Burada bir katkı olmadığına göre ben bir adım daha gideyim…
Sayın Metatron, ilk yazısında “Her inancın ister dini ister dünyevi nitelik taşısın, kendi doktrinleri vardır.” diyor. Sonra da devam ediyor: “Bu doktrinler ve kurallar dini açıdan değerlendirilir, sorgulanır veya yorumlanır.” diye…
Bence her inancın bir doktrini olmayabilir.
Dini inançların bazılarının bile doktrini olmayabilir.
Burada yine bir kavram sorunu ile karşı karşıyayız. Şu “doktrin” terimini bir tanımlamamız gerekiyor.
Bunun öz Türkçedeki karşılığını “öğreti” olarak mı alıyoruz, yoksa bir başka biçimde mi? Dikkat, “öğreti’ ile “öğretim” aynı şey olmayabilir.
Öğreti, “belirli bir kapsamı olan ve belirli kalıplara bağlı kesinleştirilmiş görüş” olarak tanımlanıyor.
Ben bu tanımı Ansiklopedik Mason Sözlüğü’nden aldım. Çünkü bulunduğumuz sanal ortam bir Masonluk ile bağlantılı, çok genel değil…Nitekim o sözlükte öğreti ile doktrin eş anlamlı olarak veriliyor; “öğretim” ise ayrı tutuluyor.
Sonra devam ediliyor ve deniliyor ki “Birçok kurum, düşünür ve ekolün, kendilerine özgü öğretileri vardır.” İnançların kapsamındaki bir öğreti ya da doktrinden hiç söz edilmiyor.
Eğer öğreti ya da doktrin burada denildiği gibi bir kesinleştirilmiş görüş ise, o zaman Sayın Metatron’un sonraki sözü geçersiz kalıyor, hani “değerlendirilir, sorgulanır veya yorumlanır”.
Değerlendirilip yorumlanabilir belki fakat sorgulama?...
Kesinleştirilmiş, bir diğer deyişle saltık ya da mutlak hale dönüştürülmüş olanı sorgulayamazsınız ki!...
Siz sorgularsınız da, o kendini sorgulatmaz. Sorgulamanızın hiçbir yararı olmaz çünkü onu yanlışlayamazsınız, değiştiremezsiniz, geliştiremezsiniz. O katıdır ve olduğu gibi kalacaktır.
Eğer burada sözünü ettiğiksz karşılık “öğretim” ise, o farklı. Aynı sözlük öğretim için şöyle diyor: “Genel tanımı bakımından, bilgi, görgü ve kültür edindirmek için yapılan çalışma. Masonluktaki anlamı uyarınca, masonik bilgi ve erdemlerin kazanılabilmesi için yol gösterici olmak üzere ritüellerde yer alan öğütleme, özdeyiş, sezdirme ve aşılamaların tümü.”
Sanırım bu tanım, Sayın Metatron’un getirmiş olduğu başlığın kapsamı bakımından konu dışı. Şu halde onu sadece belirtmiş olmakla kalalım ve önceye dönelim.
Acaba Sayın Metatron “doktrin” sözcüğünü kullanırken bunu şu az önce tanıdığımız gibi mi yoksa bir “ilke = prensip” anlamında mı değerlendiriyor?
Daha sonra Sayın Metatron, “Ezoterik temelli yapılar doktrinlere değil dogmalara karşıdır.” diyor.
Dogmalara karşı olduklarından kuş duyulamaz. Hele Masonlukta bu açıkça ortaya konur.
Öyle olmasına karşın bazı mason kuruluşlarının ilkeleri çerçevesinde en azından bir “başlangıç dogması”nın bulunduğunu görürüz. Bazı mason kuruluşları, ortaya koydukları bazı kural ve ilkelerin (hele landmark denilen ilkelerin) “değişmez ve değiştirilemez” olduğunu ileri sürer ki, işte bu da dogmalara bağlanmak demektir. Nitekim bu yüzden Masonlukta bir de “Gelenekçi (Ananevî) Masonluk” ya da “Tutucu (Muhafazakâr) Masonluk” terimlerinin ötesinde bir de 'Dogmatik Masonluk” diye bir terim vardır.
Bir doktrin örneği ele alalım: “Diyalektik Materyalizm” (Eytişimsel Özdekçilik)… Bunun üzerine kurulmuş bir dinsel nitelikli inanç yoktur benim bildiğim… (Belki vardır da ben bilmiyorum ya da şu anda hatırlayamadım.) Ancak bir dünyevî inanç sistemi kendi temeline bu doktrini yerleştirebilir.
Ancak Sayın Metatron’un demek istediği böyle bir şey mi?
Daha sonra, dinin temelinin doktrinler üzerine kurulu olduğunu belirtiyor Sayın Metatron.
Bu dinden dine çok fark eder. Teist nitelikli bir dinde farklıdır, deist olanda farklı…
Sözcüğün arkasına bir “izm” geliyorsa, o genellikle bir doktrindir. Bu nedenle Budizm ya da Şintoizm gibi Doğu dinlerinin de elbette bir doktrini=öğretisi vardır ama bu Hıristiyan ya da İslâm dinlerinden çok farklıdır.
Acaba Mayın Metatron’un bu deyişini şöyle değiştirsek nasıl olur? Onun da onayını alabilir miyiz bu bağlamda:
“Her inancın ister dini ister dünyevi nitelik taşısın, kendi ilkeleri ve kuralları vardır. Bu ilkeler ve kurallar dinsel inançlarda dini açıdan, dünyevi inançlarda ise insani açıdan değerlendirilir, sorgulanır veya yorumlanır. Kimilerinde bu ilkeler ve kurallar birer doktrine dönüştürülmüştür. O durumda ise bunları sorgulama olanağı yoktur.”
Bu paylaşımı sonuçlandırınca (uyuşmayı dilerim), Sayın Metatron’un yazısının sonrasına geçmeyi düşünebilirim.