buna ömür yetmez. Zaten bu dinin 14 asır boyunca ayakta kalmasını bu şekilde sağladılar.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 18, 2011, 02:41:05 ös
Sayın Agnusdei, gerek islam tarihi gerekse yakın dünya tarihi mafyasal güçlerce şekillendirilmiştir. Yani insanlar fikirlerini dile getirmekte özgür bir ortam yakalama şansları olmadığından ötürü araştırma geliştirme yapabilmek mümkün olmamıştır. Ezoterizm kavramının da bu mafyalaşmadan korunmak için bir etkiye tepki olarak haklı bir tepki gibi görülmesi doğru olabilir. Bu nedenle günümüze kadar ulaştığı iddia edilen tarihi kaynaklar ve dini kaynaklar bozulagelmiştir. Yani mafyasal güçlerin izni olmadan fikir yürütmek, o fikre ait cemaatleşme yapabilmek imkansızdı. Netice ise gerçekler yalanlarla karışarak günümüze kadar gelmiştir. Hz.Muhammed ile inen islam dininin de ölümünün hemen ardından mafyasal bir darbeyle al aşağı edilişi meşhur Kerbela olaylarıyla tarihte beliriyor. Neticede sizin belirttiğiniz kavramlarında olma ihtimali yok değildir yani dini kaynaklara bu mafyalaşmanın getirileri eklentileri mümkündür.

Fakat bunun tespit edilmesi ilmi bir araştırma çerçevesinde incelenmesi gerekiyor. Aksi taktirde oturup yüzlerce çeşit komplo teorisi üretir dururuz.

Aslında insanoğlu iman etmekten çok inkar etmeye yani kafirliğe yatkındır. Neticede içinde nefs adlı azılı bir kafir barındırıyor. Bu nedenle bozgunculuk, hırs, Allahın gönderdiği peygamber ve velilerin katledilmesi gibi olaylar yaşanagelmiş ve yaşanmaya da devam edecektir.

Kısacası doğal olan kafirlik, anormal olan insanın iman edişidir. Bu nedenle ateist ve deist yaklaşımlar bana çok doğal geliyor. Ve iman etmek çok zordur. Her ne kadar mantık çerçevesinde dini konular irdelenmeye çalışılsa da iman kavramının aşk gibi kadersel bir çizgide ilerlediği kanaatindeyim. Yani milyar dolarlık bir aileden doğan bir çocukla varoşta doğan bir çocuğu karşılaştırırsak gelecekte varoştaki çocuğun çalışarak çabalayarak milyarder olma ihtimali sıfıra yakındır. Aynı şekilde felsefi yaklaşımlarla insanları iman ettirmeye çalışmayı buna benzetiyorum genelde.

Fakat yine de dini ilimlerin zahiri boyutları da olduğu için bu boyutun ilim adamlarınca irdelenmesinde absürt inanışları ayıklamak açısından yarar görüyorum.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 02:58:07 ös
Sayın Agnusdei, gerek islam tarihi gerekse yakın dünya tarihi mafyasal güçlerce şekillendirilmiştir. Yani insanlar fikirlerini dile getirmekte özgür bir ortam yakalama şansları olmadığından ötürü araştırma geliştirme yapabilmek mümkün olmamıştır. Ezoterizm kavramının da bu mafyalaşmadan korunmak için bir etkiye tepki olarak haklı bir tepki gibi görülmesi doğru olabilir. Bu nedenle günümüze kadar ulaştığı iddia edilen tarihi kaynaklar ve dini kaynaklar bozulagelmiştir. Yani mafyasal güçlerin izni olmadan fikir yürütmek, o fikre ait cemaatleşme yapabilmek imkansızdı. Netice ise gerçekler yalanlarla karışarak günümüze kadar gelmiştir. Hz.Muhammed ile inen islam dininin de ölümünün hemen ardından mafyasal bir darbeyle al aşağı edilişi meşhur Kerbela olaylarıyla tarihte beliriyor. Neticede sizin belirttiğiniz kavramlarında olma ihtimali yok değildir yani dini kaynaklara bu mafyalaşmanın getirileri eklentileri mümkündür.

Fakat bunun tespit edilmesi ilmi bir araştırma çerçevesinde incelenmesi gerekiyor. Aksi taktirde oturup yüzlerce çeşit komplo teorisi üretir dururuz.

Aslında insanoğlu iman etmekten çok inkar etmeye yani kafirliğe yatkındır. Neticede içinde nefs adlı azılı bir kafir barındırıyor. Bu nedenle bozgunculuk, hırs, Allahın gönderdiği peygamber ve velilerin katledilmesi gibi olaylar yaşanagelmiş ve yaşanmaya da devam edecektir.

Kısacası doğal olan kafirlik, anormal olan insanın iman edişidir. Bu nedenle ateist ve deist yaklaşımlar bana çok doğal geliyor. Ve iman etmek çok zordur. Her ne kadar mantık çerçevesinde dini konular irdelenmeye çalışılsa da iman kavramının aşk gibi kadersel bir çizgide ilerlediği kanaatindeyim. Yani milyar dolarlık bir aileden doğan bir çocukla varoşta doğan bir çocuğu karşılaştırırsak gelecekte varoştaki çocuğun çalışarak çabalayarak milyarder olma ihtimali sıfıra yakındır. Aynı şekilde felsefi yaklaşımlarla insanları iman ettirmeye çalışmayı buna benzetiyorum genelde.

Fakat yine de dini ilimlerin zahiri boyutları da olduğu için bu boyutun ilim adamlarınca irdelenmesinde absürt inanışları ayıklamak açısından yarar görüyorum.

Saygılarımla.



Kuranı'ı ortak mutabakatla bütün dillere çevirsinler efendim!!! zamanı geldi artık, insanları daha fazla kandırmasınlar. ne okuduğunu bilsin bir milyar insan. Hakları değilmi sizce S.n Masor?
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 18, 2011, 03:03:45 ös
Benim kanaatimi sorarsanız Kuran ve peygamberler insana inmiştir, fakat maddi ve manevi açıdan kamil insana inmiştir yani fiziksel ve biyolojik anlamda memeli bir hayvana inmemişler. Neticede tüm dillere de çevirseniz, yan da yatırsanız, ters de çevirseniz bir şey fark edeceğini sanmıyorum.  Yani neticede inanan inanacaktır inanmayan inanmayacaktır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 03:21:11 ös
Benim kanaatimi sorarsanız Kuran ve peygamberler insana inmiştir, fakat maddi ve manevi açıdan kamil insana inmiştir yani fiziksel ve biyolojik anlamda memeli bir hayvana inmemişler. Neticede tüm dillere de çevirseniz, yan da yatırsanız, ters de çevirseniz bir şey fark edeceğini sanmıyorum.  Yani neticede inanan inanacaktır inanmayan inanmayacaktır.

Saygılarımla.

"Kuran ve peygamberler insana inmiştir, fakat maddi ve manevi açıdan kamil insana inmiştir"

Sahtekar adi yaratıklarda bu gibi laflar kullanarak insanların kanını emsinler öylemi S.n Masor? Yalanlarda dolanlarla her gün bir kaç yüz milyon insanı putperestlerin Mabedine secde ettirsinler, her yıl On Bin TL karşılığında milyonlarca insanı oraya toplayıp rantlar elde etsinler,bu paralarla da haremler kurup içinde grup münasebetler yapsınlar... Onlar aşağılıkların en aşağılığıdır! iğrenç oyunlarla dalaverelerle insanları taş parçalarına secde ettiren zihniyet hayvanlardan bile daha aşağı bir yapıdadır...

Kuran, araplar ve yahudilerin insanlığı denetim altında tutmak için çıkardıkları el yazması bir kitaptır. Bukadar basit!!!


Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 18, 2011, 03:37:23 ös
Sayın Agnusdei, insanların geneline yakını sahtekar ve kan emicidir. İnsan faktörünü ele almadan insanların inandıkları kavramları insanların zaaflarını ispat göstererek karalamak bence hatalı duruyor. Hangi izm veya cemaat insanları hümanistleştirebiliyorsa az da olsa saygı duymak gerekiyor. Bu yaklaşımla saf temizlikte bir grup cemaat veya fikir felsefesi gösteremezsiniz. Temelinde dünya malından ve beşerde kalmış insanlardan kaçmak olan felsefeler bile günümüzde bir para kazanma ve insanları sömürme kaynağı olarak kullanılıyor. Ki insanları bir arada tutma çabası olan dini inançların sosyal yapı taşları da sömürgeciler tarafından kullanılması kadar doğal bir netice olamaz. Aynı şekilde ateist ve deist yaklaşım da siyasi güç ellerinde olunca farklı şeyler yapmamışlardır ve yapmayacaklarına kimse garanti veremez.

Bu noktadan sonra size ve kendime tavsiyem bu konularda farklı görüşten insanların araştırmalarını ve fikirlerini okuyup bir terazi yaratarak olaya bakmaya çalışmaktır. Yani ortaya attığınız iddiaları ispatlayabilecek kaynaklar ve bilimsel dozda yazılar paylaşırsanız daha verimli ve faydalı bir söyleşi yapma şansını yakalamış oluruz diye düşünüyorum.

Örneğin Yahudilerin yazdığını iddia ettiğiniz Kuran'da Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin diye bir ayet niye yazsın Yahudiler?.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: enelsır - Kasım 18, 2011, 04:27:28 ös


"Kuran ve peygamberler insana inmiştir, fakat maddi ve manevi açıdan kamil insana inmiştir"

Sahtekar adi yaratıklarda bu gibi laflar kullanarak insanların kanını emsinler öylemi S.n Masor? Yalanlarda dolanlarla her gün bir kaç yüz milyon insanı putperestlerin Mabedine secde ettirsinler, her yıl On Bin TL karşılığında milyonlarca insanı oraya toplayıp rantlar elde etsinler,bu paralarla da haremler kurup içinde grup münasebetler yapsınlar... Onlar aşağılıkların en aşağılığıdır! iğrenç oyunlarla dalaverelerle insanları taş parçalarına secde ettiren zihniyet hayvanlardan bile daha aşağı bir yapıdadır...

Kuran, araplar ve yahudilerin insanlığı denetim altında tutmak için çıkardıkları el yazması bir kitaptır. Bukadar basit!!!




 Hayır! Bu kadar basit değildir agnusdei. Bu kadar basit olmamalıdır... Belki başka bir forum ve başka bir ortamda evet, ama burada değil.

 Söylediğiniz yanlıştır demiyorum... Kimbilir belki de yanlıştır. "Fakat ben dedim oldu" şeklinde bir yaklaşım bu forumda olmaz. Olmamalı.

 Şu basit dediğiniz savınızı bilimsel verilerle ve akılla desteklemediğiniz sürece bunlar sizin şahsi görüşleriniz olmaktan öteye gidemez.

 Eğer tersi mümkünse de size inanmamak ahmaklık olur.

 Buyrun. Çok bilgisiz olduğum bu konuda bizi aydınlatmanızı bekliyorum.

 En içten sevgi ve saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 04:29:46 ös
Sayın Agnusdei, insanların geneline yakını sahtekar ve kan emicidir. İnsan faktörünü ele almadan insanların inandıkları kavramları insanların zaaflarını ispat göstererek karalamak bence hatalı duruyor. Hangi izm veya cemaat insanları hümanistleştirebiliyorsa az da olsa saygı duymak gerekiyor. Bu yaklaşımla saf temizlikte bir grup cemaat veya fikir felsefesi gösteremezsiniz. Temelinde dünya malından ve beşerde kalmış insanlardan kaçmak olan felsefeler bile günümüzde bir para kazanma ve insanları sömürme kaynağı olarak kullanılıyor. Ki insanları bir arada tutma çabası olan dini inançların sosyal yapı taşları da sömürgeciler tarafından kullanılması kadar doğal bir netice olamaz. Aynı şekilde ateist ve deist yaklaşım da siyasi güç ellerinde olunca farklı şeyler yapmamışlardır ve yapmayacaklarına kimse garanti veremez.

Bu noktadan sonra size ve kendime tavsiyem bu konularda farklı görüşten insanların araştırmalarını ve fikirlerini okuyup bir terazi yaratarak olaya bakmaya çalışmaktır. Yani ortaya attığınız iddiaları ispatlayabilecek kaynaklar ve bilimsel dozda yazılar paylaşırsanız daha verimli ve faydalı bir söyleşi yapma şansını yakalamış oluruz diye düşünüyorum.

Örneğin Yahudilerin yazdığını iddia ettiğiniz Kuran'da Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin diye bir ayet niye yazsın Yahudiler?.

Saygılarımla.

Mâide(*) Sûresinin 82 . Ayetinde
(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.

Yahudi düşmanlığı, bizzat yahudiler tarafından organize ediliyor. bunu bilmemek için deli olmak lazım! peki ya bu ayette hıristiyanlar için yazılanlara ne demeli S.n Masor?
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 04:37:37 ös


"Kuran ve peygamberler insana inmiştir, fakat maddi ve manevi açıdan kamil insana inmiştir"

Sahtekar adi yaratıklarda bu gibi laflar kullanarak insanların kanını emsinler öylemi S.n Masor? Yalanlarda dolanlarla her gün bir kaç yüz milyon insanı putperestlerin Mabedine secde ettirsinler, her yıl On Bin TL karşılığında milyonlarca insanı oraya toplayıp rantlar elde etsinler,bu paralarla da haremler kurup içinde grup münasebetler yapsınlar... Onlar aşağılıkların en aşağılığıdır! iğrenç oyunlarla dalaverelerle insanları taş parçalarına secde ettiren zihniyet hayvanlardan bile daha aşağı bir yapıdadır...

Kuran, araplar ve yahudilerin insanlığı denetim altında tutmak için çıkardıkları el yazması bir kitaptır. Bukadar basit!!!




 Hayır! Bu kadar basit değildir agnusdei. Bu kadar basit olmamalıdır... Belki başka bir forum ve başka bir ortamda evet, ama burada değil.

 Söylediğiniz yanlıştır demiyorum... Kimbilir belki de yanlıştır. "Fakat ben dedim oldu" şeklinde bir yaklaşım bu forumda olmaz. Olmamalı.

 Şu basit dediğiniz savınızı bilimsel verilerle ve akılla desteklemediğiniz sürece bunlar sizin şahsi görüşleriniz olmaktan öteye gidemez.

 Eğer tersi mümkünse de size inanmamak ahmaklık olur.

 Buyrun. Çok bilgisiz olduğum bu konuda bizi aydınlatmanızı bekliyorum.

 En içten sevgi ve saygılarımla.

Ben Kuran herkesin net bir şekilde anladığı bir dilden yazılsın ve tüm dillere çevrilsin diyorum sayın enelsir! ondan sonra ak ile kara belli olur... kuranın neresinde hata yakalıyorsak, birileri çıkıp "efendim işte tefsir meal hatasıdır" diyor! ozaman islam otoritesi çıkıp hatasız ve tüm mealcilerle tefsircilerin kabul ettiği bir kuran çevirisi yapsınlar da ilim çakıştıralım bakalım kim kazanacak... neden yapmıyorlar, neden yapamıyorlar? Bir Milyardan fazla insanı hangi kurana göre inandırıyorlar bunlar?

