Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Türbanlı Eşi Olan Mason Var mı?  (Okunma sayısı 166870 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 08, 2009, 12:22:23 öö
Yanıtla #60
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Sayın degas, Kuran'da geçen bu ayeti bizimle paylaşsaydınız, şimdi bu konu önünüze tekrar tekrar getirilmezdi. Yazacağınız iki kelimedir sadece.

Fakat izninizle ben sayın M.Akyol'a aradığı bilgiyi elim yettiğince yazayım. Sn. degas'ın bahsettiği gibi oruçla ilgili sanırım ilk geçen ayet Bakara Suresinin 184. ayetinde kendisine "eyyam-ı ma'dud" yani sayılı günler olarak yer bulur. Sayın degas, Diyanet'in Kuran tercümesine güvendiği için oradan aktarıyorum. Ayetin tamamı şu;

184 - Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.


Öyleyse bu sayılı günler, hangi günlerdir? Kuran öncesi güney Arap toplumunun orucu değişik zamanlarda bir ibadet şekli olarak tuttuğu bilinmektedir. Sayılı günler (eyyam-ı madude) çoğunlukla "bir kaç" anlamında, bazen "üç veya on" gibi spesifik rakamlarda kullanılmıştır. Eğer Ramazan Orucu'yla ilgili olarak sadece bu ayeti baz alırsak, sayın Degas'ın bahsettiği gibi eski Arap usullerini düşünmemiz gerekebilir. Çünkü Ramazan ayı gerçekten de pagan Araplar'ın da kutsal saydıkları, özellikle Ramazan dolunayına ayrı bir önem verdikleri bilinmektedir. Takdir edeceğiniz üzere dolunay süresi de sanırım 3 gün kadardır.

Oysa sayın Degas'ın da eminim ki bildiği üzere Bakara Suresi 185. ayetinde şöyle devam eder:

185 - (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.

Açık söylemek gerekirse ben bu ayetten farz kılınan orucun tüm Ramazan ayı boyunca tutulmasını anlıyorum. Çok da fazla yoruma açık olmadığı kanaatindeyim.

Şunu da belirtmek isterim ki, ben oruç ibadetinde bir yanlışlık olduğunu düşünen birisiyim. Arabistan'ın ekvatora yakınlığı sebebiyle yaz ve kış arası sabah-akşam süresi pek değişmezken, örneğin bir Almanya-Kiel'de yaz vakti oruç tutmaya kalkmak ölümcül bile olabilir. Yahut Trömsö'de bir müslüman olduğunuzu düşünün... Bu hususta bir standart olmalı. Ben yine sayın Degas'ın yerinde olsam argümanımı "Allah, Dünya'nın geoit olduğunu bilmiyor muydu" gibi bir soruya dayandırırdım. Fakat başka bir konuda dediğim gibi, bu husus bir inanç hususudur. Örneğin ben bu ibadete anlam veremememe ve yerine getirmeme karşılık yine de inanan bir kişiyimdir. Bu beni belki de dinden çıkarmıştır, bilemem. Ama vicdanımdan başka bir hesap verecek bulamıyorum.

Sayılı günler tabirine geri dönersek eğer, bu ifade Al-i İmran Suresi 24. ayette kendisine şu şekilde yer bulur;

24 - Bunun sebebi, onların (Yahudilerin); “Bize, ateş sadece sayılı günlerde dokunacaktır.” demeleridir. Uydurageldikleri şeyler dinleri konusunda kendilerini aldatmıştır.

Yahudilerin Hz. Musa'nın Tur Dağı'na çıkmasının ardından bir altın boğaya tapma hikayeleri - ki eminim sayın Degas'ın bu hususta yapacağı iyi bir astrolojik açıklama mevcuttur, bu bilginin malumum olduğunu belirtmek istedim- herkesçe biliniyor. Yahudiler burada sayılı günleri işte bu boğaya taptıkları gün sayısı olarak nitelemektedir. Bu gün sayısı da şu an elimde bulunan Kitab-ı Mukaddes'ten biz bulmaya çalışalım;

Çıkış - Bab 24/17-18: Ve İsrailoğulları'nın gözünde Rabb'in izzetinin görünüşü, dağın başında yiyip bitiren ateş gibi idi. Ve Musa bulutun içine girip dağa çıktı; ve Musa kırk gün kırk gece dağda kaldı."

