Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sartre - Hiçlik -7  (Okunma sayısı 2925 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 13, 2010, 09:13:17 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

altmışbir

her şey kendini tekrarlar
insan kendinden ürker
başkasının tekrarı olmak ister
her ışık eşyayı kendi rengiyle renklendirir
kendi ışığıyla bakmayan,
başkasının gözüyle görür
bütün yollar yürünebilirdir
sınırı aşan için sınır kalmaz
kendisine ekler,
her şeyi,
acıyı,
kaygıyı,
sevinçi,
hüznü,
zevki,
hep hissetmek ister
eklerde yaşar
uzantıdır
iz bırakamamaktan korkmayan iz bırakır
kendi izinde kendini yürür
herkes onu yürümek ister
oysa herkesin kendine giden yolu kendine özgüdür
hayat adildir
adelete inanan adaleti göremez
ötesini arzulayan özüne eremez
kendini beklemesini bilmeyenin,
bütün bekleyişleri boşunadır
kendi acılarından kendini avutan,
kendini kendi için kurban edemez
en uzak uçta bile, en yakın uçtur
en büyük olanı, en basit olanıdır
kendini görmeyen, her şeyi görür
acımak, acıtmaktır; acıtan acır
yaparken yaptığının farkındaysa,
yapmasının hiç bir anlamı yoktur
susarken sustuğunun farkındaysa,
suskusı bilmediği bir dili konuşur
her soru kendi cevabını bilir
cevap beklenilerek sorulan soru,
yanlış bir cevapla cevaplanır
yaparken, bir şey olacağını uman,
kendisini bir sanrıyla karıştırmıştır
dünya umarsızlıkla her zaman döner
işler umarsız yapılır, ilerler, olur
umarak yapan, umduğunu eremez
korkanın karşısına korktuğu dikilir
korkmayanı korkmadığı ezer, yok eder
korkmadığı halde korkan hikmetlidir
kelimeleri feryad ettiren,
kendi de feryad eder
her türlüsü, ters türlüsüdür
türsüz olan, tanımlanmaz
tanımlanan, tanımıdır
her türlü ek kendini söyler
eksiz kalmak,
eksiksiz kalmaktır
hakikati bilen hakikat olur
hakikati bilmez
hakikat olduğunu bilmez
bilgiyi bilerek bilmek kirletir
bilgiyi bilmeyerek bilmek kendindeliktir
ancak su kendine kanar
müzik ne kadar kendini dinliyorsa,
o kadar değerlidir
insan, müziğin kendini dinlediği gibi,
dinlerse müziği,
duyar
kendi iniltisini duyan,
başkasının iniltisiyle inilder
kendi karanlık dehlizlerinde,
kendi dev hayaletleri tarafından boğulan,
kendine gömülen yabancı bir canavardır
zarar en büyük zararı kendine verir
yine de zarar hiç bir zarar almaz
kelimeleri bazen boşluğa,
bazen yokluğa,
bazen karanlığa,
bazen suya,
bazen de ışığa,
salanın kelimeleri fayda verir
insan kendinin bir alışkanlığıdır
insan kendinin bir bilgisidir
insan kendinin bir uçurumudur
insan kendinin bir ıslığıdır
insan kendinin bir sanrısıdır
insan kendinin bir ulumasıdır
insan kendinin bir masalıdır
insan kendinin bir yanılsamasıdır
insan kendinin bir rüyasıdır
insan kendinin bir tanrısıdır
insan kendinin bir karanlığıdır
insan kendinin bir günahıdır
insan kendinin bir aykırılığıdır
insan kendinin bir uzantısıdır
insan kendinin bir teferruatıdır
insan kendinin bir saplantısıdır
insan kendinin bir aptallığıdır
insan kendinin bir kayganlığıdır
insan kendinin bir sapıklığıdır
insan kendinin bir inanışıdır
insan kendinin bir kendidir
bazısı
başkadır
insan tanrının soluğudur
kendini solur.

