Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Milletler Tarihi => Tarih => Osmanlilar => Konuyu başlatan: Fraternis - Mart 26, 2007, 01:29:39 ös

Başlık: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 01:29:39 ös
Bu konuda bir yazı dizisi hazırlıyorum bulduğum bilgileri kaynaklarıyla birlikte ilginize sunacağım.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 02:13:21 ös
           Birinci Bölüm...

             Doktor raporları sonucu Sultan V. Murat 'ın iyileşmeyeceği ortaya çıkınca , Veliaht Abülhamid 'in Osmanlı tahtına oturması zorunlu hale gelmişti. İngilizler , Yeni Osmanlılar ve Masonlar tarafından daha Sultan Abdüllaziz zamanında Padişah olmasına çalışılan ve hatta bu uğurda onun için '' hal '' olayına bile başvurulan Sultan V. Murat 'ın işbaşından uzaklaştırılması , adı geçen taraftarlar için çok kolay olmamıştır.
           
             Sonra bunlar , Veliaht Abdülhamid 'e şüphe ile bakıyorlardı. Onun cülusunu müteakip Yeni Osmanlıları takibata alması ise , ona şüpheyli düşmanlığa çevirmeye başlamıştı. İşte buna başka sebeplerde eklenince , Yeni Osmanlılar onu hal edip yerine iyileştiği iddia edilen V. Murat 'ı yeniden yeniden başa getirmeye yönelik ihtilal olayları kendini gösterdi.
           
             Sultan II. Abdülhamid 'i hal 'i esas alan ilk ihtilal hareketi 20 Mayıs 1878 'de ortaya çıkan ve adına '' Ali Suavi Vakası '' veya '' Çırağan Vakası '' denilen ihtilal hareketidir. Adı geçen ihtilalin lideri Ali Suavi idi. Yeni Osmanlıların bir üyesi olan Ali Suavi Türkiye 'de Meşrutiyet propagandası yapması sonucu Avrupa 'ya kaçmış , burada dokuz yıl kalmış , Sultan II. Abdülhamid 'in tahta geçmesini müteakip İstanbul 'a gelerek , İngiliz Sait Paşa 'nın onu Sultana takdim etmesi sonucu , Sultanın '' has müşaviri '' olmuştu.

             Sultan II. Abdülkamid daha sonra Ali Suavi 'yi Saraydan uzaklaştırarak Galatasaray Lisesi Müdürlüğüne atadı. Ali Suavi dengesiz hareketleri gerekçesiyle bir müddet sonra bu vazifeden azlolundu. Bu yüzden sefalete düşerek Abdülhamid 'in can düşmanı kesildi.
           
             Bu sırada İstanbul 'da V. Murat 'ın iyileştiğisöylentileri dolaşıyordu. Bu söylentiyi annesi Sevkefza Sultan çıkarmıştı. Amacı , oğlunun hastalığı sebebiyle tahtı '' vekaleten işgal ettiğini öne sürdüğü '' II. Abdülhamid 'i iş başından uzaklaştırarak yerine oğlunu getirmekti.

             Ali Suavi , acaba Sultan II. Abdülhamid 'e karşı ihtilal girişiminde bulunurken , bunu sırf kendi şahsi ihtirasını tatmin etmek için mi yapmıştı ? İşin içinde başka sebepler de var mıydı ?


Birinci Bölüm Sonu...
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: SublimePrince - Mart 26, 2007, 04:57:08 ös
Paylasim icin tesekkurler :)
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 05:24:35 ös
Rica ederim ilginiz için sağolun

Sayılaırmla.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: MASON - Mart 26, 2007, 06:02:42 ös
Kaliteli ve caba gosterilmis bir arastirmanin sonuclarini guzel yansitiyorsunuz. Okudugunuz bolumde basarili oldugunuz anlasilabiliyor. Guzel bir yazi dizisinin baslangici olduguna inaniyorum. Tebrik ederim.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 06:06:28 ös
Teşekkür ederim dileğim bu bir başlangıç olr ve çeşitli konularda araştırma yazıları ilgililerle paylaşılır.

Bu sitede böyle bir imkanı sağlamış olduğunuz için bende sizi tebrik ederim.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 06:08:57 ös
  İkinci Bölüm :

          Çeşitli kaynaklara ,  göre bunda Rus ve İngiliz parmağı vardı. Buna sebep 1877-78  Türk-Rus Harbi 'nin meydana getirdiği kargaşa ortamı idi. Ruslar 'ın galibiyeti ile sonuçlaan saa , 3 Mart 1878 'de imzalanan Ayestefanos Antlaşması ile sona erdirilmişti. İçinde kendisinin buladığı adı geçen antlaşmayı menfaatlerine aykırı bulan İngiltere buna itiraz emişti. Bu itiraza , bir kısım Avrupa devletleri de katılına , eni bir sulh antlaması çin Berlin 'de konferans toplaması kararlştırıldı.

          İnglitere , bu konferansta Türkiye lehine yardım karşılığı ondan taviz kopamak peşine düşmüştü. Bu uğurda Kıbrıs 'a yerleşmenin yanında , Doğu Anadolu 'da Ermeniler lehine ıslahat istiyor , Sultan bunları kabul etmemek için direniyordu. Rusya ise , toplanacak olan Berln Konferansı 'nda II. Abdülhamid 'in rölünün kendisi açısından zararlı olabileceğini düşünüyordu.

          İşte bu sebeplerden dolayı İngiltere ve Rusya , Osmanlı Devleti 'nden istedikleri tavizleri almak için adı geçen konferansa '' Sultan Abdülhamid 'siz '' bir Türkiye ile girmek istiyordu.
     
