Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ALKOL ÜSTÜNE AFORİZMALAR  (Okunma sayısı 4849 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 04, 2010, 09:56:05 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

 

Alkol- İlk söz: Amerika yerli dilinde ateş suyu. Evreni oluşturan dört ana unsurdan ikisinin terkibi: ateş ve su. Havayı soluyor, toprağın üstünde yürüyoruz. Hayatın rengi gibi geliyor bana ateş suyu.

İçkinin başka renkleri var mı? Doktorlar algı zayıflığından söz ederler. Gerçekle olan ilginin azalmasından. Bir de ayakta duramamaktan. Demek bunca algısı güçlü olanlar yüzünden dünyanın bugünkü hali perişanı ha!

Yaratılmış gerçeklik içinde demek biz algısı güçlü olanlar için alkol bir destek.

Dikkat edilsin, hayatın rengi çakırkeyiftir. Coşkunun rengi zilzurna.

Bir arkadaşım bir gün, “Hiç hesap ettin mi ne kadar içtiğini?”  diye sorunca oturup hesap ettik biz de. 49 yaşındayım. 14 yaşımdan bu yana içerim. 19 yaşımdan bu yana tam otuz yıl ediyor yaklaşık. Beş yılı hapiste yattığım günlere sayıyorum. 30 yılı 365 ile çarptınız mı, 10.950 gün ediyor. Biz buna 6.000 gün diyelim. Karaciğerleri dinlendirdiğimiz haftada iki-üç günü çıkalım. 5.000 günden fazla eder ama olsun. İhtiyat payı. Günde bir litre içtiğimizi düşünürsek 6000 litre eder. Çünkü damıtılmış üzüm suyu üzerine arpa suyu almadan olmaz. Cilasıdır diye. 1 lt. = 1 dm küp. 1 dm küp= 0.001 m küp. 6000X0.001=6 m küp. Bu da, eni 1.5 m./yüksekliği 2 m./uzunluğu 2 m olan bir havuz.  Ben bu havuzda ateşsuyu içinde yüzüyorum. Duygular düşünceleri de güçlendirir. Mübarek olsun bu kutlu durumu yaşayanlara.

Orhan Veli, Edip Cansever, Cemal Süreya, Can Yücel ve daha nice şair ve yazar ateşsuyundan havuzlar yaptılar. Herhalde sırtüstü uzanıp, göğe bakma durağında şiir yazıp okumuşlardır da.

Bir de içkiseverler mi var?

Alkolün tahrip gücünün yüksek olduğu da söylenir. Karaciğeri, mideyi, beyni vb. bombalar.  Düzenin tahrip gücüne karşı koyma gücü  de belki buradan geliyordur? Yeter ki kötüye kullanılmasın.

Alkol nasıl kötüye kullanılır. Kestirilemeyecek, güvenilemeyecek, belirsizleşmiş, akıldışı tüketim gerçekleştiğinde herhalde. Müptela olmak başka, bela olmak başka. Demek alkol belayı kaldıramayınca alanı tahrip etmeye, hayalgücünün yerini doldurmaya, düşüncenin en küçük parçalarını bile işgal etmeye başlıyor. Derken, çöküş. Ruhsal çöküşün bedensel olanla iç içe oluştuğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Bazan birisi olmasa bile çöküş kendini gösterir.

Oysa alkol uyarır. Kötü kullanıldığını bir dost gibi söyler yüzünüze.

Bir de alkolün üstüne atılan başka etkenlerin yol açtığı  arızi durumlar vardır ki... Alkolü bu tür arızi durumlardan muaf tutmaya bile gerek yok. Ama köylü zihniyetinden korkmak gerekir. Hem alkolü kötüye kullanır, hem tövbe ederek lanetler. Geleneksel iyilik düşüncesi!

Alkol şeytan yerine de konur.  Uyarıcı etkilerinden olsa bu! Fena mı? Yetilerin ortaya çıkması etse etse aptallığı  giderir. Karşılıklı etkileşim içinde tinselliğin en üst noktasını harekete geçirir. Hele karşı cinsle!

Nesneyi gövdesiz tasarlama yetisini alkol doruğa çıkarır. Aklın kendisi o noktada bir araç olmaktan çıkar artık. Salt amaçtır. Memur zihniyetini reddeder, hem de sonuna kadar.

