Genelde 28 Şubat Kararları ile 28 Şubat süreci başlamıştır. Bunların ikisi ayrı şeylerdir. 28 Şubat Kararlarını uygulamadığı için hükümete baskı olmuş, ve süreç sonunda hükümet dağıtılmıştır.
Bu kararlarda hiçbir tuhaflık göremeyenlerle hemfikir değilim. Madde madde inceleyelim;
1-Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması icin mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
2-Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Millî Eğitim Bakanlığı'na devri sağlanmalıdır.
Tuhaflık; hangi gruba tarikat denilecek? Tarikatın tanımı nerede yapılmış? Bu karar, tutup bir yurtta Kuran bulunduğu anda o yurdun kamulaştırılması anlamına da gelir mi? Sivil, meşru yurt nasıl olmalıdır? Bu ikinci madde o kadar müphem ki, istediğim yurdu, istediğim vakfı ve okulu kapatmak için gerekçe bulabilirim ben. 3-Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihraklarin etkisinden korunması bakımından:
a-8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.
b-Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Millî Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Tuhaflık; Devlet vatandaşlarına bangır bangır bir ideoloji yüklemek istediğini belirtiyor. Aslında 3. madde, 2. maddedeki boşluğu anlamlılaştırıyor. 2. madde ile istediğiniz yurda, okula ve vakıfa el koyup, 3. madde ile istediğiniz doktrinasyonu yapabiliyorsunuz. Üstelik, en ufak bir dini eğitime bile şüphe ile yaklaşılıyor.4-Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.
Tuhaflık; devlet ideolojisiyle yetişmiş din adamı yetiştirmek, laikliğin ne kadar yanlış anlaşıldığının bir örneğidir. Bu madde ile, devlet, laikliği, din kontrolü olarak algılamakta olduğunu göstermiştir. Bu tuhaflık, bizi tekrar 1. maddeye döndürüyor; acaba orada anlatılan "laiklik" ne çeşit bir laikliktir? Biz, laikliği devletin din, dinin de devlet işlerine karışmadığı bir yapı olarak biliyorduk, fakat tepedekiler, devletin dine karıştığı bir laiklik tanımı geliştirmişler. Bu da doğrudan 1. maddeyi de tuhaf kategorisine sokmaya yetiyor. Buna da aydınlık deniyor. Bu aydınlık değil, özgürlüğü özümseyememiş, totaliter zihniyetin birey haklarına en ağır tecavüzüdür. Bu aydınlık değil, ortaçağ kilisesi metoduna geri dönüştür; karanlıktır.5-Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı'nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.
6-Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.
7-İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.
Tuhaflık; Devlet, medya yayınlarını kontrol etmeyi amaçlıyor. Birincisi, hangi şekildeki yayın TSK'yı din karşıtıymış gibi gösterebilir, hangi yayın gösteremez? Eğer bir subay, nedeni açıklanmadan sadece irticai sebeplerle ordudan atılıyorsa, bu sebebin, ordu içinde islami devrim için hizip oluşturma mı, yoksa cuma namazına gitme mi olduğunu ben nereden bileceğim? İstismar istenmiyorsa, açıklama şarttır. Bu da yapılmıyorsa, TSK din karşıtıymış gibi görünmeye kendisi neden olmaktadır. Buradaki asıl sorun; "şeffaf olmak istememek"tir. Şeffaf olmak istememek ve açıklama yapmak zorunda kalmamak için medya sorgulaması önlenmek istenmektedir. Bu da totaliter zihniyetin en açık belirtilerinden biridir. İkincisi ise bu kontrol altına alma nasıl olacaktır? Gazetenin kapatılması mı? Ceza mı? yoksa gazete editörünün bizzat telefonla aranarak tsk'nın istediği haberleri yayınlaması şeklinde mi? 8- İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK'dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.
Tuhaflık; hangi faaliyetlet irticai faaliyet kategorisine sokulmaktadır? Açıklama yapılmamıştır. Biz o dönemden biliyoruz ki, bir subayın karısı başörtülü olması, onun irticai faaliyet içine girmesi için yeterli bir sebep oluşturmaktadır. Bunun neresi aydınlıktır, bunun neresi "hiçbir tuhaflık görememek"tir?9- TSK'ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.
Tuhaflık; bu durum nasıl tespit edilecektir? Cevabını ben söyleyeyim; keyfiyetle. Karısı başörtülüyse, yargıda yükselemeyecek, üniversite akademik kariyeri olamayacak. 10-Bu maddenin tam metnini Turkiye'nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği için yayınlanmamıştır.
11-Aşırı dinci kesimin Türkiye'de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.
12-T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.
13-Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.
Tuhaflık; Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olan durum; fes ve sarığın yasaklanmasıdır. Fakat burada türban da kastedilmektedir. 28 Şubat sonrası süreci gözlemlediğimizde, bu maddenin doğrudan türbanı ilgilendirdiği açıkça görülebilir.14-Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.
15-Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtari örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.
Tuhaflık; kurban derisi gibi sadece ticari bir değeri olabilecek bir metanın bile alım satımı devlet tarafından kontrol edilmektedir.16-Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasadışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.
17-Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ümmet kavramı" bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.
18-Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındakı 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.
28 Şubat 1997 tarih ve 406 sayılı MGK Kararı'nın Eki'dir.
Benim gördüğüm başlıca tuhaflıklar bunlar.
Saygılar.