Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Adem'in Hikayesi  (Okunma sayısı 2668 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 22, 2016, 08:46:01 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar



Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir Adem varmış. Ama sadece ''var''mış. Güzel değilmiş ama çirkin de değilmiş. İyi değilmiş ama kötü de değilmiş. Beyaz bir kağıtmış ama beyaz da değilmiş. Sonra birgün hiç var olmayan bir ağaçta asılı şekli olmayan, adı olmayan, tanımı olmayan bir ''elma'' görmüş. Fakat bu elma ona birileri tarafından yasaklanmış. Ama o birileri aslında birileri de değilmiş. Daha sonra Adem bu elmayı tadınca kendisini bir anda koca bir kara parçasının üstünde buluvermiş. Düşünür olmuş. İliklerinde bir şey hissetmiş. Bu utanmakmış. Utanmış ve kendisini örtmek istemiş. Toprağın toprak olduğunu, suyun su olduğunu, kendisinin Adem olduğunu bilivermiş. Konuşur olmuş. Kızar olmuş. İyiyi ve kötüyü bilir olmuş. İşte o gün ADEM, adem olmuş da esir olmuş. Hürriyetini kaybetmiş. Düşüncelerinin efendisiyken, efendiliğin esiri olmuş.

Risus

Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Eylül 22, 2016, 09:20:16 ös
Yanıtla #1

               Ve gökten üç "Elma" düşmüş.Biri Sayın Risus'a; birii dinleyenlere; sonuncusu ise: Gerceğin kapısından geçmişlere.  :) :) :)
Sen Özelsin


Eylül 22, 2016, 09:50:48 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3235
  • Cinsiyet: Bay

Ne geldiyse başımıza bu ELMA 'dan geldi ... ::)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Eylül 22, 2016, 10:37:26 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ

Bakaraya ilaveten Yaratılış 3.bölümden de bir ilave yapalım :) 

“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Eylül 23, 2016, 12:20:08 öö
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Şimdi de geriye dönmek için yaşıyoruz  :)
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Eylül 23, 2016, 11:11:29 öö
Yanıtla #5
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay


Bakaraya ilaveten Yaratılış 3.bölümden de bir ilave yapalım :) 

“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”

“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”

Peki o halde nasıl olur da elmayı yemek yasak olur, elmayı yedi diye Dünya'ya gönderilmek de bir ceza olur? Ya da olur mu? Yoksa aslında durum bundan farklıdır da yanlış mı anlaşılmış ve anlatılagelmiştir?

Bakara'dan devam edelim mi?

Bakara 30:

Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti.

YORUM: O halde Yeryüzü zaten insan için tasarlanmış. Aksi takdirde Allah meleklere neden yeryüzünde bir halife atayacağım desin. O zaman Yeryüzüne gönderilmek pek de ceza olmasa gerek.

Melekler de cevaben şöyle demişler: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."

YORUM: Yani melekler tam anlamıyla Allah'a biat etmiş, O ne derse sözünden çıkmayan, her arzusunu yerine getiren varlıklar. Sitem ediyorlar; yaratacağın insan sana biat etmeyebilir, bozgunculuk yapar diyorlar. Allah da onlara, ben sizin bilmediğiniz bir şey biliyorum diye cevap veriyor.

Bakara 31:

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz."

Bakara 32:

Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin."

YORUM: Allah, meleklere bir soru soruyor ama melekler cevabı bilmediklerinden cevaplayamıyorlar. Cevap olarak "sen bize cevapları öğretmedin, o nedenle biz bilmeyiz ama her şeye kadir olan sen elbette cevapları bilirsin" diyorlar.

Bakara 33:

Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim, A'lem'im. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim."

YORUM: Adem, meleklerin bilmediği/cevaplayamadığı şeyleri biliyor. Demek ki öğrenme kapasitesine sahip bu Adem.

Bakara 35:

Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve orada dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."

Bakara 36:

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süre kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet/bir yararlanma imkânı olacaktır."

YORUM: Fakat Allah Bakara 30'da "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım" dememiş miydi? Yeryüzü bu amaçla insan için yaratılmamış mıydı? O halde bu elma yeme olayı neyin nesidir? Allah daha önce meleklere "ben sizin bilmediklerinizi bilirim" derken insanın öğrenme kapasitesi dışında başka neyi kastetmiş olabilir? Yeryüzü de anlaşılan pek tekin bir yer değil. Tehlikeler var, düşmanlıklar olacak, vb. İnsan da öğrenebilen bir varlık... Başka neyi var insanın meleklerden farklı? Melekler Allah'ın her dediğini harfiyen uyguluyorlar. Ama Adem elmayı yedi. Yoksa bu bir test miydi? Bir hür irade testi. Çünkü insan hür iradesi olmadan, Yeryüzünde çok uzun dayanamaz sanki. Orası tehlikeli. O zaman insanın kendi kendine karar vereceği bir yapıda olması lazım ki, Yeryüzünde iyiyi-kötüyü ayırt etme şansına sahip olsun. Elma sakın insanın kendi kendine seçim yapabilme kapasitesini ölçen bir test olmasın? Sonrasında Allah Adem'i cezalandırmak için mi Yeryüzüne gönderiyor, yoksa hür irade testini geçip kendisini kanıtladığı için mi? Adem testi geçti. Tamam artık hazır Yeryüzüne inmeye ve oradaki tehlikelerle kendi seçimleriyle yüzleşmeye.

