Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İBRET VERİCİ OLAY  (Okunma sayısı 21283 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 23, 2007, 01:22:35 ös
Yanıtla #10
  • A.A.O.N.M.S.
  • Şrayn Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 976
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Üyeler,

Bu konunun Hukuk bölümünde tartisilmasini ben daha uygun gördüm.

Gelelim konumuza:

Karari uygulamaya geciren sebeb:

"Yargılama sonunda mahkeme, önce sanığı eşini kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediği kanaatine varan mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 24 yıl hapis cezasına çevirdi. Mahkemedeki iyi halini dikkate alan heyet, bu cezada da altıda bir oranında indirime giderek, sanığı 20 yıl hapis cezasıyla cezalandırdı"

Almanya`da bu olay mahkemetarafindan söyle islenirdi:

1. Sanik bir insani öldürdügünden § 212 I StGB ( Alman Ceza Kanunu) yargilanirdi. Ama adam öldürmeyi cinayete, yani ömür boyu hapise cevirecek § 211 I StGB (ACK) deki bulunan öngörüler mevcut mu? Adam öldürmeyi cinayete cevirecek, yani cezayi daha da agirlastiracak sebeblerden biriside "niedere Beweggründe = yani asagilik hisler <---- intikam duygusu, kiskanclik, nefret, öldürme istemi vs. vs.)

Yani TC Mahkemesinde hafifletici olan sebebler, bizim burada agirlastirici yani müebbet isteyen sebebler.

Bencede en dogrusu budur, sonucta bir insan "ic güdüsel" hareket edi baska insani öldürmesi gercekten agir bir durum. Alman ceza hukukundaki uygulama, insanlarin kendi iradesini daha yogun sorgulamasini sagliyor.

Saygilarimla
Ambassador Emirat Shriners of Heidelberg Germany


Eylül 23, 2007, 02:37:02 ös
Yanıtla #11

Bence de aynı fikrideyim Sayın Anatolic; Alman Hukuk'unun bu derce derin bir yapıya sahip olduğunu bilmiyordum ve gerçekten Türk Mahkemelerinde aynı şeyi göremiyoruz.
Peki bir Hukukçu olarak Size sormak istediğim bir konu var yani olayın hukuksal boyutunu ele almak açısından, burada Bayanın Doğum Kontrol Hapını bulundurması bir hafifletici sebep olarak görülüyor      ( yanlış anımsamıyorsam eğer ) Hukuk açısından genel bazda değerlendirilecek olursa aynı durum Alman Hukukunda nasıl değerlendirilmektedir?
SAYGILARIMLA_
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 23, 2007, 03:06:47 ös
Yanıtla #12
  • A.A.O.N.M.S.
  • Şrayn Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 976
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Sevil Hanim,

Bayanin Dogum Kontröl hapi kullanmasi hic bir sekilde önem tasimaz. Burada §§ 212, 212 StGB (ACK) önemli olan, bir insanin öldürülmesi. Bu konudaki sebebler ise sadece suc tipinin cezasini agirlastirici nedenleri.

Yukaridada yazdigim gibi, intikam duygulari, kiskanclik, para hirsi, öldürme hirsi, öfke vs vs.. Alman Ceza Hukukunda "Asagilik hisler" olarak algilanir. Türkiye`de verilen bu karar, bir takim "insan haklarina" aykiri oldugunu düsünmekteyim. Sonucta Türk Hukuku bu durumda Töre Cinayeti, Namus Cinayeti veya Kan Davalarini korumaktadir.
Alman Ceza Kanununda bir insanin öldürümesi hic bir "kültürel" sebeblerden dolayi hafifletilemez. Her insan, hangi irkdan, hangi dinden olursa olsun, Kanun karsisinde esittir. Alman Hukuku bu konuda cok net aciklamalar yapmaktadir.

Bayan`in dogum kontröl hapi kullanmasi, hayati istedigi gibi yasabilmesi, evlide olsa ayrida olsa hic bir sekilde Hukuk tarafindan engellenemez. Anayasa bireye yasal cerceve icinde Hür yasamayi öngörmüstür.

dipnot: Ancak nefsi müdafa ve benzeri haller sucu hafifletir, ama bu duruma dair bu olayda hic bir belirti yer almamaktadir.

