Sn. skullG; ''Bir Musluman ne kadar Masonsa Musevi de o kadar Masondur'' Bu gerekçe bana ait değil gerekçeyi sunan Sn.potantane benim dediğim Türk kimliği olan kişinin gerçek Mason olamadığı zaten. bu sorunun yanıtı olarak sizin tüzük de''Bir Musluman ne kadar Masonsa Musevi de o kadar Masondur'' denmesi üzerine mevzu oraya kaydı. Elbet iddanın sahibi olarak ben Türk kimliğini kastetmiştim.
Zengin olma mevzusuna gelince o da sizin sitede bugükü ''Hür Köşede'' yazıyor. Bu sizin sitede Mason olma kuralları arasında yazıyor.
Saygılarımla
Sn. Hacamat,
Herşeyi birbirine karıştırıyor ve kendince bir teori üretmeye çalışıyor. Olsun bakalım böylesi de olabilirmiş demek ki diyebiliriz ancak.
İlk olarak SEvgili Kardeşim Potentate, Hacamat'ın sadece museviler Mason olur önermesine karşı bunun yanlış olduğunu belirterek bir cümle kurmuş. Öncesinde de tüzüklerimizden bahsetmiş.
Sn. Hacamat durduk yere sanki bizim Tüzüklerimizde "Bir müslüman ne kadar Masonsa bir Musevi de o kadar Masondur" gibi bir ibarenin geçtiği zannına kapılmış. Yanlış okuma, yanlış çıkarım. Sonra ben cevap veriyorum. diyorum ki Tüzüklerimizde böyle bir şey yok. Ki zaten biz kişinin hangi dinden olduğunu da araştırmayız. Ama buna rağmen ısrarla Hacamat yok diyor sadece Museviler Masondur, diğerleri değil.
Fazla komplo teorisi ve çok fazla yanlış bilgi sonucu ortaya çıkmış yanılgılı çıkarımlar. Ama şimdi onun bir imkanı var
www.Masonlar.org . Pek çok doğru bilgiyi barındırıyor. Ama bunun için de doğru okumak gerekir.
Örneğin; Fakirler Mason olamaz denmiş. Doğrudur olamazlar. Ama bu zenginler Mason olacak demek de değildir. Hayatını geçindirebilecek ekonomik düzeye erişememiş olanlar Mason olamazlar, olmamalıdırlar da. Onlar hayatlarını hal yoluna koymalıdırlar. Çünkü Mason olan birisinin hem zamanı müsait olmalıdır hem de ekonomik yükümlülüklerini zorlanmadan yerine getirebilmelidir. Hür Köşede yazıyor diyorsunuz zengin olma şartı. Baktım göremedim. Orada en son benimle yapılmış bir röportaj yayınlanmış. Ben bir cevap vermişim. " bir Mason, zengin ya da fakir olsun erdemli olan tüm insanları sever ve aralarında bir ayrım yapmaz, onların da kendisini sevmesi içn çaba gösterir." Anlaşılmıltır herhalde.
Türk MAsonluğu, dünya MAsonluğunda son derece saygın bir yerdedir. Bize herhangi bir başka ülke Mason olma izni vermedi. Biz herhangi bir başka ülkeye bağlı değiliz. Ben Türkiye Büyük Locasının çatısı altında çalışan, onu oluşturan Localardan bir Locada MASON oldum. Dolaysıyla biz başka bir kuruluşa ya da ülkeye hiçbir şey vermeyiz, vermedik de. Bizler Türk Masonlarıyız. Bu ülke için bir zamanlar eylemli Büyük Üstadımızı şehit bile verdik.
