Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Namazın Ezoterik - Batini Anlamı  (Okunma sayısı 16804 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 10, 2010, 03:50:44 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili Dostlar,

Namazın batini - ezoterik bildiğiniz anlamları yazmanızı rica ediyorum.

Ben bir kaç tane belirteyim.

1- Abdülbaki Gölpınarlı yorumu: "Namaz imama ulaşmaktır".
Burda imamın batini yorumu da Hasan Sabbah'a göre ve benim Abdülbaki Gölpınarlı'nın kitabından anladığıma göre : "Yüce kişilerdir"
 
2- Ergun Candan'ın yorumu: Günün belirli zamanlarında, insanın dünyaya olan ilgisini başka noktaya çekmek, egosal hırslardan sıyrılmaya zemin hazırlamak, meditatif bir hal içinde insanın kendi içine dönmesini sağlamak, konsantrasyon egzersizi, konsantrasyondan sonra trans sağlanması yani vecd halinine ulaşılması.

3- Câhidî Ahmed Efendi'nin yorumu: Câhidî Ahmed Efendi’ye göre namazın zâhirî, hakiki sırrı ve ruhu vardır. Bunları idrak etmekten uzak birinin namazı, mânen tam yerine gelmiş sayılmaz. Namazın ruhu huşûdur. Zira namazın zahîrî yönü, beden gibidir. Bunların eksik olması bedenin cansız olmasına neden olur. O halde hepsinin yerli yerinde olması gerekmektedir.Yüce Allah’ın da kalben namaza hazır olmayanların, kendilerinden habersiz olduklarını ve gaflet içinde bulunduklarını11 söylemesi, Câhidî’ye göre namazın bâtınî anlamlarını bilmeyenlerin, cansız beden taşıdıklarının işareti olarak yorumlanmalıdır.12 Şimdi Câhidî’nin namazın farzlarına verdiği bâtınî yorumları görelim:

Namazın 12 farzından maksat veya farzların esas hedefi şunlar olmalıdır:

a. Hadesten Taharet (Manevî temizlik; abdest ve gusül almak): Yüce Allah’ı tüm eşyadan münezzeh görmek, gönül gözü ile Allah u Tealâ’yı her yerde hazır görmek demektir.
b. Necasetten Taharet (Maddî temizlik; vücut, elbise ve namaz kılınacak yerin temiz olması): Bedeni nefsin kötü sıfatlarından arındırıp, sadece Allah’tan korkarak bütün azaların O’nun rızasına uygun hareket etmesi demektir.
c. Setr-i Avret (Kadın ve erkeklerin namazda belli yerlerinin örtülmesi): Allah’ın rızasına muhalif olan şeylerin, Allah’ın nazargâhı olan gönülden çıkarıp Allah’tan utanmak ve korkmak demektir.
d. İstikbal-i Kıble (Kıbleye yönelmek): Gönlün her iki âlemde var olan her şeyden vazgeçip, sadece yüce Allah ile meşgul olması ve Allah’tan başka hiçbir şeyin kalmaması ve O’na yönelmesi demektir.
e. Vakit (Her namazı vaktinde kılmak): Nefsinin isteklerini yerine getiren o heva ve hevesinin kaynağı olan ve kalbe büyük meşguliyet verip
perde olan o nefsânî arzularını yok etmek ve namaz vaktinde gönlünde sadece Cenâb-ı Allah’ın kalması demektir.
f. Niyet (Hangi namaz kılınacaksa ona niyet etmek): Sırrını Allah’tan başkasına açmamak demektir.
g. İftitah Tekbiri (Namaza “Allahuekber” cümlesi ile başlamak): Allah’ın dışındaki her şeyi yani mâsivâyı arkaya atıp gönlün tam anlamıyla Allah’a yönelmesi demektir.


Aralık 10, 2010, 12:23:24 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Bir ibadetin icra edilmesi sırasında batıni ilişkiler esas alınıyorsa,o ibadeti şekli hareketlerle sınırlamak,onu belirli uygulamaları olan bir ritüele dönüştürmek,o ibadetin kasdına ulaşılmasını engeller.

Uygulana geldiğinden bugüne kadar ve bugünde gördüğü kabul kadarıyla namaz,öngörülen vecd haline ulaşmayı engeller.Nitekim,kabul görmüş haliyle bu uygulamayı denemiş olanlar tecrübe etmişlerdir ki,okunacak ayetleri akılda tutmak zorunluluğu,fiziksel hareketlerdeki sınırlar,tekrarlanan ayetlerin anlamlarını sorgulama arzusu,ritüelik sınırların aşılması halinde çevreden görülecek olumsuz tepkilerin kaygısı,uygulayanın konsantrasyonunu doğrudan engellemektedir.