Saygilarimla
Ambassador Emirat Shriners of Heidelberg Germany


Eylül 23, 2007, 03:22:41 ös
Yanıtla #13

''Alman Ceza Kanununda bir İnsanın öldürülmesi hiçbir Kültürel Sebeplerden dolayı hafifletilemez. Her İnsan, hangi ırktan hangi dinden olursa olsun Kanun karşısında Eşittir.'' Çok güzel ve tasvip edilecek bir açıklama hele hele bunun Hukuk Alanında uygulanması mükemmel!
Peki Türk Anayasasına dönelim; ondan önce söylemek istediğim gerçekten de doğum konrol hapı Türk Ceza Kanununa göre hafifletici bir sebep sayılmıştır değil mi?
Peki Evrensel Anayasa Platformu Ülkeler arasında bir tür Yasa Eşitliği öngörmüyor mu? Tabiki Ülkeler bazında ele alacak olursak Hukuk da Ülkeden Ülkeye değişiklik göstermek zorundadır. Ancak bunda Yasa Eşitleme Kuralı uygulanmıyor mu?Genel anlamda tabi
Bu arada vermiş olduğunuz Değerli Bilgiler için çok Teşekkür ederim.
SAYGILARIMLA
« Son Düzenleme: Eylül 23, 2007, 03:26:42 ös Gönderen: SEVİL »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 23, 2007, 08:04:59 ös
Yanıtla #14
  • A.A.O.N.M.S.
  • Şrayn Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 976
  • Cinsiyet: Bay

Bu konuda evrensel bir platformun olmasi güzel bir fikir, ama sanirim uygulamasi hemen hemen su anda imkansiz gibi görünüyor. Bunun denetimi ve idaresi su an mümkün olmasi imkansiz. Avrupa Birliginde bir Avrupa Anayasasi yürürlükte ve bir takim Idari Konulari düzenlemeleri yapmaktadir. Ama yinede her ülke kendi ceza hukununu belirler. Yani AB hukuku sadece genel bir cerceve belirler, ve ülkeler bunun icerigini kendince doldurur. Bu cercevelerden biride Insanin kayitsiz sartsiz yasama hakkinin korunmasidir.

Türkiye`den cok degerli Hukuk Profesörleri ile bu konularda fikir alis verisi yapmistim fakültemizde. Kendileri zaten bi takim sacmaliklarin farkinda ve bu durumu cok elestiriyorlar. Ama malesef Türkiyede hukuk uzmanlarini pek desteklemiyorlar ve bundan dolayida mantigimiza abuk gelen düzenlemeler cikiyor ortaya.

Esitleme kurali uygulamak icin, karsilikli sözlesmeler gerektirir. Türkiye henüz böyle bir konumda degil. Amerikada bile her eyaletin kendine öz farkli kanunlari var. Bazi eyaletlerde ölüm cezasi infaz edilirken, diger eyaletlerde bir kac sene ile cezayi yirtabiliyorlar.

Ama Evrensel bir Hukuk cercevesi, yani Insani degerleri ve medeniyete el üstünde tutan Demokratik bir temel yaratmak güzel bir fikir. :)
« Son Düzenleme: Eylül 23, 2007, 08:07:42 ös Gönderen: Anatolic »
Ambassador Emirat Shriners of Heidelberg Germany


Eylül 25, 2007, 11:43:39 öö
Yanıtla #15
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

tartışma evrilmiş mutlu oldum.

canavarca bir hi saikiyle, intikam duygusuyla vs. tarzda adam öldürme cürümleri TCK'nun açısından da ağırlatıcı sebeplerdir.

5237 Sayılı TCK'nunun mehaz kanunu sayabileceğimiz Alman Ceza Kanunu'dur. Geçen yıl ülkemize teşrif eden ve çok kıymetli bilgilerini bizlerle palyaşan  Prof. Dr. Dr. h.c. mult. Claus Roxin'de TCK'nunun çağcıllığını övmüştür.

ancak kabul edersiniz ki, en iyi yasa en nihayetinde uygulayıcıların elinde şekil bulur. ne yazık ki, türk yargısının çeşitli eksiklikleri söz konusudur. ve halen 765 sayılı TCK'nun döneminden gelen bazı alışkanlıklarını terk edememiş gözükmektedir.

Haksız tahrik hükümlerinin bu olayda uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı kanısındayım. dolayısıyla TCK 29. madde yönünden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından 24 yıla indirim yapılmasını doğru bulmuyorum. Evlilik birliği fiilen olmasa da resmen devam etmesini mahkeme büyük ihtimalle göz önüne almış. ancak burada eşler ayrı yaşamaya başlamışlar. tabi mahkeme kararının hakimlerin sosyal, kültürel çevrelerinden beri olduğu gibi saf bir hukuk fikrini benimsemediğim için, olayda indirime gidilmesinde türk ahlak yapısının -namus anlayışının- etkin olduğunu düşünüyorum. büyük bir hukukçunun tabiriyle "hakimler hüküm verirler sonra yasada o hükümlerine karşılık ararlar" çok hukuki realist takıldım galiba. :)

