Masor1976 adlı sayın üyemizin bu başlık altında son yazdıkları üzerine o kadar çok eleştiri getirmek gerekiyor ki… Ne yapabilirim? Çok yanlış var. Bir zamanlar kendi açtığım bu başlığın altında böyle yanlışların bulunmasına nasıl dayanabilirim? Toleranslı davranmak, hoşgörülü olmak yanlışları göstermemek, ilgili kişinin de dikkatini çakmamak, onu yanlışlarıyla baş başa bırakmak demek değil ki… Üstelik bir de bu yanlışlar masonlar.org sitesinde yer aldığı için kim bilir kaç bin kişi bunları okuyup doğru bilgi sanacak.
“Benim merak ettiğim şey dogmasız insan ve sosyal topluluk var mıdır?” diye başlıyor.
Topluluk bakımından buna örnek veremem; bilmiyorum. Fakat tümüyle bilimsel ve özgür düşünceli, kendini dogmalardan arındırmış insanlar olduğunu bilmiyorum. Masonlar arasında böyle kişiler çok var ama tüm masonların bu niteliklerle donanmış olduğunu söyleyemem. Ancak masonların dışında bu niteliklerle donanmış olan birçok tanıdığım var. Benim tanıdıklarımın sayısını toplasanız pek küçük bir rakam eder; demek ki böyle kişilerin sayısı aslında milyonlarcadır.
“Dogmalara karşı antipatisi olduğu söylenen Masonlukta bile…. “ diye devam ediyor.
Efendim Masonluğun dogmalara karşı antipatisi yoktur. Masonluk bir kişi değildir ki antipatisi olsun. Masonlukta dogmalara karşı çıkılır. Masonlara dogmaları varsa onlardan arınmaları önerilir ve öğütlenir. Bu iki olgu arasında önemli bir fark var.
“… kadınların, gaylerin veya ateistlerin neden mason olamadığı konusunun açıklamalarına bakınca bunun masonluğun bir dogması olduğu aşikarlaşıyor.” diyor sonra da…
Bir kere kadınlar mason olabilir ve oluyorlar. Bazı mason kuruluşları kadınları kabul etmiyor ve kadın mason kuruluşları ile ilişki kurmuyor ama bu kadınların mason olamadığı demek değil.
İkincisi gay denilen homoseksüel kişiler de elbette mason olabilir. Hiçbir engel yok. Hiçbir mason kuruluşunun tüzüklerinde ve geleneklerinde buna ilişkin bir engel gösteremezsiniz. Bırakın homoseksüelleri, transeksüellere ilişkin bir engel bile gösteremezsiniz çünkü yoktur.
Ateistler de bazsı mason kuruluşlarında mason olabilir. Her mason kuruluşu, mason olmak isteyen kişilerde bir dinsel inanç zorunluluğu aramaz.
Üstelik, bir mason kuruluşu kadınları masonluğa almıyorsa, homoseksüelleri iyice araştırıp öyle olduklarını belirleyerek masonluğa almıyorsa, ateistlerin gerçekten ateist olduğunu saptayıp (demekle olmaz) onları kabul etmiyorsa, bunlar dogma değil, kuraldır. Bir yasada bile yer alabilir. Bunların dogmayla ilgisi yoktur. Dogma, değişmez ve değiştirilemez denilen bir kural değil, bir görüş ya da düşüncedir.
“Komunizm veya ateizm gibi Dini dogmalara saldıranların daha derin dogmaları olduğunu görüyorsunuz.” diyor.
Hayır, görmüyoruz. Öyle bir şey yok. Sayın Masor1976 kendi görüş alanına öyle bir hayal yerleştirmiş; galiba öyle bir şey gördüğünü sanıyor. O bir tür serapı bizim de gördüğümüzü varsayıyor anlaşılan…
"İran'ın şeriat devrimine sessiz kalmasının komunist katliamlarının büyük etkisi vardır.” diye bir yargıda bulunuyor. Bunu nereden çıkardığı belli değil.
