Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MUSA İLE HAKİKATE DOĞRU(5)-İLİM SÜREKLİ YÜRÜMEKTİR  (Okunma sayısı 2614 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 08, 2010, 01:40:58 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 439
  • Cinsiyet: Bay

İLİM SÜREKLİ YÜRÜMEKTİR


Kur’An göre “Allah her an bir iş ve oluştadır”. Bundan da anlaşılır ki, Cenab-ı Hakk evreni yaratıp kenara çekilmemiştir. O, varlık ve oluşun sürekli içindedir ve kainat olup bitmiş değil, olmakta olan bir süreç, daha doğrusu bir süreçler bütünüdür. Yine Kur’an İnşirah Suresi’nin 7. Ayetinde şu erdirici yaratılış ve oluş prensibini getiriyor: “Bir işi bitirip boşaldığında hemen yeni bir işe koyulup, yeni bir yorgunluğu üstlen”. İşte insan için varolmanın, şuurlu aksiyon sergilemenin onurlu yolu varlık ve oluşu tanımak ve oluşa (şe’niyete) doğrudan doğruya katılmaktan geçmektedir. Bu da insanın araya ihmal ve boşluk sokmadan zamanın önemini kavrayarak sürekli yürümesini, kendini yenilemesini gerektirmektedir. Başarının ve oluşun sırrı sürekli yürümekte saklıdır. Bu gerçeğe Yunus Emre bir beytinde şöyle değinir: “Her dem yeni doğarız / Bizden kim usanası”. Aynı gerçeği Mevlana ise şöyle seslendirir: “Düne aitti söylediklerim, dünle birlikte gitti. Bugün yeni şeyler söylemek lâzım”.


Ve Hz. Musa, yanında arkadaşı Yuşa ile birlikte yürümeye başladı. Çünkü yürümeden bir yere varmak, gayret göstermeden, talep etmeden ilme kavuşmak mümkün değildi. Hedefini şöyle çizdi: “İki denizin birleştiği yere kadar sürekli yürüyeceğim”

İnsanlık dünyası ilim için yürüyenlerin izleriyle doludur ve hayatı yaşanır kılan tüm gelişmeler yatmayı değil, yürümeyi kendilerine hedef seçen insanların kaleminden, fırçasından, çekicinden, notasından, formülünden bize ulaşmaktadır.


İslam dünyasında da ilim öğrenimi için girişilen seyahatler çok erken bir dönemde başlamıştır. Bunda Hz. Peygamber ’in: “İlim öğrenmek arzusuyla bir yola çıkan kimseye, Allah cennete giden yolu kolaylaştırır” sözü etkili olmuştur. Özellikle hadis öğrenimi için her türlü zorluğa göğüs gererek, çok uzak mesafelere yapılan seyahatler önemli bir yer tutmuştur. Bu konuda Ebu Eyyub’un, Peygamberden’den duyduğu bir tek hadisi kendisi ile Mısır’da oturmakta olan Ukbe b.amir’den başka duyan sahabe kalmamış olması sebebiyle, rivayetin doğruluğunu tesbit etmek için Medine’den Mısır’a yaya olarak yaptığı yolculuk hayranlık verici bir örnek oluşturmaktadır. (Bk. Er-Rıhle, H.No:34-38) İbn Haldun da Mukaddime’sinde “ilim için yürümeye” özel bir fasıl açmış ve bu fasıla “İlimleri öğrenmek için seyahat ve ileri gelen üstadlarla buluşma, kemali artırıcı bir unsurdur” başlığını koymuştur. (İbn Haldun, Mukaddime, Çev: Zakir Kadiri Ugan, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1968-1970, 34.fasıl)


Sürekli yürüyüş hayatın ta kendisidir.Yürüyüşün durması, varılan hedef ne olursa olsun hayatın bitmesi demektir. Sonsuzluk-eri nimete kavuşmak pahasına bitişi değil, ızdırab ve tehlike pahasına yürüyüşü tercih eder. Sözü yine Mevlana’ya teslim edelim:




“Ağaç bir yerden bir yere gidebilseydi; ne testere eziyeti çekerdi, ne cefa yaralarıyla yaralanır berelenirdi. Sağır kaya gibi oldukları yerde kalakalsalardı ne güneş ışık verirdi, ne ay ışığı alemi ışıtırdı.Deniz gibi durdukları yerde dursalardı Fırat da acılaşırdı, Dicle de, Ceyhun da. Hava, bir kuyuda hapis kalsa zehir olur, bak da gör, hava bile duruşta ne ziyana uğradı. Deniz suyu, yolculuğa çıktı, havaya ağdı da bulut oldu mu acılıktan kurtuldu, helvaya döndü. Ateşin yalımı, alevi yatıştı mı üstüne kül kapladı, öldü, yol oldu gitti. Bak hele, Yusuf-ı Ken’an babasının kucağından ayrıldı, yolculuğa düştü, ta Mısır’a kadar gitti de eşsiz bir makama ulaştı. Bak hele şeriat sahibi Ahmed’e, Mekke’yi bıraktı da ordu çekti, gelip çattı, Mekke’ye sahip oldu. Bak Meryemoğlu İsa’ya, boyuna yolculuk etti de ölüleri dirilten abıhayata döndü. Usanmasaydın, sıkılmasaydın dünyadaki konukları, yola düşmüş, yolculuğa çıkmış erleri, birer birer, ikişer ikişer, üçer üçer sayar dökerdim. Birazını gösterdim, geri kalanını sen bil, sen öğren; kendin huyundan Yaratıcı’nın huyuna ulaşmaya bak, yola düş” (Mevlâna, Dîvân-ı Kebir, 3/67)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2577 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 09:03:13 öö
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2536 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 09:05:14 öö
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2915 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 09:06:08 öö
Gönderen: lucifer
2 Yanıt
4317 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 10:09:59 öö
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3155 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 09:40:52 öö
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2849 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 09:42:47 öö
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2862 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 04:07:08 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2841 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 03:55:45 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3166 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:07:11 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3529 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:08:11 ös
Gönderen: lucifer