***

altmış

her harf kendini gösterir
harflerle başkalarına yönelen,
başkalarını gösterir
uzaksız olan, yakınsızdır
merkezdedir
merkezi bilmez
eylemi yücelten kendini alçAır
eylemin eylemi eylemsizliğidir
haklı olduğunu bilen haksızdır
haksız olduğunu bilen haksızdır
haklı olduğunu bilmediği halde
haklı olan, haklıdır
başkalarına asılı kalır
atar,
yakaladığını sanır,
başkalarına gömülmek ister,
kendisinden bağımsızdır,
kendine kayınca,
sıçrar,
başkalarına düşer,
başkaları bildikleri,
daha başkalarıdır,
devam eder,
neye devam ettiğini bilmez
kendi yolundan giden kendidir
başkasının yolundan giden,
daha başkasıdır
yoldan gitmeyen,
kendi yolunu tamamlamıştır
söz,
kendini konuşur
bunu duyan,
sözün suskunun bir gölgesi olduğunu anlar
suskunun kuytusu yoktur,
kuytusuz kalan,
kendine varandır
uyurken kendidir
yatak kendini uyur
uyurken kendi değildir
yatak kendini uyur
uyurken uykudur
uyku kendini uyur
yatak kendini yatar
o oysa,
o da o olur
kendinden çıkarken,
kapısını açık bırakır,
isterse geri döner,
böylece hep kendinde kalır
uzayınca gölgesi uzar,
kendisi sabit kalır
döner,
dünya kendini döner,
dönmez,
dünya dönmeye devam eder,
en doğru yol, en kolay gidilebilen yoldur
hakikat basittir,
zora yaslanılır,
basit,
zora inanan için zordur
yürümeyi bilmeyen için,
yürümek zordur
suyun
sıcaklığı,
soğukluğu,
dışardan belli olmaz
her kelime kendini imha eder
her insan kendini idame eder
her insan başkasını sürer
her insan bir başkasıdır
başkaları cehennemdir
yapar,
yıkılır,
yapar,
yıkılır,
yıkılacağını bilir
yine de yapar
yine yıkılır
ne o yapmıştır,
ne o yıkılmıştır
kendi ayaklarıyla yürüyen varamaz,
başkalarının ayakları ile yürüyen varamaz,
varan,
neyle vardığını bilmez

***

ellidokuz

benlik putunu inşa eder
sevinçi,
hüznü,
acıyı,
kahrı,
aşkı,
kavgayı,
rüyayı,
umudu,
hayali,
matemi,
yası,
duyuyu,
duyguyu,
harfi,
sayıyı,
rengi,
ona çakar
kanar,
her kanayanla,
ızdırap çeker
her uzayanla işkence görür
ne kanayan odur,
ne o kanayandadır,
ne o odur,
ne de onlar onlardır
kendini yıkmak,
kolaydır
hakikat en kolay ulaşabilir olandır
elini uzatan tutar
yola girer
yol düzdür
yol kolaydır
sıkılır
sapar
hep başka limanlara demir atar
her dönemeçten sonra,
bir başka karanlığa saplanır
ne kadar da azdır kendi gözyaşları ile ağlayabilen
herkes bir yoldan gider
o yoldan gitmenin tek mazereti,
herkesin o yoldan gitmesidir
insan zoru seçer
insan durmaz,
uzanır,
sahip olmak ister,
bilmek,
ermek,
kalmak,
uzanmak,
yayılmak,
görmek,
anlamak,
ölümsüzlük ister
oysa zaten ölümsüzdür
böylece çıplak kalır
kendiyle örtünmez,
başkalarına sarınır
dışa dış diyenin,
içi başka bir içtir
insan
dram,
trajedi,
komedi,
ister
hayat
daramatik, trajik, komik
değildir
hayat basittir
kim duvara bakar,
göğü görür,
göğe bakar,
denizi görür
dalga kendini sahile vurur,
dalga bazen ufuktur,
dalga bazen yağmurdur,
dalga bazen gözyaşıdır,
dalga bazen vucuttür,
dalga bazen kardır,
dalga bazen karadır,
karanlıktır,
insan her yer de her zaman süreklilik ister
insan kendini kendi yolunda feda etmez
kendini tüketmeyen,
kendine eremez
kendini sürdüren,
hep bir başkasıdır
ayna hiç bir şey göstermediği zaman,
neyi gösterir
her şeyi gördüğü halde,
hiç görünmeyen,
her şeyi bildiği halde,
bilinmeyen,
her şeyi barındıran,
hiç bir şey olan,
tükenmiştir,
ermiştir

