Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Diger Inanclar => Mitoloji => Konuyu başlatan: ADAM - Nisan 25, 2010, 11:57:15 öö

Başlık: BAZI ANADOLU UYGARLIKLARINDA “TAŞ”
Gönderen: ADAM - Nisan 25, 2010, 11:57:15 öö




Komşu ya da birbirini izleyen kültürler, her bakımdan birbirlerinin inanç sistemlerinden de etkilenir.

Hitit mitolojisindeki “Kumarbi Efsanesi”nde, Tanrı Kumarbi ile Fırtına Tanrısı arasındaki egemenlik ve iktidar savaşında, çatışma alanında doğrudan görünen Kumarbi’nin diyorit taşından yaratılmış bir oğul aracılığıyla amacına ulaşmaya çalıştığından söz edilir. Anlatılarda bu taşın çok büyümüş ve çok güçlü olduğu, sudan dışarı çıkıp tapınaklara ve Kuntarra evine yetiştiği de belirtilir. İlerleyen devirlerde tanrılar bile bu taştan korkar ve onunla savaşırlarsa da, sonuçta kazanan yine taş olur. Kumarbi’nin oğlu destanının konusu olan diyorit taşının bir diğer adı da Ullikummi’dir.

Hitit inançlarında bir diğer taş ile ilgili simgesel değerlendirme de Huvaşi Taşı üzerine kuruludur. Bu konu, Hitit yazıtlarda “Harruvata kentinde Saluvanta Dağları’nın Huvaşi Taşı” diye geçer.

Friglerde taşlar, “Dünya Ana”nın bir tür simgesi olarak algılanmıştır. Kimilerince bu taş inancının bir uzantısının şu anda Mekke’deki “Hacret ül Esved” ile devam ettiği ileri sürülmektedir.

Frig inançlarında taşa, daha sonra Roma’ya taşınacak kadar çok önem verilmiştir. Onun ilâhi kökenli gücü olan Kybele’ye, Anadolu, Atina ve Roma’da yaygın bir şekilde tapınılmıştır. Kybele inançlarındaki kara taşın aynı zamanda yön bulmak amacı ile de kullanıldığı da belirtilir.

202 yılında Romalılar ile Kartacalılar arasında baş gösteren bir anlaşmazlıkta, Romalı Sybil kâhinleri, şayet Kybele taşı bulunduğu yerden (Pessinus9 alınıp Roma’ya alınıp getirilmezse Romalıların bu savaşa kazanamayacağını söyleyince; Romalıların bu taşı büyük bir özenle bulunduğu yerden alıp Roma’ya götürdüğü anlatılır. Orada bu taş, “Mater Deum Magna” (Tanrıların Büyük Anası) olarak adlandırılmıştır. Konik bir biçimi olan bu taşın, Suriye, Filistin, Karya, Likya, Güney Anadolu ve Kıbrıs’ta da saygı görmekte olduğu biliniyor. Festival ve özel günlerde üzerine zeytinyağı sürülürmüş.

Taş üzerine zeytinyağı sürülmesi, günümüzde Kıbrıs’ta da geleneksel olarak izlenebiliyor. Bu da bir Afrodit tapınağının toprak üstünde arta kalmış bir köşe taşı üzerinde uygulanıyor. Bunu yapanlar niçin yaptıklarını biliyor mu; gidip tek tek sormak gerek. Aslında bu işin kökeninin bildiklerini de pek sanmam; «Biz büyüklerimizden böyle gördük. Ne zararı var?» diyebilirler. Zaten bu gibi artık batıla dönüşmüş eski geleneksel uygulamalar çoğu kez öyle değil midir?

Taşa zeytinyağı sürme geleneğinin Musevilikle başlayan bir uygulama olduğunu sanmayalım. Bu, çok daha önceki kültürlerde de vardır.

Anadolu’da Frigler ile bağlantılı bir başka kutsal taş da kara bir meteorik taştır. Bu taş ise Sivrihisar yakınlarındaki Balahisar’dan (Pessinus) alınarak götürülmüş, Roma’daki Palatine Tepesi’ne dikilmiştir.