Yanlış olan yanlıştır, Abrahamın kabe'sine secde edenlerin gönlü olsun diye sesimizi kesmeye devam edersek daha neler olacak tahmin bile edemiyorum...
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 04:53:17 ös
Sayın Agnusdei
Alıntı
Müslümanlar daha ilk Ayetlerin hangileri olduğu konusunda ortak bir mutabakata varamadılar! Fatiha mı? İkra mı?
Dahası, Fatiha suresini her gün defalarca okuduğu halde Ayet olmadığını anlayamayacak kadar kör olan yüz Milyon’larca insan var...

Şimdi herkes bir açıp okusun bu fatiha suresini bakalım neresi Allah tarafından indirilen Vahiy’e benziyor!

Kuran yazarları yanlışlıkla dua yazmasınlar, Ayet diye(!) ?

O kitabı bir Allahın yazdırmadığı da son derece açıktır S.n Neuman…

 Okursanız anlarsınız..!

Saygılarımla.

olarak belirtmiş. Sayın Agnusdei yanlış bilgiler üzerinde hareket ediyorsunuz.
Tartışma konusu yapılan kurandaki surelerin sıralarıdır.İlk vahiy kesin ve bellidir.
Yukarıda belirtildiği gibi
"Yaratan Rabb'inin adıyla oku .O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5) olmuştur.

Fatiha Suresinin ayetlerini anlamak için gerçekten felsefi ve bilimsel olarak derinleşmek gerekir.Fatiha suresi çok önemli bir suredir.
Sizinde o ayetlerin üzerinde düşünmeniz dileğimle .Düşünme denilince bir okuyup kendinizce mantıksız gelip "olmaz öyle şey" denilip kestirip atmaktan bahsetmiyorum.Aylarca boş vakitlerinizde düşününüz.Düşüncelerinizi bir kağıda yazın ve nedensel olarak kendi düşüncelerinizi sorgulayın Fatiha suresi hakkında.

Hepimizin doğruya yaşamımızla yaklaşması arzusuyla;

Hayırlı günler dinlerim.

Saygılarımla



Fatiha, sure değil efendim! Dua'dır... Müslümanlar okumuyorlar diyoruz kızıyorsunuz. Buyurun okuyun siz karar verin bakalım.
Fatiha suresi(duası)

1:بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillâhir rahmânir rahîm.

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın ismi ile.


2:الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır.


3:الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

Er rahmânir rahîm(rahîmi).

Rahmân'dır, Rahîm'dir.


4:مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ

Mâliki yevmid dîn(dîne).

Dîn gününün mâlikidir.

5:إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ

İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).

Allah'ım! Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (mürşidimizi) isteriz.

6:اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ

İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme).

Bu istiane'n ile bizi, sırati mustakim'e hidayet et (ulaştır).

7:صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ

Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).

O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların yolu değil.

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 18, 2011, 05:03:16 ös
Sayın Agnusdei sizin dediğiniz bir ortam yaratılması imkansıza yakındır. Yani örnek veriyorum şimdi Mehdi ortaya çıkmış olsa adamı sahte mehdiler öldürürler. Yada Hz.İsa ortaya çıkmış olsa onu hristiyanlar öldürür. Çünkü bir düzen var hayatta bu düzeni bozmak isteyeni yok ederler. Örneğin kansere çare bulabilecek bir ilaç ortaya konamıyor bunun nedeni kanser ilacından trilyonlar kazanan ilaç firmalarının engellemeleri olabilir gibi bir durum.

Dikkat edilirse sadece Hz.İsa değil  Hz.Muhammed de zehirlenerek öldürüldü, sonrasında gelen 4 halife de öldürüldüler. Hatta Hz.Muhammed'e gönülden bağlı insanlar tespit edilip katledildiler vs. Neticede günümüze kadar saf ve katıksız dini bilgi gelebilmesi de çok zor oldu. Ki ne kadar saf ve katıksız olduğu ciddi tartışmalara ve mezheplerin oluşmasına neden olmuş bir durum.

Ben iyi insanın çok az olduğuna inanıyorum. Bu nedenle savaşlar bitmiyor, ilaç firmaları ilaç satabilmek için yapay virüsler yaratıyor vb. Tabi ki dünyada yapay bir saygı sevgi görüntüsü verilmeye çalışılsa da içten bir sevgi ve saygı kavramı yaşamıyor. Biraz da askerde sinir sisteminizi tahrip ettikleri için tüm sülalesini zihninizden geçirdiğiniz bir adama selam durup emredersiniz demek mecburiyeti gibi bir durum yani şu dünyada yaşamak.

Mesela şu an tartıştığımız kavramlar gibi durumlar da insanların öğrenmekten ziyade bir hedef yaratıp o hedefi yok etme çabası olarak kendini gösteriyor. Yani işin içinde bilimsel bir iyi niyet görmekte zorlanıyorum. İnanan ve inanmayan insanları bir birine düşürmek için kurulan bir tezgah gibi..  Neticede bu tip fikir tartışmalarında insanlar inancını değiştirmiyorlar.


Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 05:10:21 ös
Sayın Agnusdei sizin dediğiniz bir ortam yaratılması imkansıza yakındır. Yani örnek veriyorum şimdi Mehdi ortaya çıkmış olsa adamı sahte mehdiler öldürürler. Yada Hz.İsa ortaya çıkmış olsa onu hristiyanlar öldürür. Çünkü bir düzen var hayatta bu düzeni bozmak isteyeni yok ederler. Örneğin kansere çare bulabilecek bir ilaç ortaya konamıyor bunun nedeni kanser ilacından trilyonlar kazanan ilaç firmalarının engellemeleri olabilir gibi bir durum.

Dikkat edilirse sadece Hz.İsa değil  Hz.Muhammed de zehirlenerek öldürüldü, sonrasında gelen 4 halife de öldürüldüler. Hatta Hz.Muhammed'e gönülden bağlı insanlar tespit edilip katledildiler vs. Neticede günümüze kadar saf ve katıksız dini bilgi gelebilmesi de çok zor oldu. Ki ne kadar saf ve katıksız olduğu ciddi tartışmalara ve mezheplerin oluşmasına neden olmuş bir durum.

Ben iyi insanın çok az olduğuna inanıyorum. Bu nedenle savaşlar bitmiyor, ilaç firmaları ilaç satabilmek için yapay virüsler yaratıyor vb. Tabi ki dünyada yapay bir saygı sevgi görüntüsü verilmeye çalışılsa da içten bir sevgi ve saygı kavramı yaşamıyor. Biraz da askerde sinir sisteminizi tahrip ettikleri için tüm sülalesini zihninizden geçirdiğiniz bir adama selam durup emredersiniz demek mecburiyeti gibi bir durum yani şu dünyada yaşamak.

Mesela şu an tartıştığımız kavramlar gibi durumlar da insanların öğrenmekten ziyade bir hedef yaratıp o hedefi yok etme çabası olarak kendini gösteriyor. Yani işin içinde bilimsel bir iyi niyet görmekte zorlanıyorum. İnanan ve inanmayan insanları bir birine düşürmek için kurulan bir tezgah gibi..  Neticede bu tip fikir tartışmalarında insanlar inancını değiştirmiyorlar.


Saygılarımla.

