Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Paramasonik Kuruluşlar  (Okunma sayısı 8787 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 01, 2009, 06:16:02 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Zincirin Diğer Halkaları genel başlığı altında Sayın Popperist, bu genel başlığın bu şekilde oluşunu yadırgadığını belirten bir yazı yazmış, Sayın SkullG de yönetici kimliğiyle niçin bu adın verilmiş olduğunu açıklamıştı.

Düşündüm de, madem öyledir, ben de bu bağlamda bir şeyler yazayım, belki forum üyelerinden ve izleyenlerden anlatacak olduklarımı bilmeyenler yararlanır diye düşündüm.

Amaçları, ilkeleri ve çalışma yöntemleri bakımından Masonluk ile yakınlıkları ve benzerlikleri olan, ancak örgütsel bakımdan “düzenli bir masonik kuruluş” ile yeterince uyum içinde olmayıp, birtakım farklılıkları bulunan örgütler ve sistemler, genelde paramasonik olarak anılmaktadır.

Masonik literatürde “paramasonik” terimi, tam olarak masonik olmayan anlamında kullanılmaktadır. Bu terim Türkçeye Fransızcadaki “paramaçonnique”den uyarlanarak alınmadır. İngilizce literatürde ise “pseudo-masonic” terimi kullanılır.

Sözlük anlamları bakımından Fransızca ve İngilizcedeki terimler birbirlerinden biraz farklıdır. Paramaçonnique teriminin tam sözlük karşılığı “yarı-masonik” olarak alınabilirken, pseudo-masonic teriminin tam sözlük karşılığı ise “sahte masonik” olmaktadır.

Biz paramasonik terimine bağlı kalalım.

Bu teriminin karşılıkları, iki ayrı olguyu tanıtlamak üzere kullanılabilmektedir:

1. Masonluğa kadınları da üye olarak kabul eden sistem veya kuruluşlar.

2. Amaçları ve ilkeleriyle çalışma yöntemlerinin özellikleri bakımından Masonluğa yakın ve benzer yanları bulunan dernekler, örgütler, tarikatlar ile bunların sistemleri.

Dikkat ettiyseniz, burada Masonlukta üzerinde özenle durulan “düzen” kavramı yoktur. Bir diğer deyişle bazı mason localarının “düzensiz” (gayri muntazam) olarak gördüğü birtakım diğer mason kuruluşları paramasonik değildir.

Burada özenle belirtmek gerekir ki, paramasonik terimi, masonların ya da Masonluktan yana olanların kullandıkları bir sıfattır. Masonların “paramasonik” olarak nitelendirdikleri kuruluş ya da sistemlerin üyeleri, çoğunlukla kendi kuruluş ya da sistemlerini hiç de öyle görmez. Bu benimseyişi, göreli özelliğinden dolayı hoş karşılamak gerekir. Örneğin masonların paramasonik kuruluşlar kapsamında değerlendirdiği “Rozkrua Tarikatı” üyeleri, kendilerinin Masonluk ile hiçbir ilgi ve ilişkilerinin bulunmadığını belirttikleri gibi, Masonluğu da rahatlıkla “Para-Rozkrua” olarak nitelendirebilirler.

Özellikle, kadınların da mason olabileceğini benimseyen örgütlerin görüş açıları göz önüne alındığında; paramasonik terimi oldukça göreli bir niteliğe bürünür. Çünkü bu örgütlere göre, kendileri hiç de paramasonik değil, doğrudan “masonik”tir. Diğer örgütlerden ve kuruluşlardan büyük çoğunluğunun ise, “masonik” olma iddiaları yoktur.

Masonik olmayan bir kuruluş, örgüt ya da sistemin paramasonik olarak nitelendirilebilmesini sağlayan en önemli ölçü, amaç ve ilkelerinin Masonluğun amaç ve ilkelerine benzemesinden önce, çalışma yönteminin Masonluğun çalışma yöntemi ile benzerlik göstermesidir. Bir başka deyişle, amaç veya ilkeleri ya da hem amaç hem de ilkeleri Masonluğun amaç ve ilkelerine benzeyen fakat çalışma yönteminin Masonluğun çalışma yöntemiyle benzerliği olmayan kuruluşlara paramasonik denilemez. Buna karşılık, çalışma yöntemi Masonluğun çalışma yöntemine benzer, fakat amaç ve ilkeleri Masonluğun amaç ve ilkelerinden çok farklı olan bir kuruluş, örgüt ya da sistem ise, paramasonik olarak nitelendirilebilir.

