Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: masonluk doğuştan mı gelir  (Okunma sayısı 22759 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 06, 2011, 10:52:10 ös
Yanıtla #30
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay


 Şimdi şu soruya yeniden bakalım: Masonluk doğuştan mı gelir?

 Bu sorunun cevabı için başka bir soruyu ortaya atalım, bir nevi sağlama yapalım yani: Kimler mason olabilir?

 Düzgün bir sicil, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yaşamını onurlu bir şekilde devam ettirebilecek kadar bir ekonomik gelir, masonluğun öğretisini kavramasına yetecek seviyede bir eğitim gibi teknik konuları bir kenera bırakalım. Bunlarda içine doğduğunuz toplum ve ailenin etkisi  olabilir... Ve bütün bunlar kişiyi tek başına mason yapmaya yetmez...Belki bir mason derneğine bu özelliklerinizin yeterliğiyle üye olabilirsiniz...Fakat mason olmak...Bir dernek üyeliğinin ötesinde bir şey olsa gerek.

 Peki bu kriterleri bir kenara bırakırsak geriye ne kalıyor? Bunun için de başka bir soruya ihtiyacımız olacak sanırım: Masonluk bir masondan ne bekler? Masonluk bir masondan, çevresinde saygın bir kişileğe sahip olmasını bekler, çevresi tarafından sevilen sayılan bir insan olmasını bekler, doğru bir insan olmasını bekler, ailesine, ülkesine, ulusuna bağlı bir insan olmasını bekler, tolerans sahibi bir insan olmasını bekler, sevgi dolu biri olmasını bekler, paylaşmaya açık biri olmasını bekler, öğrenmeye açık, araştırmacı bir insan olmasını bekler, ahde vefalı biri olmasını bekler, bir düşünceye körü körüne bağlanmadan onu akıl süzgecinden geçirmesini ve böylece kendi öz yargısını oluşturmasını bekler, dogmalardan sıyrılmasını bekler...Liste uzatılır...Fakat anladınız.

 Şimdi bütün bunların ışığında son bir soru daha soralım: Bu özelliklerin hangisi doğuştan gelir? Bana sorarsanız hiçbiri...Bunlar istenirse edinilebilecek ve geliştirilebilecek özelliklerdir...İşte tam da bu sebepten bir masona '' ne zamandır masonsunuz?'' diye sorduğunuzda alacağınız cevap kesindir '' OLMAYA ÇALIŞIYORUM''.

 En içten sevgi ve saygılarımla.
enelsır


Ağustos 06, 2011, 11:41:47 ös
Yanıtla #31
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

sayın enelsır, sizin görüşünüze katılmıyorum. Sizin dediğinizin sağlaması şu... Daha doğrusu Masonluğun tanımı size göre şu :
kısaca
Düzgün ve erdemli insan olma yolunda çalışan kişilere Mason denir.  ( bu sebepten ''Mason olmaya çalışıyorum'' derler )

hadi diyelim sizin dediğiniz gibi olsun. Peki bu özellikler doğuştan gelmez mi? sanırım soru bu sebepten açıldı zaten.
''Beyaz eldivenle mi doğuyorlar '' kimse demedi sayın enelsır.
Saygılarımla


Ağustos 07, 2011, 12:47:09 öö
Yanıtla #32
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın ADAM, niyetim asla polimik yaratmak değil. Ben zaman zaman bazı konularda katkıda bulunabilmek amacı ile  basit benzetmeler ve kısa açıklamalar yaparak konunun aydınlanmasına yardıncı olmak istiyorum. Bunu yaparken her halde bir yerde hata yapıyorum. O da şu, bu sitede yazan değerli üyelerin en azından belli bir bilgi birikimine sahip olduğunu kabul etmemdir. Siz de belirtiyorsunuz,  ben "ibadet etmek gibi" ifadesini kasıtlı olarak kullandım.  "İbadet etmek " ile "ibadet etmek gibi" ifadelerinin farkı algılanamıyorsa buna bir diyeceğim yok. O anda ritüellerin uygulanmasını başka neye benzetebilirdim bulamadım, hala da bulmuş değilim. Okuyanın , bu ifademden "ibadet etme" şeklini algılamasını konu hakkındaki birikimlerine bırakıyorum.
        Tarihsel süreçi daha açık nasıl yazarım bilemiyorum.   Rütieller konusunda ise ufak tefek değişiklikler olmuşsada  özünün değişmediği  görüşündeyim. 
       Eleştiri olarak kabul edebildiğim en doğru ifadeniz, "dinlerin uhrevi, Masonluğun ise dünyevi" oluşudur. Aslında benim bu konu ile ilgili kullandığım ifadem konuyu basitce anlatmaya , tamamen  okuyanın kolay algılamasına yöneliktir.
        Yine de eleştirilerinizi dikkate alıp, bundan sonraki yazılarımda daha da hassasiyet göstereceğim.
         Saygılar-sevgiler.
       
