Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Charles Darwin  (Okunma sayısı 48500 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 05, 2011, 10:41:10 ös
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 236
  • Cinsiyet: Bayan

Evrim  insanlar maymundan  geldi  demez,canlıların  genlerinde meydana gelen mutasyonlarla türlerin çeşitliliğini  savunur.Nedir genlerdeki  mutasyonların sonuçları:Mutasyonlar farklı genotipli organizmaların ortaya çıkmasına neden olur ve bu farklılıklar da farklı fenotiplerin oluşmasıyla sonuçlanır. Birçok mutasyonun organizmanın fenotipi, sağlığı ve (doğal seçilimle ilgili) üreme uyumu üzerinde az bir etkisi vardır. Etkisi olan mutasyonlar genelde zararlıdırlar ama bazen, organizmanın içinde bulunduğu çevre koşulları bağlamında yararlı denebilecek mutasyonlar da olur.
Popülasyon genetiği popülasyonlardaki bu genetik farklılıkların kaynaklarını, dağılımlarını ve bu dağılımların zamanla nasıl değiştiğini araştıran bir genetik altdalıdır.Bir alelin bir popülasyondaki sıklığı doğal seçilimle etkilenebilir; belirli bir aleli taşıyan bireylerin hayatta kalma ve üremesindeki yüksek oran, o alelin zamanla o popülasyonda daha sık olmasına neden olabilir. Aynı zamanda, “genetik sürüklenme” denilen, şans faktörünün etkisiyle, yani olayların tesadüfi akışıyla da, allel sıklığında değişimler olabilir. Genetik sürüklenme bir popülasyonun gen havuzunda, doğal seçilimden farklı olarak, uygun genlerin seçilmesi gibi bir yönlendirmeyle değil de, tamamen rastlantı eseri sayılan, kuşaktan kuşağa ortaya çıkan değişiklikler şeklinde tanımlanır.
Organizmaların genomları, birçok kuşak boyunca, evrim denilen olgu ile sonuçlanmak üzere, değişebilirler. Mutasyonlar ve mutasyonların yararlı olanları için olan seçilim sonucunda, bir canlı türün çevresine daha uyumlu biçimlere dönüşerek evrimine neden olabilir. Bu sürece adaptasyon denir. Yeni türler, türleşme denilen süreçle oluşur. Türleşme genellikle, farklı popülasyonların coğrafi olarak ayrı düşmelerinin neden olduğu genetik farklılaşmadan ortaya çıkar.
Saygılarımla
AquA
Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est!


Haziran 05, 2011, 11:05:50 ös
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Saygılar
Sayın Prometheus, Sizin fikrinizden yola çıksakda, biz insanlık oluyoruz. Diyelim,varsaydığınız gibi onbinlerce türümüzün olması, bizi insanlık dışına ittiğini anımsatmazki. Siz 10 bin türe farklı isimler verseniz bile, soyadı yine insandır.Dolayısıyla ''insanlık'' demekde bir mahsur yokdur.Bu birincisi.  

Zeytinburnu'nda belki de biri cam yiyordur. Bu ölçüye bakarak insan evrim geçirmiştir diyebilirmiyiz. Hem sonra Afrikada buz gibi havayı nerede gördünüz. Kuzey kutbunda binlerce yıl yaşayan insanlık bile, kat kat giyinip dışarı çıkıyor. Belgeselde mi izlemiyoruz?  bu ikincisi

Darwin'e sormak lazımdı ''zaman içinde dünyada hangi şartlar değişti de biz evrim geçirdik'' diye. Dünya muz ağaçlarıyla doluydu da, maymunların muz stokları bitince mi evrim geçirdi.Ne oldu da oldu? Dördüncüsüne ve beşincisine birşey diyemem ama,bu da üçüncüsü olsun  :)

not : Gülmemin  sebebi, bana ilettiğiniz ''biçim'' hoşuma gitti devam ettirmek istedim.