Kadınları da Masonluğa kabul eden kuruluşlar ile kadınların da mason olabileceğini benimseyen sistemler bir yana bırakılacak olursa; bunun dışında hangi tür kuruluş ve sistemlerin paramasonik olarak nitelendirilebileceği konusunda da Masonlukta evrensel bir uyuşma yoktur. Tüm masonların, bir kuruluşun paramasonik sayılabilmesi için gerekli olan özellikleri üzerinde uyuştukları iki konu vardır:

1. Ezoterik bir niteliğinin olması.

2. Çalışmalarının yalnızca bir etkinlikten (aktiviteden) oluşmayıp, kendine özgü bir öğretisi bulunması.

Kimi masonlar, bir kuruluşu “paramasonik” olarak nitelendirebilmek için daha başka koşullar da ileri sürer.

Kimine göre, böyle bir kuruluşun öğretisinin kendine özgü değil, Masonluğun öğretisiyle uyum içinde olması gereklidir.

Kimine göre bir paramasonik kuruluş kesinlikle bir “gizli örgüt” niteliği taşımamalıdır.

Kimine göre bir paramasonik kuruluşun yalnızca çalışma yöntemi değil, amaç ve ilkeleri de Masonluğun amaç ve ilkelerine benzemelidir.

Kimine göre bir paramasonik örgüt “dinsel” bir nitelik taşımalı, kimine göre ise kesinlikle hiçbir dinsel niteliği bulunmamalıdır.

Açıkça görülüyor ki, paramasonik teriminin tanımı, bu ve buna benzer kısıtlamalarla daraltılacak olursa, sonunda hiçbir kuruluş paramasonik olarak nitelendirilemez.

Özellikle Türkiye’de, her isteyeni aralarına hemen kabul etmeyen ve çalışmalarını yalnızca kendi üyeleriyle sürdürüp, arada konukların toplantılarına katılmalarına izin veren Lions, Rotary, Söroptimist gibi kuruluşlar da yanlışlıkla paramasonik olarak nitelendirilmiştir. Batı ülkelerinde, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde benzerleri çok olan bu sosyal ilişki ve hizmet derneklerinin paramasoniklik ile ilgileri yoktur. Çünkü, her şeyden önce bu tür kuruluşların çalışmaları ezoterik değildir. Toplantılarının açılış ve kapanışında, yeni bir üyenin derneğe kabul edilişinde, belirli kuralları olan törenler uygulamaktadırlar; ancak bu törenler bir mesaj vermez. Bunun ötesinde, bireye yönelik öğretileri, simgesel anlatımları, dereceleri, bireysel gelişimi sağlayabilecek özellikte çalışmaları yoktur. Üyelerinin bilgi ve kültürlerinin, dayanışma ve özveri bilinçlerinin gelişmesine katkıda bulunabilecek türde çalışmaları vardır ama bunlar, bu derneklerin paramasonik sayılabilmesi için yeterli değildir.

18. yüzyılda Avrupa’da, özellikle Fransa ve Almanya’da, birçok paramasonik kuruluş oluşturulmuştur. Paramasonik nitelikli örgütlemeler, diğer Avrupa ülkelerinde, bu arada İngiltere’de de görülmüştür. Bu tür kuruluşlar, 19. yüzyılda Avrupa’da azalmaya başlarken, Atlas Okyanusu’nun batı yakasında artış ve gelişme göstermiştir. 20. yüzyılda Avrupa’da pek az sayıda paramasonik kuruluştan söz edilebilir. Buna karşılık son yüz yılda paramasonik nitelikli örgütler, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada Avustralya’da yoğunlaşmıştır.

Paramasonik kuruşların en önemlisi Rozkrua (Rose-Croix, Rosae Crucis) Tarikatı’dır. Masonluk ve masonlarla yakın ilişkileri bakımından Şrayner (Shriner) Tarikatı da çok önemlidir. Yaygınlığı ve çalışma özellikleri göz önünde tutulacak olursa, Doğu Yıldızı Tarikatı (The Order of the Eastern Star) diğerlerinden de daha önemli bir paramasonik örgüt olarak nitelendirilebilir. Bunlara belki çağdaş nitelikli Tapınakçılar Tarikatı'nın bazı versiyonlarını da eklemek gerekir.  

Bu büyük örgütlerin yanında, öncesinde ya da sonrasında, irili ufaklı, uzun süre etkinlik gösterebilmiş ya da pek kısa bir süre yaşayabilmiş daha başka paramasonik kuruluşlar da oluşmuştur. Bunlara kendi başlıkları altında ara sıra değineceğim. Gerçi bazılarnaı bu forum alanında yer verilmiştir ama ben de kendi tarzımda yazayım.

Sevgiler.