          İngiltere Sultanı gerek Rus gerekse '' hal '' korkularıyla yola getirmeye çalışırken , Rusya da önceden '' deli '' olduğunu ileri sürerek '' kendisi ile çalışmayacağı '' doğrultusunda aleyhine propaganda yaptığı deli V. Murat 'ı iş başına getirip , onun bu pozisyonundan faydalanarak tavizler koparmak peşine düşmüştü.
     
          Her iki devlet de bu emellerini gerçekleştimek uğrunda en müsait kişi olarak Ali Suavi 'yi bulmuşlardı.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 07:35:21 ös
Konuda buraya kadar sürekli adını gördüğümüz ve devamındada baş aktörlerden biri olan Ali Suavi 'nin benim hayatımdaki yeri başkadır ,  şöyleki öğrenim hayatıma başladığım ilkokul İzmir Bornova daki Ali Suavi İlköğretim Okuluydu. Bu sebepten Ali Suavi hakkında detaylı bir araştırma yaptıktan sonra hayatı mesleği düşünceleri hakkında toplayabildiğim bilgileri sizlerle paylaşmak amacındayım. Şunuda belirtmeden geçemiycem yazımda kimseye sataşma yada karalama amacı olmamakla birlikte tarihin sırlı yollarında yürüyebildiğim kadarını aktarıcağım...

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 08:20:17 ös
        Üçüncü Bölüm :  

         Ali Suavi ötedenberi İngilizler 'e taraftar birisi idi. Ayrıca Suavinin eşi de bir İngilizdi. Ali Suavi , İngiliz siyasetine taraftar ve saray müşaviri İngiliz Sait Paşa 'nın da dostu idi. Fakat o İngilizler 'in II. Abdülhamid 'e itimat etmediklerini de biliyordu. Bu sebepten Sultan V. Murat 'dan faydalanmayı lüzumlu görüyordu.
       
         Ali Suavi bazı İngilizler 'le mektuplaşarak '' Sultan Murat 'ın saraydan alınarak bir İngiliz gemisiyle Londra 'ya kaçırılmasını '' planlıyordu.
       
         Bu sırada V. Murat 'ı (*) destekleyen Masonlar da onun iyileşmesi e bunun sonucu tahta yeniden geçmesini istiyorlardı.

          İstanbul 'da bulunan Sultan Murat taraftarları bir taraftan da harekete geçmek için toplantılar yapıyorlardı.

          Kendisi de bir Mason olan Ali Suavi , Masonların desteği yanında İngilizler 'in de aktif desteğini almaya çalışıyordu. Ali Suavi ile işbirliği halinde çalışan Sultan V. Murat 'ın annesi , İngiliz Sefiri Layard 'a gizli bir ajanını göndererek , oğlunun lehine İngiltere 'nin desteğini istemiş , hatta Sefirin bizzat Çırağan Sarayı 'na giderek Murat ile görüşmesini talep etmişti.

          İngiliz Sefirinin V. Murat 'la görüşüp görüşmediği bilinmemekle beraber , İngiliz Konsolosluğu Baş Tercümanı İstavridis 'in kardeşinin Ali Suavi ve V. Murat ile işbirliği halinde olduğu bilinmektedir. İstavridis , Sarayda bir gece kalmış , Sultan V. Murat 'ın dairesinde yatmış ve Murat 'ın kaçması için bir plan yapmıştı.

(*) Mimar Sinan Dergisinde Süha Umur , V. Murat 'ın nasıl ve nerede Mason olduğunu araştırarak sonucu açıklamıştır. Buna göre V. Murat '' Prodos Locası '' nda eriştirilmiştir. 1868 'de açılmış bulunan bu locada 1872 yılında Kleanti Skalyeri Üstadı Muhterem idi. V. Murat 'ın eriştirilmesi ise gizlice Luis Amiable 'nin Kadıköy 'deki evinde yapılmıştır.
 Kaynak :    
Abdurrahman Erginsoy , '' Türkiye 'de Masonluğun Doğuşu '' ( Erciyaş Yayınları )
         

 Üçüncü Bölümün Sonu :
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 27, 2007, 03:42:27 ös
  Dördüncü Bölüm :


          Bu plana göre Saray 'ın karşısına bir İngiliz gemisi gelip demirleyecek ve bu geminin geldiği gün Sultan Murat 'ı kaçırmaya memur olanlar bir yolunu bulup Çırağana girecekler ve gece yarısı gemiden fenerle Saray 'a bir işaret verilecek ve bir de sandal göndericeklerdi. Gemiden verilen işaret üzerine Saray 'a girmiş olanlar Sultan Murat 'ı alıp , yavaşça rıhtıma inecekler , oradaki nöbetçilerden birisini güzellikle veya zorla elde edip , sandal ile Sultan Murat 'ı İngiliz gemisine götüreceklerdi. Çırağana giren İstavridis , Sultan Murat 'ın kaçırılma planını tertip ettikten sonra ertesi gün yine çıkıp gitmişti. Bu kaçırma olayı çerçevesinde diğer bir iddiaya göre , Sultan Murat , bir İngiliz gemisi ile Londra 'ya değil , bir Rus gemisi ile Odesa 'ya kaçırılacaktı.

          Bu olayı planlayanlar İstavridis 'in yanında yer alan üç kişi idi : İstanbul 'da Prodos Locası  'na kayıtlı Leh asıllı Mihalovsky, Maliye Nezareti memurlarından Hüsnü Bey  ve Adliye Nezareti memuru Mehmet Bey. İ. Hakkı Uzunçarşılı  'ya göre , V. Murat ilkin Odesa 'ya kaçırılarak buradan Londra 'ya götürülüp , iyileştikten sonra , İngiltere ve Rusya devletlerinin ittifakı ile hükümdar ilan edilecekti. V. Murat 'ın Odesa yolu ile Londra 'ya kaçılırması planının Ali Suavi Vakası ile ilişkisi olup olmadığı bilinmemektedir.