***

ellisekiz

gittiği yoldan memnun olan doğru yoldadır
her insan başkasında kendine bakar
sonuç beklenen her türlü çaba boşa gider
eylemsizlik, meyvesizliktir
attığı adımdan başkasını görmeyen,
hedefe varır
hedefi olan, sapar
korkmamak, özgür olmaktır
her ihtimalin,
imkanlılığına umursamayabilen için,
her an en iyi andır
ölümün kendini öldürmesi,
kötü değildir
insan ölmez
kendini sonsuzlukla aynı hizaya yerleştirmek,
hiçliğinle her şeyi renklendirmendir
o yaşar,
boşa geçen bir anı olanın,
bütün anları boşa geçmiştir
kendine değdiğini hisseden,
değdiği şeytandır
kendini başkalarından tümsek gören,
başkasından akan bir irindir
o
bal yerken,
başkası zehir sanır,
onun ağzı tatlı kalır
anlatmaya çalışan,
başka anlatır
ağırlığı atmak istemez,
yine de uçmak ister,
batar,
çöker
kendi başkalarıdır,
başkaları kendidir,
kendi kendidir,
başkaları başkalarıdır
bilmez
bilen hatırlamaz
zaman kendini ilerler
kaçan kovalanır,
olan bulunmaz
su,
borunun boş olan yerinden akar
sıfıra kadar seyrelmek,
o na kadar yücelmektir
evet,
hayır,
arasında fark görmeyen,
hiç bir durumda,
aşmıştır engeli
üçgende mahpustur,
kim kendini özgür bırakmak ister,
kim hiç bir şeye değmeyecek kadar bağımsız olmak ister
kim şekilsizliği şekle tercih eder
kim önünü görmeden yürümek ister
kim kendini sırtından atmak ister
kim yürürken yürüdüğünü bilmez
insan göğe bakarken,
göğü görmez
her şeye şekil veren şekilsizdir
akıp gider,
de,
diyemez,
kimdir o,
yaşar
söyleyince söylemiyor gibi söyler,
o sözler değerlidir
hep başka yere,
yığmaya
çalışır insan kendini
hep yığar,
hiç artmaz
hiç

hep bilir yine de 0

***

elliyedi

kendinden başka sığınacak daldası olmayana ne mutlu
kendi karanlığından ürkmeyene ne mutlu
kendi ateşinde yanana ne mutlu
kendi gözleriyle bakana ne mutlu
bütün pisliğine rağmen kendini kucaklayana ne mutlu
her insan tükenir,
bazısını hayat tüketir,
bazısı tükenir,
bazısı kendini tüketir,
böylece varır kendine
umuda açılan bütün kapıları,
kendi elleriyle kapayanı gördün mü?
kendine gidenden başka bir kapısı olmayanı gördün mü
suyun ötesi yoktur
başkasına vurunca,
başkasını acıtan,
kendi acımayan,
kendine vurmuştur
başkasına vurunca,
kendi acıyan,
başkası acımayan,
kendine vurmuştur
başkasına vurunca,
hem kendi acıyan,
hem başkası acıyan,
ne vurmuştur,
ne acımıştır
dünya içini bilse dönmeyi bırakırdı
insan bilse,
yapamaz
hayat bilgisizlikle ilerler
"bilenler söylemez,
söyleyenler bilmez"
olmak,
bir başına kalmaktır
öznesizdir
nesnesizdir
konuşunca olan,
susunca da olmuyorsa,
yalandır
kendi rengi olanlara,
başkasıyla renklenenler,
renksiz derler
perdeden ötesini görmez
yolun zorluğu yolda değil, ayaktadır
insan kendini terkedince,
hiç bir yanını terkedemeyeceğini anlar
kendinden çıkmak,
kendine çıkmaktır
deniz dalgadır,
kumdur,
ufuktur,
boşluktur,
belirsizliktir,
karanlıkta uzağın uzağında siyah bir noktadır
her insanın kendine özgü bir ölümü vardır
doğru yoldan gidenler için,
ölüm sadece bir dönemeçtir
döndüğünü bile anlamaz
ses kendiyle kaybolur,
kendini bırakarak gider insan
her ne biliyorsa kendinden başkasıdır
efendi efendi olduğunu biliyorsa köledir
köle köle olduğunu biliyorsa efendidir
başkasını küçülten küçüktür
başkasını kınayan alçaktadır
kendi kanını şerbet diye içmek zor değildir bilge için
acının çektiği acı ne korkunçtur
acı için acı en büyük mutluluktur
yolda olan gider
yolsuz olan, yolsuz eder
zaman kendinden sapmaz hiç bir zaman
mekan kendinden kopmaz hiç bir zaman
insan hep sapık ve hep kopuktur
halk yaşamasını bilmez
yine de yaşar
bilgin yaşamasını bilir
yine de yaşayamaz
halktan nefret eder yaşadığı için
yaşayamadığı için de kendinden
basit olanı kınayan,
basittir
her türlü oluş, her türlü şeyden bağımsızdır