Yani Musa'nın kavminden uzak kalışı tam 40 gündür. Peki Yahudiler'in altın boğa tapımı ne zaman başlar?

Çıkış- Bab 32/1; Ve dağdan inmek için Musa'nın geciktiğini kavim görünce, kavim Harun'un yanına toplandı, ve ona dediler: Kalk, bizim için ilah yap, önümüzden gitsinler; çünkü Musa'ya, bizi Mısır'dan çıkaran bu adama ne oldu bilmiyoruz.


Harun'un ne kadar zamanda bu altın boğayı yaptığına dair ben yanılmıyorsam Kitab-ı Mukaddes'de bir sayı verilmemiştir. Fakat 40 gün dağda kalan Musa düşünüldüğünde ve Sina'nın coğrafyası göze alındığında; öyle pek büyük tepelerle karşılaşılmayacağı ve Yahudiler'de Musa'nın bir an önce dönmesi gerektiği gibi bir intiba uyanması bana mümkün geliyor. Benim fikrime göre sayılı günler kavramı burada 3 veya 10 günden çok daha fazla sayıda gün için kullanılmıştır. Yani böyle bir kullanım da mevcuttur.

Elbette ki karşıt fikirler de olabilir. Özellikle sayın Itzhak'ın bu konuda verilmiş bir zaman varsa, bunu ve kaynağını bizimle paylaşmasını çok isterim. Benim Kitab-ı Mukaddes bilgim iyi sayılmaz.

Fakat ben orucun Kuran'da Ramazan ayı boyunca tutulmasının farz edildiğini düşünenlerdenim.

Fakat sözlerimi bitirmeden önce sayın M.Akyol'un "Sonra lafı çevirdi "sayılı günler tabiri 3 gün demek" dedi, bende sayılı günler hangi ayette ve sayılı günlerin 3 gün olduğunu hangi kaynaktan belirlediniz dedim. Elbetteki yine tıkandı cevap veremedi. Sonra başladı seni kale almıyorum havalarına. Olsun Bay degas'da bir canlı, onu da anlamak gerekir." şeklindeki üslubunu çok yanlış ve saygısızca bulduğumu belirtmek isterim. Karşınızdaki insanlara bu şekilde hitap edip, sonra "saygılarımla" diyerek onlara saygı duymuş olmazsınız sayın M.Akyol. Sayın Degas'ın bu hususa yeterli bir referans veremediğini karşınızdakini rencide etmeden de konuyu okuyanlar anlamıştır, kişiler üzerinden bu şekilde ego yükseltmek kanaatimce çok yanlış bir şey. Ben burayı okumak istediğimde bir Degas-M.Akyol çatışması değil fikirler çatışması görmeyi amaçlarım. Sizin de bahsettiğiniz gibi üslup sizin kimliğinizdir.

Kaldı ki sn. Degas'ın fikrini yeterli ve tatmin edici bulanlar da olabilir.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Şubat 08, 2009, 01:03:48 öö
Yanıtla #61
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay veritas açıklamalarınız için teşekkür ederim, öğrenen öğrenmiştir ancak siz bir şeyi karıştırıyorsunuz, Bay degas konuya hakim değil sadece birilerini eleştirmeye gelmiş. Akıl var mantık var 3 gün yazıyor demekle başka bir şeyin 3 gün olduğu anlamına varmak ayrı şeylerdir. Bütün bilgiler insanlar için önemlidir. Yazmayan şeyi yazıyor gibi göstermek ve o konuyu bilmemek çok komiktir. Komik olan şeylerden biri de örneği kendilerinin inancına göre Kuran değiştirilmiş ama gelin görün ki Kuran’dan alıntı yaparak birilerini eleştirmeye ve bir şeyleri ifade etmeye çalışmaktadır. Kendileri tutarsız davranışlarda bulunmaktadır. Atmasyon bilgiler veriyor, oradan buradan okuduklarını belirtiyor ve kaynaklarını bilmiyor. Zaten kendisinin başka bir siteyi önerdiğinden kendisinin bilgisi olmadığı, başkalarının araştırmaları olduğu ve o sitede okuduğu bilgileri de yalan yanlış buraya koyduğu belli oluyor.

