Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Musa zamanında inananlara zulmeden ve kızıl denizde bogulan firavun Kimdir?  (Okunma sayısı 34913 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 13, 2007, 01:20:32 öö
  • Ziyaretçi

Bu adam efsane değil, gerçekten yaşadı... Merak ettiğim bu entellektüel ortamda Firavun'un hangi firavun olduğunu bilenin olup olmadığıdır...

« Son Düzenleme: Mayıs 13, 2007, 02:19:59 öö Gönderen: La_Merica »


Mayıs 13, 2007, 02:12:27 öö
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

Sn.ElmasMehmet,
Yahudilik bölümünde açtıgınız konu uygun baslık altına tasınarak baslıgı daha açık hale getirilmiştir....Baslıkta yanılgıya dustu ısem lutfen gereklı duzenlemeyı yapınız....Bilgilerinize...
                                                                                                    Saygılarımla
« Son Düzenleme: Mayıs 13, 2007, 02:25:11 öö Gönderen: La_Merica »
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Mayıs 13, 2007, 03:34:27 öö
Yanıtla #2
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Sayin ElmasMehmet,

Sorunuzu cevapsiz birakmak istemem.


( Diyanet Vakfı Meali ) Yunus Suresi: 92. Ayet:      

(Ey Firavun!) Senden sonra geleceklere ibret olması için, bugün senin bedenini (cansız olarak) kurtaracağız. İşte insanlardan bir çoğu, hakikaten ayetlerimizden gafildirler.

Tefsiri: 92. Hatta bugün bile, Firavun'un cesedinin yüzerken bulunduğu yer, bölge sakinlerince gösterilir. Bu yer Sina Yarımadası'nın batı kıyısındadır ve şimdi Cebel-i Firavun (Firavun Dağı) olarak bilinir. Bu dağın yakınında da, Hammam-ı Firavun (Firavun Hamamı) denen sıcak bir kaplıca vardır ki, Firavun'un cesedinin bulunduğu söylenen Ebu Zenime'den birkaç mil mesafededir.

Eğer boğulan Firavun, Hazreti Musa'nın (a.s) kendisine gönderildiğinde Mısır'ı yöneten Minfetah ise, mumyalanmış cesedi hala Kahire müzesinde sergilenmektedir. Sir Grafton E. Smith Firavun'un mumyasından bandajları kaldırdığında cesedi üzerinde bir tuz tabakası bulunmuştu ki, bu onun denizde boğulduğunun apacık delilidir.


Aciklamalara gore Kizil denizde bogulan ve 40 yildan fazla hukum surebilmis tek Firavun, 2. Ramses`dir. Hakimiyeti 67 yil surmustur. Yaklasik 92 yasinda olmustur.

 

   
« Son Düzenleme: Mayıs 13, 2007, 03:57:24 öö Gönderen: MASON »
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Mayıs 13, 2007, 04:35:31 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Sayın Merica,

Düzeltmeyi bildiriyorum: Musa zamanında Hazret-i Musa'ya ve İbrani Milleti mensuplarından ona inananlara zulmettiği ve Kızıl Deniz'de boğulduğuna inanılan Firavun kimdir?

Sayın Mason,

Sizi kutlarım. O firavun dediğiniz gibi II. Ramses'tir.

Yine de bol hatalı bilginiz var. Şimdilik hatalarınızdan bir kısmını bir alıntı ile toptan düzeltiyorum. Konu teknik olarak izin verdiğiniz ölçüde ilerleyecektir.

"In Paris, Ramesses' mummy was diagnosed and treated for a fungal infection. During the examination, scientific analysis revealed battle wounds and old fractures, as well as the pharaoh's arthritis and poor circulation. For the last decades of his life, Ramesses II was essentially crippled with arthritis and walked with a hunched back,[24] and a recent study excluded ankylosing spondylitis as a possible cause of the pharaoh's arthritis.[25] A significant hole in the pharaoh's mandible was detected while "an abscess by his teeth was serious enough to have caused death by infection, although this cannot be determined with certainty."[26] Microscopic inspection of the roots of Ramesses II's hair revealed that the king was originally a redhead.[27] After Ramesses' mummy returned to Egypt, it was visited by the late President Anwar Sadat and his wife"

http://en.wikipedia.org/wiki/Ramesses_II

Saygılar...