Sayın AQUA
Sizin bahsetmiş olduğunuz konu ise genellikle akraba evliliklerinde genetik popilasyondaki benzerlik veya uyumsuzluk sonuçlarıyla alakalı. Milyon yıl önce yaşamış bir insanın genetik popilasyonunu nasıl inceliyecekler. Böyle bir şey yok, böyle bir teknik imkanda yok sayın AQUA
Bakın, İnsanın evrim geçirmesi tamamen dünyaya uyum sağladığı biçimiyle olabiliyor,sizde belirtiyorsunuz. Bizim dünyaya uyum sağladığımız yok ki. Biz dünyayı zorla kendimize uyumlu hale getirmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de dünyanın tüm dengelerini bozuyoruz.Dolayısıyla bizim burada evrim geçirdiğimiz falan yok.

Tübitak'a gidip demeli :)
İNSANLIK BURADA, ZORLA DÜNYAYA EVRİM GEÇİRTTİRİYOR diye...
« Son Düzenleme: Haziran 05, 2011, 11:16:19 ös Gönderen: Hacamat »
Saygılarımla


Haziran 05, 2011, 11:26:26 ös
Yanıtla #12
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Hacamat, biz insanlık değiliz, sadece tek bir türüyüz. Zeytinburnu'nda cam yiyen birisinden bahsetmiyorum. Afrika da ümit burnu enlem olarak kutuplara bizden daha yakındır. Dilerseniz bakabilirsiniz. İnanın öylesine yazmıyorum, bütün yazdıklarım belli bir bilgiden dolayıdır.
Dünya muz ağaçlarıyla doluydu dememize gerek yok, hiç bir şey değişmemiş olsa da, Güneşde ki bir patlama bile genlerde mutasyona sebep olabilir. Kaldı ki tarımın keşfi bizde mutasyona sebep oldu diyorum.
Gülümsemenize sevindim. Çünkü sadece bu amaçla yazmıştım.

Ayrıca milyonlarca yıl önceki bulgulara göre bırakın genetik popülasyonu, ovada mı dağda mı yaşadığı bile çıkarılmakta, hatta sosyal yapıları bile anlaşılabilmektedir.
Milyonlarca yıldan bahsediyoruz değişmemiz daha zor.

Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Haziran 05, 2011, 11:38:21 ös
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Sayın Hacamat, daha önce de belirttim çok hoş fikirleriniz var.  Şahsen hoşuma gidiyor.  Yanlız size şu kadarını söyleyeyim, Darwin sizinle karşılaşsaydı muhtemelen benim sizinle ilgilendiğim kadar sizinle ilgilenmezdi.
       Diğer yandan, evrim öyle bir sürectir ki, ufacık bir unsurun yok olması, değişime uğraması binlerce yıl sürebilmektedir. Muhtemelen  yüz bin sene sonra siz bu günkü gibi olmayacaksınız, ya mideniz, ya dalağınız yada her hangi bir organınız  gereksiz görülmesi nedeniyle hiç kullanılmayacak belki de yok olacaktır. Anotominizde değişiklikler olacaktır.
       Anladığım kadarı ile  sayısız penceresi olan bir odada sadece bir tek pencereden bakarak  gördüklerinizi söylüyorsunuz. Halbuki bu pencerelerden nekadar çoğundan bakarsanız o kadar farklı görüntülerle karşılaşabilirsiniz. Bir de bu yolu deneyin, bakın çok farklılıklar gördüğünüzü anlayacaksınız.
       Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Haziran 06, 2011, 12:13:32 öö
Yanıtla #14
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Prometheus,
   ''İnsanlık değiliz, Tek bir türüyüz'' bu haliyle dediğinizi anlamlandıramıyorum. Nedemek istiyorsunuz, biraz açarsanız sevinirim.
    Afrikayı geçtim ben sayın Prometheus daha yukarlara kutuplara çıktım,sanırım atladınız. Kutuplarda dahi insanlık binlerce yıldır kat kat giyinmeden dışarıya çıkamıyor.