« Son Düzenleme: Ocak 25, 2011, 12:13:34 öö Gönderen: dogudan »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 03, 2009, 04:02:52 ös
Yanıtla #1

Ortada birçok kuruluş var, ve bu kuruluşlardan "paramasonik" olarak söz etmenin çok güç olduğundan bahsedilmiş. Masonlar arasında dahi, bu kuruluşların paramasonik sayılıp sayılmaması, anladığım kadarıyla bir temele oturmamış.

Sayın Adam'ın "çalışma şekli" dediği olguyu ben anlamadım. Sonradan "gizli öğreti" denilmiş. Amaç ve ilkeden ziyade çalışma şekli bir kuruluşun paramasonik olup olmadığını belirler denmiş.

Yine aklıma bir yığın soru geldi.

Benim karşıma biri çıksa ve bana "paramasonik" sözcüğünden ne anlıyorsun dese, benim vereceğim yanıt, "belli bir amaç veya ortak değer için birlikte hareket eden, etkileşim halinde ve bu etkileşimi mason localarının liderliğinde sürdüren oluşumlar" derdim.

Sayın Adam'ın yazdıklarına bakınca, "paramasonik" olarak adlandırılan kurumlarda dahi, Mason localarıyla aralarında büyük bir mesafe olduğu görülüyor. Yani sanki kimse kimseye karışmıyor. İşbirliği ve ortak hareket için bir üst organizatöre gereksinim duyulmuyor. Sadece çalışma şekilleri aynı olduğu için bir takım kurumlar paramasonik sayılıyor.

Eğer durum böyleyse, aslında "psödomasonik" teriminin buraya daha iyi oturacağını düşünüyorum. Psödomasonik'ten benim anladığım "mason kurumunu model alıp, mason kurumundan icazet almadan ayrı, bağımsız bir birim olarak kurulan örgüt"lerdir. İşte bunların amaç ve ilkeleri, veya çalışma şekilleri masonlara benzer, veya benzemez. Bunlar psödomasonik olarak adlandırılabilir. Paramasonik deyince, ben mason kurumunun büyük bir söz hakkı sahibi olduğu, hatta piramit metaforunda masonların tepede olduğu, diğerlerinin ise tabanda olduğu bir hiyerarşi aklıma geliyor. Veya Sayın Mason'un deyimiyle "zincir".

Zincir, ile Piramit metaforları da büsbütün farklı şeyleri anımsatıyor. Zincir, tüm kurumları eşitlerken, Piramit ortaya bir hiyerarşi koyuyor. Zincir "işbirliği"ni çağrıştırırken, Piramit "emir komuta"yı çağrıştırıyor.

Yani o zaman shriner, rosa croix ve tapınakçılar Paramasonik olabilir. Rotary, Lions, Psödomasonik olabilir gibime geliyor.

Ve ben ister istemez, paramasonik kurumların, "çalışma şekli" benzerliğine biraz da ortak hareketi katmak lazım diye düşünüyorum. Hatta buna ortak amacın da eklenmesi gerekir. Amaç ortak değilse, biçim benzerlikleri bir kurumu masonik yapmaz herhalde. Önemli olan, bu kurumların birbirleriyle iletişim halinde hareket edip etmedikleri benim için. Eğer hiç bağ yoksa, benim için bir kurumun psödo veya paramasonik diye adlandırılması da pek bir anlam ifade etmiyor.

Bunun nedeni de sanırım, her kurumun ileriye dönük toplumsal amaçları olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor. Çünkü ben bu kurumları eğitim kurumu olarak görmekten ziyade, hedefi olan bir dernek olarak görmeye eğilimliyim. Malesef bu kuşkumun da bir türlü doğru olup, olmadığını kontrol etme şansım olmadı burada :)


Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 03, 2009, 04:37:24 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Popperist iyi güzel söylüyor da acaba ne yapabiliriz bu konuda?

"psödo" ön takısı bildiğimce Türkçemizde pek kullanılmaz. Örneğin paratifo diye bir hastalık vardır ama ben psödotifo dendiğini duymadım. Bilmiyor olabilirim.

Sorun kavram üzerinde uyuşmaktır. Bunun için ne yapmalı? Türkçe konuşalım ve anlaşalım; "paramasonik" sözcüğünü çöp kutusuna atalım. Bunun yenrine "Masonluğa benzer" deyişini getirelim.

Masonluğa göre bu benzerlik nerede olacak?

Amaçlarda mı? Hayır.

İlkelerde mi? Hayır.

Örgütlenme ve çalışma yönteminde mi? Evet.

Bu bağlamda neler benzer olmalı?

Masonluğun localarına benzer birimleri olmalı. Çalışmaları ezoterik yönteme uyarak yürütülmeli.

Şimdi bu durumda «Ohooo! O zaman o kadar çom masonluğa benzer kurum gösterilebilir ki.» denilebilir.