***

ellialtı

iyi ile kötünün savaşını yapanlar,
iyi ile kötü nedir bilmezler
iyi ile kötünün ne olduğunu bilenler savaşmaz
insan kendinden kendine gerilmiş,
kendisizlik köprüsüdür
her insan bir melodidir,
ritmini koruyan bilgedir
yazılarına can vermek isteyen,
kendini öldürür
"insan ağac gibidir,
ne kadar yükselirse göğe,
o kadar batar yere"
her kahraman bir hamaldır
çukur insanın içindedir
başkasına uzatanın uzattığı lanetlidir
keder insanın yemekten zevk aldığı bir yemektir
kendiyle doyamayanlar,
başka şeylere dönenirler
zincirleriyle kaçarlar,
kendilerine mahkümdurlar,
ayırt edemezler,
"olamazlar kendileri için bir evren ıssız yerlerde"
sürünürler
kaybolan değersizdir
aranır
kendiyle kendi olmayan arasına bir sınır koyan,
ne kendidir ne bir başkası,
yanlıştır
bir insanda diğer insanlarda olan her şey vardır
öğüt verenin,
öğüte ihtiyacı vardır
insan suskusu ağırlığındadır
suskunun ağırlığı yoktur
kendi ayaklarınla yürümek,
başkalarının kanatlarıyla uçmaktan evladır
yazı yazılmak istemez,
her yazı her an kendini yazar,
yazmak ister biri,
isteyerek yazılan,
yere çeker
batırır
gece karanlık değildir
gözler karanlıktadır
herkes özgür olmak ister
kendinden kendini özgürleştirmek istemez kimse
bilge bilgiyi taşımaz
zaman yaşlanmaz
gittiği yoldan gitmese de bir şey kaybetmeyecek olan,
varmıştır
her zaman halk devleti sırtlar
devlet halkı sırtlamalıdır oysa
"yıldızlar, ateşböceği sanılmaktan korkmazlar"
başkasına açık kapı bırakanın,
kendi kendine bir borcu vardır
ağlarken ağlamak,
gülerken gülmek,
eksiksizlerin işidir
hep aynı kaba akarsa kap dolar
kendine giden yol dümdüzdür
hakikatin yolu dümdüzdür
fakat gidilebilir yoldan gitmez,
kenarlara sarpar
ister,
kendiyle kalmaktan korkar,
insanın kendindelik yarasının merhemi kendidir
ne büyük yere koyar kendini
mekana bağlı özne,
nesnedir
zamana bağlı özne,
nesnedir
zamana ve mekana bağsız özne,
ne öznedir ne nesnedir;
öz dür