  ''Tarım'' diyorsunuz. Tarım da ilk neyi keşfetti mesela insan bunu söyliyebilirmisiniz? Hani diyorsunuz ya ''milyonlarca yıl ovada mı dağda mı yaşadılar biliyoruz'' peki insan tarım da ilk neyi keşfetti? bunu biliyormuyuz. Dediğiniz gibi olsa dahi, insan tarımla evrim nasıl geçirdi? fasulye yedi diye mi oldu tüm bunlar.

   Gerçi mümkündür tabi insanlar milyon yıl önce tarlada mı, ovada mı yaşadılar? nerede barındılar? Bunları izleri sürüle bilir elbet, ama genetik popilasyon izini nereden yakalıyacaklar milyon yıl önce yaşamış insanın.

Sayın Alşah,
Kalp ameliyatı olanlar bilir, bacağımız da hiç kullanmadığımız bir damar var. Ameliyatda o damarı alıp kalbe yerleştirerek, Kalbi ve hastayı iyileştirirler. Demekki milyon yıl önce o damar işe yarıyordu, fakat şimdi geçerliliğini yitirdi. Mesele bu değil elbet bu kadar ''evrim'' milyon yılda elbette olacak. Biz burada bir türden, farklı bir türe geçişten bahsediyoruz. Lütfen sayın Alşah yapmayın. Belki milyon yıl sonra serçe parmağımız olmayacak, ama bunun böyle olması insanın tür değiştirdiği anlamına mı gelecek. Benim heryerimde pencere var sayın Alşah. Ceyran yapmasın, biryeriniz tutulmasın diye bazılarını açmıyorum  :)
Saygılarımla


Haziran 06, 2011, 12:32:20 öö
Yanıtla #15
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Hepsini açıklayacak vaktim yok, özür dilerim. Sadece kısaca bahsedeyim.
Farklı kültürlerin, hayat biçimlerinin kalıntıları bulunmakla birlikte, hala bütün kıtalarda bizden farklı yaşayan, bizim inandıklarımıza inanmayan, yediklerimizi bilmeyen, matematikleri farklı, dilleri farklı şekilde gelişmiş binlerce ırk vardır. Ve bizimle hiçbir akrabalık bağları bulunmamaktadır.
Sadece tarım demeyelim, hayvanları evcilleştirmek de var işin içinde. Kümesçilik ve su kenarlarında yaşamanın getirdiği besin bolluğu yerleşik hayatı teşvik etmiştir.  İlk başlarda devasa tarım alanları düşünmeyin lütfen, basit bir kaç bitkinin ekildiğini ve çok fazla işlenmediğini bilirseniz yeterli olur.
Mayalı ürünler ağız ve diş sağlığı için kötüdür. Ayrıca hayvanların sütü insanlar için zararlıdır, hala da öyledir ama açıklanmaz. Aramızda doktor olan varsa verebileceğim bilgileri tasdik edecektir sanırım. Avcı toplayıcılar hayvancılık yapmadığı için bizim kadar süt tüketmiyorlardı. Sütte kazein diye bir madde vardır ve bir bebek midesi bile sütün ancak %40 ını sindirebilir, ayrıca ince bağırsak da gözenekleri tıkadığı içinde sindirimi engeller. Sütte kalsiyum neredeyse hiç yoktur. Bir hayvan 18 ayda bir yetişkin bünyesine erişirken insanda bu en az 18 yılı almaktadır. Yani büyümemiz farklıdır bu yüzden hayvansal sütler bizim için zararlıdır. Sütten elde edilen bütün ürünlerde aynı şekilde zararlıdır.Araştırın lütfen.
Ayrıca hareket yeteneğimiz, yerleşik hayata geçtiği için azalmış, kas yapımızda zayıflamıştır. Ve bir çok sonuç daha....
Tarım kültürü bizim beslenme şeklimizi değiştirmiştir. Bu da metobolizmamızı etkilemiştir.

Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Haziran 06, 2011, 11:13:53 ös
Yanıtla #16
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Sayın prometheus,
''Farklı,farklı,farklı'' dediğinizin hepsi farklılıklardır.  Biz ''insanlık değiliz tek bir türüyüz'' diyorsunuz. Farklılıklardan bahsederken ''tür'' olduğumuzu kastediyor olmanıza inanamadım. Farklı kültüre sahip olan insanların ''tür'' olduğunu nereden çıkardınız, Hepsi insanlık işte. Anlamaya çalışıyorum, henüz anlayamadım. Belki acele yazdınız tam anlatamadınız.

Sütün insanlara zararlı olması ,sizce evrim geçirmediğimizin bir kanıtı neden olmasın. Güzel bilgi verdiniz bana şimdi. Peki süt bize zararlıysa, burada evrim geçirdiğimizden bahsedebilirmiyiz. Daha hala süt bize zarar veriyor. Bakın bilimsel kaynaklarda Oksijenin aslında insan için zehirli bir gaz olduğu belirtiliyor. İnsanın doğarken çığlık atma sebebi ''ciğerlerine zehirli gazı çekmesinden '' olduğu belirtiliyor. Milyar yıl geçmiş hala çığlıklarla doğuyorsak. Ciğerlerimiz hala oksijene alışamadıysa burada evrimden bahsedebilirmiyiz. Lütfen İnsanın evrim geçirmesi söz konusu bile değil. Hatta mümkün değil. Serçe parmağımız küçüldü diye biz tür değiştirmiş mi oluyoruz.?
Saygılarımla


Haziran 07, 2011, 12:12:49 öö
Yanıtla #17
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 236
  • Cinsiyet: Bayan

Sn Hacamat   serçe  parmağımız  küçüldü diye tür değiştirmiş  olmuyoruz biyoloji ve genetik konusunda eksik bilgiyle  konuşmuş oluyoruz:)
Değişinim ya da mutasyon, canlının genetik bilgisinde meydana gelen değişmelerdir.
Bireyin,kalıtsal özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan genetik şifre, herhangi bir nedenden dolayı (DNA kopyalanması ve onarımı, X ışını, radyasyon, ultraviyole, bazı ilaç ve kimyasallar, ani sıcaklık değişimleri vb. maddelerle) bozulabilir. Bu durumda DNA’nın sentezlediği protein veya enzim bozulur. Böylece canlının, proteinden dolayı yapısı, enzimlerinden dolayı metabolizması değişebilir. Mutasyon evrimin temelini oluşturur.
Mutasyonlar, kalıtsal materyalin normal kombinasyonunu değiştirmeyen, kalıtsal yapıda meydana gelen bütün değişikliklerdir. Mutasyon terimi genel olarak,
Kromozom yapısının değişmesini,
Kromozom sayısının değişmesini,
Genlerdeki değişiklikleri kapsar.
1) DNA'nın kendini doğru olarak kopyalayamaması: Hücre bölünürken, DNA'sının bir kopyasını çıkarır - ve bazen bu kopyalar birebir olmaz. Orjinal DNA diziliminde meydana gelen bu farklılık bir mutasyondır. Doğal sebeplerden ötürü gerçekleşir.
2) Dış etkiler mutasyona sebep olabilir: Mutasyonlar ayrıca belirli kimyasallara yada radyasyona maruz kalındığında gerçekleşebilir. Bunlar DNA'da bozulmaya sebep olur. Doğal olmayan yollarla gerçekleşmesi zorunlu değildir - en izole ve bozulmamış çevrelerde bile, DNA bozulur. Bu durumda, hücre DNA'yı onarırken, her zaman mükemmel şekilde gerçekleştiremez. Böylece, hücre orjinalinden farklı bir DNA ile son bulur; sonuç olarak, bir mutasyondur.
Mutasyonlar; genellikle DNA'nın kopyalanması yada onarımı sırasındaki hatalarla ortaya çıkar. Genetik çeşitliliğin ana kaynağıdır.
 DNA'daki bir değişiklik oraganizmanın herhangibir özelliğinde değişime sebep olabilir.
Saygılarımla
AquA

Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est!