gelelim başka bir vahim duruma 24 yıla indirilen ceza sanığın iyi hali göz önüne alınarak 20 yıla düşürülmüştür. eğer düşürülmeseydi bu buyuk ihtimalle bir bozma sebebi olabilirdi. iyi ama pişman olmayan, yaptığı şeyin arkasında duran, namusunu temizlediğini (!) düşünen birisinin, mahkemedeki iyi hali ne olabilir? takım elbise giymesi, hakimlere "sizi seviyorum abi" bakışı atması mı? yoksa hakimlerin vicdanında yargılama sonunda kişinin bir daha bu tarz bir eylemi yapmayacağına dair kanının oluşması, kişinin yapmış olduğu şeyin kötü bir şey olduğunu bilincinde olarak pişman olması/pişman olduğuna dair emareler göstermesi mi? elbetteki ikincisi... ancak yine ne yazık ki takım elbise giyen, hakimlere öyle boynu bükük duran her sanık iyi halden dolayı indirim almaktadır. asıl buyuk sorun işte buradadır. Sanık'a verilen birinci büyük hediyeden sonra devamında bir de tatlı olarak "hımmm bak ne güzel takım elbise giymişsin aferin sana bi 4 yılda ben indirdim gitti" yaklaşımı kabul edilemez. hakimlerin iyi hali iyi değerlendirmeleri gereklidir.

ez cümle, mahkeme tarafından verilen haksız tahrik indiriminin de iyi hal indiriminin de yeni Ceza Sistematiğimizin düzenlemesine aykırı olduğunu düşünüyorum. [TCK haksız tahrik hükmüne göre müebbet hapis cezası alan birisi haksız tahrik indirimi sonucu 18 ila 24 yıl ceza alır. burada hakimlere 6 yıllık bir makas hakkı tanınmıştır. Karar veren mahkeme 24 yılla en üst makas haddinden ceza vermiştir. bu bile ardından gelen iyi hal indiriminin gerçekliği hakkında insanı şüpheye düşürüyor. Ya bi de 18 yıl verip üstüne de 3 yıl iyi hal indirim yapıp 15'e tamalasaydılar. Suçlu bir 10 yıl yatıp çıkacaktı. ]

Dava Yargıtay'a gidecektir. Bakalım orda temyizen bozma gelecek mi?


Eylül 25, 2007, 12:40:26 ös
Yanıtla #16

Sayın SkullG; sonunda konuya iştirak ettniz çok şükür, Alman Hukuku açısından Sayın Anatolic'ten çok güzel bilgiler aldım, ( bu arada iki farklı Ülkenin Hukukçularının olması gerçekten çok güzel ) şimdi Türk Mahkemesi açsından size bir soru yöneltmek istiyorum; öncelikle bu davada Bayanın kullanmış olduğu Doğum Kontrol Hapı hafifletici bir sebep midir? ya da bir başka anlatımla soracak olursam buradaki vakkanın genel kural olarak mı hafifletici sebep olarak teşkil ediyor? Ayrıca genel olarak Hukuk açısından sormak istediğim bir başka durum var; Örneğin her davada suçlunun suçunu kabul etmesi tam olarak pişmanlık yasasına giriyor sanıyorum (yanlışım varsa düzeltin lütfen) bu da önemli derecede hafifletici bir sebep mi kabul ediliyor?
Peki son olarak suçlunun mahkemedeki iyi hali sürekli gözönüne alınıyor bunu bilen herkesin mahkemede bu tavrı sergilemesi muhakakki kaçınılmazdır, öyleyse suçlunun adilce yargılanmasını engelleyen bir çok hafifletici sebepler öngörülüyor buna ne diyorsunuz?
SAYGILARIMLA_
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 25, 2007, 12:50:30 ös
Yanıtla #17

Bu arada Sayın Anatolic; Evrensel Yasa Eşitleme Kuralı hakkındaki görüşümü beğenmenize gerçekten sevindim. Peki Amerika'daki Eyaletlerde uygulanan Yasanın bile farklı olduğunu öngördünüz, bir Ülke içersinde dahi bu farklı Hukuk Uygulamalarının olması değişkenliği baz alıyor yani sözüm ona Evrensel bir Boyut,  Sabit bir Ölçüt yok diyebilir miyiz? Peki İnsanlar, keyfi olarak mı yargılanıyor diyecem öyle olmadığını bir birey olarak bu ülkenin bir vatandaşı olarak biliyorum fakat neye göre yagılandıklarını bunda Ülkelerin Kendi Ceza Sistemlerini hangi ölçüte göre baz aldıklarını sizden öğrenebilmem mümkün mü?
Dikkatimi çeken çok önemli bir husus oldu bunu hemen belirtmek istiyorum; Bilimdeki gibi objektif değil  Genel Geçer kabul edilen bir Kuram yok gibi en azından bana öyle geliyor!...
SAYGILARIMLA_ 

