Kastım -a- maddesinde bahsedilen müceddit.
Bundan tam olarak emin olamadığımı belirtmek isterim sayın Mandıra Filozofu Zira "müceddid" kelimesi 1920-30 larda a) maddesindeki anlamı karşılayan bir kelime olabilir. Ancak günümüzde bu anlamı, kafa karışıklığı yaratmayacak şekilde ayrı bir biçimde karşılayacak kelimeler bulunmaktadır. Peki 2020'deyken neden bu kelimeleri seçmek yerine, özellikle "müceddid" kelimesini kullandınız? Bunu fark ederek mi yaptınız fark etmeyerek mi bilmiyorum ancak siz "müceddid" kelimesini kullandığınız anda hem a) hem b) anlamlarını kapsayacak bir anlam açığa çıktı.
Zaten bunu sadece "yenilikçi" anlamında kullanmış olsaydınız aşağıdaki şu soruları hiç sormazdınız. Çünkü herkesin Atatürk'e yenilikçi diyebileceğini biliyor olduğunuz için soruya gerek kalmazdı:
Atatürk’ün masonlar için özel bir isimlendirilmesi var mı?
Yani bir nevi Atatürk 20. yüzyılda beklenen bir müceddid miydi?
Buradaki kelime seçiminiz ve soruş biçiminiz müceddid'e yenilikçi anlamından farklı bir anlam yüklediğinizi gösterir
Bilindiği üzere ülkemiz de 3 "tabu" denebilecek değer vardır.Atatürk "sol" güruha bir yaşam biçimi sunar."Sağ" kanada ise inanç ayrı bir yaşam biçimi sunar.Birde devlet denilen bir "denge" mekanizması vardır ki çoğunlukla onun da içinde de bu üç unsuru yönlendiren bir güç vardır.Bu üç tabunun da kendi partileri mevcuttur.
Her biri içinde bir diğerinin ideolojik değerini barındırır."Zaman" içinde birbirleri içinden geçerek değişir ve gelişirler.Benim gördüğüm,addettiğim bunlar.
Soruma gelince; değişmesi ve gelişmesi kaçınılmaz olan şeyler neden tabu haline gelir,getirilir?.
Sevgiler saygılar.
Çünkü insanlar saygı duymak ile idolleştirmek arasındaki ince çizgide hep aşırıya kaçarlar. Saygı duydukları şeyleri tabulaştırır, idolleştirirler
Güzel bir analiz sayın Oğuz
.
Durumu şöyle açıklayayım o zaman;
Ben pek dindar bir adam değilim açıkçası. Herhangi bir dine mensup hissetmiyorum kendimi. Ama inancım var, ki tahmin edersiniz bunlar farklı kavramlar. Merak ediyorsanız, Deizm ve Teizm arasında bir yere koyabilirim kendi inancımı, illa bir yere koyacaksam.
Her devirde, yüzyıla damga vuran insanlar çıkmıştır. Bu tek kişi de olmaz, yüzyıla damga vuran ‘kişiler’ vardır. Atatürk’ de 20. yüzyılda başta Anadolu insanı olmak üzere bir çok millete ‘örnek’ alınması gereken bir lider olmuştur.
Atatürk; insanların aklen özgürleşmesini sağlamış, ufuklarını genişletmiş, bir nevi 20. yüzyılda bir çok ülke için ‘devrimin’ öncüsü olmuştur. Bu basit bir devrim süreci de değildir, tüm alanlarda topyekün bir yenilenme sürecidir.
Benim kastım bir çok dinde beklenen ‘sadece o dini kurtaracak’ ‘yüceltecek’ ‘hakim inanç kılacak’ bir müceddit fikrinden çok; yenilenme, aydınlanma için ‘beklenen bir devrim lideri’ var mıydı? şeklindedir. Hâlâ aynı yerdeyim...Forumda yazılanlardan anladığım ise masonluğun böyle bir yenilikçi lideri beklemediği şeklinde. Ya da bu derece bilgisi istiyor?..
Bu forumda saçma bir şekilde Atatürk’ün mason olup, olmadığı tartışıldı hep. Ben de hep şunu belirttim; “Atatürk, Atatürk’tür. Bizlerin geleceği için bu kadar akıl ve emek vermiş, hayatını adamış birinin, mason olup, olmaması beni hiç ilgilendirmiyor”.
Sevgiler sayın Oğuz.
Dip not; yenilikçi ve ya devrim lideri tâbirleri yerine müceddit terimini de koyabilirsiniz. Ama dini anlamdaki müceddit değil.