... ve evet “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”... Çünkü iyiyi ve kötüyü seçecek olan da yine sizlersiniz. Kendi hür iradenizle.

Bunları okuduysanız lütfen şimdi vakit ayırın ve matematikçi Prof. Jeffrey Lang'in bu konuşmasını seyredin. Türkçe altyazı mevcuttur.

https://www.youtube.com/watch?v=bLQ6pCDIKXg

Live long and prosper.


Eylül 23, 2016, 02:32:43 ös
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Belki de mesele elma değil.

Geçen yaz, yakın bir akrabamın evinde, bu konuyla ilgili konuşmuştuk. O da bana gidip Kur'an getirmişti odasından. İlk sayfalarında da (fotoğrafını çekmiştim) şunlar yazıyordu.





« Son Düzenleme: Eylül 23, 2016, 02:35:19 ös Gönderen: İNSAN »


Eylül 24, 2016, 02:16:26 öö
Yanıtla #7


Bakaraya ilaveten Yaratılış 3.bölümden de bir ilave yapalım :) 

“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”

“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”

Peki o halde nasıl olur da elmayı yemek yasak olur, elmayı yedi diye Dünya'ya gönderilmek de bir ceza olur? Ya da olur mu? Yoksa aslında durum bundan farklıdır da yanlış mı anlaşılmış ve anlatılagelmiştir?

Bakara'dan devam edelim mi?

Bakara 30:

Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti.

YORUM: O halde Yeryüzü zaten insan için tasarlanmış. Aksi takdirde Allah meleklere neden yeryüzünde bir halife atayacağım desin. O zaman Yeryüzüne gönderilmek pek de ceza olmasa gerek.

Melekler de cevaben şöyle demişler: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."

YORUM: Yani melekler tam anlamıyla Allah'a biat etmiş, O ne derse sözünden çıkmayan, her arzusunu yerine getiren varlıklar. Sitem ediyorlar; yaratacağın insan sana biat etmeyebilir, bozgunculuk yapar diyorlar. Allah da onlara, ben sizin bilmediğiniz bir şey biliyorum diye cevap veriyor.

Bakara 31:

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz."

Bakara 32:

Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin."

YORUM: Allah, meleklere bir soru soruyor ama melekler cevabı bilmediklerinden cevaplayamıyorlar. Cevap olarak "sen bize cevapları öğretmedin, o nedenle biz bilmeyiz ama her şeye kadir olan sen elbette cevapları bilirsin" diyorlar.

Bakara 33:

Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim, A'lem'im. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim."

YORUM: Adem, meleklerin bilmediği/cevaplayamadığı şeyleri biliyor. Demek ki öğrenme kapasitesine sahip bu Adem.

Bakara 35:

Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve orada dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."

Bakara 36:

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süre kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet/bir yararlanma imkânı olacaktır."

YORUM: Fakat Allah Bakara 30'da "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım" dememiş miydi? Yeryüzü bu amaçla insan için yaratılmamış mıydı? O halde bu elma yeme olayı neyin nesidir? Allah daha önce meleklere "ben sizin bilmediklerinizi bilirim" derken insanın öğrenme kapasitesi dışında başka neyi kastetmiş olabilir? Yeryüzü de anlaşılan pek tekin bir yer değil. Tehlikeler var, düşmanlıklar olacak, vb. İnsan da öğrenebilen bir varlık... Başka neyi var insanın meleklerden farklı? Melekler Allah'ın her dediğini harfiyen uyguluyorlar. Ama Adem elmayı yedi. Yoksa bu bir test miydi? Bir hür irade testi. Çünkü insan hür iradesi olmadan, Yeryüzünde çok uzun dayanamaz sanki. Orası tehlikeli. O zaman insanın kendi kendine karar vereceği bir yapıda olması lazım ki, Yeryüzünde iyiyi-kötüyü ayırt etme şansına sahip olsun. Elma sakın insanın kendi kendine seçim yapabilme kapasitesini ölçen bir test olmasın? Sonrasında Allah Adem'i cezalandırmak için mi Yeryüzüne gönderiyor, yoksa hür irade testini geçip kendisini kanıtladığı için mi? Adem testi geçti. Tamam artık hazır Yeryüzüne inmeye ve oradaki tehlikelerle kendi seçimleriyle yüzleşmeye.

... ve evet “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”... Çünkü iyiyi ve kötüyü seçecek olan da yine sizlersiniz. Kendi hür iradenizle.

Bunları okuduysanız lütfen şimdi vakit ayırın ve matematikçi Prof. Jeffrey Lang'in bu konuşmasını seyredin. Türkçe altyazı mevcuttur.

https://www.youtube.com/watch?v=bLQ6pCDIKXg

 Prof. Jeffrey Lang, bilindik duygusal girişlerden birini yapmış,arada ufak espiriler de serpiştirmiş.1101 no'lu oda'dan cıkarken ise, bir kesime niyetini iyce belli etmiş.Performans süper .
 
« Son Düzenleme: Eylül 24, 2016, 02:21:21 öö Gönderen: Tik-Tak »
Sen Özelsin