***

ellibeş

her yolun sonunda sıfırlar kendini insan
sonra ürker kendinden,
sürekli zıplar
insan hiç bir renkte yaşamaz
hep ister ötesini
kendinin ötesi de kendidir
akıl aklı atlayamıyorsa,
yanlış bir rehberdir
değerli olan değerlendiremez
değersiz olan değerlendiremez
değersiz olan değerli değerlendirir
kendi yolundan yürüyene deli derler
yaprak ağaçtan düşünce yine de ağaçtır
gökten düşen yağmur, denizdeki suyun aynıdır
her şeyi birbirinden ayırt etmek için,
her şeyi bir görebilmelidir insan
heyacan insanlaşır,
kim vardır heyacanlanan
insanın kalbi değildir atan,
kalbin insanı sürüklenir
acı gelir,
yuva kılar onu,
sevinç,
onda yeşerir,
hüzün,
mesken tutar onu,
rüya,
onda kendini görür,
aşk,
aşık olur kendine onda,
sıkıntı,
bir kap bulur kendini sıkacak,
boşluk,
ona boşalır,
göz,
onunla bakar eşyaya,
kulak,
kendini dinler onda,
savaş,
kendiyle savaşır,
yürümek,
onunla yürür kendini,
masal,
kendini onda anlatır,
hayal,
ona biner bir binek olarak,
hamaldır,
kendilerinin,
ve başkalarının hamalıdır
sesinden vazgeçemeyenin,
sesi gürültü yapar sadece
kendinden vazgeçemeyenin,
kendisi,
kendinin bir kaşıntısından ibarettir

var olmak,
varlıksız olmaktır

***

ellidört

ırmak akar,
duramaz,
insan isterse durur
adaleti dağıtan,
adaleti yaratansa,
adaletsizliktir
başlangıç yoktur
bütün zamanlar geniş zamandır,
ya da bütün zamanlar zamanı sayanlardadır
her şey karanlıktadır
tanrı özgürlüktür
insan hapistir
kendinden çıkan,
tanrı olmaz,
tanrıya varır
ışık,
gündüz gözlüler için yaratılmıştır
iyiye,
iyiyi tanımayanlar için iyi denilir
her şeyin her an yalan olması,
her şeyin her an gerçek
olduğunun ispatıdır
gün döner,
gece olur,
her gün bir gecedir,
her gece de bir gün
ışık ayırır nesneyi birbirinden,
ışıksızlar ışığa inanır
ışığı kendinden olanın,
zamanı,
eşyası
da kendindendir
kendi hapsini insanın kendi inşa eder
gökten alıkoyan her şey,
insanın uyduruklarıdır
kelimeler büyülüdür
ne
basiti
ne de
zoru
ifade ederler
kelime yanılgıdır
harfle yürüyen, harfin vardığı yere varır
harfler birbiri olmadan anlamsızdır
harfler birbiri olmadan kendidir
k
k'dır
kalem hangi harftir
tek başına bir anlam ifade eden anlamlıdır
tek başına bir ümmet olamayanların,
oluşturduğu ümmet kuru kalabalıktır
varlığını yokluğa kadar esnetemeyenin varlığı yoktur
mantığa yaslanan,
hapiste kalır
ayaklarında prangalarla yürüyemez,
insan prangalarını kendi sanır
mahpusunun tavanını gökyüzü,
mahpusunun penceresini gözü,
mahpusundaki eşyayı bedeni,
mahpusundaki ışığı güneşi,
mahpusundaki karanlığı gece,
mahpusunun tabanını yeryüzü,
mahpusunu evi, kendi sanır
hep mahkümdür
yine de özgür sanır
özgürlük en büyük mahkümiyettir
mahpus olduğunu gizler
varolmak,
hiç bir şey yokken olmaktır

***

elliüç

renk, ses, şekil, isimlere
sığmaz hakikat
iki
parçadır
bilinebilirler
bilinmez olanlar
bilinen bilime aittir
bilinmeyen bilinenin dışıdır
azdır bilinen, bilinmeyen fazladır
bilinen sese iner, bilinmez suskudadır
hakikat bilinemeyen kısımın bir parçasıdır
bilinen söylenir, bilinmeyen yaşanır. kelimenin olduğu yerde bilgi vardır
hayat kelimesiz alanlarda yaşanır, hakikat kelimelere sığdırılamaz olandır
bilgiyle meşgulken, düşünce varken, kelimeler döneniyorken insanda yaşanamaz
kuyu kurbağası
denizi bilemez
gittiğine inanan sürekli
duramaz
evet ile hayır
küçük ile büyük
alçak ile yüksek
arasında çizgi yoktur
yolda engel yok, neye takılıp düşüyor insan öyleyse
basitlik eşyanın genel halidir, öyleyse neden kalabalıktır insan bu denli
bengisu zehir olma ihtimaline karşı içilirse, insanı sonsuzlukta sabir kılar
acı çekerken, başkası acı çekiyormuş gibi bakamayan kendine, hep acır, hep kanar
başkalarının rüyalarını sahiplenemeyen, kendi kabusuna hapsolmuş bir mahpustur
hapishane duvarı,
benlik duvarı,
kim kendine düşmanına vurur gibi vurur
insan,
ne istiyorsa kendinden istemelidir
yürüdüğü yollar
yok olsa da
yürüyebilen varır
O yere göğe sığmaz,
insanın kalbine sığar
insan ise kalbinden gayri sığınak arar