Haziran 07, 2011, 11:56:41 öö
Yanıtla #18

sn forum üyeleri,

Benzersiz bir hikaye
İnsanı insan yapan, benzersiz ve muhteşem bedenimizin en kapsamlı hikayesi 'İnsan Atlası', ilk bölümüyle bugün NTV'de.
Güncelleme: 00:06 TSİ 05 Haziran. 2011 Pazar
İSTANBUL - BBC’nin 2011 yapımı olay belgeseli “Inside The Human Body”, bu akşam NTV Belgesel Kuşağı’nda başlıyor. Belgesel, NTV ile birlikte yüksek çözünürlük kalitesiyle HD-en’den de yayınlanacak (HD-en, D-Smart HD 116. kanalda).

İnsan bedeni üzerine daha önce hiç görmediğiniz ölçekte yapılan bu çalışma, bizi biz yapan benzersiz ve muhteşem bedenimiz hakkında bugüne kadar anlatılmış en kapsamlı hikayedir. Nefes kesen CGI, bedenimizin farklı parçalarının nasıl ve neden dönüştüğünü göstermek için izleyenleri insan bedeninin içinde bir yolculuğa çıkartıyor. Sıradışı bilimsel görüntüler ile insan bedeninin en olağan dışı ve en garip işleyişleri saniye saniye gözler önüne seriliyor. Hiçbirimizin farkında bile olmadığı unsurları açığa çıkartarak, tüm dünyadaki insanların görüntüleriyle deneyimlerimizin evrenselliğini örneklerle ortaya koyuyor.

İnsan davranışları süper yavaş çekimde gösterilirken, bazılarımızın nasıl muhteşem şeyler yapabildiğini, nasıl inanılmaz yerlerde yaşayabildiğini ve psikolojilerini nasıl limitlerine kadar zorladıklarını daha net anlamamızı sağlıyor.

Biz insanları dünyanın en başarılı canlısı yapan benzersiz makinenin hiç bir yerde göremeyeceğiniz hikayesini kaçırmayın…

İnsan Atlası, saat 21:00, tekrarı bir sonraki hafta C.tesi 14:15’dt.
yani 11 haziran da mutlaka tekrarını izleyin, inanılmaz güzel bir belgesel , konuyla ilgili fikirlerimiz de de bir çok değişiklik yapacağı kanısındayım
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Haziran 07, 2011, 10:51:19 ös
Yanıtla #19
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın AQUA,  açıklamalarınız için teşekkür ederim.  Zaman içinde  sitemizdeki bazı arkadaşlar sanırım görüşlerini değiştireceklerdir ama biraz zamana ihyiyacımız olduğunu düşünüyorum.
       Saygılra -sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3524 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2010, 12:20:58 öö
Gönderen: Isis
0 Yanıt
2997 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2011, 12:03:14 ös
Gönderen: ozkann
53 Yanıt
15664 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2012, 09:04:41 ös
Gönderen: Masor1976
27 Yanıt
11117 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2018, 11:00:12 öö
Gönderen: Novayst
0 Yanıt
2314 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 10:05:42 ös
Gönderen: asimov
0 Yanıt
3751 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 11:04:23 ös
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2638 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 11:33:15 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
3819 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2013, 08:52:49 ös
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2768 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 24, 2013, 07:23:29 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
1522 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 19, 2015, 12:11:30 öö
Gönderen: Risus