Kendileri eğer hem kaynağı verip hem düzgün konuşup hem de bu konuya iki yönlü bakabilseydi birşey demezdi. 185. ayetten haberi yok. Bilmem anlatabiliyormuyum. Kendilerine 185. ayeti farkındaysanız yazdıma ama o onu da kabul etmedi

Ben öncelikle kendilerine insan gibi soru sordum ancak kendileri cevap veremedi. Neden diye hiç kendinize sordunuz mu. Kuran'ı ezbere biliyorum dedi, Kuran'dan alıntılarını eksik ve yanlış yaptı.

Ben bilginin yanlışlığında veya doğruluğunda değilim, farkındaysanız bu konuda Bayan Ozak'a da bir şey sordum o da bilgisi dahilinde cevaplar verdi. Eğer birisi bir şey yazıyorsa ben aydınlanmak için size de daha önce sorduğum gibi sorarım bilmediğim konuları.
Ama karşımdaki benim soruma karşılık saygısızca gidip araştırmıyorsunuz, gidin araştırın gibi ifadelerde bulunursa ve kendisinin diğer konularda olduğu gibi atmasyon bilgiler verirse benden de cevabını alır.

Mesela şimdi size de şimdi soru soracağım. Eğer dediğiniz gibi 3 gün anlamına çıkıyorsa, neden 185. ayetinde ay olarak geçmektedir?
« Son Düzenleme: Şubat 08, 2009, 01:11:49 öö Gönderen: M.Akyol »


Şubat 08, 2009, 01:39:46 öö
Yanıtla #62
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Sayın M.Akyol, ben 3 gün anlamı çıkıyor demedim ki? Sanırım bir yanlış anlama olmuş tarafınızca, bir daha okuyunuz eğer aynı fikirdeyseniz bana hangi kısımdan bu intibaya kapıldığınızı söyleyin ben size seve seve açıklarım.

"Fakat ben orucun Kuran'da Ramazan ayı boyunca tutulmasının farz edildiğini düşünenlerdenim." demiştim. Yani Kuran'da oruç 1 ay olarak söylenmiş diyorum. Benden kaynaklı bir yanlış anlaşılmaysa kusura bakmayın.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Şubat 08, 2009, 01:49:14 öö
Yanıtla #63
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay veritas oruç 3 gün anlamına çıkıyor demedim, sizin süşüncenize göre ay olarak ifade ettiğinizi biliyorum.
Benim sorduğum 184. ayette niye sayılı günler ifadesi kullanılmış olabilir onu soruyorum. Yanlış anlamayınız ben sizden birşey öğrenmeye çalışıyorum.
184. ayette sayılı günler, 185. ayette ay. Tutarsızlık yok mu?


Şubat 08, 2009, 02:10:53 öö
Yanıtla #64
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

konuyla ilgili bir çok çalışma mevcut, hanifdoslar sitesindede bulunabilir, oruç ve namazla ilgili ayeler, herhangi bir ialhiyat mezununada sorduğunuz zaman size vereceği cevap kadir gecesi tam tespit edilemediğinden bir ay tutulduğunu söyleyecektir.Gerisi size kalmış, bizler bunları yazmaktan çizmekten artık bunaldık.


Şubat 08, 2009, 02:17:33 öö
Yanıtla #65
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Yok canım, yanlış anlamadım da acaba ben mi yanlış ifade ettim diye düşündüm.