Bu haliyle namaz,statü belirleyici bir eylem haline dönüştürülmüş,kitlelerce de yüzyıllardır bu şekliyle kabul görmüştür.Namaz uygulamasında öngörülen vecd halini yakalayabilmiş olanlar,muhtemelen yapmış oldukları özgün eklemeleri olası aforoz tehditi kaygısıyla ifşa edemeyecekler,dolayısıyla uygulamalarını yalnız gerçekleştireceklerdir.

İbadetini yalnız uygulamayı benimseyenler,kendi tekniklerinin başkalarının işine yaramayacağını bildikleri için başkalarınca uygulanmasını da önermeyeceklerdir.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Aralık 11, 2010, 04:23:29 öö
Yanıtla #2

Sayın Ceycet'in yorumunu korkarak da olsa benimsiyorum.

Namazın sadece ezber ve hareketten ibaret yapısı konsantrasyonu önlüyor. Kafada var bin tane tilki, namaz bir iş olarak görülüyor. Zaten eğer namaz gerektiği gibi, tam bir trans halinde uygulanabilen bir şey olsaydı, bu bir iş olarak görülmez, bir haz unsuru olarak görülürdü.

Fakat bir kere syn ceycet'in dediği gibi bir farkındalığa ulaşınca, namazı bu şekilde ama daha dikkatle kılmak mümkün olabilir. Önemli olan, bu işin eğer istenirse bir "miraç" olabileceğini akılda tutmaktır. Bunu safi bir emir olarak görmek yerine, gerçekten insana ruhani anlamda bir şeyler katabilecek bir bağlantı aracı olduğunu bilmek bile, o rutinleşmiş namazı büyük ölçüde iyileştirebilir. Ama gel de bunu benim gibi bir tembele anlat.

Bir yerde okumuştum, bir Zen rahibi, meditasyonuna o kadar önem veriyor ki, en ufak bir hareket meditasyonunu bozduğu için göz kapaklarını kesiyordu.

Hareket, trans halini bozuyor yani. Sayın ceycet'in sorun olarak gördüğü noktadan biri bu. Fakat, hareketin dahi o trans halini bozamayacağı bir hal mümkün ki, namaz bu şekilde kılınagelmiş. Örneğin Hz. Ali'ye saplanan bir okun namaz kılarken çıkarıldığı söylenir. Nerede o bir gözkapağı hareketinin transını allak bullak ettiği rahibin zayıflığı, nerede Hz. Ali'nin bu trans hali. Hz. Ali, istediği anda her hal ve koşulda (ok vücuduna saplı iken) o hale girebiliyorsa, bu hale ulaşmak, Budizmin meditasyonuna ulaşmaktan daha üstündür. Hareketin, o ruhani bağı kopardığı bir hal daha zayıftır.

Bu yüzden syn. ceycet'e korkarak onay veriyorum. İbadet, salt subjektif, salt bireye bırakılırsa insanlar kolayına ne geliyorsa onu yapacaktır. Bu da, dış çevreden yalıtılmış bir izole ortamı yakalamaya çalışıncaya kadar sürecektir. Fakat asıl güç, hayatın akışı içinde o bağı sağlamakta da olabilir. Bu nedenle namaz, en düşük seviyedeki bir kılıştan en üst seviyedekine kadar, kovası ne kadar alabiliyorsa, o insana o kadar fayda verir.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Ocak 13, 2012, 11:39:04 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 145
  • Cinsiyet: Bay

Guzel bir konu uzerine doyurucu yorumlar gelmis, ben de fikrimi kisaca paylasmak isterim..

Sayin ceycet'in yorumuna ben de katiliyorum lakin namazin, vecd haline gecebilmek icin zemin hazirladigini dusunuyorum. Gorev sorumluluguyla hissetmeden yapilan namaz icin gecerli sayilmaz tabii ama kibleye vucuduyla oldugu kadar kalbiyle donen insanin namaz sonrasi hissettigi huzur ve korunma duygusuyla trans haline gecebilmek ve ruhtaki nefese dokunabilmek mumkun olabilir.
Toparlayack olursam, bence namaz vecd haline acilan kapi degil de kapinin anahtaridir..

Sevgi ve saygilarimla..
Aşk için yanarken
Edindiğim kanatlarla
Uçup gideceğim ışığa doğru,
Hiçbir gözün bakamadığı.