"Vur ama dinle beni"


Ağustos 07, 2011, 10:44:32 öö
Yanıtla #33
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Alşah ile aramızdaki bu diyalogu biraz daha açmak, umarım forumda bu konuyu izleyenlere yararlı olur.

Ben şu "tarihsel süreç" terimini bir türlü anlayamadım. Burada tarihteki bir işlemden mi söz ediliyor, kavrayamıyorum. "Tarihsel süre" mi yoksa terim, oraya o "ç" rhrfi yanlışlıkla mı  girdi?

Kavramlarda uyuşamayınca birbirimizi yanlış anlamak gibi bir duruma düşüyoruz.

Peki, bu kavram konusunu bir yana bırakalım da ritüellerin tarih içindeki değişimine gelelim.

Ne yazık ki forum kuralları bu değişimlerin ve gelişimlerin örneklerini buraya koyarark karşılaştırmaya yapmamıza engel.

Dünya yüzündeki obediyanslarda tarih boyunca (Sayın Arşah'ın demek istediği bu muydu acaba?) yapılmış ritüel değişikliklerini içederen derlemeleri bir araya getirsek sırf bu konuda eni konu bir kütüphane oluşabilir diye düşünürüm.

Başka ülkeleri bir yana bırakaylım da Türkiye'deki Masonluğa bakalım. Bu bağlamda yapılmış çalışmalar var. Bunların birçoğu gözümün önünde gibi ama ne yazık ki şimdi onlara ulaşabilmem olanaklı değil. Ancak Sayın Tanju Koray'ın "Ritüellerimiz" başlığı altında eni konu bir çalışması olduğunu anımsıyorum. Bunun bir benzeri daha vardı HKEMBL üyelerinden biri tarafından yapılmış bir çalışmaydı. Sayın Renan Mengü'nün iki yıl önce yayınlanmış derlemesi, ağırlık olarak ben diyeyim 5 kg siz deyin daha fazla. Koskocaman bir şey. Dıyşarıdan baktığınızda sanki tıpatıp aynı gibi görünüyor bir öncekti tarihli ritüel ile bir sonraki ama bu pek aldatıcı; kapsamlarında kimi zaman önemsenemeyecek ama kimi zaman masodnlar açısından pek önemli değişiklikler var.

Kimi masonlar ritüellerinin değişmediği hem aynı kaldığı iddiasında ve bu konuda pek duyarlı. Ben ise değiştiği iddiasındayım. Konuyu bilimsel olarak karşılaştırmalarla tartışalım bakalım; görelim değişmiş mi, değişmemimiş mi?

Masonların bi değişimlerden yana olacaklarını düşünüyorum. Yoksa kendilerini tutuculuğa tutsak etmiş bir bağnazlığın içine sokarlar ki, bırakın bu yüzden çağın çok gerisinde kalıp yakın gelecekte varlıklarını yitirme tehlikesinin ortaya çcıkmasının kaçınılmaz olacağını, kendi ilkeleriyle çelişir duruma düşerler.

Değişim zoırunlu tutulmamalıdır. Ancak gerekiyorsa ona karşı çıkılmamalıdır. Bir akarsuyu önüne duvar örerek durduramazsınız.

Masonlukta bilimselliğe, akıl ve bilgeliğe çok önem ve değer verilir. Demek ki masonların da bilimsel, akkıllıca ve bilgelikle davranması gerekir. Nitekim öyle yapmışlardır. Değiştirilmesi gerekeni değiştirmişlerdir.
 