Yani Dinlerin, ta... en başından beri Rantçıların tekelinde işlediğini kabul ediyorsunuz öylemi S.n Masor?
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 18, 2011, 05:14:48 ös
Sadece dinler değil her şey rantçıların elindedir. Deist felsefeler bu tarz rantları keşfederek dinlerden uzaklaşmayı tercih ediyorlar ben buna saygı duyanlardanım. Fakat rant her şeyde var uzaklaşmak çözümse  kafamıza sıkalım gitsin o halde

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 18, 2011, 05:19:27 ös
Sadece dinler değil her şey rantçıların elindedir. Deist felsefeler bu tarz rantları keşfederek dinlerden uzaklaşmayı tercih ediyorlar ben buna saygı duyanlardanım. Fakat rant her şeyde var uzaklaşmak çözümse  kafamıza sıkalım gitsin o halde

Saygılarımla.

Çok tşk S.n Masor. çok güzel bir sohbetti.

14 Asırdır insanlığı yalanlarla dolanlarla kandıran zihniyete Lanetler olsun...

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 18, 2011, 09:08:19 ös
Alıntı
Fatiha, sure değil efendim! Dua'dır... Müslümanlar okumuyorlar diyoruz kızıyorsunuz. Buyurun okuyun siz karar verin bakalım.


Sayın agnusdei doğru söylemiş ;bu konularda tartışmak için bilgi gerektirir.Bize söylerse eğer dua ile sure farkını ,ayrıca bu belirtilen fark tanımlamasıyla  fatiha suresinin bir sure olmadığının kanıtlarını sunarsa memnun olurum.

Ama ben bildiklerimi ve düşüncelerimi burada paylaşayım.

Dua : "Allahım; fikirlerimiz ,bilgilerimiz ve düşüncelerimiz olsun.Bizi bakmak istemeyen gözlerimizin değersizleştirdiği yaşamlardan eyleme, gözlerimizin şerrinden sana sığırız.İyiliğin ve doğrunun kararlılığını kötünün ve yanlışın yol göstericiliğini bizden esirgeme.Bizler ancak sana döneriz. "

Bu benim sözüm.Örnek olarak yazdım.Belki içeriği biraz garip gelebilir.

Diğer yandan Fatiha Suresi de bir duadır.Ama benim yazdığım bir sure değildir.

Dua Allaha söylenen kelamlardır.Ancak sure ayetler içeren yani Allahın sözleridir.Ayrıca sureler dua olabilir ama her dua sure olmayabilir.

Bilmekten okumaktan bahsediyoruz.Karşınızdakileri bilmemekle itham ediyorsunuz. Buyrun size bilgi.

"Mekke döneminde inmiştir. Yedi âyettir. Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç”
anlamına “Fâtiha” adını almıştır. Sûrenin ayrıca, “Ümmü’l-Kitab” (Kitab’ın özü) “es-Seb’ul-
Mesânî” (Tekrarlanan yedi âyet)1, “el-Esâs”, “el-Vâfiye”, “el-Kâfiye”, “el-Kenz”, “eş-Şifâ”, “eşŞükr”
ve “es-Salât"2 gibi başka adları da vardır.
Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek
Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım
isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilir.
Fâtiha sûresi, aynı zamanda baştan başa eşsiz güzellikte bir dua, bir yakarıştır."

Kaynak :http://www.diyanet.gov.tr/kuran/Kuran_Meali/KURAN.pdf

Lütfen bir tez ileri sürerken nedenini belirtiniz.Sizden beklenen kişilerin eylemlerini ifşa etmeniz,övgüler yada yergiler dizmeniz değil önesürdüğünüz tezi ispatlamanızdır.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 19, 2011, 01:05:21 öö
Alıntı
Fatiha, sure değil efendim! Dua'dır... Müslümanlar okumuyorlar diyoruz kızıyorsunuz. Buyurun okuyun siz karar verin bakalım.


Sayın agnusdei doğru söylemiş ;bu konularda tartışmak için bilgi gerektirir.Bize söylerse eğer dua ile sure farkını ,ayrıca bu belirtilen fark tanımlamasıyla  fatiha suresinin bir sure olmadığının kanıtlarını sunarsa memnun olurum.

Ama ben bildiklerimi ve düşüncelerimi burada paylaşayım.

Dua : "Allahım; fikirlerimiz ,bilgilerimiz ve düşüncelerimiz olsun.Bizi bakmak istemeyen gözlerimizin değersizleştirdiği yaşamlardan eyleme, gözlerimizin şerrinden sana sığırız.İyiliğin ve doğrunun kararlılığını kötünün ve yanlışın yol göstericiliğini bizden esirgeme.Bizler ancak sana döneriz. "

Bu benim sözüm.Örnek olarak yazdım.Belki içeriği biraz garip gelebilir.

Diğer yandan Fatiha Suresi de bir duadır.Ama benim yazdığım bir sure değildir.

Dua Allaha söylenen kelamlardır.Ancak sure ayetler içeren yani Allahın sözleridir.Ayrıca sureler dua olabilir ama her dua sure olmayabilir.

Bilmekten okumaktan bahsediyoruz.Karşınızdakileri bilmemekle itham ediyorsunuz. Buyrun size bilgi.

"Mekke döneminde inmiştir. Yedi âyettir. Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç”
anlamına “Fâtiha” adını almıştır. Sûrenin ayrıca, “Ümmü’l-Kitab” (Kitab’ın özü) “es-Seb’ul-
Mesânî” (Tekrarlanan yedi âyet)1, “el-Esâs”, “el-Vâfiye”, “el-Kâfiye”, “el-Kenz”, “eş-Şifâ”, “eşŞükr”
ve “es-Salât"2 gibi başka adları da vardır.
Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek
Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım
isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilir.
Fâtiha sûresi, aynı zamanda baştan başa eşsiz güzellikte bir dua, bir yakarıştır."

Kaynak :http://www.diyanet.gov.tr/kuran/Kuran_Meali/KURAN.pdf

Lütfen bir tez ileri sürerken nedenini belirtiniz.Sizden beklenen kişilerin eylemlerini ifşa etmeniz,övgüler yada yergiler dizmeniz değil önesürdüğünüz tezi ispatlamanızdır.

Saygılarımla


 “Dua Allaha söylenen kelamlardır.Ancak sure ayetler içeren yani Allahın sözleridir.Ayrıca sureler dua olabilir ama her dua sure olmayabilir.”

S.n Neuman,Sure: belirli ayetlerin bir araya ilişkilendirilmiş halidir. Ayet: Cebrail tarafından X Elçiye Allah,Tanrı, Rab tarafından gönderilmiş mektuptur talimattır. Dua, kul tarafından yaratıcısına yakarışıdır. Serzenişidir. Bundan yola çıkarak, ne dua ayet olabilir, ne de ayet dua..!

“Bilmekten okumaktan bahsediyoruz.Karşınızdakileri bilmemekle itham ediyorsunuz. Buyrun size bilgi.

"Mekke döneminde inmiştir. Yedi âyettir. Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç”
anlamına “Fâtiha” adını almıştır. Sûrenin ayrıca, “Ümmü’l-Kitab” (Kitab’ın özü) “es-Seb’ul-
Mesânî” (Tekrarlanan yedi âyet)1, “el-Esâs”, “el-Vâfiye”, “el-Kâfiye”, “el-Kenz”, “eş-Şifâ”, “eşŞükr”
ve “es-Salât"2 gibi başka adları da vardır.
Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek
Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım
isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilir.
Fâtiha sûresi, aynı zamanda baştan başa eşsiz güzellikte bir dua, bir yakarıştır."


Sayın Neuman!!! :) Konunun başında ilk vahyin(ilk ayet, ilk surenin bir parçası) İkra(oku) olduğunu söylüyorsunuz, şimdide ilk vahyin Fatiha(başlangıç) olduğunu söylüyorsunuz!? Size tavsiyem, bu konuyu kapatın Hocam…


“Lütfen bir tez ileri sürerken nedenini belirtiniz.Sizden beklenen kişilerin eylemlerini ifşa etmeniz,övgüler yada yergiler dizmeniz değil önesürdüğünüz tezi ispatlamanızdır.”