Ocak 14, 2012, 03:32:09 öö
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Sayın Ceycet'e ben de katılıyorum.  Ek olarak namazı her babayiğitin kılamadığına inanıyorum. Hani bir laf vardır "padişah konmaz saraya hanen mamur olmadan" gibi bir şeydi.  Fakat yine de eğer gerdirmeler 12 saniye yapılırsa harika ve fıtık gibi sorunları önleyici bir streching egzersiz olarak algılanabilir ve rahatlamanın kaynağı da strechingin etkisidir aslında.

Metefizik açıdan ise abdest ve namaz bir kalkan olarak algılansa yanlış olmaz.

İstihbaratçılar genelde şadırvan tarzı tatlı su yakınında fikir alış verişi yaparlar bunun anlamı su şakırdısından ötürü seslerinin duyulmaması değil metafizik kulakları etkisiz hale getirmek içindir örneğin. Tatlı su ile alınan Abdest ve namaz insanı şeytani güçlerin ele geçirmesinde bir kalkan gibi korumak içindir. Yani şeytanın zihin kontrolünden korunmak amacı vardır.

Namaz müminin miracıdır diye bir hadisi şerif de mevcut, ki bu da müminlerin namaz ile astral seyahat yapabileceğinin müjdesidir. Ki Hz.Muhammed mirac sonrası namazı bir yükümlülük değil mirac yaşatabilecek bir müjde olarak getirmiştir. Fakat başlarda da değindiğim gibi böyle bir deneyim için padişahın kalbe inmesi lazım ki babayiğit işidir namaz kısacası. Cemaatle kılınan namazın çokca tavsiye edilmesinin altında da içlerinde belki sağlam bir mümin namaz kılar ve diğerleri de ondan manevi olarak istifade ederler mantığı olabilir. Yine de Allah bilebilir fakat genelde insanların yaptığı namaz egzersiz, zikir de laklakadan öteye gidemiyor. Çünkü şeytan namazda da Kuran okurken de insanın damarlarında gezinebiliyor.

Gel gelelim namaz mevzusu şahsen bana çok zor geliyor sigara almak için bazen geç saatlerde yakında açık yer bulamayıp saatlerce yürüyorum gece köpekler kovalayacağını bile bile boş veremiyorum fakat kendimi cuma namazına bile ikna edemiyorum. Kanaatimce insanlar ben de dahil şeytani güçler tarafından ele geçirilmiş durumdayız. Namazın zor gelmesi de bunun bir göstergesidir diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Ocak 14, 2012, 04:06:43 öö Gönderen: Masor1976 »


Ocak 14, 2012, 07:20:03 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Namaz konusu gerçekten çok ilginç bir konu nede olsa bir ibadet konusu.Tasavvuf ile ilgili kitaplar yazan bazı yazarların anlatımından aklımda kaldığı kadar benimde fikren kabul ettiğim şekli ile ve bugüne kadar benim öğrendiğim ve bana öğretilenler arasında mana ve anlam farkları  dağlar kadar.bir kere namaz ne demek insan için anlamı ve manası nedir neden namaz kılarız yada kılmalımıyız bu görevi ifa ederken bunu hangi haleti ruhuye ile yapmalı bir insan burası çok önemli benim bu konuda tüm muhabbetlerimde ısrarla sorduğum bir sorudur neden namaz kılarız ile başlayalım.Bu soruyu kime sorsam verilen cevap hep klasiktir borç olduğu içindir müslümanlar allaha karşı borçludurlar o yüzden namaz kılarlar.Ben yine sorularıma devam ederim peki ne tarz bir borç bu karşılıklı bir alışverişmi sözkonusu ki karşılığında namaz kılalım yada aldığımız herneyse bunu namaz kılarak ödeyebiliyormuyuz bu soruya mantıklı bir cevap maalesef veremiyorlar.Benim için anlamı ise okuduklarımdan öğrendiğim ve aklen kabul ettiğim olan şudur;

Allah kullarının bir yaratış gayesi olarak ihtiyaç sahibi yaratmıştır yani tüm mahlukat gibi insanda ihtiyaç sahibidir,beden ve ruh ayrı ayrı ihtiyaç sahibidir bedenen ihtiyaçlarımız yemek,içmek ci,nsellik,yıkanmak vs. bu tür ihtiyaçlar tamamen bu dünyaya aittir ve bu dünya nimeti ile karşılanır ve sadece beden mutlu olru ve gelişir birde ruhun ihtiyaçları vardırki önemli olanıda budur aslında beden kendi ihtiyaçlarını karşılarken mutlu olduğunda bedenişn mutluluğundan ruhta faydalanır ama ruhun ihtiyaç derecesi farklı.