Değiştirmemekte direnenler de yok değil. "Masonluğa girmek isteyen var mı?" diye gazetelere ilan veriyorlar.
 

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 08, 2011, 09:43:33 öö
Yanıtla #34
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 162
  • Cinsiyet: Bay

Sayın MMT;

Katkılarınızla beni sevindiriyorsunuz. Bu konuda araştırma yapacak olursanız bu başlıktan paylaşmanızı rica edeceğim. Bir masondan da bu konuda açıklama yapmasını beklemek kötü değildir sanırım.... o yüzden cevap onlardan da gelene kadarda en azından uzatmayı düşünüyorum konuyu.

Buralarda olduğunuzu bilmek güzel... sorgulamalarınızı okudukça aydınlanıyorum.
bekle, izle, gör, hisset, anla...


Ağustos 08, 2011, 11:42:38 ös
Yanıtla #35
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

         Sayın ADAM, diyalog olarak diyorsanız tamam. Ben polimiğe girmekten imtina ettiğimi belirtmiştim.
         Şimdi gelelim şu meşhur  tarihi süreç ifadesine. Ben tarihi süreç derken çok eskilerden bahsediyorum. Yani Süleyman Tapınağı'ndan , Hiram Abiff'ten söz ediyorum. Örneğin ketumluktan , kardeşliğe hıyanet etmemekten, bilmem  kaç bin yıldır  değişmeyen seremonilerin hala uygulanır olmasından , sembollerin hala eskisi gibi kullanılmasından, üstada sadakatten, önlüğünden, kılıcından  bahsediyorum. Yoksa , öyle ufak tefek işaret değişikliklerini anlatmak istemedim.
         
 (Sembollerle ilgili araştırmalrıyla tanınan yazar Peter BLACKSTOCK  bir kitabında "İnisiyasyon seremonilerinin   ve Masonluğun ana prensiplerinin yüzyıllar boyunca değişmediğini "   belirtmiştir. )
          Yoksa,  Masonluğun tarihsel  sürecini 300 sene gibibir zaman diliminde değerlendirirsek,  benim anladığım manasının yanında  bu zaman dilimi  bir tarihsel süreç değil, daha dünkü oluşumdur .
          Ben Türkiye'deki Masonluğu önemsiyorum ama sanırım İngiltere, Fransa veya Amerika'daki Masonluk oluşumları çok daha ileri durumdadır.
          Sayın ADAM, siz de "dışarıdan bakıldığında tıpa tıp aynı görülebilir ama aslında çok farklılıkları var"  diyorsunuz. Ben içeriden nasıl göründüğünü bilebilir miyim ? Hatta kimi Masonların da böyle kabul ettiklerini ama sizin buna inanmadığınızı belirtiyorsunuz. Harici olmama rağmen demek ki yanlız ben böyle düşünmüyorum.
          Bilimselliğe, akla ve bilgeliğe çok önem verilmesine gelince, ben zaten başından beri bunu savunuyorum. Burada sıkıntı yok.
          Şu ilan meselesine de bu güne kadar hiç rastlamadım. Hoş rastlasa idim bile ilgilenmezdim. İlanla Mason değil alınsa alınsa somon alınır.
          Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ağustos 09, 2011, 09:58:03 öö
Yanıtla #36
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Sayın Alşah'ın bu yaptığı ne biliyor musunuz?

Bir bireysel saldırı.

Şahane bir bireysel saldırı.

Forumdaki bireysel saldırıların hepsi keşke böyle olsa.

Ben bu saldırıya bayıldım.

En sonundaki lafa daha da bir bayıldım.

Şimdi saldırıya yanıt verelim ama bu yanıta yanıt gerekmez çünkü yanıtta saldırı olmayacak.

Şimdi daha iyi anlaşıldı Sayın Alşah'ın ne demek istediği. Eskiden buna "tebeyyün etti" derlerdi her nedense.

