Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: STUART ve SINCLAIR AİLELERİ (EKEİR – 8)  (Okunma sayısı 7990 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 28, 2009, 12:34:41 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin temelinde yer alan o “eski” nitelikli riti anlayabilmek için Stuartları da incelemek gerekiyor.

17. yüzyılın büyük bölümünde (1603-1649 ve 1658-1688 yılları arasında İngiltere tahtında oturmuş bulunan Stuartlar aslında kimdi?... Bu hanedan nasıl doğmuştu?

Keltlerin ünlü kralı 3. Malcolm’un oğlu David, 12. yüzyıl ortalarında sarayın tüm işlerini yürütmek üzere bir tür “kâhyalık” dizgesi kurmuştu. Saray kâhyalığı, babadan oğla geçmekteydi; dolayısıyla kendine özgü bir hanedanı vardı.

Ancak bunu “vasallık” ile karıştırmamak gerekir. Kâhya yalnızca sarayın iç işlerinin yönetiminden sorumluydu.

Aslında bu hiç de yeni bir icat değildi. Salt İskoçlara özgü bir uygulama da değildi. Daha önce Kıta Avrupası’nda örnekleri görülmüştü. Bilindiği kadarıyla böyle bir sistemi tarihte ilk kez 7. yüzyılda Franklar uygulamaya koymuştu. Ancak sonra, Frankların 5. yüzyıldaki kuruluşundan beri egemen hanedanı olan Merovenjlerin saray kâhyalığını yürütenler, bir entrika çevirerek ülkenin yönetimine sahip çıkmışlardı. Böylece Frank tahtının egemenliği Karolenjlerin eline geçmişti.

İskoçya’da sarayın iç işlerini yürüten yetkili kişiye “Stewart” denirdi. İşte Stuart hanedanı buradan gelmedir. Fakat Stuartlar, Karolenjler gibi dolambaçlı yöntemlerle değil, bir rastlantı sonucunda İskoçya tahtına çıkmıştı. Şöyle ki;

Robert Bruce’un kızı Marjorie, sarayın o sıradaki başkâhyası Walter the Stewart ile evlendirilmişti. Robert’in oğlu Kral 2. David’in ise erkek çocuğu olmamıştı. İskoçya tahtı, geleneksel sıra uyarınca kız kardeşi Marjorie’nin oğlu Robert Stuart’a geçmişti. Böylece, 2. Robert ile başlayan Stuartlar hanedanının egemenliği, kesintisiz olarak üç yüzyıldan çok sürdü.

Tapınakçıların İskoçya bağlantısı bakımından Sinclair ailesinin belki de Stuartlardan daha önemli bir yer tuttuğu görülür.

İskoçya’daki Sinclair ailesi, Normandiyalı Saint-Clair ve Gisors ailelerinin bir uzantısıdır. Bu ailenin Edinburgh’un 10 km kadar güneyindeki Rosslyn’de bulunan konağı, Tapınakçıların İskoçya’daki merkezi karargâhlarının çok yakınındaydı. William Sinclair tarafından yaptırılmış olan ünlü Rosslyn Şapeli, sonraları hem Rozkruacıların hem de mason localarının toplanma yerlerinden biri olmuştur.

1601 tarihli bir el yazması belgede belirtildiğine göre; Operatif Masonluğun İskoçya’daki ünlü büyük üstadı William Shaw görevinden ayrılınca, Sinclair ailesinin bireyleri, bu zanaatın İskoçya’daki büyük üstatları olarak benimsenmişti.

İskoç ritlerinden birçoğu, çeşitli derecelerinin ritüellerinde, -en azından birinde- Tapınak Şövalyelerine Ramsay’ın 1737 tarihli söylevi nedeniyle mi yer vermişlerdir?... Olabilir mi?... Yoksa bu işin altında daha başka şeyler mi vardır?

Gerek Stuart gerek Sinclair hanedanlarının geçmişlerini ve sonraki etkilerini de göz önünde tutmak gerekmez mi?

Umberto Eco, “Foucault Sarkacı” adlı yapıtında şöyle bir görüş belirtiyor: «Masonluk, Tapınakçı söylencesine dayanan silik bir kurgudur. Karikatürün karikatürü. Ne var ki bu baylar korkunç derecede ciddîye alıyorlar onu. Ne yazık!...»

18. yüzyılda ilk İskoç riti oluşturulurken, “Tapınak söylencesi” ya da “Tapınakçılar efsanesi” gerçekten de hayli ciddiye alınmıştı. Umberto Eco’nun Masonluğa karşıt (antimasonik) ya da ön yargılı bir yaklaşımı yok. Bu yalnızca nesnel (objektif) bir yazıklama...

Acaba gerçekten de Tapınakçıları boşuna mı böylesine çok önem verilmişti?

Yaptığım bu çalışmanın hep “Tapınakçılar” üzerine dönen şu geçmiş bölümlerinin her birinde yer yer ortaya atıp yanıtsız bırakmış olduğum sorular yanıtlanabilir mi?

Yanıtlanabiliyorsa, bunlar salt birer yorum niteliğinde kalmayıp belgelere dayandırılabilir mi?




İşte izleyen bölümde konuya bambaşka bir açıdan girip bunu yapmaya çalışacağım.

Sayın amerbach buna şiddetle karşı çıkacak okursa, biliyorum. Artık o da hoş görsün demekten başka çarem yok.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 29, 2009, 01:25:40 öö
Yanıtla #1
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 100

Sayin Adam

Paylasimlarinizi ve forumun geri kalanini vakit buldukca takip etmeye calisiyorum, yeni yilla birlikte umarim daha fazla katilim firsati bulabilirim.  Bambaska aciyi hos mu, bos mu bulacagim görecegiz, ilgiyle bekliyorum.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
6505 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2018, 12:50:21 ös
Gönderen: Mandıra Filozofu
0 Yanıt
8141 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 11:00:38 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
7296 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2009, 11:55:12 ös
Gönderen: ozak1977
0 Yanıt
5575 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2009, 09:04:51 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4452 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2010, 07:30:19 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
5114 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2010, 01:18:53 ös
Gönderen: concordia
0 Yanıt
6353 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 08, 2010, 02:23:19 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
7699 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2010, 03:49:38 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3848 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2010, 09:19:45 ös
Gönderen: ozak1977
2 Yanıt
4779 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2011, 03:21:51 ös
Gönderen: ADAM