S.n Neuman,ben TEZ falan öne sürmüyorum, sadece açtığınız konuda bilgi sahibi olmadığınızı belirtmeye çalışıyorum.

Saygılarımla.



Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Prometheus - Kasım 19, 2011, 01:20:36 öö
Bu kelamların tek bir tane faydası var mı? Yani islamiyet neyi getirmiştir ki dünyaya?
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 19, 2011, 01:27:41 öö
Bu kelamların tek bir tane faydası var mı? Yani islamiyet neyi getirmiştir ki dünyaya?

Bu kelamlar, dünyamıza sadece "ŞER" getirmiştir S.n Prometheus.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Prometheus - Kasım 19, 2011, 01:28:46 öö
Teşekkür ederim. İlk defa cevap verebilen birisi çıktı :)


Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 19, 2011, 01:52:12 öö


     Madem olay kelamların ve dınlerın faydasına döndü.Madem bu forum bır mason formu Her ne kadar acıklamak ıstemesemde.Bu anlamsız tartısmaya bır      son vermek için açıklayayım.
   
    Dinlerın kelamlarım Ne faydası vardır? sorusu sorulmus?Anlamsız oldugu söylenmiş

    Bir  Mason çırak arkadaşım arkadaşım ilk mason toplatısına katıldıgında Mason Üstadlar su konuyu tartışmışlar.Din gereklımıdır.Din olmasaydı Ne olurdu.
   
    Sonuç:Eğer din denen kavram var olmasaydı.Dünya suc bakımından kaosa suruklernır rusvet artar hırsılık artar cınayetler artar.Bu artıs dunyayı bır     kaosa suruklenırdı.Din gereklımıdır.Evet gereklıdır.Din insan egosunu duzenledıgı gıbı toplumsal bır duzenıde sağlamaktadır.

   Yukarıda yazdıklarım kelamların ne işe yaradıgı konusunda bıraz ıp ucu verıyor sanırım.
 
   Dinin gunumuzde bır Ideolıjıye donusturuldugu bır gercektır.Fakat herkez bu ıdeolojık dının arkasından kosma gıbı bır zorunlulugu yoktur.
 
  Ateızm de bır ınanc olayıdır olgusudur.Ateızım de bır ınanc oldugunu lutfen unutmayalım.Yada dınler hakkındakı antıdin soylemler vardır bu solemler mantıga  uygun olabilir.Fakat olmadıgına dair bir kanıt yoktur.Sadece bıreyler dının ve bu kelamların olmadıgına ınanırlar ve bunun otesınede gıdemezler.Bu solemlerı ıcın orman yakmanın bır manası yada faydası yoktur.
 
   Sizin olmadıgına dair bı kanıtınız yok.Bizimde olduguna dair bi kanıtımız yok.Hangımız haklı dın olgusuna ınan ınsalarmı ? ınanmayan ınsalarmı ?
 
  Sizde ınanıyorsunuz bizde. Kuran dan bir ayetle bıtırımek ıstıyorum.Senin dinin sana benim dinim bana dır. Birde Mevlana iyi gider.

  Aşıklarla Başa çıkacak gücün yoksa Aşka niye hayret edıyorsun Etme!!!

 

     
   
   
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 19, 2011, 01:57:07 öö
Sayın Prometheus bu tarz olumsuz bir yaklaşıma girerseniz bilim ve teknolojiye de şer getirmiştir diye bakabilirsiniz. Neticede insanoğluna faydasından çok zararı vardır. Atalarımız silah icat oldu mertlik bozuldu derler mesela. Örnekleri çogaltmak mümkün.

İnsanların hırslarının sonuçlarını dine ve bilime yıkmak doğru durmuyor.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 19, 2011, 02:00:24 öö


       Sayın Masor1976

  Sizin uslubunuzdaki guzellık ınanın benı derınden etkılıyor.Olaya çok güzel bir yerden bakmışsınız tebrik ederim.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 19, 2011, 02:10:09 öö
Sayın Arais teşekkürler iltifat için. Aslında her insan ve görüş aynaya ihtiyaç duyar. Neticede ayna olmamış olsa insan kendisine çekidüzen veremez. Farklı ve zıt görüşler de bir birinin aynası gibidir. Bu nedenle örneğin din alimlerinin kendi dinlerinden olan alimlerin kitap ve felsefelerinden çok deist, ateist ya da farklı dinlerin felsefelerini incelemeleri daha güzel neticeler çıkartabilir. Belki de Allah bu tarz felsefeleri bu yüzden ortaya koymuştur.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 19, 2011, 09:36:28 öö
Alıntı
Bundan yola çıkarak, ne dua ayet olabilir, ne de ayet dua..!

Bir dua ayet olabilir.Eğer dua olarak ayet okursanız.

Alıntı
Sayın Neuman!!! :) Konunun başında ilk vahyin(ilk ayet, ilk surenin bir parçası) İkra(oku) olduğunu söylüyorsunuz, şimdide ilk vahyin Fatiha(başlangıç) olduğunu söylüyorsunuz!? Size tavsiyem, bu konuyu kapatın Hocam…

Ben ilk vahyin Fatiha suresi olduğunu söylemedim.İlk vahiy kesin ve nettir.
İlk vahiy : "Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5).

Sayın Agnusdei kusuruma bakmayın ama anlamamak için çok uğraşıyorsunuz.Lütfen dikkat edin.

Diyanetten aldığım bir bilgiyi sizinle paylaştım.Burada yazılanın ne olduğunu bile hem anlamıyorsunuz hemde sanki kendi tezlerinizin savunuculuğunu yapar gibi davranıyorsunuz.Niyetinizden gerçek şüphelenmeye başladım.

Ama yinede size açıklayayım.
Aldığım metinde "Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç”anlamına “Fâtiha” adını almıştır" olarak geçmekte.

Anlatımda "Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi" olarak geçmektedir.İlk vahiy değil.

Kuranı kerimde vahiyler karışık inmiştir.İlk vahiy kesin ve bellidir.Surelerin diziminden sonra Kurandaki ilk sure Fatiha Suresidir.


Alıntı
S.n Neuman,ben TEZ falan öne sürmüyorum, sadece açtığınız konuda bilgi sahibi olmadığınızı belirtmeye çalışıyorum.

YORUM YOK


Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 19, 2011, 12:19:20 ös
Alıntı
Bundan yola çıkarak, ne dua ayet olabilir, ne de ayet dua..!

Bir dua ayet olabilir.Eğer dua olarak ayet okursanız.

Alıntı
Sayın Neuman!!! :) Konunun başında ilk vahyin(ilk ayet, ilk surenin bir parçası) İkra(oku) olduğunu söylüyorsunuz, şimdide ilk vahyin Fatiha(başlangıç) olduğunu söylüyorsunuz!? Size tavsiyem, bu konuyu kapatın Hocam…

Ben ilk vahyin Fatiha suresi olduğunu söylemedim.İlk vahiy kesin ve nettir.
İlk vahiy : "Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5).

Sayın Agnusdei kusuruma bakmayın ama anlamamak için çok uğraşıyorsunuz.Lütfen dikkat edin.

Diyanetten aldığım bir bilgiyi sizinle paylaştım.Burada yazılanın ne olduğunu bile hem anlamıyorsunuz hemde sanki kendi tezlerinizin savunuculuğunu yapar gibi davranıyorsunuz.Niyetinizden gerçek şüphelenmeye başladım.

Ama yinede size açıklayayım.
Aldığım metinde "Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç”anlamına “Fâtiha” adını almıştır" olarak geçmekte.