Sayılı günler tabiri esasen gerçekten "sayılı günler"i ifade eder. Yani bu sayı değişebilir. İngilizce'de "a lot of" kalıbı nasıl ki belli bir sayıyı ifade etmiyorsa "sayılı" kelimesi de belli bir sayıyı ifade etmez aslında. Zaten Kuran'da başka yerlerde de dediğim gibi kullanılan bir kalıp.

Örneğin Yahudiler'in kıssasında, hiç belli olmayan bir sayı için kullanıldığını görüyoruz. Fakat mesela Hacc'dan bahsederken de kullanılan eyyam-ı ma'dude ifadesi Kurban Bayramı'nın ilk on günü içindir. Şu an Kur'an'da mı, yoksa Kur'an dışı bir yerde mi olduğunu hatırlamadığım bir yerde 3 için de kullanıldığı oluyor. Burada önemli olan "belli bir sayı"dan bahsedilmesi.

Benim fikrimce Kur'an'da "sayılı gün" ibaresini açıklamak için hemen ardından gelen ayet (185.) yeterlidir. Neden "bir ay", "otuz gün" ya da "ramazan ayı" gibi bir ibare tercih edilmemiş? Arapça'dan Latin harflerine doğru yazılışı "Eyyamem ma'dudat" ile "Şehru ramedanellezı" arasında belki de bir ahenk uyumsuzluğu olacağı için. Yahut bir sonraki ayette açıklaması yapılacağından, zaten Arap toplumuna yabancı olmayan bu kavramın kutsallığının artık İslam içi olarak nitelenmesinden ötürü... Bunu ben bilecek kadar bir bilgiye sahip değilim malesef.

Esasen bu konu üzerinde tartışılan sadece bu olsa iyi; "şehru ramedanellezı" ifadesindeki "şehr" isminin sadece ayın dolunay halinin ifadesi olduğunu, bu sebeple de Ramazan orucundan kast edilenin zaman anlamında değil, uzay cismi anlamında ayla alakalı olduğu bahsi de tartışma konusu olmuştur. Yani ramazan ayında ki dolunay boyunca (üç gün kadar sanırım) oruç tutulması yeter gibi yorumlayanlar da mevcut. Ben bunu zorlama olarak görüyorum ve katılmıyorum. Zaten yeteri kadar bilgim ya da bu bilgiyi karşılaştırabilecek bir Arapça bilgim de yok.

Benim en çok kafamı karıştıran ve tutarsızlık olarak gördüğüm noktalardan birisi de Ebrehe'nin mahvı meselesidir mesela. Zamanın hıristiyan (mümin) kralı Habeş'li Ebrehe, zamanın putperest tapınağı haline dönüşmüş olan Kabe'yi yıkmak ve kendi kurduğu kiliseye insanları çağırmak üzere bir sefere çıkar. Hz. Muhammed'in dedesi bu hale karşı Ebrehe'yle görüşse de bir sonuç alamaz. Ardından Ebrehe, Allah tarafından gönderilen Ebabil kuşlarının attığı taşlarca yok edilir.

Sonradan, kutsal kitapların tamamında Tanrı'nın en nefret ettiği şeyin kibirlenmek olduğunu görünce; "sanırım Ebrehe'nin günahı kibirdi" dedim içimden. Gerçekten de tüm kitaplarda Tanrı'nın cezalandırmasının aslında en büyük sebebi insanoğlunu kibirli görmek.