Son sözüm, sn. Hacamat diyor ki sitede MAson olmayıp Masonluğu savunanlar benden uzak dursun. Bu sözüyle kimi ima ettiğini bilmiyorum. Ama emin olun ki bu sitede Mason olmayıp da DERYA olan ADAMlar var. Bizler onların ışıttıkları Hakikat Nurundan da feyz alıyoruz. Ve o ADAMların burada olmasından da son derece mutluyuz. İyi ki varlar. İyi ki yazıyorlar. Kimin söylediğine bakmayın fazla. Söylenene bakın. Yo eğer illa söyleyene de bakmak istiyorsanız. İlla bir Mason'un söylemesini istiyorsanız. Ben söyleyeyim:
Milattan önce bilmemkaçıncı yüzyılda Mısır'dan çıkışlarının Tevrat'ta öykülendiği Museviler, hiçbir zaman kendi ulusal yapılanmalarında kişilere "mason" dememişlerdir. Böyle bir şey olmadığı gibi, Masonluğun Musevilerin Mısır'dan çıkışıyla ilgisi de yoktur. Mason sözcüğü, ilk kez Orta Çağda Avrupa'da kullanılmıştır. (Forumda bunun etimolojisiyle bağlantılı bir yazım var.) Günüamazdakie Masonlukta ise ona haksız bir şektilde sahip çıkılmıştır sonradan. (Bunu da uzun uzun anlatmıştım forumda.)
Günümüzdeki Türk masonlarının gerçek mânâda mason oldukları niçin şüpheliymiş?... Gerçek mânâda mason olanlar kim? Gerçek mânâde mason olmak ne demek oluyor. başımızda bir muntazam kavramı vardı; şimdi bir de gerçek mânâ kavramı var. Açıklanırsa, benim gibi olasıdır ki anlamamış olanlar anlamaya çalışır sanırım.
Türk masonları niçin bir kandırmaca içindeymiş?... Onları kim kandırıyor?... Bu nasıl bir kandırmaca ki, kendileri bunun farkında değil de (zaten kandıorılıyorlarsa farkında olamazlar) diğer birtakım bilgi, eğitim ve erdem düzeyleri rahatça sorgulanabilecek birtakım kişiler bu kandırmacaları biliyor. Neymiş bu kandırmaca?... Çok mu gizli?
Masonluktaki yapıyı Museviler inşa etmiş değildir. Böyle bir şey yoktur. Bu bir safksatadır. Öylesine yoktur ki, bir zamanlar Avrupa'da Museviler özellikle Masonluğa kabul edilmedikleri bir dönemden bile geçmişlerdir. Öylesine yoktur ki, günümüzde İsrail'de Masonluğun yaşayabilmesi, mason localarının etkinliklerini sürdürmeleri, Türkiye'deki mason örgütlerinden bile çok daha zor koşullar altında yürüyebilmektedir. Yuksa Museviler derken, Yahudilerin dışındaki Musevilerden mi söz ediliyor?
Firavun döneminden kalma o kadim bilgiler nedir?... Mısır misterleri ve Hermetizm'den farklı şeylerden mi söz ediliyor? Bunlar genel kapsam bakımından ortaya konmalı ki, bakalım özel olarak Museviler ne denli bunların sahibi olabiliyormuş, görelim.
Demek kimileri tutarlı zenginleri topluyor. Olabilir. Toplasınlar. Sonra?
Demek onları bir finans denetimi altında çalıştırıyorlar. İyi de, kim yapıyor bunu?
Dünyanın çeşitli yerlerinde toplantılar yapıp insanları kaynaştırıyorlar demek. Ne iyi! İnsanların kaynaşması güzel. Gelecvek için umut verir.
Sınırlı bilgileri onlarla paylaşıyorlar. Kim?... Hangi snırlı bilgiler?
Bu insanlara kendilerinin mason olduğu düşüncesini veriyorlar... Hoppala!... Bunların Masonluk ile ne ilgisi var? Yoksa bilmediğimiz ya da belki bildiğimiz ama böyle anlatılınca çıkarsayamadığımız bir başka kuruma (örneğin Beni Berith gibi) Masonluk adı mı verilmeye çalışılıyor? Buna benzer yanılgıları ara sıra bu forumda bile gördük. Bugüne dek böylesine hiç denk gelmemiştim. Nerede yazılmış tüm bunlar? İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca fark etmez; nerede, hangi kaynakta?
