Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Gönül Gözü Açık Bir Bebekten…  (Okunma sayısı 1950 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 15, 2013, 10:28:09 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Ebeveynlerim de bir zamanlar ne muazzam bir potansiyelle gözlerini açtıklarını keşke hatırlasalar… Unuttuklarındandır ki siyah-beyaz dünyalarının gözlüğünü bana da takmak için bu kadar sabırsızlanıyorlar –oysa ben, gönül gözüm kocaman açık gelmiştim dünyaya.
 
Avusturyalı Aborjinler gibi telepati yoluyla haberleşebilendim; binlerce koyun arasından bir tanesi eksilse fark edebilendim; ışık, yön, şekil, böyle perdeler hiç tanımayandım… Sezgilerimle bir anda her şeyi kavrar, içime alır, içselleştirirdim…
 
İçimdeki sevgiyi kaybetmemek için direniyorum. Memeden kaldırıp kafamı, yüzlerine bakıyorum. Nice yetenekler bahşedilmiş onlara, ama kendilerini, içinde sıkıştırdıkları şu gariban biçimlerden ibaret sanıyorlar… Şu muazzam potansiyelle geldikleri dünyada kendilerini Biz, Öteki, Beriki, Onlar gibi kalıplar içine hapsetmeseler –bunların hepsinin illüzyon olduğunu bir hatırlayabilseler, bir görebilseler tekrar…
 
Onları nasıl suçlayabilirim ki? Körler dünyasında gördükleri, algıladıkları her şeyi kendilerine göre, zihinlerinin kendi yapısallığına, sakatlıklarına, geçmiş deneyimlerine, yeteneklerine göre yorumlama misyonuyla geldiklerini sanıyorlar dünyaya. Hayatlarını, dünyayı anlamlandırma çabası içinde çaresizce tüketiyorlar.
 
Bu anlam ve uyum arayışı yüzünden inatla sadece inançlarını, düşüncelerini teyit eden bilgileri arıyor ve algılıyor, inançlarına ters düşen bilgileri görmeyi aynı inatla reddediyorlar. Hiç anlamlandıramadıkları boşlukları ise, işlerine gelen varsayımlarla dolduruyorlar; buysa onları büsbütün körleştiriyor.
 
İşler istedikleri gibi gitmediğinde “şu antidepresanı al, kısa zamanda kendine geleceksin…” diyorlar birbirlerine.
 
Kendime gelmek…
 
Kendim, yani hakiki ben, hangimiziz? İlaç almadan önceki uyumsuz, suratsız, kandırılamaz, içinde derin bir özlemle, sızıyla bebeklikte yitirdiklerini yana yakıla arayan ben mi; yoksa ilaçtan sonraki sevimli, neşeli, her şeye kolayca inanan ben mi? Beni dönüştürmek o kadar kolay ki bacağımdaki minicik bir pıhtıcığın beynime gitmesi bile, bambaşka bir kişilik olup çıkmama yetiyor.
 
Hakiki Ben, içimde her biri ayrı ayrı yeteneklere, muazzam potansiyellere sahip pek çok, pek çok ben barındırıyorum… da, her biri koskoca evrenleri kucaklayan bu milyonlarca ben arasında kaybolmuş olan zavallı, dünyalı ben –neredeyim? Ne zaman aklımın başıma geldiğini sansam, bir rüyadan başka bir rüyaya uyanmışım ,hakikate hiç mi uyanamayacağım?
 
Keşke kolay olsa… Dünya algılarını iftiharla sığdırdıkları beş duyu… Kokular, renkler, görüntüler… Keşke onları kandırma amacı yapmanın, gerçeklik algılarındaki illüzyonları derinleştirmenin ötesine geçebilseler…
 
Ama bu amaçla sürekli olarak kendi korkularını, kendi önyargılarını bana aşılamak, dünyayla ilgili kendi zavallı algılarıyla oluşturdukları kocaman illüzyona beni de inandırmak ve dahil etmek için çabalıyorlar. Hepimiz aynı, hepimiz eşdeğerde, hepimiz koskocaman bir aile, hepimiz BİR olduğumuz halde, beni ısrarla hayali kalıplara sokarak, başkalarından farklıymışım ve üstünmüşüm yanılsamasını bende uyandırmaya çalışacaklar şu halktansın, şu milliyettensin, şu dinden, şu etnik kökendensin… Bütün canlılar arasında en üstün ve en akıllı türdensin.
 
Bu ışıl ışıl dünya, onlara ne kadar tehlikeli ve karanlık görünüyor olmalı…
 
Bense, içinde bulundukları bu korkunç sıkışmışlığı yaşamayı, zenginliklerimi bastırmayı, algılarımı köreltmeyi, beynimin bu şekilde formatlanmasını reddediyorum. Bin bir çeşit format arasından seçim yapıp alternatif illüzyonlara düşmek zorunluluğuna isyan ediyorum. Dünyayla ilgili korkularının, önyargılarının bana aşılanması fikri, dehşet veriyor.
 
Onlar gibi, benim de en büyük dramım, unutmak zorunda bırakıldığım şu büyük yeteneği aramakla geçirmek olmasın, dünyadaki şu sınırlı zamanımı…
 
Bunu kendime hep hatırlatmalıyım… Hatırlatmalıyım ya, ah bir de “anne yok olursa!” diye korkmasam…
 
(Psikeart)


http://www.psikoloji.gen.tr/archive/index.php/t-12570.html?s=e11bd1cfbbaac13707591ce376a0f9db
Adequatio intellectus et rei


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
4727 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2015, 02:04:54 ös
Gönderen: ARARAT
0 Yanıt
2062 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2008, 01:10:32 ös
Gönderen: ahu
0 Yanıt
2223 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 01, 2010, 11:26:17 öö
Gönderen: ceycet
Açık toplum vakfı

Başlatan calatrava Diger Konular

1 Yanıt
4348 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2010, 09:17:16 ös
Gönderen: popperist
9 Yanıt
5863 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2013, 05:58:01 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2212 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 03, 2013, 09:34:21 ös
Gönderen: Melina
0 Yanıt
1329 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2014, 05:57:39 ös
Gönderen: MEDUSA
0 Yanıt
1412 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 07, 2015, 12:06:40 öö
Gönderen: MEDUSA
0 Yanıt
2003 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2015, 11:39:21 ös
Gönderen: Risus
0 Yanıt
1554 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 02, 2015, 11:15:58 öö
Gönderen: Risus