Küçük bir hata insanı ne kadar da uğraştırıyor.
Sayın Dor ne diyordu yazısında….
Paris Barış Kurultayında (21 Ağustos 1869) '' Büyük Kara Avrupası Kıtası istiyoruz. Avrupa Birleşik Devletleri istiyoruz '' Diye seslenen Viktor Hugo bu fikri nereden esinlenmiştir ?[/i]
Ben de giriştim, araştırıyorum bu hangi kurultay ve Victor Hugo kendi dilinde orada ne demiş diye… Çünkü belki herkes böyle tarihsel ayrıntıları bilmeyebilir ama Victor Hugo 3. Napolyon’a karşı çıktığı için sürgüne gönderilmiş ve o yıl (1869’da) dönmüştü Fransa’ya.
Bu arada bir parantez açalım… Tarihsel belgelerde ve ansiklopedilerde Victor Hugo’nun başına gelenlerin Fransa’daki imparatorluğa karşı Cumhuriyetçiliği savunduğundan ileri geldiği söylenir. Oysa onun 1844 yılından beri daha önce birlikte çalıştığı Nicolas Flamel’in ölümü üzerine Siyon Örgütü yani Prieuré de Sion’un başkanlığını üstlendiği bilinince, politika alanında ettiği sözlerin aslında ne anlama geldiği anlaşılır.
Bu arada bereket Sayın Spock yetişti. Sayın Dor’un 1869 diye verdiği tarihin 1849 olduğu anlaşıldı. Böyle hatalar olur; el sürçmesidir, önemli değil. Ancak internette şöyle bir dolaştığınızda, bu hatayı Sayın Dor’un değil, onun bu sözü almış bulunduğu kaynakların (örneğin ) yapmış olduğunu görebilirsiniz.
Bu konuyu internette araştırırken, bizim Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin üç yıl önce yayınlamış olduğu bir kitap dikkatimi çekti. O kitabın 15. sayfasında şöyle denmiş:
“Birleşik Avrupa Devletleri kurulmasının fikir babası Victor Hugo, 1849 yılında Paris Barış Kurultayı’nda yaptığı konuşmada şöyle diyordu: “... Bir gün gelecek, siz, Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere.... ve kıtanın bütün ulusları, kendi niteliklerinizden vazgeçmeden, üst bir toplulukta bir araya gelecek ve büyük Avrupa kardeşliğini kuracaksınız... Bir gün gelecek, savaş alanları yok olacak, pazarlar ticarete; zihinler fikirlere açılacak... Birleşik Avrupa devletleri, denizlerin üstünden birbirlerinin ellerini tutarak, ürünlerini, sanayilerini, sanatlarını, yeteneklerini değiş tokuş edecek...”
Demiştir. Birleşik Avrupa Devletleri diye bir organizasyonun kurulmasının fikir babası olduğu bir yorum… Nitekim kitapta daha sonra şöyle deniyor:
“1870 yılında evinin bahçesine bir meşe ağacı diken Hugo, ağaç büyüyüp geliştiğinde, tüm Avrupa uluslarını bir araya getiren Birleşik Avrupa Devletleri hayalinin, gerçeğe dönüşmüş olacağını umuyordu.”
Bu acaba burada yorumsal bir tutumla denildiği gibi Birleşik Avrupa Devletleri miydi yoksa ta 8. yüzyılda Katolik Kilisesi’nin çevirmiş olduğu bir komplo ile Merovenjler’in elinden alınıp Karolenjler’e verilen Kutsal Roma İmparatorluğu’nun yeniden oluşturulması beklentisi mi?
Elbette benimki de bir yorum… Hatta buna komplo teorisi bile diyebilirsiniz. Ancak işin içinde birtakım tarihsel gerçekler de var. Şu gibi:
- 496 yılında Merovenj Hanedanı’ndan Frank Kralı Clovis ile Papa 2. Anastasius, anlaşmaya vardı. Clovis Katolik olmayı kabul etti. Papa da onun Kutsal Roma İmparatoru olmasını.
- 675 yılında Frankların Kralı olan 2. Dagobert, Katolik inancını terk ederek Paganizm’e dönüş yaptı. Bunun üzerine Papa (St. Agatho) bir komplo düzenleyerek Dagobert’i öldürttü hatta onu tarih sahnesinden bile sildi. Frankların saray kahyaları aracılığı ile Merovenjlerin sindirilmesini sağladı.
- 800 yılında Papa 3. Leo Kutsal Roma İmparatorluğu’nu, resmen bizim Şarlman dediğimiz Carolus Magnus’a teslim etti ve böylece Batı Avrupa’da Karolenjler’in egemenlik dönemi başlamış oldu.
Bu imparatorluk bazı zaman Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu olarak da anılır ve tarihte bir devlet olarak var olmadığı dönemlerde bile aslında düşünsel olarak bir imparator vardı. Nitekim bunlardan sonuncusu da Alman asıllı 2. Franz idi ve bu imparatorluğun varlığı da onunla birlikte Napoléon Bonaparte zamanında (1806 yılında) fiilen sona ermişti.
Tüm bunlara karşın, Merovenj Hanedanı’nı sürdürenler, bu imparatorluğun yeniden canlanacağına ilişkin umutlarını yitirmedi. Nitekim imparatorluğun yeniden canlanacağına ilişkin umutlarını yitirmedi. Nitekim Prieuré de Sion adlı örgütün günümüzde bile Avrupa Birliği çerçevende bu umudu hâlâ koruduğu söylenebilir. Ancak bu güncel ayrıntı artık konunun iyice dışında kalır.
Oysa işte 19. yüzyıl ortalarında hatta o yüzyılın ikinci yarısında bu umut henüz bir hayal değildi. Fransa’da yıkılışı olan krallığın yerine yenisi kurulabilirdi. yeter ki gerek şu Cumhuriyet düşünüsü gerekse ikide bir hortlatılan İmparatorluk ukdeleri sona ermeyi bilsin.
Yine klavyenin başına geçip bu uzun uzun yazışlarım elbette bu işin özetle sadece Victor Hugo cephesi... Bir de Adolphe Crémieux cephesi var ki, bence işin o yönü çok daha ilginç.
Başlığımız Siyonist Protokoller. Buradaki “Siyonist” sıfatını kabul edelim. Fakat henüz Dünya Siyonist Organizasyonu adlı örgütün kurulmamış olduğunu, bu aşamadaki Siyonizm’in Prieuré de Sion’un yüzyıllardan beri sürdürülen ülküsü anlamında olduğunu, antisemitist bir nitelik taşıdığını, bu nedenle de düzenlenmiş protokollerin Yahudilerle ilgisi bulunmadığını bir kez daha belirtelim.
Ancak bu belirtmeyle de bitecek gibi değil bu bağlamda söylenmesi gerekenler. (Sayın karahan'ın dediklerine Sayın Spock'un diğer anlattıklarına henüz hiç değinemedik.)
Sayın Alşah'ın bu bağlamda diyecekleri de tartışma alanındaki kişiler nedeniyle merak edilir doğrusu...