***

elliiki

son sonda değildir
her amaç birbirinin aynıdır
rakibi olmayan, hiç bir zaman yenilmez
her istek özgürlüğene atılmış bir düğümdür
eşyanın yeri bakanın gözündedir
diğerlerinden yüksekte oturan,
alçaklığını gizlemeye çalışandır
dünya pis değildir,
bakarken pis görür,
pislik kendindedir
aydınlığa inanan,
aydınlanamaz
karanlığa inanan
karanlıktadır
varoluşta sır arayan bulamaz,
sırrı bulan,
sırrı bilmez
o uçla bu uç arasındadır,
kendisi düzdür,
hem o uçtur,
hem bu uç,
hem de bir uçu yoktur
en iyi savaş aşktır
bir görüşü olan kendini görür
sınırsızın sınırsızlandırılmaya ihtiyacı yoktur
şerbeti içen yoktur
şerbeti anlatan çoktur
içen susar,
konuşanın sözleri yalandır
"düşünce yoldan çıkarır"
istemez kurtulmak kimse,
kurtulamaz
maddi aleme aittir sözcükler
yazılamaz olandır hakikat
bilinen yol yürünemezdir
görülen varlık asılsızdır
amaçlanan hep yanıltır
uçmayanın kanatları bir işe yaramaz
kendini solucan sanarsa bir kuş,
solucan kalır
kendini bir köpek sanarsa aslan,
köpeklere yem olur
düşünürse insan,
hep yanılır
iki çeşittir
yoldan yürüyenler
yolu düşünenler
yapınca yapar,
yapmayınca yapmaz,
bunu kim kavrayabilir
zaman zaman içredir
insan kendi içre değilse,
insan zaman içredir
güneş gün olsun diye doğmaz
kulakların işittiği yalandır
sonsuzluk bir adım ötededir
ruhun rengi yoktur
ya da
ruh kendi rengidir
ruhun sesi yoktur
ya da
ruhun dili kendindendir
ruhun şekli yoktur
ya da
ruh her şekildir
ruhun gözü yoktur,
ya da
ruh kendi gözüyle görür
ruhun kulağı yoktur,
ya da
ruh kendi kulağıyla işitir
ruhun düşüncesi yoktur,
ya da
ruh düşenceden yüksektir
ruha inanır bir çoğu
ama
ruhuna çakılan benlik çivisini sökmez
kanar,
hep kanar
başkasının kanı akar kendinden
hep bir başkasıdır
yürüyünce,
düşüncelerini gezintiye çıkarır
yol,
ağırlıkla yürünmez
yol yokluktadır
yokluk kadar hafif olmayan,
yolu bulamaz

