öğrendiğim kadarıyla osmanlı imparatorluğu döneminde;
fas, tunus, cezayir ve libya'nın batı kısmını kapsayan bölgeye nasıl magrip ülkeleri adı veriliyorsa, suriye, ırak, filistin ve ürdün'ü içine alan bölgeye de; maşrık ülkeleri adı verilirdi. aslen arapça; 'şark' kökünden türetilen 'maşrık' sözcüğü, 'doğulu' anlamındadır. lakin, arapça'da, 'kutsallığı' ya da 'derinliği olan' anlamlarına da gelmektedir.
osmanlı toprakları üzerinde ilk mason locası, o devirlerde suriye topraklarında bulunan antakya'da, iskoç ve kahire locaları'nın desteği ile kurulmuştu. 'marşık-ı azam' olarak adlandırılan kişi ise o loca'nın en büyük üstadı yani bir nevi lideri durumundaki kişiydi ve günümüzde orta doğu olarak adlandırılan, maşrık ülkelerinin oluşturduğu bu bölgenin siyasi ve iktisadi denetimi, masonlarca bu loca aracılığı ile sağlanmakta idi
Masonlukta simgesel olarak, bilinen doğal yaşamın "ölüm" ile son bulmasından sonraki bilinmeyen ötesi.
Yaşamı sona ermiş olan bir mason için «Öldü!» denilmez; «Sonsuz Doğu'ya göçtü!» denir. Bunun nedenlerinden biri, Masonlukta çok tutulan şu öz deyiştir: «Hiçbir şey ölmez; her şey yaşar». Bir diğer neden, Masonlukta simgesel olarak "ışık" ve "aydınlık" ile dile getirilen kavramların kaynağının sonsuzlukta oluşunun benimsenmesidir. saygılarımla