Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Felsefe Taşı ve Yahudi Abraham  (Okunma sayısı 13594 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 31, 2014, 05:26:15 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 323
  • Cinsiyet: Bay

Özgün yazılar girmeyeli bayağı oldu sayın  Masonlar.org üyeleri. Malumunuz öğrenciyim, foruma katılan en genç üyeydim. Yazdıklarım tartışmalara neden oldu çoğu kez. Güzel tartışmalara, sohbetlere. Şimdi ki konumuz her simyacının çeşitli deneyimler sonrasında dönüp dolaştığı o muazzam arzuya. Nedir bu arzu ve çaba ? Ölümsüzlük ve muhteşem güç...

Konumuzda Nicolas Flamel ve onun hakkında ki efsanelere dönmeden önce felsefe taşını biraz tanımak gerekir.

Felsefe taşı her maddeyi altına çevirebileceği ve ölümsüzlüğü getireceği inanılır simyacılar tarafından. Bilinen bulgulara göre Simyacılar bu taşa hiçbir zaman ulaşamadı. Aslına bakarsanız bunu bulan Simyacı bu duyuruyu yaparmıydı... Velhasıl güzel olan nokta ise Simyacıları bu muazzam uğraşları günümüz kimyasının oluşmasının temellerini attı. Felsefe Taşı öyle yada böyle insanlığın en çok merak edilen sırlarından birisi olmuştur. Çünkü söz konusu ölümsüzlük olunca akan seller durur o gözler fal taşı misali açılır. Simya ile Felsefe Taşı ile ilgilenenler ikiye ayrılır. İlk grup bizlere Felsefe Taşının fiziksel bir madde olduğunu, ölümsüzlük ve metalleri altına çevirme konularının akla gelen ilk anlam olduğunu söylemektedirler.  İkinci grup ise, Felsefe Taşının yalnızca bir imge olduğunu, Felsefe Taşının vaat ettiği ölümsüzlük ve altının çok derin anlamlar içeren semboller olduğunu söylerler. Şimdi Nicolas Flamel kimdir necidir ?

Felsefe Taşı deyince akla ilk gelen isimlerden biri de filozof Nicolas Flamel’dir mutlak. Meslektaşlarının (simyacıların) anlattıklarına göre Flamel bu taşı bulmayı başarmıştır. Günümüzde de halen yaşamaktadır. Şimdi masonluğun yolu olan KAMİL insana da geleceğiz ister istemez. Daha sonra tekrar Flamel bizlerle olacak. Simyadaki “vitriol” terimi, “Visita Interiorant Tellus Rectificando Invenies Occultum Lapidem” cümlesinin baş harflerinden oluşmaktadır. Bu cümle “Dünyanın derinliklerini ziyaret et, arıtırken gizli taşı bulacaksın.” anlamına gelir. Sizlere bahsetmiş olduğum, hani simyacıları ikiye ayırmıştık, işte onlardan ilk grup insanlar yani Felsefe Taşını fiziksel bir varlık olarak gören insanlar bu cümleyi de fiziksel olarak ele almış ve Felsefe Taşını bulmak için dünyanın derinliklerine seyahat etmek gerektiğine inanarak gerçekten de serüvenlere doğru yol almışlardır. Ölümsüzlük nelere kadir  8) O cümlede ki arıtırken sözcüğünü de katarak yani ''arıtırken bulacaksın'' ifadesini de ele alarak bir çok deneyler yapmışlar. Lakin ikinci grup, yani Taş’ı metafiziksel olarak görenlere göre durum tam aksine > Felsefe Taşı bizim içimizdedir. Bilginlerin, ana maddesi heryerde, herkesin ulaşabileceği çok basit bir şey olduğu yönündeki sözlerini de bu savlarına destek olarak öne sürerler. Bu durumda ölümsüzlükten ziyade, ana bilince ulaşıp, bizim kültürümüzde kamil insan kavramıyla açıkladığımız bir bilince ulaşıp fani yaşamdan kurtulmaktır. Altından kasıt ise yine bu bilinçtir. Ve bu görüşteki insanlara göre bu bilince ulaşmak altın kadar değerlidir. Yani kamil insana ulaşabilirsek zaten bu hayatta ki en büyük sonsuzluğa kavuşacağımızı düşünmektedirler.