Anlatımda "Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi" olarak geçmektedir.İlk vahiy değil.

Kuranı kerimde vahiyler karışık inmiştir.İlk vahiy kesin ve bellidir.Surelerin diziminden sonra Kurandaki ilk sure Fatiha Suresidir.


Alıntı
S.n Neuman,ben TEZ falan öne sürmüyorum, sadece açtığınız konuda bilgi sahibi olmadığınızı belirtmeye çalışıyorum.

YORUM YOK




Ne ayet dua olabilir ne de dua ayet olabilir sevgili kardeşim! bakın işte kuran okumadığınız her yazınızda belli oluyor. Madem bir ayet dua olarak okunabilir diyorsunuz, ozaman siz hemen şimdi elinize bir kuran alın ve tüm ayetlerini okuyun bakalım dua olarak okunacak bir ayet varmıdır? varsa buraya yazın, bende sizden özür diler haklı olduğunuzu kabul ederim. Bekliyorum!


Ben Fatiha'nın sure olmadığını söylüyorum size ta, en başından beri ama siz bir türlü bu ayrıntıyı görmek istemiyorsunuz...
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 19, 2011, 01:27:16 ös
Alıntı
Ne ayet dua olabilir ne de dua ayet olabilir sevgili kardeşim!

Benim Allaha ne diyeceğim hususunda Allahın bize bildirmiş olduklarını kullanmamam gibi bir sınırı olabilir mi ? Olamaz. Bu nedenle mantıken dedikleriniz çelişkili ilk baş bunu görün.

İkinci olarak eğer inanıyorsanız o cümleler Allahın cümleleridir.Allahın cümlelerinin kesin doğruluğu,değerli ve kutsal olması gerekir.
Allahtan iyiyi doğruyu isterken onun bizlere söylemiş olduğu kutsal cümleler öğütleri okumak kadar doğal olan birşey yoktur.

Alıntı
Ben Fatiha'nın sure olmadığını söylüyorum size ta, en başından beri ama siz bir türlü bu ayrıntıyı görmek istemiyorsunuz...

Sizin söylediklerinizin doğru olacağı hususunda elimizde bir kanıt mı var ki siz dediniz diye bu böyledir deyip konuyu kapatacağız.

Alıntı
dua olarak okunacak bir ayet varmıdır? varsa buraya yazın
Namazda dua okunur.Bu duaların bazıları surelerdir.(Sübhaneke ve Ettahiyatü bir ayet yada sure değildir ama birer duadır.) (Namazda okunan duaların sadece bu surelerle sınırlı olmadığını belirten din bilginleride vardır.Burası tartışmaya açıktır.Ve bizim konumuzu oluşturmamaktadır).Namazda sadece Fatiha değil bir çok sure vardır dua olarak okunan.

Örnek : Dua olabilen bir Ayet

Ayetel - Kürsi
Latin Alfabesi ile Okunuşu
"Bismillahirrahmanirrahim,
Allahu la ilahe illa huve’l - hayyu’l - kayyum, La te’huzühü sinetün vela nevm. Lehu ma
fissemavati ve ma fil-ard. Men zel-lezi yeşfeu indehü illa biiznih. Yalemu ma beyne eydihim ve
ma halfehum. Vela yühitüne bişeyin min ilmihi illa bima şae. Vesia kürsiyyühü’s-semaveti vel
-ard. Vela yeüdühü hıfzuhüma. Vehuve’l – aliyyül aziym."

Anlamı : (Kaynak : Diyanet Kuranı Kerim Meali Bakara Suresi 255.Ayet )
"Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur.O’nu ne bir uyuklama tutabilir,
ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte
bulunacak kimdir?O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir.
Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü,
bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri
ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür."

Şimdi Sayın Agnusdei diyecek ki bu bir ayettir sure değildir.Dua olarak okunan okadar çok sure var ki

Örnek olarak size Kafirun Suresini vereyim.

109- KÂFİRÛN SÛRESİ
1. De ki: “Ey Kâfirler!”
2. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem.”
3. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
4. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”
5. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
6. “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”


Alıntı
özür diler haklı olduğunuzu kabul ederim
Özür dilemenizi beklemiyorum.Herkes hata yapabilir.Konuları tartışırken kişilerin söylediklerini görmezden gelip kişileri tartışmak durumundan vazgeçelim. Bu siteye üye olurken bu konularda bir paylaşım içerisine girebileceğimi ummuyordum.Teziniz oldukça ben düşüncemi belirtmeye çalışırım yinede.Ancak karşılıklı saygıyı elden bırakmadan.Evrendeki insanlara olan saygıyı elden bırakmadan , Müslümanı,Hristiyanı,Yahudisi,Ateisti farketmez.

Saygılarımla

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 19, 2011, 03:04:51 ös
Alıntı
Ne ayet dua olabilir ne de dua ayet olabilir sevgili kardeşim!

Benim Allaha ne diyeceğim hususunda Allahın bize bildirmiş olduklarını kullanmamam gibi bir sınırı olabilir mi ? Olamaz. Bu nedenle mantıken dedikleriniz çelişkili ilk baş bunu görün.

İkinci olarak eğer inanıyorsanız o cümleler Allahın cümleleridir.Allahın cümlelerinin kesin doğruluğu,değerli ve kutsal olması gerekir.
Allahtan iyiyi doğruyu isterken onun bizlere söylemiş olduğu kutsal cümleler öğütleri okumak kadar doğal olan birşey yoktur.

Alıntı
Ben Fatiha'nın sure olmadığını söylüyorum size ta, en başından beri ama siz bir türlü bu ayrıntıyı görmek istemiyorsunuz...

Sizin söylediklerinizin doğru olacağı hususunda elimizde bir kanıt mı var ki siz dediniz diye bu böyledir deyip konuyu kapatacağız.

Alıntı
dua olarak okunacak bir ayet varmıdır? varsa buraya yazın
Namazda dua okunur.Bu duaların bazıları surelerdir.(Sübhaneke ve Ettahiyatü bir ayet yada sure değildir ama birer duadır.) (Namazda okunan duaların sadece bu surelerle sınırlı olmadığını belirten din bilginleride vardır.Burası tartışmaya açıktır.Ve bizim konumuzu oluşturmamaktadır).Namazda sadece Fatiha değil bir çok sure vardır dua olarak okunan.

Örnek : Dua olabilen bir Ayet

Ayetel - Kürsi
Latin Alfabesi ile Okunuşu
"Bismillahirrahmanirrahim,
Allahu la ilahe illa huve’l - hayyu’l - kayyum, La te’huzühü sinetün vela nevm. Lehu ma
fissemavati ve ma fil-ard. Men zel-lezi yeşfeu indehü illa biiznih. Yalemu ma beyne eydihim ve
ma halfehum. Vela yühitüne bişeyin min ilmihi illa bima şae. Vesia kürsiyyühü’s-semaveti vel
-ard. Vela yeüdühü hıfzuhüma. Vehuve’l – aliyyül aziym."

Anlamı : (Kaynak : Diyanet Kuranı Kerim Meali Bakara Suresi 255.Ayet )
"Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur.O’nu ne bir uyuklama tutabilir,
ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte
bulunacak kimdir?O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir.
Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü,
bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri
ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür."

Şimdi Sayın Agnusdei diyecek ki bu bir ayettir sure değildir.Dua olarak okunan okadar çok sure var ki

Örnek olarak size Kafirun Suresini vereyim.