***

ellibir

boşluk tanımsızdır
putta kendine tapınır insan
bazısı tanrı da kendine tapınır
hakikatten uzak olduğunu bilir
yine de korkar hakikate yaklaşmaktan
hakikat renksizdir, şekilsizdir, kelimesizdir
kim hakikate kadar sıfırlanmak ister
böylece kendini siler insan
büyük kayıptadır kazanan
duyulan sese göre değildir hakikat
gelip gider
gelip gitmemiş gibi
gelip gider
gelip gider
bildiğini sanır çünkü
kendini uçurumlara atar,
neden düştüğünü anlamaz
ateşe atar kendini,
sonra feryad eder
iki uçu açık olan dolmaz
sonsuzluğu bilen sonludur
ölümü bilen ölür
hayatı bilen yaşamaya çalışır
biri yaşar sadece
işi bitenin işi yoktur
kimi fikirlerin tutsağıdır
kimi fikirleri tutsak eder
ikisi de yanlıştadır
sıklaşmak, sıkışmaktır
azalmak, yaklaşmaktır
her mazlum bir zalimdir
kendiyle düğümlenmiştir
düğümü kendi sanır
ileriye bakan,
ileriyi göremez
bakmayan,
ileriyi yürür
insan andır
yorulan zamandır
gücünü başka şeyle tüketir,
yaşayamaz
yönü cehenneme dönük olan,
cennete varamaz
hiç bir şey birbiri değildir
yine de
her şeyi birbirinden ayırt etmek için,
her şeyin bir aynı olduğunu bilmelidir
yolda olana gerekmez,
yolu bitiren işitmez,
yalnız yolda olmayan,
yola girer
acıdan şikayet eden,
aşağıdadır
acıdan şikayet etmeyen,
acısızdır
acı başkalarını acıtır
kendine kendini sunmak için,
kendini kendine kurban etmelidir insan
özlemeyi özlemeden özleyebilen kimdir
kim sevmeyi sevmeden sevebilir
olmak,
olanı ve olmayı
olmayanı ve olmamayı
unutmaktır

***

elli

kimseler bilmez onu
yine de söylerler
hakikat bilinmez
ama
bildirir
dağılır herkese
aslında o dağılmaz
herkes de başkadır
aslında aynıdır
herkes ondan bir parça alır
yine de o hep bütün kalır
hakikat parçalanamaz
onda başkadır
diğerinde başkadır
aslında daha başkadır
hakikat kirlenmez
iyiye iyi demekle iyi iyi olmaz
iyiye kötü demekle iyi kötü olmaz
tanımsızdır
bir hakikati vardır
herkes gibi gelir
ismi değil,
sıfatı vardır
sıfatı kendine dahil değildir
kendi de kendine dahil değildir
saklamaz hazinesini,
isteyen alır
öncesi çok öncedir
gelmesi değişimdir
her rengi görür
her sesi duyar
her zevki tatar
her acıyı çeker
sonra
terkeder
kendini bırakır
kendini alır
hakikate giden yolun geri dönüşü yoktur
böylece bilgece yaşar
andan kaçamaz hiç bir şey
andan kaçamayan insan,
her şeyin kölesidir
kaçınca, köle eder her şeyi
ileriye bakarak doğru karar verilmez
renklenen renkli görür
renksiz olanı görmeyen tutsaktır
biri batar durur kendine
diğeri sıçrar durur kendinden
farkları yoktur birbirinden
bilge elinde tutamayacağı şeye sarılmaz
böylece elde eder onu
başkalarıyla doldurur kendini
sonra
neden kendiyle dolamadığını anlamaz
gidecek olan,
hep kalandan değildir
ateşe kendi diye sarılır
yanar
kökünden kesilen kaybolur
bilgi dişidir
bilen erkektir
bilgi yoktur, bilen bilirse var olur
kendisine ışık olan
hep aydınlık kalır
kendisine dayanan,
hiç yıkılmaz
tek başına yaşayabilen yaşar.
yoksa sarkar, tutunur, uzar, ıskalar; hep başkaları olur
neye kul olduğunu bilmez.
tapınır,
hep ızdıraplıdır,
yanar,
ateşini besler,
hep yanılgıdadır
en büyük acı toplumun kendini ısırmasıyladır, herkes kendini yaşarsa,toplumda herkesi yaşar, bu toplumun kendini yaşamasına denktir
...
« Son Düzenleme: Aralık 24, 2010, 12:55:19 öö Gönderen: dogudan »
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2992 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2007, 01:48:11 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
3060 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2007, 10:09:45 ös
Gönderen: nietzsche
2 Yanıt
6001 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2017, 08:41:14 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
3001 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 09:07:08 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2828 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 09:08:20 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
4228 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 09:09:37 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
4305 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 09:10:44 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2941 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 09:11:42 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
3957 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2011, 11:57:55 öö
Gönderen: zarathustra