Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Palyaço ve Pagliaccio  (Okunma sayısı 1172 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 04, 2016, 12:42:15 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

Palyaçoları biliriz prensip olarak güldürme eylemini baz alırlar. Ancak bunu bizleri gerçekten de güldürmek için değil işleri budur. Bu da bir nevi aldatmaktır. Tiyatro simgesi olarak kullanılan trajedi ve komediyi simgeleyen maskeler gibilerdir. Yani bu maskelerin hayat bulmuş halleridir. Zaten tarihe bakıldığında palyaço (köken:Pagliaccio) kronolojik olarak tiyatrodan 1000 yıl önce hayata girmiştir. İnsan çözülmeye çalışılmıştır hep tarihte. Neler güldürür ve neler onları üzer bilinememiştir. Bilinememiştir diyorum çünkü mutlak mutluluğa ve üzüntüye ulaşılamamıştır. Çünkü kimyada bile olan mutlak sıcaklı soyut bir kavramdır. Yani mutlak kelimesi farazidir. O yüzden trajedi ve komedi arasında farazi derecede uzak bir ayrım yapıldı ve manik depresif olan en uç duygular resmedilmiştir. Bu uç duyguların günümüz insanların birer psikolojik hastalığı olana kadar günümüze gelmiş ve tedavi yöntemleri bile geliştirilmiştir. Bu hastalıkların temelinde insanların kendini koruma iç güdüsü yatar bir nevi savunma mekanizması, yani bilinçaltına atmaktı temel prensip; bilgisayarlarımızın çöp kutusu gibi, biliriz ki çöp kutusuna atılan dosyalar da hafızada yer kaplar. Mutlu olan biri ağlayabilir ve buna mutluluktan ağlamak diyebilir veya öfkeli biri gülebilir ve buna da sinirimden gülüyorum diyebilir. Bunlar temelde borderline ve manik depresif durumlardır. Bunları hastalık yapan ise beyin frekans standartlarının altında veya üstünde olmasından ileri gelir ki bunlar da sağlıklı kişilerin ortalamasına göre optimize edilen frekans seviyesine ulaştırılmaya çalışılır. Yani kişilerden palyaço olunmaması istenir. Zaten komik olmak maymunlukla ve palyaçolukla eşleştirilir yani komik olmak ciddi olmaya tercih edilmez. Ancak sağlıklı bireyler her ikisi ile de hayatlarını idame ettirirler çünkü normali ortasıdır bunu bilirler. Ciddiyet ve kraliyet cambazlığı bir nevi trajedi ve komedi seçimi ile ilişkilendirilebilir. O halde günümüz insanları duygularını içine atıyor diyebilir miyiz? Bunu da toplumsal baskıya bağlayabilir miyiz? Bu bastırılmış duyguların yönetimi altında beyin frekansımız bilinçdışımızda değişiyor olabilir mi? Bunun sonuncunda hasta olmuyor muyuz? Hastalar toplumdan dışlanmaz mı? Peki günümüzde bir çok kişi hastaları yani palyaçoları korkutucu bulmuyor mu? Toplum bilinçli olarak bir seçime zorlanıyor olamaz mı bir kutuplaşma ''ya hep ya hiç'' gibi ki bu da fen bilimlerinde bir örneklem şeklidir. Bu agonist ve reseptör ilişkisini kilit anahtar örneği ile açıklar. Belki diyorum sadece bir çok psikolojik rahatsızlığın sebebi palyaçoların tarihinde yatmaktadır. O halde palyaçoların yaratılış sebebi m.ö'den beri insanın temel iç güdüsünü gün yüzüne çıkaran birer metafor olduğunu söyleyemez miyiz? Şimdiyse onlar birer komedi unsuru olarak bilinir. Trajedi ve komedi maskesinin sadece tiyatroyu tasvir ediyor olması gibi (!). Belki de tarih ilerledikçe bilimde ve bilgide geriliyoruz. İnsanlıkta yani duygularımızda ve toplumda gerilediğimiz gibi... Teknolojinin gelişmesi de bunu maskeliyordur belki duygularımızı ve gerçek düşüncelerimizi maskelediğimiz gibi. Hastalıkların azaldığını söyleyen çalışmalar varken kim inanır dediklerime, ağlayan palyaçonun gülen makyajı gerçekleri gizelerken. O halde gözlerin açılması ve daha çok okunacak şeylerin olduğunu söylememiz gerekiyor. Nokta koyamam bu konuşmaya ancak üç nokta.
« Son Düzenleme: Eylül 04, 2016, 01:13:49 öö Gönderen: Ömercan »
Hominem te esse memento!