Yoksa kaynaksız, özgün düşünce ve yorum mu? Öyleyse mesnedi nedir?
Hiçbirinin mason olduğunu söyleyemediği ya da söylemediği, öyle demediği ve mason olmaya çalıştığını söylediği doğru... Öyle diyorlar. Bunun anlamı nedir? Ne demek istiyorlar? Bu bir oyalanma falan değil, kendini bilme felsefesinin başlangıcı. Bunun anlamı nedir? (Bu bağlamda bir yazım var benim forumda "Mason kimdir, kim masondur?" başlığı altında. Acaba bu konuda o yazının bir katkısı olabilir mi?)
Sayın Hacamat, hoşgörü sığınağı arıyor.
Yo hayır!... Bu bir hoşgörü sorunu olamaz; ancak tolerans zorunu olabilir. Ben sayın Hacamat'ın yazdıklarını toleransla karşılıyorum. Kim bilir, belki haklıdır. Benim onu ikna etmeme gerek yok. Belki o savlarının kanıtlarını ortaya serer ve beni ikna edir onun doğrularını benimsemem yolunda.
Beklerim.
Bu başlık altında damdan çardaktan tartışmalar yapıldı.
Yapılsın. Bir diyeceğim yok. Burası bir forum elbeitte tartışma yapılacak ve kimi zaman bunlar damdan çardaktan olacak; zaten oluyor. Sonra belki biri çıkar bunları toparlar; toparlanmasa da olur, her katılımcı ve izleyici kendi toparlamasını yapar.
Dolayısıyla benim de niyetim toparlamak değil, başa dönmek.
Sayın Hacamat diyor ki:
1- Tarihin bir döneminde, Mısır'da, antik Mısır gizemlerini öğrenmiş olup Musa'nın peşine takılarak Kenan ülkesine yönelenler yani Museviler asıl masonlardır ve Masonluğu onlar oluşturmuştur.
2- Oluşturdukları bu sistemi yüzyıllar boyunca dünya yüzünde farklı isimler altında ve farklı örgütsel kalyıplarda yaşatmışlardır.
3- Orta Çağ sonrdasında bunu tek bir örgüt çerçevesinde topqlayıp organize tmeye girişmişlerdir.
4- Bu örgüte aldıkları kişilere asıl gizleri hiçbir zaman vermemişler, onları sınırlı bir bilgi ile donatarak, keandilerini çok bilmiş sanmalarını sağlamışlardır.
5- Kendi amaçlarını inanse edebilmek için bu örgüte zenginleri almış ama sadece onlarla yetinmeyerek ötekileri de piyon gibi kullanmış ve kullanmaktadırlar.
6- Böylece bir mason örgütüne alınan herhangi bir kişi, kendisine "mason" sıfatı verilmekle kendisini sahiden de mason sanmakta am aslında perde arkasından asıl masonların oyunları uğruna kullanılmaktadır.
Sayın Hacamat'ın ortaya koymuş olduğu tez ya da günümüzdeki Masonluğun bir tezi varsa antitez, fark etmez, özetle böyle mi? Eksikleri olabilir. Onları Sayın Hacamat tamamlayabilir. Fazla şeyler yazmış olabilirim, o zaman Sayın Hacamat o fazlalıkları çıkarır.
Şimdi ben derim ki:
Şayet Sayın Hacamat da uygun görürse, bu tezi (ya da antitezi) şöyle belirgin bir şekilde ve açık seçik bir biçimde ortaya koyalım. Şimdilik dahasını yapmayalım. Önce bunu açıkça, iyi anlaşılır bir biçimde ortaya koyalım da sonrasına sonra gelelim.
Uygun mu?
Uygunsa, söz Sayın Hacamat'da.