          Ali Suavi 'nin kaçırma teşebbüsünde , Türk-Rus Harbi sonucu İstanbul 'a gelen Rumeli göçmenlerinden bazıları kullanılmıştır.

           Ali Suavi 'nin Çırağan Sarayı Baskını 'nda kullandığı göçmenler içinde öncü rolü oynayan Nişli Salih ve Çerkes Nazi 'nin 1877-78 Türk-Rus Harbi 'nde Rusya hesabına casusluk yaptıkları iddia edilir. Bu iki casus , Türk ordusu Şıpka Geçidini almak için Ruzlar 'la canla başla savaşırken , askere moral bozucu propaganda yapmışlardı. Süleyman Paşa bunları yakalatıp , Edirne Divan-ı Harbine sevketmiştir. Daha sonra bunlar , bir yolunu bulup , buradan İstanbul 'a kaçarak Ali Suavi Vakasına Rusya hesabına katılmışlardı.


      Dördüncü Bölüm Sonu

Saygılarımla.
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Hamlet - Mart 28, 2007, 04:41:16 ös
vaybe, Kocca Padisahi kacirmak ha? hakakten yurek ister bunu yapmak. devamini merak ettim dogrusu.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 28, 2007, 04:44:09 ös
Devam edecek

To be continued... :D
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: SublimePrince - Mart 28, 2007, 06:00:17 ös
Foruma katkilarinizdan dolayi tesekkurler. Mesajlariniz gayet iyi arastirilmis ve kaliteli.
Saygilar...
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 29, 2007, 04:01:39 ös
  Beşinci Bölüm...


             Ali Suavi veye Çırağan Vakası , 20 Mayıs 1878 'de şöyle gerçekleşti : Ali Suavi , Türk-Rus Harbi mağduru Rumeli 'li Müslümanları müdafa için bir cemiyet kurduğunu ileri sürerek , etrafında topladığı 500 kadar göçmeni , '' Padişahın ihsan ve hediyesini almak  '' bahanesi ile Çırağan Sarayı önüne toplayıp , bunlarla Sarayı aniden basarak içeri girdi. Doğruca harem dairesine giden Ali Suavi burada V. Murat ile karşılaşınca , Sultan Murat bunlara '' Kardeşimi ne yaptınız ?  '' diye sormuş onlar da Abdülhamid E henüz bir şey yapmadıklarını ve evvela kendisine biat edilerek onu '' hal edeceklerini '' söylemişler ve bundan sonra Sultan Murat 'ı sürükleyerek götürmeye başlamışlardı.

             Sultan Murat , Ali Suavi ve Çerkes Nazi 'nin kolları arasında idi. Baskına katılanlar , '' Sultan Murat çok yaşa  '' diye bağırıyorlar ve alkışlıyorlardı. Bu sırada , hemen Beşiktaş Muhafızına haber ulaştırılmış , Hasan Paşa   , bir miktar askerle acele olay mahalline gelerek , Ali Suavi 'nin '' Yaşa Sultan Murat  '' diye bağırdığını görünce , elebaşlarının bu olduğunu anlayıp , elindeki sopayı başına vurarak onu öldürmüş , bunun üzerine , baskına katılanlar kaçmışlardı.

             Netice olarak , ilk bakışta delice bir teşebbüsten ibaret gibi görünen bu hadisenin , iyi incelendiği taktirde gayet tehlikeli ve önemli bir olay olduğu anlaşılmaktadır. Hele , aradan 10 gün geçmeden Babıali 'nin İngiltere 'nin istediği antlaşmayı kabul etmesi hakiki bir tesadüf eseri değildir. II. Abdülhamid , bu işte İngiliz parmağı bulunduğundan şüphelenmişti. Hadisenin oluş şeklinde , hem İngiliz hem Rus parmağı , hem de Sultan Murat taraftarlarının büyük tesiri bulunduğu merkezindedir.

            Ali Suavi Vakası , Sultan Abdülhamid 'in tedirginliğini büsbütün arttırdı. Kendisini koruyacak bütün tedbirleri almaya sevketti.

            20 Mayıs 1878 'deki Çırağan Vakası 'ndan sonra V. Murat 'ı padişah yapmak uğruna 8 Temmuz 1878 'de bir diğer Saray Darbesi teşebbüsü daha ortaya çıktı. Bu teşebbüsün adına tarihimizde '' Skaliyeri-Aziz Bey Komitesi   '' denilmiştir.

             Komitenin başı , Kleanti Skaliyeri  , 1868 'de İstanbul 'da kurulan Prodo Locası  'nın üstad-ı azamı ( Büyük Üstadı  ) olup, Yunan kökenli biriydi.


  Beşinci Bölüm Sonu...
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Hamlet - Mart 29, 2007, 04:25:44 ös
Vaybe, bayagi sevmeye basladim bu yazi dizisini. yazilar bitince aldigin kaynaklarida yazarsan iyi olur. cunku dogru ve cesitli kaynaklardan yararlanarak yapilmis bir yazi oldugunu gormek isteriz.

kafasina sopayla vurarak oldurmek ha? cok kotu yaa... sen oraya kadar gel. hersey guzel gitsin ama boyle bir sonucla karsilas. sansa bak. iste hersey filmlerdeki gibi olmuyor. bazen dizinin en guzel yerinde bir sopadarbesiyle en onemli kahraman olebiliyor. ve herkes hayret ciinde kaliyor. dizini nbutun zevki kaciyor.

Gercek hayat boyle birsey iste.