Komünizmin dogmatikliği karşısında dini dogmaların daha hafif kaldığını söylüyor Sayın Mason1976… Ben de diyorum ki ya Komünizmin ne olduğunu bilmiyor ve başka bir şeyden söz etmek istiyor, ya da kafasında bir Komünizm paranoyası var 1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu ve Türkiye’yi de etkilediği gibi ya da Komünizmin ne olduğunu bizim bilmediğimizi sanarak dinin karşısına yerleştiriyor.
Komünizmin uygulamasında birtakım siyasal ve ekonomik, dolayısıyla sosyal kuralların dogmaya dönüştürülmüşlüğü yadsınamaz. Ötesi ortada bir doktrin vardır ve her doktrin birtakım dogmaların üzerine oturur. Ancak Sayın mason1976’nın dediği gibi değil.
Bu arada, bu konuya art arda üç alıntıyla katılan Sayın Karahanın aktarımlarının sonuncusunun son tümcesi şöyle: “Mesela Marks'ın ortaya koyduğu bazı iddialar halen değişmez hakikatler olarak kabul edilmekte ve doğruluğu hakkında en ufak bir şüpheye yer verilmemektedir.”
Evet… Şayet Marx’ın ya da Engels’in ya da Lenin’in ya da bir diğer (hangisi olursa olsun) düşünür ve kuramcının (Rostow gibi Kapitalizm yandaşları da dahil) ortaya koymuş bulundukları öğretiler, tam, mutlak, kesin ve değişmez doğrular olarak niteleniyorsa, onlar da birer dogmadır.
“Tüm dogmalarla boğuşmaya kalkarsak insan neslini tamamen ortadan kaldırmak gerekebilir.” diyor sayın Masor1976.
Bence ise tersine. Dogmalar insanı “insan” olmaktan, özgürlüğünden, kendi buyrultu ve yaşam hakkından uzaklaştırıyor hatta alıkoyuyor.
Sayın Masor1976 dogmaları ikiye ayırıyor zararlı ve zararsız diye… Sonra Tanrıya inanmanın zararsız bör dogma olduğunu söylüyor.
Bir kere Tanrıya inanmak bir dogma değil, inançtır. Dogma bir Tanrı tanımı yapıp ona nitelikler vermekle oluşur.
Kurban etme geleneğinin de zararlı bir dogma olduğunu söylüyor. Dediği üzere, o bir gelenek. Bir gelenek de dogma değildir. O gelenekle bağlantılı bir görüş, bir düşünce, bir zihinsel üretim ya da üretimsizlik varsa, odur dogma olan.
İnançları ve gelenekleri tartışabiliriz. Doğruluklarını ya da yanlışlıklarını ileri sürebilir, irdeleyebiliriz. Ancak onlar başka başlıkların konusu çünkü dogma değil.
Bundan sonra daha birçok ayrıntıya girmiş Sayın Masor1976… Anlatımlarının bazıları benim anlayamadığım, sözlüğe başvurmamı gerektirecek Arapça sözcükler içeriyor. (Bu arada dogmalar devam ediyor elbette ayetlerin inmesi gibi. İşte bakınız, bu dogmadır.) Hepsini anlamaya çalışacak ve üzerinde tek tek duracak değilim. Yazmış olduklarını silip kaldıracak da değilim. Tek dileğim, bir Forum üyesi olarak dogmanın tanımına, ne olduğuna ve ne olmadığına bir kez daha bakması, öğrenmesi ve yanlışını gidermesi… (Bunu yaptıktan sonra burada yazmasına gerek yok. Bir daha bir başka çalışmada aynı hataya düşmesin, bize yeter.)
Bu arada Rusya ve Çin gibi ülkelerde “ateistlerin hakimiyeti” dediği ön yargılı varsayımı da böylece göz ardı edelim, bir de o işe girişmeyelim de, bir de bundan ötürü sayın üyemizin saçmalamakta olduğunu söylememize gerek kalmasın.