Allah benim okuduklarımdan anladığım ve inandığım şekli ile bu konuda kuluna şunu der,Kulum ben seni ihtiyaçlı(bana)yarattım dolayısı ile sen bana günde en az 5 vakit gel bir kul olarak bana ihtiyaçlarını derdini korkunu her ne varsa anlat ve benden iste ki bende senin kalbini aydınlatayım nurlandırayım ihtiyacını gidereyim bunu haricinde sınırsız bir şekilde bana ne zaman dilersen ve ne kadar gelmek istersen benimle ne kadar paylaşmak istersen o kadar gel bana ibadetini yap der.benim namaz ibadetinden anladığım budur.

şimdi topluma biraz sıradışı gelen konuda bu allah namaz konusunda benim senin kıldığın namaza ihtiyacım yok diyor bakınız bir ihtiyaçtan bahsediyor kim o ihtiyaç sahibi tabiki ben ve kulları.Allah için bu anlatımda borç bunun neresinde tabiki yine inanma düşünme mantık yürütme yerine eski gelenekleri ile karşı çıkıyorlar.

bir diğer konuda yine bu anlatımla paralel kaza namazı konusudur tüm müslümanlar bol bol kaza yaparlar.Y.nuri öztürk te çok güzel açıklamış konuyu şimdi benim yukarıda anlattıklarım ışığında benim bir öğlen vakti allah ile randevum var ona ibadet edip dertlerimi anlatım yardım isteyeceğim nuruna talip olacağım ve namaz vaktini herhangi bir sebepten kaçırdım ee ne olacak şimdi sen allah ile olan randevunu kaçırdın bunu nasıl kaza ederde aynı usulü beklersin feyzi kaçtı o işin  o yüzden işi zamanında yapmak açısından kazaya sıcak bakmıyor hocaki bende bu mantıkta doğru buluyorum.


Peki namaz bahsi allah ile kul arasında yaşanan en özel zamanlardır ve kul bunun idraki içinde olmalıdır bu işi borç mantığı dizisi ile yapmak okadar tuhafki iş bakın ne hale geliyor.

Borç olduğu için namaz kılan kul:

Öğlen namazını kılar hemen peşinden duasını eder ve namaz sonu beklentiye girer hadi rabbim ben borcumu ödedim sıra sende ne istedi isem ver ben üzerime düşeni yaptım namaz kıl dedin kıldım sıra sende.Kızmayın bana ama bu konuda aynen böyle düşünüyorum bu bakış açısı çok çıkarcı bir bakış allahın kuldan böyle bir şey istediğini düşünmüyorum.

İhtiyacı olduğu için namaz kılan kul:

Aynen yukarıdaki anlattığım gibi ibadet eden bir müslüman ama ibadetinide ne dediğini bilmek her anlattığını kelimesi kelmiesine allah ile yaşayarak huşu ile ibadetini tamamlayıp sonunda işte rabbim bugünkü derdim budur samimiyeti ile beklentisiz yapmaktır ibadetin.Yani allah ile başbaşa iken onun varlığının içine girip onun varlığında kul olarak kaybolma yani tekliğin içinde erime halini yaşamaktır ibadet.bunu becerdiğinde sen zaten karşılığını almak için istemene gerek bile kalmaz muhakkak o tadı alırsın.

Allah insanı yaratırken fıtratına kendine bağımlı ve ihtiyaçlı yaratmış kulş namazda kaynağına koşan kaynağını arayan bir su damlası misalidir aslında ama maalesef pek anlayamayız yaşarken.nasılki bir su damlasının büyük kaynağı okyanus ise ve o damla ona eriştiğinde artık bir su damlası olma özelliğini kaybedip o kaynağın bir parçası oluyorsa işte bizde bunu hem yaşarken ibadetimizde yaparız hemde kulun amacı o su damlası gibi çıktığı asıl kaynağa yani mutlak varlık bire ulaşmak onun içinde kaybolmaktır.İbadet aslında bize bunun için lazımdır.

Uzun yazdım şimdiden özür dilerim

saygılar
« Son Düzenleme: Ocak 14, 2012, 07:44:22 ös Gönderen: karahan »
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 25, 2012, 12:38:22 ös
Yanıtla #6

İnceleme ve yorumlar faydalı oldu, teşekkürler. Sayg


Ocak 08, 2019, 10:15:20 ös
Yanıtla #7

Namaz, etimolojik  olarak sanksritçe namaste’den(namas) geliyor olabilir(muhtemelen öyle). Namaste’de selamlaşmak demek.

Namaz yararlı bir faaliyet olabilir tabiki birşey diyemem, belki fiziksel ve ruhsal sağlıkta sağlayabilir, iradeyi kuvvetlendirebilir ama bence selam vermek ve almak en az farz olan namaz kadar önemli. Çünkü etimolojik köken bunu gösteriyor.