Şimdi Flamel'e dönelim. On dördüncü asırda yaşamış simyacılar arasında büyük üstadlardan birisiydi. Nicholas Flamel'in ölümü tam olarak bilinmemekte. Nicholas Flame resmi kayıtlara göre ölümü 1330 – 1418 olarak geçmektedir. Flamel Sahafçı bir Almandı, basitçe yaptiği iş; eski kitaplarlari alir soylulara satan birisiymiş. Bir gün bir rüya görmüş, rüyasında bir melek ona bir kitap uzatmış ve sayfaları kağıttan çok bir ağaç gibiymiş. '' Özünü görmüş Flamel abim  ;D '' Melek Flamel'e kitabı verdikten sonra ona bu kitabın sırrını ondan başkasının çözemeyeceğini, çözdükten sonra da dünyadaki tüm zenginliklerin onun olacağını söyler. Flamel rüyasını meslektaşlarına, çevresine anlatır. Ama simyacılar rüyaların önemi olmadığını düşünür çevresi de dahil dikkatleri çekemez. Arada 4-5 yıl geçer ve dükkanına yaşlı bir Yahudi gelir. Yaşlı Yahudi bir kitap çıkarır ve bunu Flamel'e uzatır. Flamel o an büyük bir şok geçirir çünkü yıllar önce rüyasında gördüğü kitaptır. Tüm herşeyini bu kitap için feda etmeye hazırken yaşlı adam ;  Bu kitapi mecbur kaldığı için verdiğini değerinin servetlerle paha biçilmeyeceğini söyler. (Sayın forum üyelerim, mantık hatası var dimi. Yani sen neden mecbur kaldın. Durumun kötüyse ve dediğin gibiyse paha biçilemeyecek servetler zaten önüne dökülecektir. Ama şöyle bir şey de var. Rüyasında ki melek ''sadece sen çözebilirsin'' demişti. Dönelim konuya'' Adama vermesi gereken paranin 10 katini verip çok çok teşekkür edip gönderir.

Şimdi hikayeden biraz sapalım. Bu Yahudi hakkında pek bir bilgi yok ama oğlu var. Bunu nereden biliyorum. Sihirbaz Abremelin'in Kutsal Büyü Kitabı, Yahudi Abraham'in oglu Lamech'e A.D 1458 gonderdigi gibi Orjinal Ibranice'den Fransizca'ya cevrilmistir. Fransizca'dan da gunumuz Ingilizcesine.

S. L. MAC GREGOR MATHERS,
"Ortaya Çıkarılan Kabala " "Süleyman'ın Anahtarı" "The Tarot," vb kitaplarının yazarı Tarafından çevrilmiştir. John M. Watkins, London[1900]
tarafından basılmıştır . Kitabin ilk Cildi 30 bölümden oluşmaktadır.

