Gene D. Matlock'un "Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz" adlı bir kitabı var. Piyasada şu anda bulunabiliyor.
Böyle fantezilere bakılarak kapılımlar içine girilmesi yoluyla ancak romantik düşüncelere varılabilir; gerçeklere değil.
Birtakım eski ırkların kökenine Eski Orta ve Doğu Asya Türklerinin yerleştirilebilmesi kaygısı, kusura bakmayın ama bir tür inferiorite (aşağılık, gerilik) kompleksinin bir ürünü.
Kaldı ki milliyetçilik, ırkçılık, kafatasçılık, birbirine karıştırılmaması gereken ideolojiler. Konu Türkiye olunca, bu bağlamda Türkçülük ve Turancılık akımları arasındaki farkın da iyi anlaşılması gerek.
Bunlar anlaşılınca, sadece Ziya Gökalp'in değil, onun gibi daha nice değerli Türkün mason oluşunda şaşırılacak bir şey yok. Masonluk evrenseldir ama evrenselliği giden yol ulusallıktan geçer. Ulusallığı (milliyetçiliği) Şovenizme dönüştürmeden içine sindirememiş olan bir kişinin evrensel boyutta "iyi bir mason" olması beklenemez.
Konuya böyle bakılınca Yahudilerin mason olmaması gerek. (Nitekim tarihin bir döneminde alınmamışlar) Katoliklerin kesinlikle mason olmaması gerek; oysa olduklarını görüyoruz. Çünkü Masonluk, hepsi için bir eklektik (birleştirici) ortam sağlıyor.
O şemada "içinde göze benzer figür bulunan üçgen" (göz olmayabilir de) simgesel düzenlemeyi bir yana bırakalım (ancak bilelim ki o düzenleme Illuminati bir yana dursun, Masonluktan da çok daha eskidir ve bunun kanıtı pek çoktur), şemanın bütünü, kullanılan terimler ve gösterilen bağlantılar kapsamında daha önce de değinmiş olduğum üzere bir sürü yanlışlık ve noksanlık da var. (İstenirse anlatılır ama konu dışına çıkarız.)
Bu tür şemalar, ancak bu konularda duygusal nitelikli merakı çok ama temel bilgileri pek az insanları kandırmaya yarayabilir.
Konu Atlantis olduğunda önce Languedoc ve Provence gizemlerinin, Mu olduğunda ise değinildiği gibi Moğolistan'daki, gözlerden saklanmasına özen gösterilen kalıtlar ile Santiago açıklarındaki Paskalya Adası'nın çözümlenmesi gerek. (Bu Forumda bir zamanlar "Coğrafyada Geometrik İlişkiler" adı altında bir dizi çalışma yapmıştık. Bakılırsa, oradan izler edinilebilir.)
Tarih Öncesi Çağların "Mu" adı verlmiş o jeomorfolojik nitelikli kıtası ya da kara ülkesiyle bağlantılı incelemeler yapılacaksa, bunların günümüzde görülen birtakım kurumlarla bağlantısının kurulup ortaya sansasyonel kurgular çıkarılacak yerde, gerçeklere dayanan bilgilerle değerlendirilmesi gerek.
Nitekim bakınız, bu başlığın bulunduğu yer, Forumun Mitoloji bölümü. O da İnanç bölümünün altında yer alıyor. Oysa bilimsel bir inceleme yapılacaksa, bunun yeri Tarih ve Arkeoloji + Antropoloji olmalı. İşte o zaman varsayımlar ya da kurgusal öyküler ya da tasarımlarla değil, somut verilere dayanan bilgilerle konuşulur.