Tesekkürünüzü Niels Bohr ve bilime katkıda bulunan tüm bilim insanları adına kabul ederim.
Bu anı da benim kendimle ilgili ;
Üniversitede, Fizik bölümünde, öğretim görevlisi bir gün öğrencilerine 100 küsür yıldır çözülememiş fizik problemleri olduğundan bahseder ve bir çok fizikçinin boş zamanlarında beyin jimnastiği yapmak için bu çözümsüz gibi görünen problemler üzerine çaılştığını anlatır. Daha sonra bunlardan 120 ve 150 yıldır çözülememiş iki tanesini tahtaya yazar ve :"Siz de bunları not alın, boş zamanlarınızda size eğlence olur" der. Ardından ders biter ve sınıf dağılmaya başlar. O sırada ders boyunca uyuklayan bir öğrenci uyanır ve dersin bittiğini anlar. Tahtadaki problemleri görerek, öğretim görevlisinin ödev verdiğini düşünür ve bunları aceleyle defterine geçirir.
Ertesi hafta mahcup bir şekilde hocanın karşısına dikilir ve :"Hocam, ben verdiğiniz problemlerden sadece birini çözebildim" der.
Yok, hayır, o öğrenci ben değilim ne yazık ki. Olayın benimle ilgisine gelince ; Davranış Psikolojisi dersinde bir gün konumuz "Önyargılar" idi ve profesör bu hikayeyi anlattı. Hikayedeki genç, öğretim görevlisinin problemler ile ilgili söylediklerini duymadığı için olaya kendisini engelleyen önyargılar olmadan yaklaşmış, ve sorulardan birini çözmeyi başarmıştı. Mesaj açık ve basitti : Önyargılar elimizi kolumuzu bağlayarak bizi çözüme ulaşmaktan alıkoyar.
Bizim profesör bu hikayeden nasıl bir sonuç çıkarabileceğimizi sordu. Ben söz istedim ve : " Derste uyumak sanıldığı kadar da kötü bir davranış değildir hocam" dedim.
İlginçtir, profesör bu cevabın içeriğini değil ama, özgünlüğünü beğendiğini söyledi.