109- KÂFİRÛN SÛRESİ
1. De ki: “Ey Kâfirler!”
2. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem.”
3. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
4. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”
5. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
6. “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”


Alıntı
özür diler haklı olduğunuzu kabul ederim
Özür dilemenizi beklemiyorum.Herkes hata yapabilir.Konuları tartışırken kişilerin söylediklerini görmezden gelip kişileri tartışmak durumundan vazgeçelim. Bu siteye üye olurken bu konularda bir paylaşım içerisine girebileceğimi ummuyordum.Teziniz oldukça ben düşüncemi belirtmeye çalışırım yinede.Ancak karşılıklı saygıyı elden bırakmadan.Evrendeki insanlara olan saygıyı elden bırakmadan , Müslümanı,Hristiyanı,Yahudisi,Ateisti farketmez.

Saygılarımla




Yahu sevgilim kardeşim..!  Ben size diyorum ki Ayet, Vahiy'dir! Vahiy, Allah'ın peygamberine gönderdiği kısa mektuptur,talimattır. Sen bir kul olarak, Allah'ın peygamberine gönderdiği talimatı nasıl dua olarak okursun??? Dua , Allah'a yakarıştır,ondan dilemektir. Başını göğe kaldırıp Allah'ın peygamberine gönderdiği talimatları, sende Allaha okuyorsun!? Bu nasıl bir anlamsızlıktır sevgili kardeşim? Namazda, Fatiha dahil okunanların hepsi Duadır. Buyurun Fatiha suresini okuyun bakalım, Allah tarafından elçisine mi gönderilmiş, yoksa kul tarafından Allah'a itaat sözleri mi içeriyor?

Zaten İslam ulemaları da Fatihanın Sure olmadığı konusunda hemfikirler yani...

Birde Sure, aynı isimli Ayetlerin toplamına verilen isimdir sevgili kardeşim!

Saygılar.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 19, 2011, 03:19:20 ös
Alıntı
Zaten İslam ulemaları da Fatihanın Sure olmadığı konusunda hemfikirler yani...

Hangi islam uleması Fatihanın bir sure olmadığını yani ayetlerden oluşmadığını belirtiyormuş ?Kimmiş o hemfikir olanlar bu konuda bizide bilgilendirmenizi bekliyorum.

Alıntı
Vahiy, Allah'ın peygamberine gönderdiği kısa mektuptur,talimattır.

Vahiyin tanımı bu değildir.Çünkü peygamber kelime anlamı olarak elçidir.Kuranda insanlara verilen öğütler,tarihi olaylar... tür bakımından kapsamı geniş olan bir bilgi bütünü,öğreti ... mevcut.Bunları talimat olarak nitelendiremessiniz.

Alıntı
Buyurun Fatiha suresini okuyun bakalım, Allah tarafından elçisine mi gönderilmiş, yoksa kul tarafından Allah'a itaat sözleri mi içeriyor?

Bu sözünüzle kendi yargılamalarınızın tezinize dayanak olduğunu görüyorum.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 19, 2011, 03:24:50 ös
Alıntı
Zaten İslam ulemaları da Fatihanın Sure olmadığı konusunda hemfikirler yani...

Hangi islam uleması Fatihanın bir sure olmadığını yani ayetlerden oluşmadığını belirtiyormuş ?Kimmiş o hemfikir olanlar bu konuda bizide bilgilendirmenizi bekliyorum.

Alıntı
Vahiy, Allah'ın peygamberine gönderdiği kısa mektuptur,talimattır.

Vahiyin tanımı bu değildir.Çünkü peygamber kelime anlamı olarak elçidir.Kuranda insanlara verilen öğütler,tarihi olaylar... tür bakımından kapsamı geniş olan bir bilgi bütünü,öğreti ... mevcut.Bunları talimat olarak nitelendiremessiniz.

Alıntı
Buyurun Fatiha suresini okuyun bakalım, Allah tarafından elçisine mi gönderilmiş, yoksa kul tarafından Allah'a itaat sözleri mi içeriyor?

Bu sözünüzle kendi yargılamalarınızın tezinize dayanak olduğunu görüyorum.


Biz sonra devam edelim S.n Neuman.

Şimdilik Hoşçakalın.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 19, 2011, 03:33:03 ös
Alıntı
Biz sonra devam edelim S.n Neuman.

Şimdilik Hoşçakalın.

İstediğiniz zaman devam edebilirsiniz.

Bir tane islam alimi gösteremezsiniz bana Fatiha Suresinin Allahın sözü olmadığını belirten.

Çünkü müslüman olan islam alimi kuranın her yerine inanmak zorundadır.Fatiha suresinin ayet olduğunu kabul etmeyen müslüman islam alimi olamaz çünkü bu kuranı inkar etmektir.

Siz bir tane örnek bile bulunamazken bu konu hakkında tüm islam alimlerinin hem fikir olduğunu söylüyorsunuz.Yanıldığınız çok açık.

Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Arais - Kasım 20, 2011, 12:58:53 öö


        Sayın Neumann

    Bende sizin gibi düşünüyorum fakat sayın Agnusdei var sayarak konuşuyor.Tartışmak yada cevap yazmak anlamsız.Kısır bır döngüde ilerliyor sohbet 
 
   Sayın Masor1976 nın ve sızın gerek benım yazdıgım paylaşımlarda gerekli doneler var.Karşı çıkan varsa çıksın gereksiz uzadı bu konu bence yinede siz bilirsiniz tabii

       Selamün Aleyküm


      Saygılar
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 20, 2011, 01:17:10 öö
Alıntı
Biz sonra devam edelim S.n Neuman.

Şimdilik Hoşçakalın.

İstediğiniz zaman devam edebilirsiniz.

Bir tane islam alimi gösteremezsiniz bana Fatiha Suresinin Allahın sözü olmadığını belirten.

Çünkü müslüman olan islam alimi kuranın her yerine inanmak zorundadır.Fatiha suresinin ayet olduğunu kabul etmeyen müslüman islam alimi olamaz çünkü bu kuranı inkar etmektir.

Siz bir tane örnek bile bulunamazken bu konu hakkında tüm islam alimlerinin hem fikir olduğunu söylüyorsunuz.Yanıldığınız çok açık.



Sadece Fatiha değil Kuranın tümü Muhammed ve yahudiler tarafından yazdırıldı ve Allah kelamı diye insanlara kılıç zoruyla kabul ettirildi! Size gökyüzünden bu konuyu teyid eden mesajlar bile gelse kabul etmezsiniz... 

Eğer tanımlanan bir yaratıcı varsa, bütün bu tezgahı kurup insanların başına musallat edenlerin belasını versin...
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Prometheus - Kasım 20, 2011, 02:19:13 öö


        Bir  Mason çırak arkadaşım arkadaşım ilk mason toplatısına katıldıgında Mason Üstadlar su konuyu tartışmışlar.Din gereklımıdır.Din olmasaydı Ne olurdu.
   
    Sonuç:Eğer din denen kavram var olmasaydı.Dünya suc bakımından kaosa suruklernır rusvet artar hırsılık artar cınayetler artar.Bu artıs dunyayı bır     kaosa suruklenırdı.Din gereklımıdır.Evet gereklıdır.Din insan egosunu duzenledıgı gıbı toplumsal bır duzenıde sağlamaktadır.

   Yukarıda yazdıklarım kelamların ne işe yaradıgı konusunda bıraz ıp ucu verıyor sanırım.
 
Hayır hiç vermiyor, hatta dünya tarihinde tam tersi görüyorum.

İnsanlık 4 milyon yıldır neden kaosa sürüklenmedi madem? Neden kendi geleceğini tehlikeye atmadı hiç? Neden fütursuzca üremedi? Diğer canlıların yaşam alanlarını neden keyfi yok etmedi? Neden 4 milyon yıl insanlar rekabeti ve kendini beğeneni sevmedi? Neden onca devasa zamanda kimsenin kimse üzerinde tahakkümü yoktu?
Şimdi, dinlerin olduğu bu çağlarda neredeyiz? İnsanlığın yüzde kaçı mutlu, huzurlu?