Saraydan kiz kacirmayi cok duymustumda, Saraydan Direk Olarak Sulatni kacirmak biraz piskopatca geldi bana :D oyle bir zamanda buna yurek edebilecek kisi olmak sanirmi sadece Deliliktir. Yanlis anlamayin, cesaretine hayretle baktigim icin boyle diyorum. hakaret olarak degil yani. yazida okumadan atladigim kucuk yerler oldu o yuzden belki kacirmisimdir. Ali Suavi Mason mu?
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Mart 29, 2007, 04:55:00 ös
Ben size kısaca özetliyim Ali Suavi iddialara göre Mason ' dur. Ayrıca eşi bir İngiliz 'dir. Türk-Rus savaşı sonunta Ayestefanos antlaşması taraflarca imzalanıcak bunun üzerine İngilizler kendilerine bir çıkar yaratmak amacıyla yeni bir konferans düzenlemek ister bu konferansta sağlığı elvermediği için tahttan indirilen Sultan V. Murat 'ı katılmasını arzulamaktadırlar böylece çıkarlarına ters düşen Abdülhamid yerine tekrar Sultan Murat 'ı tahta geçirmek isterler. Bu işe Saray içinden Sultan Murat 'ın annesi ve bazı memurlarda destek verir. Çırağan Vakası Ali Suavi 'nin ölümü ve yandaşlarının korkup kaçmasıyla sonuçsuz kalmıştır.

 İttihatçıların tehditleri karşısında sıkışan II. Abdülhamid bunların arkasında İngiliz ve Ruslar 'ın parmağı olduğunu sezmiştir. Ancak işler içerde işler daha da karışacak ilişkiler yumağında kimin nerden vuracağını anlamaya çalışacak bilindiği gibi bütün donanmayı Haliç 'e demirleyecek kendisine yapılacak bir saldırının Yıldız Saray 'ından gerçekleşeceğini tahmin etmiştir kaderin cilvesi olsa gerek o kadar kontrol ve güvenlik tedbiri boşa çıkmış sonunda Yıldız Sarayı baskınıyla yönetim elinden alınmıştır. Abdülhamid tarihte kimi kesimlerce ''Kızıl Sultan'' söylemiyle anılmıştır ancak denge siyaseti gütmesi Rus - İngiliz çıkar çatışmalarını lehine kullanmayı bilmesi sayesinde 33 yıl tahtta kalmış '' Hasta Adam '' Osmanlı 'nın ömrünü uzatmıştır.

Tabi bu aldığı tedbirlerin en vahim sonucu I. Dünya Savaşında Osmanlı donanması Haliçte çürümüş olmasından dolayı Çanakakale gibi büyük bir savaşta ordu kara savaşını beklemeye mecbur kalmış bu nedenle fazladan vatan evladı da şehit olmuştur. Bu tabi Abdülhamid 'in döneminde düşüneceği birşey değildi o dönemin sorunu içerde iktidarı koruma çabasıydı.

Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Hamlet - Nisan 02, 2007, 02:57:06 ös
Ali Suaviyi bilmiyorum ama Emanuel Karasu, Masondu. Hemde bir yerin Buyuk Ustat iydi.
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Hamlet - Nisan 02, 2007, 03:02:40 ös
Meşrutiyetten sonra Masonlar Atatürk'ün yanında yer aldılar, Hariciye gibi önemli görevlerde bulundular, zafere kadar Ankara'da görev yaptılar, alışılmış büyük şehir imkânlarını teperek kasaba görünümünde Ankara'da yaşadılar, orada Localar kurdular. Bunların arasında hariciyeci Tevfik Rüştü Aras'ı, İbrahim Necmi Dilmen'i, Fransa'dan top ve cephane getirten Berç Keresteciyan'ı, İttihat ve Terakki döneminde Mason olmuş sivil ve askerleri sayabiliriz.

Zamanın toplumunda Masonluk çağdaşlığı çağrıştırıyordu. Günümüzün Masonluk aleyhtarı, Masonluğun içyüzünü öğrenmelidir. Beşeriyetin kucaklaşması için tek yol Masonluktur. 12 ciltlik bir çalışma ile İstiklâl Savaşını anlattım; Masonluğun bu mücadeledeki rolünü görünce, "Türk Masonluğu" adında ayrı bir kitap yazdım, eleştirilerini almak üzere, zamanın Büyük Üstadına verdim, o da okumaları için başkalarına vermiş. Sonuç olarak kitap kayıp, yalnızca kapak eskizi kaldı.

Tanzimat fermanını yayınlayan Sadrazam Mustafa Reşit Paşa Masondu. Hürriyet'in (Meşrutiyet) ilânında büyük rolleri olan, Mustafa Reşit Paşa'nın yetiştirdiği 3 Sadrazam, Fuat Paşa, Ali Paşa ve Mithat Paşa, Masondu. Osmanlı'nın Batıya dönüşünde hizmeti olan, bütün heyecanı ve hümanist yapısı ile Namık Kemal Masondu. 2. Meşrutiyet'i İlân eden, İttihatçı, asker ve sivil bütün kadro Masondu. Bu Masonik hareket memleket hayrına Cumhuriyet'in ilânına kadar böylece sürmüştür. Antimasonik kitaplar, Masonluğun Siyonizmle işbirliği içinde olduğunu yayınlamaktadır. Bu kavga 2. Meşrutiyetten beri başlamıştır, devam ediyor, devam edecektir.

Türk insanı Tanzimat Fermanıyla, Batılılaşma yönünde tüm güçlükleri elinin tersi ile itmiştir. Büyük düşünür ve yazar Ali Suavi Özel gazete çıkarıyordu. Sultan Aziz'in ölümünden sonra,( intihar mı, cinayet mi, belli değildir) milyonlarca kilometre karelik ülkeyi iki elin parmaklarından az sayıda Mason sarsmıştır, Abdülaziz'in 1868 Avrupa seyahati Türk Masonlarını Batıya hayran bıraktı. Fransız basını bu seyahati ve Jön Türklerin nasıl ardı ardına yenilikleri sıraladıklarını hep yazdı. Bugün bu kahramanların kalitesinde odam yoktur. Sultan Aziz'in bu seyahatini, "Avrupa'da Sultan | Aziz" başlığıyla yazdım. Mevcudu kalmadı, sahaflardan falan bulabilirseniz okuyun. (Geçmişten Günümüze Türk Kitaplığı, Siİe Matbaası, 1970) 1868'de Sultan Aziz, 3. Napolyon'un misafiri ve İlk defa ülke dışına seyahat eden bir padişah olarak :Fransa'ya gittiğinde, yer yerinden oynadı. Gazeteler özel baskılar yaptı. O zaman Almanya henüz birleşmemiş küçük prensliklerden oluşuyordu.