Aslında bunları konuşmak gerekir. Farklı bir konuda büyü hakkında bir konu girmeyi düşünüyorum. Konuya dönelim. Flamel kitabı sonunda almıştı. Kitabın ismi "Yahudi Abraham'ın Kitabı" dır. Çok eski zamanlarda Yahudilerin roma imparatorluğuna ödemek zorunda kaldiklari ağir vergilerin nasil ödeneceği konusunda olduğu bilinmektedir. Şimdi Yahudiler'in Hz.Süleyman'dan sonra bol bol büyü ile uğraştıklarını farklı kaynaklardan okumuştum siz ne dersiniz bilmem.  Ağır vergilerden kurtulmayı yazmışlar yazmışlar da ama nasıl yapılacağı anlaşılamamıştır (gel gelelim yine mantık hatası, o kitabı yazanlar nasıl yapılacağını bilmeden nasıl yazdılar yahu  >:( ) Kitap bir bulmaca gibiymiş, çok eski bir İbrani lehçesi ile yazıldığı için günümüzde dahi çözülmesi imkansız durumundaymış. Flamel ne yapıp ne edip bu kitabı çözmek zorundaymış. O da seyahatlere çıkmış ve Yahudilerden bilgiler almaya çalışmış.  Yahudi bilginlerini bulma çabası onu Avusturya'ya kadar sürüklemiş. Sonunda Avusturyada yaşlı bir yahudi bilgin kendisine yardim etmeyi kabul etmiş. 1,5 yıl kadar kitap üzerine çalIşmalari devam ederken Yahudi bilgin yaşlılığından dolayı ölmüş (Ecel bu, fani bir hayat. Her canlı bir gün ölümü tadacaktır) Nicholas Flamel ise yılmamış, bırakmamış kitap üzerine çalışmalarına devam etmiş. Sonunda Simyacılığın en büyük hedefi olan felsefe taşını yapmayı başarmış. Bir söyleme göre Flamel Felsefe taşıni civa ve kurşunla yaptığı rivayet edilir. Bu taş ile ilk önce maddeleri gümüşe 6 ay sonrada altına çevirmeye başlar. ve sonunda ise ölümsüzlük iksirini yapmayı başarır.

Şimdi Flamel hakkında bu kadar efsane nasıl mı doğdu ? İlginç olan şey ise zaten bu nokta. Dükkanını, pılını pırtını toplayıp Avusturya'ya göçen Flamel bir iş yapmadığı halde, Avusturya'da bir çok kilise hastaneyi restore ettirir ve yeni hastaneler ve Kiliseler, Manastırlar Okullar açar. Öldüğü zamanda koca bir servet bırakmıştır. '' ne ? ne? öldüğü zaman mı ?'' dur geliyorum. Öldüğü zaman olarak rivayet edilen 1418 yılında cesedi mezarında bulunamamıştır. 1700'lü yıllarda bir operada zamane simyacıları tarafından görülmüş ve kaçtığıda rivayet edilir. Ünlü Davinci'nin Şifresi kıtabinda ise Flamel'i ünlü Sion Tarikatinin Baş öğreticisi olduğundan bahsedilir.

Bu da günümüzde bir restorant olan Flamel'in evi ;

Dünya üstündeki en üstün yaşam formu olduğumuza ama yine de sözcüklere sığmayacak kadar mutsuz olduğumuza,çünkü başka hiçbir hayvanın bilmediği şeyi,ölmek zorunda olduğumuzu bildiğimize dair bir ironi


Mayıs 31, 2014, 08:47:36 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Yer yer ufak tefek yanlışlar içermesine karşın, Sayın Ares'in bu derlemesinin ilginç bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz.

Nicolas Flamel, bir başka bakış açısıyla çok daha derin bir inceleme alanında irdelenebilir. Ancak bunu yaparken, gerçek araştırıcıların verilerini değerlendirmek, Dan Brown gibi romancıların kurgularını işin içine karıştırmaktan kaçınmak gerekir.
« Son Düzenleme: Mayıs 31, 2014, 08:50:27 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 26, 2014, 01:25:42 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 342
  • Cinsiyet: Bayan

Felsefe taşı bildigmiz taş degil....hani binanın temel taşı denir ,yapıyı ayakta tutar, işte öyle bir şey .felsefe taşıda simyacıyı simyacı yapan ölümsüzlüğü kazandıran gizli bilgilerdir .başka bir tanımla nirvana olarak tabir edilir .


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
8866 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 03:10:57 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
6170 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 26, 2007, 10:37:18 ös
Gönderen: shemuel
5 Yanıt
5822 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2007, 02:19:54 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2803 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2007, 09:15:27 ös
Gönderen: shemuel
3 Yanıt
4377 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2009, 05:46:53 ös
Gönderen: baris
2 Yanıt
4593 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 02, 2010, 12:40:54 öö
Gönderen: Eagle35
9 Yanıt
14508 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2015, 07:10:09 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
6190 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2013, 10:12:08 öö
Gönderen: ruzber
0 Yanıt
6528 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 29, 2013, 11:16:25 öö
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
3076 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 22, 2015, 08:50:54 ös
Gönderen: GOASISG