Dün akşam nereden icab ettiyse öyle bir ateşle yazdığım "red edilme" başlıklı yazımı tekrar okuyunca ve özellikle ADAM nick'li arkadaşımın özelden sorduğu bir kaç soru hakkında düşününce, onun da izniyle özelden birbirimize yazdığımız bir kaç iletiyi paylaşmak istedim.
Luzumsuz bir şekilde biraz iddialı kurduğum bir kaç cümlenin de açıklamasını yapmış olurum böylece.
İlk önce Sayın ADAM'ın iletisi;
Yazdıklarına şöyle baştan giderek bir bakalım…
“Masonluğu kendime o kadar yakın hissediyor, konu hakkında zaman buldukça o kadar çok okuyup, kendimi geliştirmeye çalışıyordum ki…”
Ne okudun?... Hangi kitapları?… İnternette hangi siteleri?
“Düşündüklerimi, fikirlerimi ve konu hakkında 30'lu yaşlarımdan bu yana edinmeye çalıştığım bilgileri paylaşınca….”
Nedir bu düşünceler?,,, Ayrıca fikirler de mi var?... Edinmeye çalışılan bilgiler neler?... Biz de görelim paylaşımı.
“… bence zaten Mason doğmuştum.”
Nereden belli?... Nasıl mason doğuyor ki insan? Kimileri mason doğmuyor, sonra mı oluyor? Senin onlardan farkın, ayrıcalığın neydi?
“Sabıka kaydımı, resimlerimi filan teslim ettim.”
Sabıka kaydı mı gerekiyormuş? Gerçekten mi?... Resimlerimi filan derken, resimleri vesikalık fotoğraf anlamına alsak, bu işin filan bölümü nedir?
“belli bir süre sonra, Ankara'da bir otelde iki kişi ile görüşeceğim bilgisi geldi.”
Ne kadar süre sonra?... Zaten Ankara’da mıydınız hep birlikte, yoksa bir başka yerden Ankara’ya mı gidiyorsunuz bu görüşme için.
Bunlar ilk sorular… Bunları forumda irdeleyelim mi? Ayrıntılara girebilme, her şeye açıkça anlatabilme gücün var mı? Yoksa özelde mi tutalım?
Yoksa hiç dokunmayalım da bu yakınma öyle kalakalsın mı?
------------------------------------------------------------------------------
Bu da benim cevaben yazdığım ileti;
Metnin genelini düşünürsek, sanırım benim bahsettiğim kişi olup olmadığımla, yada bu anlattığım olayın gerçekten geçip geçmediği ile ilgili soru işaretleri var kafanızda. Olabilir, hemen gidermeye çalışayım.
Ama önce sorduğunuz sorulara birer birer cevap vermek istiyorum:
"Ne okudun?... Hangi kitapları?… İnternette hangi siteleri?"
Sayın Murat Özgen Ayfer'in "Masonlukta Etiket (Kurallar-Gelenekler-Yöntemler)" kitabı hala başucumda durur, Ayrıca Türkiye Büyük Locası'nın her biri ayrı ince bir kitaptan oluşan derece ritüelleri ile "Masonluğun Temel Prensipleri ve Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Tüzüğü" ilk aklıma gelenler. Birinci ve ikinci sayıları tek bir kitapta toplanmış 1931 tarihli "Büyük Şark" dergisi, bir koleksiyoner olarak toplamaya çalıştığım değerli bir kaynak bana göre. Onlardan da bilgi edinmeye çalıştım. Tabii geçmiş zaman, öğrenmeye aynı ateşle devam etmediğim için tüm siteleri ve kitapları hatırlayıp da size yazamıyorum buradan, kusura bakmayın.