Abdülaziz'in treni Berlin'de durmuştu, Padişah Özel 1 vagonunun penceresinden bir okulun bahçesinde, Alman çocukların talimlerini ve birlikte şarkı söylemelerini izliyordu. Yanında duran Sadrazam Keçeçizade Mehmet Fuad Paşa'ya, Türkiye'de gençlerin neden böyle yetiştirilemediklerîni sordu. Mısır'daki Kölemen devletinin (Memluk) Emevî Halifesini İstanbul'a getiren Yavuz Selim'le Arap Kültür Emperyalizminin boyunduruğuna giren Osmanlı'nın teokratik nizamında, cesaretle Galatasaray, Mülkiye, Mekteb-i Harbiye ve Bahriye Mektebi kuruldu. Batılılaşma isteyen son sınıf öğrencilerinin çoğu Masondu. Mason Mithat Paşa, kapitülasyonlara karşı mücadele etmiş, modern bankacılık sistemini kurmuştur. Bu günleri Mithat Şükrü Bleda ve Kâzım Nami Duru ile çok andık. Namık Kemal, Prens Sabahattin... Bugün sizler ne yapıyorsunuz, eski günleri anmaktan başka? Lütfen ayağa kalkın, okuyun, hareket edin! Ali Suavi gibi entellektüel bir kahramanı, cehaletin sembolü 7-8 Hasan Paşa, başına sopayla vurarak öldürmüştür. Niye 7-8 Hasan Paşa dendiğini biliyor musunuz? Arap harflerinde "V" 7, "A" de 8 rakamını İfade ediyor. Bu iki harfin arasına da bir nokta koydunuz mu "Hasan" diye okunur. Okuma yazması olmayan Paşa, yalnızca yan yana bu iki şekli çizerek İmza atmayı bilirmiş. İşte, Fikirtepe'de oturduğu evinde, - neden Fikirtepe dendiğini hiç düşündünüz mü? Henüz şehzadeyken Kanun-i Esasî, yani Anayasa taslağını hazırlayan, entelektüel, Mason, 5. Murat'ı hapis yattığı saraydan kurtarıp tekrar tahta çıkarmak isteyen Ali Suavi'yi öldüren cahil adam 7-8 Hasan Paşa'dır.

www.tesviye.org dan alintidir.

Ali Suavi ile ilgili bayagi birseyler yazmislar. Hatta cok guzel seyler yazmislar ama Mason olmasi ile ilgili hicbir yorum yok. Etrafi Masonlarla doluydu o kesin.
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Nisan 02, 2007, 03:10:02 ös
Emmanuel Karasu (Carasso) Macedonia Risorta Locasının Büyük Üstadı idi.
En önde gelen Sionistlerdendir. Filistine yapılan Yahudi göçünü organize eden insanlardandır.

Kaynak :
Antik Çağlardan 20. Y.Y. Başına Kadar Dünya Tarihinin Perde Arkası
Turgut Gürsan
Başlık: Ynt: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Nisan 02, 2007, 04:45:29 ös
  Altıncı Bölüm :
           
             Fransız Maşrık-ı Azamlığından ( Grand Orient ) Veliaht Murat Efendiye Masonluk teklif mektubunu getiren Kleanti Skaliyeri  idi. V. Murat tahttan indirilince , onun hakkında Avrupa daki mason localarına düzenli bilgi veren K. Skaliyeri olmuştu. Skaliyeri 'nin bu sıradaki emeli , V. Murat 'ın biran evvel iyileşmesini sağlayıp onu tekrar tahta çıkarmaktı. Hatta bu uğurda Paris 'e kadar gitmiş , planını Fransa masonları ve devlet adamlarına açmış oradan manyetizmacı doktor getirtmiş , V. Murat 'ı on gün kadar gizlice Çırağan Sarayı 'nda muayene ettirmiş , muayene sonunda doktor iyileştiğine dair rapor vermişti. İyileştiği iddia edilen V. Murat , K. Skaliyeri 'ye kendisinin tahta yeniden çıkarılması için mektup yazarak , '' gayret edin hakkımı isterim '' talebinde bulunmuştu. Ayrıca ona , bu uğurda sarfedilmek üzere bilvasıta para gönderiyordu.

            K. Skaliyeri , V: Murat'ı kaçırma planları uğrunda İtalya masonlarının Üstad-ı Azamı  Josef Massoni  ile devamlı mektuplaşıyordu. Ayrıca Skaliyeri o tarihte İstanbul 'da İtalya Büyükelçisi ve yüksek dereceli bir mason olan Marki Guiseppe de Falko  'dan yakın ilgi görmüş , sefarethanede onu misafir etmiş ve kapitülasyonların sağladığı imtiyazlardan faydalanarak dilediği gibi faaliyette bulunmuştur.

            Sultan II. Abdülhamid 'in Meclis-i Mebusanı tatil etmesi karşısında buna tepki gösteren devletlerin başında İngiltere geliyordu.
            Bu tepki Meşrutiyeti yeniden yürürlüğe koymaya yönelikti.     
   İngiliz Büyükelçisi  H. Elliot  'un yerine atanan Henry Layard  da Londra 'ya gönderdiği raporda , 1867 Anayasasının yeniden yürürlüğe konulması için Avrupa devletlerinin Saraya baskı yapmalarını istiyordu.