Küçük not: Sayın SkullG, ''kuram''ı sözlükten araştırmaya sakın yeltenmeyin çünkü kullanmış olduğum kelimeler yerine ve zamanına göre değişkenlik gösterebilir... ;)
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 25, 2007, 05:54:42 ös
Yanıtla #18
  • A.A.O.N.M.S.
  • Şrayn Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 976
  • Cinsiyet: Bay

Sn. SkullG,

Prof. Roxin Ceza Hukukunun önde gelen isimlerindedir. Yüksek Mahkemelerin kararlarini yerden yere vurur. Ben sahsen fakülte döneminde Ceza Hukukunu onun kitaplarina calisarak ögrendim. Alman Ceza Hukukuna yön vermis bir Hukukcudur kendisi.

Siz "canavarca bir hi saikiyle, intikam duygusuyla vs. tarzda adam öldürme cürümleri TCK'nun açısından da ağırlatıcı sebeplerdir. " dediniz.

Burada "intikam duygusuvs. tarzda" kelimelere dikkatinizi cekmek isterim. Sanik esinin dogum kontröl hapi aldigini bi sekil ögreniyor, onun baska erkekler ile iliskisi oldugunu sanarak, kadini öldürüyor. Burada iste bahsettiginiz "o tarz duygular"`in hepsi mevcut. Yani isledigi cürümün agirlasmasi söz konusu degil mi? Ben iste tam bu noktayi anlayamiyorum. Yani TCK`da bu tarz duygular belirgin hale getirlmedi mi? TCK`nin uygulanmasinda belirginsizlik sorunlari var diyebilirmiyiz?

Sn Sevil Hanim,

Her ülke kendi Hukukunu düzenler, yada baska ülkelerin kanunlarini kendisine uyarlar. Türkiye`nin bircok kanunlari Isvicre, Italya gibi ülkelerden alinmis oldugunu ögrendim. (Bu konuda Sn. SkullG daha detayli bilgi verebilir sanirim.).

Evrensel boyutu ise tarihsel gelisimi ile birlikte gelisen etige baglidir. Burada Insan Haklari Beyannamesine isaret etmek isterim. Bu Beyannameye göre bircok hukuki düzenlemeler uluslararasi boyutlarda gerceklestirildi. Bu bir baz olarak kullanildi diyebiliriz.



Ambassador Emirat Shriners of Heidelberg Germany


Eylül 25, 2007, 06:46:21 ös
Yanıtla #19
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Öldürme fillinin ağırlatıcı nedenleri

"Madde 82 - (1) Kasten öldürme suçunun;
    a) Tasarlayarak,
    b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
    c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak suretiyle,
    d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
    e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
    g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
    h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
    i) (Ek bend: 29/06/2005-5377 S.K./9.mad) *1* Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
    j) Kan gütme saikiyle,
    k) Töre saikiyle,
    İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır."


TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ
    Madde 62 - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.
    (2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.

HAKSIZ TAHRİK
    Madde 29 - (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.


kararda uygulanan TCK'nun maddeleri bu şekilde sıralanabilir.

bu maddeleri ele alarak bu mahkeme nasıl böyle bir karara varıyor anlaşılır gibi değil.

Sn. Sevil,

benim kanımca hayır maktulenin hap kullanıyor olmsı bir indirim sebebi olmamalıdır. Burada suçluyu (suçu artık mahkeme kararıyla sabit olduğu için sanık demiyorum) haksız olarak tahrik edecek  bir durum söz konusu değildir. boşanma aşmsında olan ve ayrı yaşayan bir çift ortada -ayrı yaşam hakkını elde etmiş- dolayısıyla indirime gidilmiş olmasında bence hukuksal bir hata söz konusu.

her durumda suçun kabulü bir indirim sebebi olamaz. yukarıda takdiri indirim sebeplerini belirttim. bir çok hafifletici sebep öngörülmüyor aslına bkarsanız. ama uygulamada bununla ilgili sorun olduğu kesin.

sn. Anatolic,
haklısınız pek çok yasanın mehaz kanunları avrupa ülkeleridir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
18 Yanıt
9449 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2008, 09:17:01 ös
Gönderen: Isis
9 Yanıt
4305 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2012, 12:53:54 öö
Gönderen: khanjar
4 Yanıt
3270 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2012, 12:29:44 öö
Gönderen: Alşah
23 Yanıt
6980 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2012, 01:54:11 ös
Gönderen: 418