"Nedir bu düşünceler?,,, Ayrıca fikirler de mi var?... Edinmeye çalışılan bilgiler neler?... Biz de görelim paylaşımı"
Düşünceler ve ilgi duyduğunuz bir konu hakkındaki fikirler, sizin o konuyu öğrenme yolundaki gelişiminizi tasvir eder diye düşünüyorum. Masonluğun ne olduğunu anlamak için düşünmeli, ne olup, ne olmadığı ile ilgili "kendinizce" fikirler üretmeli, bu fikirlerin doğruluğunu, yetkili biri düzeltene yada değiştirene kadar kabul etmelisiniz. Bu her türlü konu için de geçerli olan bir kural değilmidir? "Ayrıca fikirler de mi var?" şeklindeki muzip sorunuzu, fikir derken neyi kasdettiğimi anlatamamış olmama bağlıyorum. Paylaşım, sorulan bir soruya verilecek cevap ile olur. Daha ilk günüm, bildiğim bir soru ile karşılaşırsam sitede, cevaplarını paylaşmaktan zevk duyarım.
"Nereden belli?... Nasıl mason doğuyor ki insan? Kimileri mason doğmuyor, sonra mı oluyor? Senin onlardan farkın, ayrıcalığın neydi?"
Bu, Masonluğun, benim yaşayışım ve hayatı algılayış biçimim ile ne kadar çok örtüştüğünü vurgulu bir şekilde anlatabilmek için kurduğum abartılı bir cümleydi. "Ben zaten rallici doğmuşum" diyen birine, "Nasıl yani, annenden elinde direksiyon ile mi çıktın?" gibi bir soru sormak ne kadar mantıklıysa, sırf anlamı kuvvetlendirmek için seçtiğim bu üslubu bu şekilde algılamak da o kadar mantıklı. Tabiiki bir ayrıcalığım olduğunu düşünerek söylemedim bunları.
"Sabıka kaydı mı gerekiyormuş? Gerçekten mi?... Resimlerimi filan derken, resimleri vesikalık fotoğraf anlamına alsak, bu işin filan bölümü nedir?"
İşte bu soru, bana yaklaşma biçiminizle ilgili şüphe duymama sebep oldu. "Gerçekten mi?" demişsiniz ki, bu tersi düşünülürse "yalan söylüyorsunuz" demek gibi bir şey. Şaşırtıcı çünkü ya mason değilsiniz, yada dernekler kanunu bilmeyen bir kişisiniz. Tabiiki sabıka kaydımı istediler ve fotoğraflarım (vesikalık) ile birlikte teslim ettim. Filan kısmı ise, içinde bazı soruların olduğu, kendi el yazımla doldurduğum matbu bir başvuru formundan ibaret. Hatırlayabildiklerim bunlar.
"Ne kadar süre sonra?... Zaten Ankara’da mıydınız hep birlikte, yoksa bir başka yerden Ankara’ya mı gidiyorsunuz bu görüşme için?"
Ne kadar süre sonra olduğunu emin olun hatırlamıyorum. Sonuçta beş sene önceydi. Doğma büyüme Ankaralıyım, "Ankara'da bir otel" derken, siteye Ankara'dan üye olmayan arkadaşlara lokasyonu anlatmaya çalışmaktan başka bir amacım yoktu. Evet zaten Ankara'daydık hep birlikte. Evimden çıkıp otele gittim.
"Bunları forumda irdeleyelim mi? Ayrıntılara girebilme, her şeye açıkça anlatabilme gücün var mı? Yoksa özelde mi tutalım? Yoksa hiç dokunmayalım da bu yakınma öyle kalakalsın mı?
Yalan söylediğimi düşünüyor olmanızdan sanırım, bu cümleleri de belki kaçıp giderim diye kurmuşsunuz. Ben her şeyi büyük bir açıklıkla hatta biraz da fazla fazla anlattım. Bir mason olup olmadığınızı bilmediğimden, ispat için yanıp tutuşsam da, ne beni öneren üstadın adını, ne de önerildiğim locanın adını verebilirim. Ama benim adım M... T... (Özelden yaptığımız konuşmada ismimi verdim ancak Sayın ADAM'ın uyarısı ile genele isim yazmıyorum) Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi mezunu, 43 yaşında Ankaralı bir tacirim. Mason iseniz, bu bilgilerle başvuruma ulaşabilir, durumun doğruluğunu kontrol edebilirsiniz. Değilseniz, kişilere yüksek bir puan vererek ve sanki hiç bir zaman yalan söylemeyeceklermiş gibi yaklaşmanızı, puanlarını, yakaladığınız yalanlar ve hatalar ölçüsünde "zamanla" düşürmenizi öneririm. En baştan bu tarz bir yaklaşım, iyi niyetli olsanız dahi tanışıklığı dostluğa dönüştürmeye engel olur. Ayrıca bütün yazdıklarınızı ve yazdıklarımı copy/paste şeklinde foruma taşımakta hiç bir sakınca görmüyorum. Nitekim "özelden" ilk yazan sizsiniz.