Not: II. Ramses konusu ilerletildiği takdirde inançlarla gerçeklerin ne kadar zıt olduğu görülecektir. Bunun üzerine inşa edilecek olan tartışmalardan birisi de hiç kuşkusuz inancın mı ya da gerçeğin mi daha değerli/ daha soylu olduğunun sorgulanması olacaktır... Tabi'i ki bu tartışma ve bilgi alış verişi, iftira bile olsa inancın gerçekten üstün ve saygın olduğunun kabul edildiği bir kural söz konusu olma durumunda uygulamaya sokulmadan site sahiplerince engellenecektir. Bu da insanların hayat tarzları gereğidir ki, buna da saygı duyduğumu bildiririm; zira, öyle bir durum varsa da, nereden baksanız burası o tarzda düşünen şahısların bir internet sitesidir ve bu şahıslar kendilerine ait buradaki sanal dünya dışında kimsenin hayatına müdahale etme imkanına ve de, inanıyorum ki, niyetine sahip değildir; ki bu durumda somut bir biçimde mağdur olan ya da olacak olan yoktur.

Not II: Sayın Mason, keşke meal ile tefsiri alt alta koymasaydınız; bu ayetin tefsiri, aklı başında bir insan olarak mealden bu kadar alakasız gördüğüm en yetersiz ve mantık dışı ve usule aykırı tefsir, ki bana uyar ya da uymaz bana mantık dışı gelen bir tefsir okumadım; tefsir uzmanı olduğumu söylemiyorum, ama biraz insaf gösterin...

Not III: Sayın Mason bu yazımdan rahatsız olduğunda yazımı silmez ve yazımdaki Mason düşüncesine ya da kendi düşüncesine göre kaba olan bölümleri ve de kelimeleri kesip yapıştırarak, ve her ayrıntıda rahatsız olduğu noktaları nedenleri ile açıklayarak, müdahale ederse kendisini temin ederim ki, kendi düşüncesindeki saygınlıktan çok daha saygın bir iş yapmış olacaktır. Ve bu rahatsızlık duyduğu noktalara memnuniyetle açıklamalar burada tarafımca yazılacaktır.
« Son Düzenleme: Mayıs 13, 2007, 06:40:43 öö Gönderen: ElmasMehmet »


Mayıs 13, 2007, 05:17:58 öö
Yanıtla #4
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Verdiginiz kaynaktan bir baska paragraf:

At least as early as Eusebius of Caesarea, Ramesses II was identified with the pharaoh of whom the Biblical figure Moses demanded his people be released from slavery.

This identification has often been disputed, though the evidence for another solution is likewise inconclusive:

    * Critics point out that Ramesses II was not drowned in the Sea. Although the Exodus account makes no specific claim that the pharaoh was with his army when they were "swept ... into the sea," the account in Psalm 136 does claim both Pharaoh and his army were destroyed at the sea.


Baska bir kaynaktada yazan aciklamalar:

Tevrat’a göre Musa’nın Mısır’dan Çıkışı M.Ö. 1447 yılında gerçekleşmiştir ve Ramses adı geçtiği için tarihçiler o zamanki firavunun Ramses II olduğunu varsaymışlardır. Ramses II ile ilgili dev eserlerin ortaya çıkışı 19. yüzyılın hayal gücü üzerine büyük etki yaratmıştır. Tarihçiler buna dayanarak Çıkış’ın M.Ö. Ramses (M.Ö. 1279-1213) dönemine denk gelen yıllarında olabileceğini varsaymışlardır, ama bunu kanıtlayabilecek herhangi bir bulgu ortaya çıkmadığı gibi, Tevrat’ın söz ettiği çalkantılı dönemlerin izine de rastlanmamıştır. Ramses sözcüğü Tevrat’ta Yusuf’un döneminde de yer alıyor ve akademisyenler bunun genel bir terim olduğu düşüncesindedirler. Bu yüzden Velikovsky ve Tarihçi David Rohl “Zamanın Kanıtı” (A Testament in Time) ve “Cennet Bahçesinden Sürgüne”  (From Eden to Exile)  eserlerinde Çıkış firavununun 13’üncü hanedandan Dudimose olduğunu savunmuşlardır. Aslında Musa bir İbrani ismi olmayıp, Mısır dilinde oğul anlamına gelir. Bu isim, genelde firavunlara ve prenslere verilir. Örneğin Tutmoses, Tut (Tanrı Thoth) oğlu, ve Ramose Ra (Tanrı Ra) oğlu, Amenmose (Tanrı Amen) oğlu demektir. Firavun Dudimose’un (veya Tutimaos) en uygun firavun olma gerekçesi eski Mısır tarihçisi Manetho’ye dayanmaktadır. Ona göre Dudimose zamanında “Biz [Mısırlılar] Tanrının gazabına uğradık” ve o dönemdeki büyük felaketin arkeolojik kalıntıları ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Manetho’ya göre Dudimose’tan hemen sonra Mısır zayıf düşmüş ve Hyksoslar hiç karşılık görmeden Mısır’ı zapt edebilmişlerdir.

