Radikal Sırp milliyetçileri "Sırpların bütün ırkların en üstünü ve anası" olduğunu iddia edecek kadar radikal görüşlere sahiptirler.
Önemli olan, böylesine "toplu bir paranoya"nın nasıl oluşabildiği -ya da oluşturulabildiği-, böylesine bir ırkçılığın nasıl inşa edildiğidir. Dünyanın başka yerlerinde ırkçılığın kimler tarafından kışkırtıldığını hatırladığımızda ise, bu kitabın konusu olan masonluk faktörünün Sırp teröründeki rolünü aramamak mümkün değildir. Ve olayı bu yönüyle incelediğimizde, Sırplar arasında ırkçılığın, dünyanın diğer pek çok yerinde olduğu gibi mason locaları ile içiçe gelişmiş bir hareket olduğunu görürüz.
19. yüzyılın başlarında, locaların gerçekleştirdiği Fransız İhtilali'nin rüzgarları, Osmanlı yönetimindeki azınlıklara ulaştı. Bunun sonucu olarak azınlık isyanları başladı. Bu isyanların localar tarafından desteklendiği, "Yugoslavya'da Masonlar" kitabında şu şekilde anlatılmaktadır:
"Sırbistan Yüksek Kurulu'nun almanağında (1912-1913), mason localarının Osmanlı dönemi Balkan isyanlarında, isyancıları desteklediği belirtiliyor." (Masoni U Jugoslaviji, Zoran Nemeziç, sf.347)
Söz konusu isyanların ilki, 1804 yılında başlayan Sırp isyanıydı. Sırp isyanının lideri "Karayorgi" adıyla tanınan bir Sırp milliyetçisiydi. "Masonlar Sözlüğü"nde, bu isyanın Karayorgi ile birlikte bir diğer önemli ismi olan Petar Icko'nun olaylardaki rolü şöyle ifade edilmektedir:
"Peter Icko, Belgrad'daki büyük locaya kayıtlıydı. 1800 yılında diğer bazı masonların da yardımıyla, 'Sırp halkının özgürlüğü için' Türklere (Osmanlı'ya) karşı ilk ayaklanmayı organize etti. Askeri bir güç oluşturmaya çalışırken, bu çabası Türk yetkililerince haber alındı ve hareketin, Icko ile aynı locaya kayıtlı olan Papaz Alexa Nenadoviç gibi önde gelenleri idam edildi. Icko ise kaçarak kurtulabildi. Fakat bastırılan bu isyan, Türklere karşı düzenlenen diğer isyanların ateşleyicisi oldu. Icko da bu isyanlarda önemli bir politik rol oynadı. Icko, daha sonra Karayorgi tarafından Belgrad Belediye Başkanlığı'na atandı." (Dictionnaire de la Franc-Maçonnerie, Daniel Ligou, sf.1263)
Petar Icko ile isyanı yöneten diğer isim olan Karayorgi'nin masonluğu hakkındaki bilgi ise "Masoni U Jugoslaviji" kitabında belirtilmektedir:
"Petar Icko ile de yakın ilişki içinde olması nedeniyle masonlar, onun da mason olduğu tezini savunuyor. Ayrıca kullandığı sembol ve işaretlere bakılırsa Karayorgi'nin Belgrad Locası'na bağlı olduğu anlaşılıyor." (Masoni U Jugoslaviji, Zoran Nemeziç, sf.153)
Ancak daha da önemli olan, Karayorgi Ayaklanması sırasında, Sırpların ilk büyük çaplı "etnik temizlik" hareketini gerçekleştirmiş olmalarıdır:
"Müslümanların imha edilmeye çalışılması ve sistemli bir şekilde zulme uğratılması, 1804'deki ilk Sırp ayaklanmasında Sırbistan ve Karadağ'ın genişleme politikası ile yoğunlaştı. Bu iki devlet Müslümanları yok ederek etnik yönden 'temiz' bölgeler oluşturmak istiyordu. Ünlü Sırp tarihçisi Stojan Novakoviç'in bildirdiğine göre, 'Türklerin genel imhası' 1804'teki ayaklanma döneminde başladı. Bu Türkler Bosnalı Müslümanlar anlamına geliyordu." (Bulletin - State Commision for Gathering Facts on War Crimes in the Republic of Bosnia-Herzegovina, Ekim 1992, sf.6)