Tanışıklığımızın her şeye rağmen devam edebileceğini düşünüyorum. Tek ricam, hitap ettiğim şekilde geri dönmeniz. Ben size her zaman "siz" öznesi ile yazarken, belki yaşça büyük olduğunuz için "sen" diyerek hitap ediyorsunuz ki, 43 yaşında olduğum düşünülürse, siz 70 yaşında olsanız dahi hiç hazzetmediğim bir şeydir.
Sevgi ve Saygılarımla
----------------------------------------------------------------
Sonuç olarak zahmet edip ilk yazıyı okuyan herkesden, yanlış ifade ettiğim tüm cümleler için özür diliyorum ama asıl söylemek istediklerimin neler olduğunu bu uzun ileti sırasında anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Ayrıca Sayın ADAM'a ne olusa olsun benimle ilgilendiği için teşekkür ediyorum ve cevaben yazdığı kibar ileti ile bu "Han Duvarları" şeklinde uzayan tuhaf yazıyı sonlandırıyorum.
----------------------------------------------------------------------
Peki efendim, dediğiniz gibi olsun, sizli bizli görüşelim.
Herhpangi bir şekilde yalan söylediğiniz ya da uydurma bir öykü anlatmış olduğunuz gibi bir düşünce geçmedi aklımdan. Öyle olsaydı, bu kadar uzun boylu özel bir ileti göndermezdim.
Ancak beni böyle düşündüğümü sandığınızdan ötürü birez sitemli karşılayışınızdan ötürü de alınmış değilim.
Ben Türk diline biraz özenliyim. Bu nedenle düşünce = fikir konusunu hemen belirtmişim. Eğer bu sözcükler farklı algılanıyorsa ona bir diyeceğim olamaz ama sözlük anlamları eşittir.
Neyse, burada konumuz dil kullanımı değildir.
TC Dernekler Kanunu uyarınca bir derneğe üye olacak bir kimsenin basıka kaydrının istenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Fakat ben buna o yüzden takılmadım. Şayet bir mason adayına herhangi bir sabıkası olduğunda olmağını söylüyorsa, yok demektir. Bir adayın sözüne güvenilir. Bu yüzden ben sizin söylediklerinizden çok ilgili locanın tutumunu yadırgadım. Üstelik Masonlikta Etiket adlı kitabı okumuşsunuz. Orada öyle bir şey var mı? Kitap bir yenrinizde duruyordur;bir bakın isterseniz.
Bu işte birtakım gariplikler, noksanlıklar var. Belki bunlar bir özet yapayım derken edrilip gidiyor ama önemli ayrıntılar. Örneğin daha talepname verilmeden önce tanışılmış, an azından birkaç kez görüşülmüş olması gereken bir başka mason olmalı. Talepname formu ile birlikte birtakım bilgiler açıklamalar verilmiş olmalı. Bunların locada görüşülmüş iki ayrı aşamada oylanıp kabul edilmiş olması gerek ki iş başkalarıyla da görüşmeye gelsin. Bir kişinin "Ben mason olmak istiyorum." demesiyle bu işlere başlanamaz. Bunun nasılolacağı o kitapta yazılı değil mi?
Sonraki aşama soruşturma (tahkikat) ise bu iş öyle bir otel lobisinde ve bu tarzda yapılmaz. Bunlar Masonluğun yöntemleriyle uyuşmuyor. Yanlış anlaşılması, ben sizin yalan söylediğinizi ileri sürmüyorum. Size ilk öneriyi getiren kişi dahil, bunların hepsinin yanlış işler yaptığı gibi bir izlenim edindiğimi belirtiyorum o kadar.
Anlatımın sonrasına da gelecektik ama bu kadarında takıldık. Önce bunu çözümleyelim. İsterseniz forumla taşırsınız. Benim açımdan hiçbir sakınca yoktur. (Ancak foruma taşırken isim yazmamak gerekir.)