Kimileri Masonluk kavramını öyle değerlendiriyor. Konuyu somuttan soyuta geçiriyor yani örgütlenmeyi bir yana bırakıp, Masonluğun amaç, ilke ve ritüelik öğreti kapsamına bakıyor. Böyle olunca varsayımsal Süleyman Tapınağı'ndan bu yanası (üç bin yıl) bile yetmez. Tüm antik misterlere girersiniz, Hermetizmde yüzersiniz, onunla yetinmez Doğu'ya uzanırsınız... Dolaşır da dolaşırsınız. Nitekim masonlar da simgesel olarak bu kurumun başlangıç tarihini M.Ö. 4000 diye vermiyor mu? Bildiğimiz yazının icat ediliş tarihinden de önce; Tevrat'ta anlatılan düşüş olayından da önce.

Konuyu öyle alırsanız öyledir.

Fakat bugünkü Masonluk o günlerin Masonluğu değildir. Bugünkü Masonluk bu çağın Masonluğudur. Şu içinde yaşadığımız dönemin koşul, yaşam tarzı, kültür, toplumsal yapı, ekonomik düzen gibi etkenlerinin Masonluğudur. Bu bakımdan 19. yüzyılın hatta 2. Dünya Savaşı öncesinin Masonluğundan bile farklı bir Masonluktur.

Bu bir değişim sürecidir. Bu değişim evrimsel doğrultudaki bir gelişimdir. Sürecektir. Yarının Masonluğu bugünün Masonluğundan farklı, daha ileri olacaktır. O fark, o gelişim, o evrim olmazsa masonluğun kendisi olmayacaktır.

Masonlukta simgeler (semboller) günümüzün koşulları altında  bir anlam ve değer taşıyorsa yaşar. Bu anlam ve değer, yüzyıllar hatta binyıllar öncesinin anlam ve değeri olabilir ama şayet o anlam ve değer o günlerden bugünlere dek bir değişim göstermemişse. Değişim göstermişse yeni anlam ve değerlerle donanmıştır. Hiçbir anlamı hiçbir değeri kalmamışsa zaten çoktan terk edilmiştir ve biz onu bir masonik simge olarak bile görmeyiz.

Masonluktaki kimi simgeler ise sonradan oluşturulmuştur; öyle derin ve eski tarihsel geçmişleri yoktur. bunlar bugünkü Masonluğun örgütsel yapılanmasıyla birlikte gider. Şimdi siz benden bu bağlamda bir örnek de isteyebilirsiniz. Vereyim: Eldiven. Bu, bir masonik giyim öğesi oluşunun ötesinde çok önemli bir simgedir. Kimileri bu simgeyi zorlamalarla Operatif Masonluk denilen Avrupa'nın Orta Çağ ve sonra  inşaatçılık mesleği ve zanaatını bağlamaya girişir. Hayır!... Yanlış!... Oradan gelmekte değildir. Ne zaman kullanılmaya başlandığına bakarsanız, nereden gelme olduğunu da anlarsınız. (İpucu: O tarih 1717'den sonradır.)

Peter Blackstock adlı araştırmacı yazarı tanımıyorum. Eskiden simgelerle bağlantılı çalışmalarım ve araştırmalarım sırasında adına rastlamamış olmam ilginç. Eğer kişi Sayın Alşah'ın dediğini belirtiyorsa, onun da örüşü anlaşılıyor demektir. Fakat bir ya da birkaç kitabı yayınlanmış olan bir kişinin her dediği doğru olmayabilir. O da kitaplarına kendi öznel görüşlerini yerleştirmiş olabilir. Başka araştırmacı yazarlar da var; isterseniz adlarını ve kitaplarını listeleyeyim; onlar öyle demiyor. Fakat öyle diyenler de var. Bu işin doğrusu hangi açıdan ve hangi mercekle baktığınıza bağlı.

Bence ünümüzdeki Masonluğun geçmişi olsa olsa üç yüzyıl. Ondan öncesi masonluğun esinlenme kaynaklarıdır. Üstelik ünümüzde birbirinden farklı olan Masonlukların da yeğlediği farklı esin kaynakları var.