Osmanlı, Karayorgi Ayaklanması'nı bastırmaya çalışırken, yeni bir Sırp ayaklanması da 1815'te Milos Obrenoviç önderliğinde başladı. Obrenoviç, 1815'te Sırp Prensi olarak tanındı. Daha sonra yerine oğlu Micheal Obrenoviç geçti. Sırp Prensinin en büyük özelliği, "Masonlar Sözlüğü"de şöyle bildirilmektedir:
"Micheal Obrenoviç: Mason Sırp Prensi. Ayrıca mason Mazini ve Garibaldi ile çok yakın ilişkileri vardı." (Dictionnaire de la Franc-Maçonnerie, Daniel Ligou, sf.1263)
Sırp ırkçılığının temellerini atan ve bu yönde faaliyet gösteren başka isimler de vardı:
"Ulusal bilincin uyanışı: Güney Slavların 19. yüzyıl başlarında Avrupa'daki yeni düşünce akımlarıyla tanışması özellikle dil, edebiyat ve kültür alanında ulusal kaynaklara dönüş yönünde güçlü bir eğilim doğurdu... Sırp aydınlarından Dositej Obradoviç standart bir Sırp edebiyat dili oluşturma çabalarına girişti. Onu izleyen Vuk Stefanoviç Karadziç de Kiril Alfabesi'nin Sırpça'ya uyarladı." (Ana Britannica, cilt 22, sf.454)
Sırp ırkçılığının kurucularından olan Obradoviç de tıpkı, Micheal Obrenoviç gibi masondu:
"Dositej Obradoviç: Mason Sırp edebiyatçı, daha sonra bakan oldu. Trieste Locası'na bağlıydı." (Dictionnaire de la Franc-Maçonnerie, Daniel Ligou, sf.852)
Obradoviç'in masonluğu, "Masoni U Jugoslaviji" kitabında da yer almaktadır:
"Dositej Obradoviç'in mason olduğu Sırp kaynaklarında belirtiliyor." ("Maçonnerie en Serbie, Son Historie et Son But Actuel", Bulletin Officiel du Bureau de Nachatee, No: 33, 1909)
Aynı şekilde, Stanoje Stanojeviç, 1931'de yazdığı "Hür Masonluk" adlı kitabında Dositej Obradoviç'i önemli masonlar arasında saymaktadır." (Masoni U Jugoslaviji, Zoran Neneziç, sf.149)
Obradoviç'in yolunu izleyen Vuk Stefanoviç Karadziç'in masonlarla olan yakın ilişkisi de aynı kitapta anlatılmaktadır. (Masoni U Jugoslaviji, Zoran Neneziç, sf.166)
'Camileri Yıkın!' Emrini Veren Radikal Piskopos:Petar Petroviç Njegos ve Masonik Bağlantıları
Sırp ırkçılığının arka planını araştırırken "Çetniklerin babası" sayılabilecek olan Karadağlı piskopos Petar Petroviç Njegos'u göz ardı etmek mümkün değildir. Müslüman katliamının baş ideologlarından olan Njegos, Boşnak profesör İsmail Baliç'in makalesinde şöyle tanıtılmaktadır:
Petar Petroviç Njegos
"Bosnalı Müslümanlara karşı soykırım hareketi, Osmanlı ordusunun 1683'de Viyana'da yenilgisinin hemen ardından başladı Bu soykırıma Karadağ'da 'Istraga Poturica' (Türkleşmiş olanların yok edilmesi) adı verilmişti. Aynı vahşet, 18. yüzyılda yine tekrarlandı. Kanlı senaryo, bir Ortodoks papazı ve şair olan Petar Petroviç Njegos (ölümü: 1851) tarafından, 'Gorki Vijenac' (Dağ Çelenki ) adlı destansı şiirinde tarif edilmişti. Njegos, kendisinden sonraki tüm katliam ve baskılara ideolojik bir temel hazırladı.