Neden kişisel mal edinmenin olmayacağı yerde rüşvetin, hırsızlığın olmayacağına inanıyorum? Neden dinlerin ortaya çıktığı çağlardan beridir hep acı, gözyaşı, savaş, agresiflik, katliam, kıtlıklar, salgın hastalıklar, sağlıksız insanlar var? Neden rızkın onda dokuzu ticarette? Neden liberalizm var? Neden kariyer, hijjen rütbe, haddini bilmek var?

Din insanı aşağılar ve kurtuluşu vaad eder, onunda kendisinde olduğunu savunur. Bunu kabul eden uysallaşmış kişiliğini bir takım kurallar dizisine ve onların tekrarına bırakmış, hatta geleceğini aklını emanet insanlar mı daha sağlıklıdır, yoksa bir yaratıcının sistemi olan doğa mı insanı daha sağlıklı yapar?
Bakın evrenin bize hikayesi hala bitmedi, biz var olduğumuzdan beridir devam ediyor, gelişiyor. Ancak dinlerin hikayeleri bir kitaptan daha fazla süremiyor.

Sizce mason üstadlar biraz yanılmamışlar mı? Yoksa tarih bilgileri mi çok zayıftı? Gerçekten böyle düşünüyorlarsa onlara anlatabileceğim çok şey olduğunu düşünüyorum.


Hayır dinler insanlık tarihine yeni hiç bir şey getirmemişlerdir.

Birde Mevlana iyi gider.

Bana göre ise Yunus ve Ömer Hayyam daha iyi gider.

Not: Ateist değilim.


109- KÂFİRÛN SÛRESİ
1. De ki: “Ey Kâfirler!”
2. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem.”
3. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
4. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”
5. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
6. “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”


Bana "Cihad edin" diyen bir ayet var gibi geldi?
Yoksa bütün dinlerde olduğu gibi başlangıç dönemlerinde inanılmaz şefkatli, hoşgörülü ve saygılı olan dinlerin, sonra güç eline geçtikçe tarihte ki en büyük katliamları yapmalarını hatırladım.  İsa zaten şefkat doluydu ama zamanında meyva vermeyen ağaca küfür edebiliyordu. Muhammed'e ilk inanan köleler olmuştu. Musa ve ibrahimoğullarıda zaten baştan aşağı yare içindeydi, şimdi gel gör ki torunları neler yapıyor.

Miras konusundaki açık hala yama tutmuş değil. Mantık olarak geleceği bilen bir yaratıcının ve her şeyin sorumlusunun başkalarını sorgulaması da kafama bir türlü yatmadı. Geleceğimi bilmiyordu yoksa? Gerçi onuda bir tek onun bilebileceğini söylüyor. O her şeyin hem beyaz kısmını hem siyahını da söylüyor gerçi. 

Sayın agnudei konusunda haklı görünüyor. Ben sadece hem emir, hem dua olayını kastetmiyorum.

Kelamlar Allahın ise bu işte bir gariplik var.



Ben Kuranın baştan aşağı Muhammed'in kelamı olduğunu sanmıyorum, çoğunun bir yaratıcı tarafından gönderildiğini hiç düşünmüyorum.

Siz istediğinize inanın...
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: neumann - Kasım 20, 2011, 08:20:59 öö
Sayın Arais in artık konuyu sonlandırmak gerektiği düşüncesine katılıyorum.Artık durum inanç tartışmasına girdi.

Ben söyleyeceklerimi söyledim.Tüm cevaplar ve cevapsızlıklar ortadadır.

Ben şu an bir ateist olsaydım bile şu yazdıklarımı söylerdim.Çünkü doğru olan bu.Kuran ile belirtilen bu.İster ateist ol ister başka bir inançta.

Gerçekler çok açık ortada.Bu konuyu okuyan biri yazılan mesajları okuduğunda dahi görecektir ne olduğunu.

Kelimelerle haklı ataması yapmak anlamsızdır.

Hoşçakalın.


Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: agnusdei - Kasım 20, 2011, 08:27:44 öö
Sayın Arais in artık konuyu sonlandırmak gerektiği düşüncesine katılıyorum.Artık durum inanç tartışmasına girdi.

Ben söyleyeceklerimi söyledim.Tüm cevaplar ve cevapsızlıklar ortadadır.

Ben şu an bir ateist olsaydım bile şu yazdıklarımı söylerdim.Çünkü doğru olan bu.Kuran ile belirtilen bu.İster ateist ol ister başka bir inançta.

Gerçekler çok açık ortada.Bu konuyu okuyan biri yazılan mesajları okuduğunda dahi görecektir ne olduğunu.

Kelimelerle haklı ataması yapmak anlamsızdır.

Hoşçakalın.




Umarım bir gün Kuranı itaat etmek için değilde, anlamak için okursun sevgili kardeşim...

Saygılar.
Başlık: Ynt: Muhhammed’in Kelamı
Gönderen: Masor1976 - Kasım 20, 2011, 08:45:06 öö
Sayın Prometheus, objektif bakabilme şansınız olduğu için gerek deist gerekse ateist görüşlerin din hakkındaki araştırmaları bence din adamlarının araştırmalarından daha fazla değer taşıyor. Ki günümüzde deist yönetim en başarılı ve en barışçıl çözüm şekli olarak oturtulmuştur. Fakat yaklaşım şekli önemlidir, yani eğer Hz.Muhammed'e sübyancı derseniz dayağı yersiniz.

Eskiden mirc diye bir chat programı vardı orada islam kanalında bir komunist kadınla muhabbet etmiştim. Kadın komunistti fakat eşi radikal islamcıydı. Kadın DHKPC örgütündendi eşi ise İBDAC... Nasıl anlaşıyorsunuz diye sorduğumda aslında aynı şeyi savunuyoruz sadece komunizmde tanrı inancı yok demişti. Bu durum bana çok değişik gelmişti. Fakat biraz eşeleyince fikirlerini ana tema "bu iş kansız olmaz" gibi kelimeler sarf ediyordu. Anladığım kadarıyla insan olmanın ve insan psikolojisinin yansımaları her ideolojide hakim. Yani farklı düşünen insanları rakip olarak görerek yok etme iç güdüsü. Mesela bir bayan arkadaşımın bir tezi vardı ilginç bir tez. Erkekler aslında eşini kıskanmaz, diğer erkeklerin cinsel performansının kendisinden daha iyi olma ihtimalini kıskanır demişti. Aslında temelinde kötü bir yönetim sistemi ve ideoloji yok pratikte insanoğlunun eline geçen her sistem zamanla yozlaşıp bozuluyor.

Hz.Muhammed'in kelamı veya Allah'ını kelamı;  neticede Hz.Muhammed'in vefatıyla ciddi bir muhammedi kıyımı yapılmış ve islam maskesi altında canavalarlar hükümdar olmuştur. Bu nedenle günümüze kadar gelen islami inançların hiç birisi aynen günümüzdeki resmi tarih kitapları gibi gerçeği yansıtmakta iktidarsız olabilirler. Yani gerçekleri dile getirme cesaretini gösterebilenler ve eserleri yok edilmişlerdir genelde.

Her halukarda islam türevleri olan bir dindir ve hangi türev aslını ifade eder veya aslı nedir bunların özgür düşünebilen din adamlarınca ortaya konmaya ihtiyacı var. Ne kadar tartışırsak tartışalım bizim bu gibi konularda yeterli ilmimiz olmadığı için bu türevler arasında dönüp dolaşıp zamanımızı boşuna harcamış olacağız.

Saygılarımla.