Gerçi namazda okunan dualarla Allah’a ve Hz. Muhammed’e selam veriliyor ama selam sosyal hayatta da daha yaygın olmalı. Herkes gergin, herkes mutsuz ve çoğu insan asosyal. Belki bu sayede toplumsal huzur arttırılabilirdi. İslami anlayışta selam yine önemli tabiki ama maalesef bir namaz kadar önem verilmiyor.

Tabiki ben bir ilahiyatçı ve ya bu konunun uzmanı değilim. Sadece bu fikrimi belirtmek istedim.
Namaz kılanlara da saygım sonsuz yanlış anlaşılmasın.

Sevgiler.
« Son Düzenleme: Ocak 08, 2019, 10:26:24 ös Gönderen: Adonai »
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Ocak 08, 2019, 10:20:02 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 312
  • Cinsiyet: Bay

Namaz, etimolojik  olarak sanksritçe namaste’den geliyor olabilir. Namaste’de selamlaşmak demek.

Namaz yararlı bir faaliyet olabilir tabiki birşey diyemem, belki fiziksel ve ruhsal sağlıkta sağlayabilir, iradeyi kuvvetlendirebilir ama bence selam vermek ve almak en az farz olan namaz kadar önemli. Çünkü etimolojik köken bunu gösteriyor.

Gerçi namazda okunan dualarla Allah’a ve Hz. Muhammed’e selam veriliyor ama selam sosyal hayatta da daha yaygın olmalı. Herkes gergin, herkes mutsuz ve çoğu insan asosyal. Belki bu sayede toplumsal huzur arttırılabilirdi. İslami anlayışta selam yine önemli tabiki ama maalesef bir namaz kadar önem verilmiyor.

Tabiki ben bir ilahiyatçı ve ya bu konunun uzmanı değilim. Sadece bu fikrimi belirtmek istedim.
Namaz kılanlara da saygım sonsuz yanlış anlaşılmasın.

Sevgiler.

Sanksritçe hali "namas"'tan geldiğini sanıyordum ben sayın Adonai?


Ocak 08, 2019, 10:21:24 ös
Yanıtla #9

Namaz, etimolojik  olarak sanksritçe namaste’den geliyor olabilir. Namaste’de selamlaşmak demek.

Namaz yararlı bir faaliyet olabilir tabiki birşey diyemem, belki fiziksel ve ruhsal sağlıkta sağlayabilir, iradeyi kuvvetlendirebilir ama bence selam vermek ve almak en az farz olan namaz kadar önemli. Çünkü etimolojik köken bunu gösteriyor.

Gerçi namazda okunan dualarla Allah’a ve Hz. Muhammed’e selam veriliyor ama selam sosyal hayatta da daha yaygın olmalı. Herkes gergin, herkes mutsuz ve çoğu insan asosyal. Belki bu sayede toplumsal huzur arttırılabilirdi. İslami anlayışta selam yine önemli tabiki ama maalesef bir namaz kadar önem verilmiyor.

Tabiki ben bir ilahiyatçı ve ya bu konunun uzmanı değilim. Sadece bu fikrimi belirtmek istedim.
Namaz kılanlara da saygım sonsuz yanlış anlaşılmasın.

Sevgiler.

Sanksritçe hali "namas"'tan geldiğini sanıyordum ben sayın Adonai?

Öyle zaten. Namaste ve ya namas çok büyük bir fark yok sayın Novayst.  :)

Sankskritçe daha eski bir dil ve oradan arapçaya geçmiş olma ihtimali daha çok yani  :).
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
12 Yanıt
13180 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 17, 2011, 08:01:20 öö
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
11041 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 07, 2012, 03:43:03 ös
Gönderen: NOSAM33
Ezoterik bilinç ile yasamak

Başlatan semih_tatar « 1 2 » Ezoterizm

17 Yanıt
14286 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2012, 01:04:00 öö
Gönderen: ruzber
9 Yanıt
14504 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2015, 07:10:09 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
8351 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2015, 11:54:59 ös
Gönderen: akcanmd
4 Yanıt
10651 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 10, 2011, 04:17:35 öö
Gönderen: Masor1976
24 Yanıt
20027 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2012, 01:05:25 ös
Gönderen: 418
0 Yanıt
3288 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 03, 2013, 06:01:13 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
11426 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2014, 06:36:13 ös
Gönderen: ABCDEF
10 Yanıt
6214 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 29, 2014, 07:42:55 ös
Gönderen: Alşah