Ne yazık ki forum olanakları Masonlukta nasıl ritüelik değişimlerin olduğunu burada göstermemize yetmiyor.  Fakat Halep orada ve arşın buradayken niçin bir diretmedir sürdürülüyor ritüellerin hiç değişmediğin, bunu anlayamıyorum. Hangi büyük locanın, hangi jürisdiksiyonun ritüelleri yüzyıllardan beri hiç değişmemiş? Örneğin adından çok söz ettiğimiz İngiltere Birleşik Büyük Locası’nı alalım mı örnek olarak… Bırakalım bu büyük locanın bile tek bir ritüeli olmayıp uygulanmasına izin verdiği farklı ritüeller oluşunu, 1815 yılında Emulation Ritual kabul olunduktan sonra bile onun üzerinde değişiklikler var. Üstelik bunun bir de otoriter organı var: Emulation Committee.

Bunları bilmek için mason olmak gerekmiyor. Bunları bilmek için araştırma-inceleme yapmak gerekiyor. Nitekim birçok mason, belki masonların çoğunluğu bu bağlamda yapılmış olan araştırma ve incelemeleri okumak zahmetine katlanmadıkları, ilgilenmedikleri için bunları bilmiyor. bu forumdaki hariciler ve bu forumu dışarıdan izleyenler çok şanslı çünkü bu forumda yazan, bu forumun üyesi masonlar var bu konuların hepsini çok iyi bilen… (Kendilerini pohpohlanmış olarak kötü hissetmesinler diye adlarını vermiyorum ama zaten bilenler biliyor.)

Sayın Alşah’ın yanıldığı bir nokta var: Batı ülkelerindeki Masonluğun durumunun Türkiye’den daha ileri olduğu kanısında ya da sanısında… Bir bakıma doğrudur. Rakamsal olarak öyledir. Kurumsal olarak öyledir. Toplum içindeki nüfus oranına göre durumları öyledir. Toplumlarındaki tanınmaları bakımından öyledir. Fakat ne yazık ki Türk masonları kafa yapıları ve yaptıkları düşünsel çalışmalar bakımından onlardan kat kat üstündür. Çünkü Batı ülkelerinde locaların oturumlarında sadece ritüelik ve yönetimsel nitelikli işlemler ile ilişkiler gündem konusudur. Türkiye’deki mason localarının oturumlarının büyük bölümü ise düşünsel nitelikli çalışmaların sunulup irdelenmesi ile yüklüdür. (Bunu belki forumda apayrı bir başlık altında ortaya sermek çok daha doğru olur.)

Sonuç: Savunmam bu kadardır.





ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 09, 2011, 11:46:01 ös
Yanıtla #37
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın ADAM, bir çok vesile ile bu siteden memnuniyetimi dile getirdim.  Konu hakkında bilgi sahibi olabilmek için bundan daha iyisi sanırım zor bulunur. Kısmen ayrı düştüğümüz konular olsa da zamanla  ortak paydada buluşulucağını düşünüyorum.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ağustos 10, 2011, 10:25:38 ös
Yanıtla #38
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Mason olmakda Kader miş meğer :)
Saygılarımla


Ağustos 11, 2011, 11:41:29 öö
Yanıtla #39
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 162
  • Cinsiyet: Bay

dalga geçtiniz belki sayın Hacamat ancak doğrudur kader olabilir...
bekle, izle, gör, hisset, anla...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
4303 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 13, 2008, 07:08:47 ös
Gönderen: enes34
2 Yanıt
8786 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2007, 01:42:54 öö
Gönderen: shemuel
8 Yanıt
18624 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2016, 06:51:04 ös
Gönderen: Tesla
13 Yanıt
12444 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2008, 08:58:39 ös
Gönderen: blossom
MASONLUK VE GUL

Başlatan bilmeliyimgalilei Evrensel Masonluk

2 Yanıt
9216 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2008, 01:22:06 ös
Gönderen: bilmeliyimgalilei
1 Yanıt
6137 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2009, 02:10:28 öö
Gönderen: hiram
29 Yanıt
28410 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2011, 04:18:47 öö
Gönderen: Waldow
3 Yanıt
10597 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2011, 09:51:07 ös
Gönderen: Cin Ruhi
20 Yanıt
21434 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 06, 2013, 11:39:38 ös
Gönderen: blackfriairs
0 Yanıt
1776 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2015, 04:42:02 öö
Gönderen: GOASISG