            Bu sırada İngiltere 'de V. Murat 'ın durumuyla ilgilenenlerin başında Gal Prensi ( sonra İngiltere Kralı VII. Edward olarak anılacaktır ) geliyordu. Hatta onu muayene ve tedavi için İstanbul 'a bir doktor göndermişti. O tarihte Büyük Britanya ( İngiltere ) Veliahtı olan ve daha sonra VII. Edward  adıyla tahta geçen Gal Prensi , İngiltere Mason Locasının Büyük Üstadı idi ve Sultan V. Murat 'ın gerçekten iyileşip iyileşmediğini öğrenmek için özel hekimlerden Geroge Denny  'i gizlice İstanbula 'a göndererek , İngiltere Büyükelçisine bir kolayını bulup devrik Osmanlı Padişahını muayenne ettirmesini emretti. K. Skaliyeri 'nin bu çalışmalarını bilen elçi , dotorun Saraya sokulması için çare bulmasını istedi.

            Şeytani bir zekaya sahip olan K. Skaliyeri , bunun Saraya su getiren geniş borulardan , su vanaları bir süre kesilerek mümkün olacağı sonucuna vardı. Büyük paralar vererek buradaki su yolcusunu elde etti ve deneme başarıya ulaştı. Dr. Denny , Saraya girerek bir hafta kaldı. Doktor , Sultan Murat 'la konuşmuş , onun günlük yaşantısını incelemiş , tamamen normale döndüğünü tespit etmiş , hatta kendisinden İngiliz Veliahtına Fransızca yazılmış teşekkür mektubu almış , bair hafta kaldığı Saray 'dan ayrı su yolu ile dönebilmişti. Gal Prensinin özel doktoru Denny 'in Çırağan Sarayı 'na girip çıkma işini başaran K. Skaliyeri , V. Murat 'ı kaçırıp tahta çıkarma planları için adı geçen Prensle yazışmalarda bulunmuştu.

  Altıncı Bölüm Sonu :
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Nisan 15, 2007, 05:21:14 öö
    Yedinci Bölüm :

                
                  Skaliyeri Aziz Bey Komitesi 'nin ikinci başkanı ise , yine bir mason olan Aziz Bey isminde birisi idi. Komite üyelerinin sayısı , yarısı memur yirmi kişinin üzerinde idi. Skaliyeri 'nin yeğeni Mihal ve V. Murat 'ın annesinin cariyelerinden Nakşibend Kalfa  da Komiteye dahildi.

                  Komitenin planı şu şekilde işleyecekti ; V. Murat , su yolundan kaçırılıp , Seraskeriye , Meclis-i Mebusan binası , Topkapı Sarayı veya Fatih Camine getirilip kendisine biat edilecek , bu sırada ikna edilmeye çalışılan Yıldız Taburu Kumandanı Halil Ağa , II. Abdülhamid 'i tevkif edecekti. Bu biat ve hal gerçekleşirse , Mithat Paşa da(*) Sadrazamlığa getirilecekti. Bu planları yapmak uğrunda K. Skaliyeri ve komite üyelerinden Ali Şevket Bey , Çırağan Sarayı 'na su yolundan birçok defalar girerek , V. Murat 'la görüşmüşlerdi. Komitenin bazı zaruri masrafları da Çarağan Sarayı tarafından karşılanıyordu.

                 Komitenin planı gereği , V. Murat , Çırağın Sarayı 'ndan kaçırılıp İsatanbul 'da biat gerçekleştirilmezse , İngiltere , Fransa veya İtalya elçiliklerinden birisinde saklanacak ve harekete hazır bir gemiye bindirilerek yurt dışına çıkaracaktı.
             
                 Skaliyeri Aziz Bey Komitesi , yukardaki planı yürürleğe koymak uğrunda bütün hazırlakları yapmıştı. İcraat için 8 Temmuz 1878 'de Aziz Bey 'in evinde toplanılmıştı. Komite üyelerinden Hacı Hüsnü Bey   , durumu Saraya ihbar edince , ev basıldı . Skaliyeri , Nakşibendi Kalfa ve Ali Şevki Bey   , evden kaçmayı başardılar. Daha sonra bunlar , İstanbul 'dan mason localarının yardımıyla Yunanistan 'a kaçırıldılar.

                Komitenin ikinci başkanı olan Aziz Bey ve diğer üyeler tevkif edildiler.
 
                Yargılama sonucu , Skaliyeri , Aziz Bey , Nakşibend Kalfa ve Doktor Agah Efendi ölüme mahkum edildi. II. Abdülhamid bunların cezasını müebbet hapse çevrildi. Cezalandırılan bütün üyeler , İstanbul 'dan sürdüler. Sultan II. Abdülhamid en çok K. Skaliyeri 'nin peşine düştü. Çünkü , komitenin içyüzünü ortaya çıkaracak olan bütün belgeler onun tarafından Atina 'ya kaçırılmıştı. Belgeleri elde etmek için Sultan hafiyeleri Skaliyeri 'yi sıkı takibata aldılarsa da başarılı olamadılar. Yunan makamları onları okumak için ellerinden geleni yapıyorlardı.

                Göründüğü gibi Skaliyeri olayını , batı Avrupa mason tertip etmişti ve siyasi iktidarlardan da esaslı yardım görmüştü.

(*) Fransız milliyetçisi ve kralcı E. Drumont (1844-1917) 'La France Juive , Essai d'historie contemporaine ' adlı kitabında Mithat Paşa 'nın Macaristanlı bir hahamın çocuğu olduğunu , Yahudi milyarderi Camondo ve Sason 'la işbirliği yaptığını ve Avrupa 'daki sırdaşının Yahudi Simon Deutsch
olduğunu iddia etmektedir.