Tevrat’a göre Firavun, İbrani halkını azat edip ülkeyi terk etmeye izin vermediği için Mısır’ın başına 10 felaket gelmişti. Bunlar: 1) Nil nehrinin kana dönüşmesi; 2) Kurbağa istilası; 3) Sivrisinek istilası; 4) Atsineği istilası; 5) Hayvan ölümleri; 6) Çıban belası; 7) Dolu belası; 8 ) Çekirge belası; 9) Karanlık Belası; 10) İlk doğan çocukların ölümüdür.

Velikovsky’nin önemli savlarından biri İpuwer papirüse dayanır. Mısır’ın eski hanedan dönemine ait bu papirüs 1828 yılında bulunmuş ve halen Hollanda’nın Leiden Müzesi’nde sergilenmektedir.  Akademisyenler bunun bir bilmece veya kehanet olduğunu düşünmüşlerdir, ancak bu papirüs açık bir şekilde Mısır’ın başına gelen felaketler zincirini anlatmaktadır. Nil nehrinin kana dönüşmesi, suların zehirlenmesi, göklerin kararması, hayvanların ölmesi, yangınlar, depremlerle Mısırlıların perişan ve aç bir vaziyete düşmelerini kaydeder. Eğer Velikovsky’nin savı doğruysa, bu sav Mısır tarihinde Tevrat’ta söz edilen olayların Mısır tarihinde izleri bulunmadığı görüşünü çürütür.     

Girit yakınlarında, Thera adasında Santorini yanardağının patlamasının yaklaşık olarak o dönemlerde gerçekleştiği düşünülmektedir. Jeologlar M.Ö. 1626 ve M.Ö. 1360 gibi farklı tarihler vermektedir ve Velikovsky’e göre bu sıralarda yanardağlarda zincirleme patlamalar vardı. Santorini adasının patlaması, Girit uygarlığının yok olması gibi, tarihte birçok radikal değişimlere sebep olmuştu. Ortaya çıkan bu patlamanın, 1883 yılında tüm dünyayı sarsan ve 35 bin kişinin ölümüne yol açan Karakatoa yanardağının patlamasından kat kat güçlü olduğu ortaya çıkmıştır ve Vesuvius yanardağının patlaması da aynı zamana rastlar. Santorini yanardağının nükleer bombadan bin kez daha güçlü olduğu hesaplanmıştır. Velikovsky’e göre volkanik Sina dağı da aynı anda patlamıştı. Tevrat’ta, Çıkış’tan hemen sonra İsrailoğulları Sina’ya yürüyüşü “Tanrı önümüzde gündüz bir duman sütunu gibi ve gece bir alev sütunu gibiydi” diye tanımlanır. Volkanik patlamaların gündüz ve gece böyle gözlemlendiği doğrudur.

Yazan  Kemal Menemencioğlu
http://www.hermetics.org/musa-firavun.html


Sonuc olarak. Sizinde dediginiz gibi, konu bilim ve Inancin kesistigi ve bu zamanda dahi, tam ve kesin bir yaniti bulunamayan bir sorudur.

Konuda, Kuran, Incil ve Tevrattan arastirdiginiz zaman elde ettiginiz sonuclar ile, bilimsel arastirmalardan elde ettiginiz sonuclar birbiri ile celismektedir.
« Son Düzenleme: Mayıs 13, 2007, 05:29:41 öö Gönderen: MASON »
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Mayıs 13, 2007, 05:33:05 öö
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

Sn.ElmasMehmet,
Acıklamanız yerınde lakın bunu baslık olarak kullanmak maalesefkı mumkun degıl en uzun baslık bu kadar sızınkısı harf lımıtının cok uzerınde hatta bu konunun basına bıle hz. kelımesı eklemek mumkun degıl cunku harf yerı yok...Bilgilerinize
                                                                                                                           Saygılarımla
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Mayıs 13, 2007, 05:49:59 öö
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sayın Mason, konuya Tevrat, İncil, Kur-an ve türevleri olan kutsal kitaplardan ve de bunları  doğrulamaya çalışan dini bütün insanların makalelerinden, lütfen, kaynak göstermeyin. Eklenti: Biraz haksızlık ettiğimin farkındayım, özür dilerim. Ama Gerçekle imanı ötüştürmeye zorlama eserleri maalesef kişisel zaafım (!) nedeniyle ciddiye alamıyorum. Bunun temel nedeni de "Kahrolası" Firavun II. Ramses'tir cevabı ve II. Ramses değilse "Kimdir o mel'un?" sorusunun cevabının muallakta kalmasıdır... 