19. yüzyılda yükselen radikal Sırp milliyetçiliği, kendisine büyük ölçüde Njegos'un çalışmasını temel aldı. Sırpların tarihsel kahramanlıklarından dem vuran çalışması neredeyse büyük saygı görmeye başladı. Sırp Krallığı'nda -aynı daha sonra onu izleyen Yugoslav devletleri gibi- Njegos'un çalışması okullarda öğrencilere okutuldu. Njegos, şiirsel çalışmasında, daha önce Karadağ'da, Piskopos Danilo'nun (ölümü: 1735) krallığı döneminde, Müslümanlara uygulanan soykırımı överek anlatıyor, bu vahşeti kutsal bir zafer olarak tarif ediyordu. Njegos'un yazdığı şiirdeki kahramanlardan birisi, Vaivode Batric, Karadağ'ın o dönemdeki başkenti Cetinje'de yapılan katliamı överek şöyle anlatıyordu: 'Cetinje'de Hıristiyanlığı kabul etmeyen bir tek Türk bırakmadık, öyle ki, burada olanları anlatacak hiçbir canlı şahit kalmadı. Hiçbir Türk evi ayakta kalmadı.'
Njegos'un İslami kimliğin yok edilmesini teşvik etmek için kullandığı slogan çok açıktı: 'No lomite munar i dzamiju' (Tüm camileri ve minareleri parçalayın!)" (Who Are The Bosnian Muslims and What is The Background of The Present Conflict in Their Home-Country?, Prof. İsmail Baliç, sf.3, 5)
Njegos hakkında başka kaynaklarda da benzer bilgiler detaylı olarak anlatılmaktadır:
"Yakın tarihte, Bosnalı Müslümanlara karşı soykırım hareketi, 18. yüzyılın başlarında, Karadağ'da İslam'ı kabul etmiş olanların yok edilmeleriyle başladı. Bu soykırım, Petar Petroviç Njegos tarafından 'Gorski Vijenac' adlı çalışmasında övülerek anlatıldı. Bu destansı çalışma, daha sonra Sırplar ve Karadağlılar tarafından Müslümanlara uygulanan tüm soykırım ve baskılara ideolojik temel hazırladı. Njegos şiirini, ilk Sırp ayaklanmasının ve Müslüman katliamının lideri olan Karayorgi'ye ithaf etmişti." (A Survey of The History of Genocide Against The Muslims in The Yugoslav Lands, Prof. Mustafa İmamoviç, sf.59)
Müslümanlara yönelen Çetnik vahşetinin en önde gelen fikir babası olan, yazdıkları Sırplar tarafından büyük ilgi gören Njegos'un, masonik bağlantıları da oldukça dikkat çekicidir. Njegos da, Sırp vahşetinin "masonik geleneği"nin bir parçasıdır. "Masoni U Jugoslaviji" kitabından Njegos'un masonlarla kurduğu yakın ilişkileri şu şekilde aktarılmaktadır:
"Njegos'un mason olup olmadığı ile ilgili kesin bilgi yok... Fakat, 19. yüzyıl Sırp büyükleri olan Vuk Stefanoviç Karadziç ile Petar Petroviç Njegos'un masonlarla çok yakın şahsi ilişkiler kurduğu biliniyor." (Masoni U Jugoslaviji, Zoran Nemeziç, sf. 166)
Njegos'un resimlerinin mason localarının duvarlarını süslediğini göz önünde bulundurduğumuzda, konu daha da netleşmektedir:
"Bosna-Hersek'in 1908'de Avusturya-Macaristan dönemindeki ilhakından sonra, Sırp masonları, Macar masonlarından ayrılarak 'Sırbistan Yüksek Meclisi'ni kuruyorlar. Belgrad'da 'Hür Masonlar Evi' açılıyor. Bu locanın içi değişik resim ve sembollerle süslü. Balkon kısmında Dositej Obradoviç ve Petar Petroviç Njegos'un resimleri var." (Masoni U Jugoslaviji, Zoran Nemeziç, sf.173)
Bu arada, duvarlarında Njegos'un resimleri bulunan bu locanın, yazının başında incelediğimiz ve "Müslümanların etkin bir konuma gelmesinin engellenmesi gerektiğini" kararlaştıran Belgrad Locası olduğunu da hatırlatmakta fayda vardır.
Njegos'un başlattığı masonluk-Ortodoks iç içeliği, daha sonra onu izleyen pek çok Ortodoks Kilisesi mensubunca da devam ettirildi:
"Sırbistan'daki localarda, devlet adamlarından, Ortodoks Kilisesi mensuplarına, hatta hahamlara kadar pek çok kişi yer alıyordu." (Dictionnaire de la Franc-Maçonnerie, Daniel Ligou, sf.1265)
..................