Sanmam. Benim elimde bir liste var. Yaklaşık kırk dolayında Masonluğa benzer kurum ya da örgüt içeriyor. Bunların hiçbiri bildiğimce Türkiye'de örgütlenmiş değil. Bir teki (Rozkruacılar) bir ara örgütleniyordu; bir birim kurmuşlardı; sonrasını bilmiyorum.

Benim sözünü edeceğim örgütler hep Batı'da; çoğu Amirikan ve Fransız kaynaklı. Yaptığım tanıma uyan bir başkası varsa ne âlâ.  Diyebilirsiniz ki Bektaşilik ya da Mevlevilik Masonluğa benzer kurumlardan sayılamaz mı?

Koskocaman bir EVET.

Sevgiler.
   















   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 08, 2009, 06:07:01 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Güzel bir yazı, teşekkür ederim :)
Çöl Bilgesi


Ocak 15, 2012, 12:44:01 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 154
  • Cinsiyet: Bay

Selamlar,

Encok merak ettigim konulrdandır  paraMASON luk. MASONluktan dahada gizemli gelir hep bana. Çalışma için Teşekkür ederım. Saygılarımla..
Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selamet ol ..


Ocak 16, 2012, 02:39:25 öö
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Ben paramasonik terimini "masonluğu andıran" anlamı ile kullananlardanım. Algılayışıma göre bir örgütlenmenin paramosonik olması için temel kurallar. Öğretisinin olması, toplantılarının bir belirli düzeni ve şeklinin olması ve bunu dahili metinler ile üyelerine dikte etmesi gerekmekte.

Paramasonik yapılanmaların hepsinde temelde olan özellikler ise bir giriş töreninin olması, törende altar, sigil gibi temel rutuel seromoni araçlarının olmasıdır.

Bu açıdan şu kıstaslar sistemi kilitler. Bir masonik veya paramasonik sistemin üyesi olunması için giriş töreni vardır. Bu giriş töreninde sizi diğer üyeler yapılanmanın parçası olarak tanır. Fakat yapılanma ilk kurulduğunda ve siz kurucusu iseniz sizi X olarak tanımlayacak hiç bir üye de yoktur.

Bu da bu yapılanmaları deklarasyon için temel sorunu oluşturur. Bu soruna paramasonik yapılanmalar iki çeşit çözüm sunuyor (masonlukta da benzer). Ya diyorlar ki kurucu üye olarak ben bir self deklerasyon yaptım ve grubun tüm üyeleri de self deklerasyon yaptı. Sonra da birbirimizi X olarak tanıdık ve tanımladık diyorlar ya da görünmez ve bilinmez Y'lerin bilinmez mecrasındaki ilk inisiyeyim ve ben filanca A B C kişilerini tekris ettim diyorlar.

İkinci yaklaşım daha öcült ezoterik yapıların tercih ettiği bir metot. İlkini daha mantıklı görmekteyim.

Diğelim ki yapılanmayı kurduk bir sonraki aşama benzer yapılanma tarafından sizin tanınmanız sürecidir. Şayet tanınmıyorsa yarı veya taklit olarak isimlendirildiği durum meydana geliyor. Genellikle yeni bir yapılanma olduğunda daha önceden var olan benzer yapılanmalar varsa yeni yapılanmaya tanınmamış veya düzensiz gibi isimler vermekte.

Burada yanlış anlaşılmasın hiç bir paramasonik yapılanma masonlar tarafından tanınmak için kurulmaz. Ama kendi çehrelerindeki diğer guruplar tarafından tanınmayı bekler örneğin O.T.O yapılanması kendisini A:A ile denk görür. H:O:D:T ise Gül ve Hac tarafından tanınmayı umut eder. Ama hiç birisi Masonik olduğu iddasında değildir. Fakat şu da bir gerçektir ki bir paramasonik yapı kurulduğunda kurucu üyeler şayet belirli bir masonik ritte daha önce çalışma yaptı ise bu paramasonik yapılanmanın büyümesi gelişmesi bir o kadar kolaylaşır.

Türkiyede örgütlenmiş benim bildiğim hiç paramasonik kuruluş dernek yok. Sıkı çalışma içerisinde olan G:D kurmak isteyenler oldu ama pek muvaffak olabilinmiş değil. Bu yapılanma da egenin sularını aşamamıştır.  Gül ve Haç ise aslında bir grup değil birden çok soseitydir. Tek bir yapılanmadan söz etmek doğru olmaz. Günümüzdeki yapılanmaların bir kısmı 20nci yüzyıl başlarında kimisi ise 1950lere doğru kurulmuştur.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
17722 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2019, 12:11:43 öö
Gönderen: burakc
3 Yanıt
4121 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 13, 2015, 10:00:39 öö
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
9831 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2017, 10:50:22 öö
Gönderen: OSİRİS