Alkol lüksün verdiği hazzın yerine de geçer.  Yalnız lüks nesnelerin verdiği utançlı övgüden yoksundur. Nesnesiz olduğu için de müzeye kaldırılacak bir düşünce kalıntısı da yoktur.

Kedere yakışan tek üsluptur. Kederin çoğalttığı kendine acıma duygusunu sevmez ama. Bir süre sonra hangi sebebin sizi alkole sürüklediğini bundandır unutturur. Dikkat: bu unutkanlık alkol alınmadığı zaman da varsa tehlike çanı çalıyor demektir. Alkolü kullanmaya başlamışsınız demektir çünkü.

Her insan yarın ne olacak kaygısı gütmeden sınırsız tüketme hakkına sahip olduğu zaman insanlık gerçek özgürlüğe ulaşır. Alkol bu düşünceyi de arttırır. Yarın ne olacak kaygısını tamamen ortadan kaldırır.

Alışkanlıklara esirliğe de bu yüzden düşmandır.

Jestleri uyarır. Kadınlara karşı erkeklik, erkeklere karşı da kadınlık. Alkol alınca sınırsız, zamanı durduran sevişmeler bundandır. Yönetme gücü tiksinti uyandırsa da sevişmede iyidir. Çünkü eşlerinki karşılıklı güçlenmiştir.

Toplumda dönen dolapların dürüstçe ortaya konulduğu zaman alkol alındığı  zamandır. Alkol, doğru sözlüdür.

Alkol öfkeye düşmandır. Öfkelenen insan alkol aldığı için zarar vermez. Zarar öfkenin kendisinden kaynaklanır. Ne der atalar? Öfkeyle kalkan zararla oturur. (Ne de olsa atadırlar!)

Alkol alındığında yalnızca alkolün asi özelliğini kullanır öfke.

Demek alkol asidir.

Yüzyıllar boyu gerek dinsel sistemler gerekse saltıkçı düzenler tarafından yasaklanması da bundandır. Ne de olsa ateşsuyudur!

Toplumu bozacağı düşünülen ve adına kötülük denen sistem dışı  unsurlar alkole bundandır yüklenir. Yaşasın kötülük!

Hastalık iyidir. İnsan bedenini, doğrusu kendini böyle öğrenir. Alkol insan bedeniyle ilgili bütün durumları en iyi gösterir aynadır.

Yeter ki sırrı dökülmesin.

Toplum için iyidir diye düşünülen bütün her şey mezbeleye atılır. Çünkü iyi olan hayatın kendisidir. Sürekli değişkendir çünkü. Alkol de insanı sürekli değiştirir. Genç tutan yüzü budur alkolün.

Duyguların bastırılmasını engeller alkol. Genç kızların marazi bir kişilik edinmesinin tek engeli alkol almaktır. İyi anneler ise alkol almışlarsa gençliklerinde bastırılmış kişiliklerini özgürlüğe kavuşturduklarında neler olduğunu anımsayıp öyle davranırlar. Kızlarına nasihat edip alkolden uzak durmalarını söylerler. İkiyüzlülük. Kendilerine uygun gördükleri hazzı kızlarından esirgemektir bu.

İkiyüzlü babaların durumu da aynıdır. Onlar da seviştikleri, haz alıp haz verdikleri kadınları aşağılarlar: orospulukla.

Alkolü  kötü kullananların yanında alkolle dostça yaşayanlar da toplumca hoşgörü dışında tutulurlar. Ne demişler atalarımız: kurunun yanında yaş da yanar.

Bu kurular yok mu? Dünyanın keyfini kaçırırlar.

Sıradan insanın alkol alma isteğinin de içine ederler.

En kötüsü de köylü zihniyetine sahip olanlardır.

Onlar içip içip birbirini döverler.

Bu fırsatı kaçırırlarsa(!) evlerine gidip karılarını  ya da çocuklarını döverler.

Sonra da içki olur bütün kötülüklerin anası.

Bundandır veresiye satan bakkala benzetirler içki içenleri. Her şeyini kaybetmiş  imgesi en çok onlara yakıştırılır.