Konu Sonu...




      Kaynak : Turgut Gürsan , Antik çağlardan 20. yy. başlarına kadar Dünya Tarihinin Perde Arkası
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Hamlet - Nisan 15, 2007, 04:48:35 ös
Harika bir yazi dizisi olmus. Ne diyim, Masonlarin gucu bir kere daha goruluyor. Ama ne akdar guclu olursa olsunlar, Masonlarda olebiliyor ve idam edilebiliyormus, bunuda gorduk.

Cok guzel olmus. Emegine saglik. Tesekkurler.
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Nisan 15, 2007, 05:06:45 ös
Ben teşekkür ederim. Konu karışık gibi görünsede aslında amaç iktidar ve güç İçerde Mutlak Monarşi kurmak dışarıda denge siyaseti izlemek karşı tarafın açıklarını değerlendirmek. Film gibi Devletler Krallar Sultanlar ve Anneleri Elçiler Masonlar Askerler Doktorlar Sanatçılar Devlet adamları olaya karışmayan kalmamış İstibdat Dönemi olarak anılan bu dönemi incelemesi keyif veriyor.
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: MASON - Nisan 17, 2007, 03:05:30 öö
1790 - 1940 donemi, gun gun incelenmesi gereken, cok karisik, onemli, buyuk bir donemdir. Guzel, bilgi dolu ve buyuk bir arastirma. Yazinizdan dolayi tesekkur ederim.
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Kaan - Nisan 17, 2007, 03:55:35 öö
Çok iyi ve güzel bir araştırma. Emeğine sağlık. Tebrik ederim!.. :)
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Ittihatci - Nisan 24, 2007, 05:11:29 ös
Sn. Fraternis sana Ali Suavi ve birçok konuda katılıyorum yazdıkların doğru, yalnız Abdülhamit'i daha iyi tanımak gerekiyor. Birazda ben ekleyeyim;

Abdülhamit'in amcası Abdülaziz Yeni Osmanlılarca hal edilmiş yerine hürriyet taraftarı V. Murat geçirilmişti.
V.Muratta tahta geçtikten sonra akıl hastalığı alametleri görülmeye başladı ve bu durum her geçen gün ağırlaşmaktaydı.
Yeni Osmanlılar bunun üzerine kendilerine yakın duran Veliaht Abdülhamite başvurdular. Abdülhamit kendilerine Kanuni Esasi'yi ( Anayasa) ilan edeceğine ve reformlar yapacağına, kendisinin de ilerici olduğuna dair teminatlar verdi. Bunun üzerine tahta çıkarıldı.

Tahta çıkar çıkmaz sinsi bir politika takibiyle amcasını halledenleri cezalandırma yolları araştırdı, ince entrikalar çevirerek birçoklarını sürdürdü, boğdurdu (Namık Kemal, Mithat Paşa vs...). Bu sırada patlayan 93 harbini de vesvese, vehim ve taht kaygılarıyla çok feci biçimde yönetti, sonucu Ruslara boyun eğilen Ayestefanos Antlaşması ve onun biraz yumuşatılmış hali olan Berlin Antlaşmasıdır. Bu savaş esnasında meydana gelen bir olay onun durumunu anlatmaya değerdir:

Rus-Rumen birleşik kuvvetleri kötü yönetilen Tuna ordumuzu atarak Plevne önlerine gelmiş, burada Gazi Osman Paşa komutasındaki bir avuç kahraman Türk'e takılmışsa da aldığı takviyelerle bu hattı da aşarak Edirne civarına kadar inmiştir. İstanbul'a ilerleyen Moskof'un önünde durulamamakta, Abdülhamit cepheye gitmeye ikna edilememektedir, çünkü İstanbul boş kalırsa taht altımdan kayar diye korkmaktadır...

Bu sırada Garp Ordusu kumandanı ilerici Süleyman Paşa'dır. Osmanlıdaki ilk Türkçülerden olan Süleyman Paşa, Abdülhamiti oldukça korkutmaktadır, keza müstebit amcasını hal edenler arasında o da vardır.
Süleyman Paşa Çanakkale ve Bolayır tahkimatını tutmaktadır. Rusların Enez'e çıkarma hazırlığında bulunduğunu, tahkimatın sol yanının takviyesi ve olası çıkarmayı engellemek için İstanbul'dan iki zırhlı ister, zırhlılar verilmez. Tekrar ister gene verilmez. Sebebini sorar, padişahın irade vermediği cevabını alır, bunun üzerine çok cüretkar bir mektup daha yazar ki bu mektup tüm dinleyenleri ağlatır. Zırhlılar gönderilmez, Süleyman Paşa görevden alınarak hapsolunur, Moskof Yeşilköy'e kadar gelir...(bkz.S.K.İrtem)

Savaşı bahane den Abdülhamit meclisi süresiz tatil eder ve sözünden DÖNER. 33 yıllık saltanatında muazzam donanmamızı bana darbe yapar diye çürümek üzere Haliçe çektirir (ki bunun acısı Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında rezil olup Sarayburnu'nda batan gemilerden anlaşılacak, deniz savaşlarına çıkılamayacaktır). Bedeli 40 sene sonra Ege Adaları olacaktır...

Abdülhamit ordudan da korkar, talim yaptırılmasını engeller, orduyu manevraya çıkarttırmaz, Harbiyeliler tek kurşun atmadan mezun edilir. Bedeli 40 sene sonra Balkanlardır...
Abdülhamit orduya kapıkulu misali Arnavut erlerinden alaylı paşalar alır. Cahil, kaba, yobaz, Türk düşmanı paşalardır bunlar, bir kısmı da Araptır. Bedeli Kumanova hezimetidir!..

