Marassa
Marassa'lar ilahi ikizlerdir. Oyunları dualitedir.
Onlar hiçliğin kıyısının üzerinde sonsuz kucaklaşmanın içinde kilitlenmiş sevgililerdir.
Onların varoluşsal coşkusu 'böl ve ol'dur.
Yaratım ve farklılıkların uzlaşması onların ilk özelliğidir.
Dünyanın ve uzayın rüzgarları, herşey hareket etmeden önce ana bakış açısını yürürlüğe koymak için
görünmeyen yerdedir. Marassa'ların övgüye layık isimleri yaratımın ilk anlarında fısıldanmıştır.
Dualite, Marrasa'da ki açık ifade edilmiş simetri, bütün dünyadaki paylaşılan yaşam karakterinde de vardır.
Bu simetriyi kapsayan kısımlar antagonistik olmanın tam aksine varlığını devam ettirmek için diğerine bağımlıdır.
Marassa yı ifade etmek için kullanılan veve:
Veve nin simetrisi figür ikiye bölündüğünde ortaya çıkar.Bu kesişen yolların simetrisidir( + işareti, haç veya dörtyol gibi.)
Kesişen yollar Legba'ya özgü alandır, dünyalar arası kapıyı açıcı ve Loa'nın habercisidir. Güçlü bir ritüel Marassa veve çizilerek yaratılabilir ve sonra 'veve'yi ikiye ayırarak Legba çağırılır. Bu davranışla Marassa (dualite), Legba(dünya) ya hayat verir.Marassa kesişen yolların ( + ) merkezinden dışarı doğru parlamaya başlar.
Ritüel esnasında davul çalmak çok önemlidir. Histe, ritmik kombinasyonlar 'Loa' nın adlandırmasının parçalarıdırlar. Ritim, sesin ve sessizliğin birbirini izlemesi ile anlaşılabilir. Sesin ve sessizliğin değişik kombinasyonları değişik 'loa'ların dışarı doğru çağrılmasına yardımcı olur.
Marassa'ya uygun davul ritimleri iki sınıftır.
Birincisi, olarak sesin ve sessizliğin ayrımını vurgulayanlar. Sessizlik ritim arasındaki basit boşluk değildir.
Ritimdeki sessizlikler bütün bir dikkati hak eder. Bu çok zordur. Alışılagelmiş müzik stratejisi sese dikkatini vermek ve sessizlikte beklemektir. Marassa nın ritimleri hareket ve hareketler arasındaki boşluklara dikkat etme egzersizleridir. Bu ritimler varlık/yokluk durumları arasında bağ kurmak, uyum sağlamak için kullanılabilir.
İkincisi, Marassa çalarken samimidir. Ritimler basit ve çocuksudur.
İkizlerin kaynağına dair birçok hikaye mevcuttur. Herhalde bir Yoruba efsanesi anlatılmaya en değenlerden biri olacaktır.
Kısaltarak yazıyorum.
Eski zamanlarda çiftçi bir adam varmış. Toprağa dokunmasıyla yerden hayat ve bereket fışkırırmış.
Sonraları bölgenin maymunları çiftçinin başına bela olmuş. Ekinlerini talan etmeye başlamışlar.
Çiftçi kızgınlıkla maymunları öldürmüş ama onlar gelmeye devam etmişler.
Çiftçinin kızgınlığı gittikçe artmış, çalılıklarda ve ormanlarda maymunları avlamaya başlamış.
Çok maymun öldürmüş ama yinede ekinler talan edilmeye devam ediliyormuş.
Maymunlardan ikisi kendi sıraları geldiğinde kızgınlıkla çiftçinin karısının rahmine girmişler.
Bu iki maymun doğduktan sonra ölen çocuklar haline gelmişler.
Bu zamana kadar sadece maymunlar ikiz doğuruyormuş.
(Bu yoruba'ya göre ilk ikiz doğumunun anlatımıdır.)
Daha sonra tekrar tekrar kadının içine girmişler ama her doğumdan sonra yine de ölüyorlarmış.
Kadınla adam çaresiz bir şekilde bir kahine danışmışlar.
Onlara ikizlerin maymundan geldiği söylenilmiş.
Maymunların öldürülmesi durdurulmalı ve maymunlar ekinden beslenebilmeli denilmiş.
Bu tavsiyeyi yerine getirince ilk doğan ikizler yaşamışlar.
İkizler güçleri ile çiftçinin başarılı olmasını sağlamışlar.
Kökenlerinden dolayı ikizlere genellikle 'edun' denir, yani maymun.
Çekirdek bir mitin elementidir ve çiftçilik döneminden gelmektedir.
İkizler maymundan gelmektedir. Şüphelerimiz ilk insansıların simlan 'dan gelmekte olduğudur.
İlk insansı atalarımız genetik ayrıştırmaya ve doğru bir mutasyona kadar defalarca mahvolmuşlardır.
Haiti Vudu'su Marassa'yı ilk atamız olarak adlandırır.
İlginçtir ki Yoruba dünyadaki en yüksek ikiz oranına sahiptir.
Waters Of Return: The Aeonic Flow Of Voudoo by Louis Martinié