Gerçek Bir Masonik Hayat Hikâyesi
Yardım isteğine Kardeşlik Cevabı
Umudum azalmaya başlamıştır Önümdeki telefon numaralarından üçüncüsünü çevirdim. Kendimi tanıttım. Telefonuma yanıt veren Kardeşim Nur Locası’ndan Yalım Temizocak’tı. Bir saniye bile tereddüt etmedi. “İstenilen saatte, istenilen yerde olacağını” söyledi. Bir ünite kanı bulmuştum. Geriye bir ünite kan kalmıştı. Sıradaki telefon numarasını çevirdim. Karşıma, Basarı Locası’ndan Kardeşim Emin İçören çıktı. Durumu kendisine izah ettim. O da aynı tepkiyi verdi.
Tolga TOLUNAY - Meşâle Locası
7 Mart günü, İzmir’den arkadaşım Gökçe (Epikmen) telefonla aradı. Sesi berbat geliyordu. Lafı uzatmadı, “babasının hasta olduğunu” söyledi…
Gökçe’nin babası 8 Mart günü kalp ameliyatı olacaktı. Dört ünite kana ihtiyacı vardı. Babası zor bulunan bir kan grubuna sahipti ve arkadaşım tüm çabalarına karşın ancak iki ünite kan bulabilmişti. Tanıdığı herkesi arıyordu. İstanbul’da yaşıyor olmama karşın, içinde bulunduğu çaresizlikle beni de aramıştı.
Maalesef kan grubum arkadaşım Gökçe’nin babasınınkine uymuyordu. Yakın çevremde de kimse bu kana sahip değildi.
Hâl böyle olunca, aklıma ilk gelen İzmir’deki Kardeşlerim oldu. Hemen İzmir Vâdimiz’i aradım. Görevli Hanımefendi bana, derhal aynı kan grubuna sahip beş Kardeşimin telefon numaralarını verdi.
Önüme not aldığım ilk numaradan aramaya başladım. Maalesef aradığım ilk iki Kardeşim “işleri dolayısıyla şehir dışında olduklarını” söylediler.
Umudum azalmaya başlamıştı…
Önümdeki telefon numaralarından üçüncüsünü çevirdim. Kendimi tanıttım. Telefonuma yanıt veren Kardeşim Nur Locası’ndan Yalım Temizocak’tı.
Bir saniye bile tereddüt etmedi. “İstenilen saatte, istenilen yerde olacağını” söyledi.
Bir ünite kanı bulmuştum. Geriye bir ünite kan kalmıştı.
Sıradaki telefon numarasını çevirdim. Karşıma, Başarı Locası’ndan Kardeşim Emin İçören çıktı. Durumu kendisine izah ettim. O da aynı tepkiyi verdi.
İçören Kardeşim bu arada bana, Loca Kardeşi Suat Buket Kardeşimiz’in hastamızın bulunduğu hastanede görevli olduğunu da söyledi. “Operasyonun kimin tarafından yapılacağını” sordu.
Hemen arkadaşımı aradım. Ne müthiş bir “raslantı”! Ameliyatı yapacak olan Suat Buket Kardeşimiz’di. Hemen Emin Kardeşimizi tekrar arayıp bu kez büyük bir sevinçle durumu bildirdim. Emin Kardeşim, Suat Kardeşimizin cep telefonunu verdi. Durumu kendisine anlattım. İlgiyle dinledi ve
“müsterih olmamı, gerekenin yapılacağını” söyledi.
Çok kısa bir süre sonra Suat Kardeşimiz’le tekrar konuştum. Bana “hastamızın durumunun operasyon için çok iyi olduğunu” söyledi ve ekledi: “Evrenin Ulu Mimarı’nın da izniyle çok güzel bir operasyon olacak. Merak etmeyin.”
Bu sözler hem benim, hem de arkadaşım için duymayı umduğumuz en güzel kelimelerdi.
Operasyon günü, sabahtan itibaren yaşadığım heyecanı, yine Suat Kardeşim’in o güzel sözleri yatıştırdı: Her şey yolunda gitmişti ve ilerleyen günlerde her şey çok daha güzel olacaktı.
Heyecan dolu iki gün, mutlu sonla bitmişti…
Sevgili Kardeşlerim,
Beni bu yazıyı yazmaya teşvik eden şey, şüphesiz ki arkadaşımın babasının başına gelenler değil.
Birbirini hiç tanımayan, birbirlerine “Kardeş” diye hitap eden kişilerin, günü geldiğinde birbirlerine gerçekten Kardeş olabilmeleri.
Başımdan geçen bu olaydan ne kadar etkilendiğimi, sözlerimle anlatabilmem mümkün değil.
Duygularımın neler olduğunu ise, siz Kardeşlerim zaten biliyorsunuz.
Bu vesile ile Yalım, Emin ve Suat Kardeşlerime, siz Kardeşlerimin huzurunda teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız Kardeşlerim!