Abdülhamit Arabı Arnavutu yüceltirken Türkü baskı altında tutar, vatan ve millet kelimelerinin gazetelerde yayınlanmasını engeller, yüzlerce vatanseveri milliyetçiyi sürdürür, sefil eder. Modern bir çağda Türk burjuvazisinin gelişimini köstekler, milletimizin geri kalmasına yol açar. Yahudi, Ermeni, Rum, Bulgar, hatta Arnavut ve Arap gelişirken bize gene yol verilmez. Türküm diyen Yıldızda günlerce sorgulanır. Bedeli Dünya Savaşı'dır, NATOdur, bugünkü geri kalmışlığımızdır!..

Vatansever insanlar güçbirliği ederek zalim istibdatı yıkmış ve millete güç vermişlerdir. Aralarında Yıldızda sorgu edilmiş Mustafa Kemaller, Enverler, Haliller,Çakmaklar, Karabekirler, Ali Fethiler, Cemaller vardır. Her biri vatan uğrunda şehit ya da gazi olan, öldüklerinde artlarında şereflerinden başka birşey bırakmayan millet sevdalılarıdır. Onlar Jön Türkler'dir...

Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Fraternis - Nisan 25, 2007, 07:49:00 öö
Bilgiler için sağol İttihatçı .

Abdüllaziz 'in kurduğu donanma o günlerde hem İngiliz hemde Rus devletlerinin korkulu rüyası olmuş özellikle İngiliz sömürgelerine giden yolların güvenliği tartışmalı hale gelirken Osmanlı-Alman yakınlaşması ve bilindiği gibi Almanlar tarafındanyaptırılacak olan Bağdat Demir Yolları İngilizler'in kabuslar görmesine sebep olmuştur. Oysa İngilizler Aydın-İzmir arasına Anadolu'nun ilk demir yolunu yapmışlardı ve Anadolu geçilecekse bu vize onlardan alınmalıydı. Abdüllaziz Kapitülasyonları sınırlamak ve başarılması halinde tümden kaldırmak niyetindeydi Hal edildi! Bugün Gümrük Birliği aynı yolun biletçisidir. Fransa 'dan yayılan Milliyetçi akım Balkanları ateşledi  93 harbi , ardından 1. Dünya Savaşı derken Rusya'nın kalbine Enver Paşa sızdı Turan siyaseti yani her dönemde büyük devletlerin politikaları vardı ancak Osmanlı siyasi zayıflığı ve çok başlılığının kubanı oldu özellikle 93 Harbinde ordu subayların elinde ikileme sürüklendi biri taaruz derken diğeri geri çekilmeye başladı. Osmanlı Devleti Yöneticileri yönetimde daha çok güç toplamak nüfuzunu artırmak için yabancı devletler ile işbirliğinden geri durmadı. Nasıl ki Balkanlara geçme için Osmanlı (I. Murat '' Çimpe Kalesi'' ) Bizans içindeki taht kavgalarına taraf oldu ise bu dönemdede Batılı devletler Anadolu ve sömürgelere geçmek için Osmanlı içindeki taht yarışının bahisçileri oldular böylece her şartta Batı kazanacaktı. Gününü düşünenden lider olamaz liderlik ileride olacakları da göz önünde canlandırabilecek insanların vasfıdır. Maalesef denge siyaseti dışında Abdülhamit hafiyecilik oynamıştır ve yine maalesef devletin bekası kişilerin menfaati altında kalmış başka devletlerin fırıldağına sarılmıştır.
Başlık: Re: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı
Gönderen: Ittihatci - Nisan 25, 2007, 12:13:09 ös
Bilgiler için sağol İttihatçı .

Abdüllaziz 'in kurduğu donanma o günlerde hem İngiliz hemde Rus devletlerinin korkulu rüyası olmuş özellikle İngiliz sömürgelerine giden yolların güvenliği tartışmalı hale gelirken Osmanlı-Alman yakınlaşması ve bilindiği gibi Almanlar tarafındanyaptırılacak olan Bağdat Demir Yolları İngilizler'in kabuslar görmesine sebep olmuştur. Oysa İngilizler Aydın-İzmir arasına Anadolu'nun ilk demir yolunu yapmışlardı ve Anadolu geçilecekse bu vize onlardan alınmalıydı. Abdüllaziz Kapitülasyonları sınırlamak ve başarılması halinde tümden kaldırmak niyetindeydi Hal edildi! Bugün Gümrük Birliği aynı yolun biletçisidir. Fransa 'dan yayılan Milliyetçi akım Balkanları ateşledi  93 harbi , ardından 1. Dünya Savaşı derken Rusya'nın kalbine Enver Paşa sızdı Turan siyaseti yani her dönemde büyük devletlerin politikaları vardı ancak Osmanlı siyasi zayıflığı ve çok başlılığının kubanı oldu özellikle 93 Harbinde ordu subayların elinde ikileme sürüklendi biri taaruz derken diğeri geri çekilmeye başladı. Osmanlı Devleti Yöneticileri yönetimde daha çok güç toplamak nüfuzunu artırmak için yabancı devletler ile işbirliğinden geri durmadı. Nasıl ki Balkanlara geçme için Osmanlı (I. Murat '' Çimpe Kalesi'' ) Bizans içindeki taht kavgalarına taraf oldu ise bu dönemdede Batılı devletler Anadolu ve sömürgelere geçmek için Osmanlı içindeki taht yarışının bahisçileri oldular böylece her şartta Batı kazanacaktı. Gününü düşünenden lider olamaz liderlik ileride olacakları da göz önünde anlandırabilecek insanların vasfıdır. Maalesef denge siyaseti dışında Abdülhamit hafiyecilik oynamıştır ve yine maalesef devletin bekası kişilerin menfaai altında kalmış başka devletlerin fırıldağına sarılmıştır.
Sende sağol, yazdıklarına katılıyorum. :)