Dediğim gibi ben Tanrı'ya inanıyorum ve hatta kutsal kitapların kutsallığına da inanıyorum. Fakat kitabın istediği bir müslüman değilim. Benim de sorguladığım ve hatta gördüğünüz gibi doğru bulmadığım pek çok şey var. Ama tüm bu kitapların okunduğunda bana kalırsa insana katması gereken şey işte benim söylediğim bu kibir mevzusudur. Ya da ben özümde çok kibirli biriyim de kendime bu dersi çıkarmayı uygun gördüm de denilebilir belki.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Şubat 08, 2009, 02:23:19 öö
Yanıtla #66
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay veritas çok teşekkür ederim açıklamalarınız için,

saygılarımla


Şubat 26, 2009, 06:58:05 ös
Yanıtla #67
  • Ziyaretçi

zaten masonluğun en güzel yanı bu sorgulamayan kabul eden dil din ayrıma yapmayan bir oluşum bu yanını çok seviyorum


Şubat 26, 2009, 11:29:07 ös
Yanıtla #68

konuyla ilgili bir çok çalışma mevcut, hanifdoslar sitesindede bulunabilir, oruç ve namazla ilgili ayeler, herhangi bir ialhiyat mezununada sorduğunuz zaman size vereceği cevap kadir gecesi tam tespit edilemediğinden bir ay tutulduğunu söyleyecektir.Gerisi size kalmış, bizler bunları yazmaktan çizmekten artık bunaldık.
Hanifdostlar'daki bir cok bilgi cimbizla cekilip (malesef) dayanagi az olan bilgiler.
Ornegin peygamberimiz Hz. Muhammed'in namazlari 3 vkde indirip kildigi dogrudur. Hanif Dostlar'da bunu gunde 5 vakit kilmaya gerek yok diye acikliyorlar cogu zaman. Fakat Hz. Muhammed'in bu 3 vakde indirme eylemini cogunlukla seyahat ve zaruri hallerde yaptigindan hic bahsetmiyorlar.

BENCE kuran-i Kerim, ve tum kutsal kitaplar ve dokumanlar incelenirken incelenen konunun tumle iliskisi de arastirilmalidir.  Aksi takdirde her ayeti baska bir ayet ile celismekle suclayabilirsiniz.

Hanif Dostlar kaynagini gorunce bir iki kelime etmek istedim.
Spes mea in Deo est


Şubat 26, 2009, 11:39:40 ös
Yanıtla #69
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386


Hanifdostlar'daki bir cok bilgi cimbizla cekilip (malesef) dayanagi az olan bilgiler.
Ornegin peygamberimiz Hz. Muhammed'in namazlari 3 vkde indirip kildigi dogrudur. Hanif Dostlar'da bunu gunde 5 vakit kilmaya gerek yok diye acikliyorlar cogu zaman. Fakat Hz. Muhammed'in bu 3 vakde indirme eylemini cogunlukla seyahat ve zaruri hallerde yaptigindan hic bahsetmiyorlar.

BENCE kuran-i Kerim, ve tum kutsal kitaplar ve dokumanlar incelenirken incelenen konunun tumle iliskisi de arastirilmalidir.  Aksi takdirde her ayeti baska bir ayet ile celismekle suclayabilirsiniz.

Hanif Dostlar kaynagini gorunce bir iki kelime etmek istedim.

Sn Lux atladığınız bir konu Muhammedin peygamberliğinden dolayı ona namazın normal insanlardan daha fazla verildiği, konuyla ilgili açık ayet var.Şimdi Muhammede kıldırdığınız namazı herkese uygularsanız bu ayetle ters düşüyor.Malum çelişkiler yumağı. :)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
18 Yanıt
16311 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2008, 12:24:42 öö
Gönderen: blossom
20 Yanıt
14725 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 14, 2014, 11:48:38 ös
Gönderen: asimov
3 Yanıt
5547 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 20, 2009, 08:58:48 öö
Gönderen: lucifer
3 Yanıt
12449 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2012, 01:04:21 öö
Gönderen: gnothi
11 Yanıt
17775 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2010, 12:24:21 öö
Gönderen: merimac
7 Yanıt
12102 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2016, 01:33:03 ös
Gönderen: NOSAM33
9 Yanıt
17411 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2012, 05:55:01 ös
Gönderen: karahan
12 Yanıt
9031 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2020, 11:04:08 ös
Gönderen: akineton
7 Yanıt
7462 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2020, 09:46:38 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
16739 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 19, 2015, 01:06:56 öö
Gönderen: Risus