İçki. Su içkiden sayılmaz. Demek ne varsa alkolde vardır. Çünkü insan sürekli susar. Susadıkça da içki içer.

İçmeye en çok yakışan sözcüktür içki.

Su hayat verir. Oysa hayatın kendisi içkidir.

Su öylesine içilir.

İçki servis ister.

Adı  konulmamış törendir içki içmek.

Su armağan edilmez ama içki edilir. Birine davetliyseniz, içki her durumda en uygun gönül almalıktır.

Birini ölçmenin en iyi ortamı içki masasıdır. Meşrebi en iyi orada ortaya çıkar.

İçkinin hatırına sığınıp endazelerini farklı göstermeye çalışırlar. Alkol en çok böylelerinden tiksinir.

Bir de aldığı alkolü rezil edenler vardır.

Geriye çıkaranlar.

Böylelerine şöyle demek gerekir: Alkolü rahatsız etmeyin.

İçki içip ortalığı berbat edenler mi? Bunlar ertesi gün su içip özür dilemeye kalkışırlar. Bu gibilere nasihat: sizi ancak su paklar.

İçki büyüklük duygularını kamçılar. Hele edebiyat ortamında. İktidarsızlar masalarda, yaşlarına, içkiye, dostluğa, karşıdakinin efendiliğine sığınarak üst perdeden sözler ederler. Cevap alınca da karşıdakinin alkolle sorunu olduğunu söyleyip dururlar.

Bunlar hatır gönüle sığınıp efelenen ucuz kabadayılara benzerler.

Aslında bunların içkiyle başları da hoş değildir. İçki de sevmez bu içki masası pragmatistlerini.

Oysa amaç içkidir. Dostluk meze.

İçki modern bir jesttir. Kaosu en iyi o düzenler. Sonradan yazılacak şiire de böylece yol açar.

Toplumsal şizofreniden korunmanın en iyi yolu toplumun lanetlediği içkiyle dost olmaktır.

Kitlesel delirmeyi önceden haber veren de içkidir. Demiştik ya en iyi uyarıcıdır.

Şizolar da severler içkiyi. Ancak tahrip duygusu öze yönelik arttığı için uzak dururlar.



İçki mitolojide de aşk ve estetik ile anılır. Etik içme duygusunda içkindir çünkü. Çürümeye karşıdır içki. Ah atalar! Tek günahları var. Yaptıklarından pişman olmak.

İçki aklı akla feda eder. Altın geçittir o.

Adorno’nun özdeşlik düşüncesini bana anımsatır. Alkolle özdeşleşen onunla iyi geçinir.

Son söz: hayat kuruntu, içki hüsn’dür. İçkisiz hayat ise bir hüsnü  kuruntudur


A L I N T I /Metin CENGİZ


Dikkatimi çekti gezinirken,paylaşmak istedim sizinle...

Benim uzun yıllardır başımın hembelası hemde devası...Ne onunla oluyor,nede onsuz.

Bektaşiye sormuşlar;içkiyi bırakmak kolaymı, zormu diye...

Ondan kolay ne var,ben belki bin kere bıraktım demiş.

O hesap,bende binkere bıraktım belki;ama,hergelişinde okadar davetkar işmar ediyor ki,reddebilene aşk olsun...



Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2545 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 15, 2007, 12:56:46 ös
Gönderen: Genius Loci
GERÇEK ÜSTÜNE

Başlatan arte Kavramlar

0 Yanıt
2760 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 05, 2009, 12:03:11 öö
Gönderen: arte
0 Yanıt
3491 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 16, 2010, 08:01:08 ös
Gönderen: redkit
7 Yanıt
4344 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2011, 01:06:05 öö
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
2622 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 03:45:23 ös
Gönderen: Melina
20 Yanıt
8653 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 22, 2013, 02:37:10 ös
Gönderen: WaleC
0 Yanıt
2249 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2013, 12:59:40 öö
Gönderen: scherif
0 Yanıt
1666 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2015, 04:20:27 ös
Gönderen: İNSAN
0 Yanıt
1699 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2015, 05:00:28 ös
Gönderen: İNSAN
0 Yanıt
1424 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2015, 12:25:09 ös
Gönderen: İNSAN