II. Ramses'in mumyası bakım ve adli tıp incelemeleri için 1974'te Paris'e uçakla vardığında, Fransız devlet başkanı ve cumhurbaşkanlığı muhafız alayının katıldığı bir devlet töreni ile karşılandı...

İman kitaplarının dışındaki bilimsel veriler ve arşivler kendisini antik tarihin -belki de tüm tarihin- en başarılı ve sevilen devlet adamı olduğunu gösteriyor... Arkeolojik veriler ve arşivler ayrıca kendisini yüzüstü bırakan şımarık İbrani işçilerin -köle değil, işçi- onca sıkıntı ortasında Mısır'ı dertleri ile başbaşa bıraktığını ve Ramses'in başına gelen her ailevi felakette -çocuklarının ve karısının ölümünde- Yahudi liderlerin Mısır'ın başına gelen uydurma felaketler yazdığını, bu felaketlere rağmen Ramses'in gerçek bir devlet adamı olarak dimdik ayakta durup Yahudilerin Mısır'ı terk etmesinden sonraki bir iki yıl sonraki 40 ila 45 yıl ülkesini refah ve adalet içinde yaşattığını göstermektedir... İlaveten: Arkeolojik veriler, arşivler ve diğer bütün bilimsel veriler İbrahimi imanı doğrulamamakta, yalanlamaktadır.

Pozitivist bilime dayanarak değerlendirdiğimizde: Semitik iman, tarihin gelmiş geçmiş en büyük iftirasını özünde taşımaktadır.

İbrahimi kaynakları değerlendirdiğimizde de: II. Ramses gelmiş geçmiş en rezil insandır. Neden? Çünki Hazret-i Musa'ya biat etmemiştir. Bu arada,  dikkatinizi çekerim, Tevrat ve sair büyük kitaplarda rivayet edildiğine göre Mısır'ın zulmünden (!) kurtulan Yahudiler sonraki orta vadede, en başından sonuna kadar, hep şikayet etmekte ve sıkıntı içindedir...

Ek,

Sayın Merica, açıklamanız tatmin edicidir. Sağ olun... Yine de, artık umursamamla beraber, daha saygılı bir ifade bulabilirseniz uygun olacaktır. Zira malum-ı aliniz bu dünyada "var sayılan" dindar çoğunluğa rağmen önemli oranda dindar olmayan insan da var; bu insanların arasında pozitivist bilime bağlı çok sayıda da insan var; ve bunlardan bir kısmı da antik tarihi biliyor -ki o bir kısım eminim en az bir milyon kadar var- ve onlar da rencide olabilir. Bu açıklamamdaki maksat: Ahenk olsun...

Not: Sayın Mason bu yazımdan rahatsız olduğunda yazımı silmez ve yazımdaki Mason düşüncesine ya da kendi düşüncesine göre kaba olan bölümleri ve de kelimeleri kesip yapıştırarak, ve her ayrıntıda rahatsız olduğu noktaları nedenleri ile açıklayarak, müdahale ederse kendisini temin ederim ki, kendi düşüncesindeki saygınlıktan çok daha saygın bir iş yapmış olacaktır. Ve bu rahatsızlık duyduğu noktalara memnuniyetle açıklamalar burada tarafımca yazılacaktır.
« Son Düzenleme: Mayıs 13, 2007, 06:39:45 öö Gönderen: ElmasMehmet »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Turkler kimdir?

Başlatan Hamlet « 1 2 3 4 5 » Turkler

46 Yanıt
43651 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 12, 2010, 09:55:22 ös
Gönderen: Texan
1 Yanıt
9501 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2007, 09:29:31 ös
Gönderen: Fraternis
20 Yanıt
20682 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 15, 2007, 01:16:09 ös
Gönderen: Prenses Isabella
Musa yalan mı söyledi?

Başlatan Daemon « 1 2 » Yahudilik

14 Yanıt
9430 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2008, 02:36:33 ös
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
3231 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2008, 01:54:20 ös
Gönderen: bugfree
13 Yanıt
19718 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2012, 03:19:44 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
7695 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2009, 05:57:27 ös
Gönderen: dogudan
25 Yanıt
18328 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2012, 02:28:17 ös
Gönderen: cerberus
2 Yanıt
9946 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 21, 2011, 12:14:03 ös
Gönderen: Maledictum
0 Yanıt
3674 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 09, 2013, 03:30:23 ös
Gönderen: evvah