Masonlar.org - Harici Forumu
Inanc => 3 Buyuk Din => Islam => Konuyu başlatan: neumann - Ağustos 19, 2012, 03:45:06 ös
-
Ebû Tâlib, Kureyş büyüklerinden bir grupla Şam’a gitmişti. Peygamber Efendimiz de onunla berâberdi. Yolda, Râhip Bahîra’nın manastırına yakın bir yerde konakladılar. Bahîra, o zamanki hristiyanların en âlimi idi.
Bahîra, kervan gelirken bir bulutun, içlerinden bir kişiyi gölgelediğini, ağacın gölgesine indikleri zaman da ağacın dallarının yine aynı kişinin üzerine doğru eğildiğini görmüştü. Bunun üzerine:
“–Ey Kureyş cemaati! Ben, sizin için yemek yaptım. Küçük-büyük, köle-hür, hepinizi sofraya dâvet ediyorum!” diye kervana haber gönderdi.
Hâlbuki Bahîra, daha önceki gelişlerinde yanlarına hiç uğramaz, onlarla alâkadar olmazdı. Kervandakilerin hepsi sofraya gelmiş, sâdece Fahr-i Kâinât Efendimiz eşyaların yanında kalmıştı. Bahîra gelenlere tek tek baktı ve kitaplarında okuduğu sıfatları hiçbirinde göremedi.
“–Ey Kureyşliler! Kâfilenizde olup da buraya gelmeyen kimse var mı?” diye sordu.
Kureyşliler:
“–Ey Bahîra! Geride bir çocuktan başka kimse kalmadı. Yaşça en gencimiz olduğu için O’nu eşyalarımızın yanında bıraktık.” dediler.
Bahîra:
“–O’nu da çağırınız! Bu yemekte O da bulunsun!” dedi.
Muhammedü’l-Emîn’i getirip sofraya oturttular. Râhip, O’nu görür görmez dikkatli dikkatli bakmaya ve baştan ayağa süzmeye başladı. Daha sonra da elinden tutup:
“–Bu Âlemlerin Efendisi’dir. Bu Âlemlerin Rabbi’nin Rasûlü’dür. Allâh O’nu âlemlere rahmet olarak gönderecek!” dedi.
Kureyş büyükleri ona:
“–Bunu nereden biliyorsun?” diye sordular.
Râhip:
“–Ben O’nun vasıflarını bize indirilen kitapta okudum. Nitekim siz yaklaştığınız zaman, O’nun için eğilmedik ne taş ne ağaç kaldı, hepsi de secde ettiler. Bu cansız şeyler ancak bir peygambere secde ederler. Ben O’nu ayrıca peygamberlik mührüyle de tanıdım, bu mühür kürek kemiklerinin arasında bulunuyor.” dedi.
Bahîra, Peygamber Efendimiz’e ve amcasına bâzı suâller sorup aldığı cevapların bilgilerine muvâfık düştüğünü görünce kanaati kesinleşti. Ebû Tâlib’e dönerek:
“–Yeğenini hemen memleketine geri götür! Yahûdîlerin O’na zarar vermelerinden sakın! Vallâhi yahûdîler onu görüp de tanırlarsa muhakkak öldürmeye kalkarlar. Bu çocuk Araplardandır. Hâlbuki yahûdîler gelecek peygamberin İsrâîloğulları’ndan olmasını isterler. Sen’in yeğeninin hâl ve şânı çok büyük olacaktır.” dedi.
Ebû Tâlib de Râhip Bahîra’nın tavsiyesi üzerine mübârek yeğenini alarak hemen Mekke’ye döndü. (İbn-i İshâk, s. 54-55; İbn-i Sa’d, I, 153-155; Tirmizî, Menâkıb, 3)
NOT : İnternetteki bir kaynaktan alınmıştır.
Buradaki bu cümle hayli dikkatimi çekti
" Vallâhi yahûdîler onu görüp de tanırlarsa muhakkak öldürmeye kalkarlar. Bu çocuk Araplardandır.
Hâlbuki yahûdîler gelecek peygamberin İsrâîloğulları’ndan olmasını isterler."
Bu cümlede sizlerin neler gördüğünü merak ediyorum.Sizce nasıl yorumlanabilir.Nedenleriyle verirsiniz sevinirim.
Saygılarımla
-
Sn.Neumann
İlginç bir yazı bir çok hadis kaynağından bende okudum,burda anlatılan olay aslında çok açık,ama benim çeşitli kaynaklardan okuyup kendi aklımca algılayıp yorumladığım bir tezim var ve doğru olduğuna bana göre inanıyorum bana göre.
Yahudiler dini kitap okumayı anlamayı ,algılamayı ve yorumlamayı çok iyi biliyorlar,asi oluşları hazımsızlıkları ve bir çok peygamber öldürmüş oluşları ve azgınlıklarından dolayı lanetlenmiş oluşları dolayısı ile bir kurtarıcı peygamber daha beklerler bunuda eski ve yeni ahite göre yorumlarlar bu yeniden gelecek olan peygamberin yani ahmedin(hz.Muhammed) mekke yada medine civarında ortaya çıkacağını kestirirler bir çok yahudi medineye yerleşerek bir topluluk oluştururlar ve bu peygamberinde kendi aralarından çıkması için uğraşırlar.Neticede bu peygamber mekkede ortaya çıkar ama hicretten sonra medineye geldiğinde oradaki yahudiler hem büyü hemde çeşitli azgınlıklar yapınca peygamber onları medineden çıkartır şama sürgüne yollar.
Buradaki sorun peygamberin yahudi topluluğundan çıkmamasıdır bu asıl yahudiler için büyük yıkım olmuştur nerede ise affolonulmak için son umutlarıda suya düşer.
Burada beni enterese eden ve etkileyen kısmı dini olayların gidişini bu kadar iyi okumaları hatta bunu son 2 yüzyıldırda devam ettirmeleri hatta evangelist politikalar ile hristiyanlarıda bu işe alet edip nihai kurtuluş hatta son kurtuluş için son bir hamle daha yapma niyetindeler.
burda benim okuduğum budur.
saygılar
-
Sn Karahan öncelikle teşekkürler ilginiz ve yanıtınız için.
Bunu sorarken bende şöyle bir anlayış sorunu vardı :
Eğer hikaye doğruysa ;
Yahudiler peygamber olarak geleceğine inandıkları bir kişiyi öldürme teşebbüsündeler.
Allahın varlığına inanan bir kişi nasıl olurda elçi olarak seçtiği bir insanı onun seçtiğine inanıp kendisinden gelmesi için öldürmeye teşebbüs edebilir.
Anlamak hayli güç ...
Bende şöyle bir yorum getiriyorum. Acaba bazı yahudi çevrelerin görüşü kitapların aslında bir profil çizdiğini ve insan zümresi içerisinden bu
profile uyan bir kişinin peygamberlik görevini kendi felsefesiyle yerine getirebileceğini mi inanıyorlardı ki öldürmeyi düşündüler.
Sanki öldürmek isteyen yahudilerin peygamberlik anlayışları hayli farklı....
Saygılarımla