Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 19 Ocakta Ne Olmuştu?  (Okunma sayısı 14536 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 19, 2009, 01:43:16 ös
Yanıtla #10
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Kronolojik Hatırlatmaya Devam

22 Haziran 2007 - Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ve 5 personeli hakkında soruşturmaya izin verilmemesine avukatlar itiraz etti.

29 Haziran 2007 - Yasin Hayal savcıya yazdığı mektupta, "Bizi emniyetten legal mi illegal mi bilmiyorum, bizi bir grup kumanda etti" dedi. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği soruşturmasında ortaya çıkan bir telefon konuşmasında dernek başkan yardımcısı Vedat Şanlı ile Nejat Mete adli birinin telefon konuşmasında, "Bizim arkadaşların işi mi dün zıbartılan adam?" sorusuna Şanlı"nın evet dediği ortaya çıktı.
 
2 Temmuz 2007 - Hrant Dink cinayet davası başladı.18 sanığın bulunduğu dava Beşiktaş 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.

9 Temmuz 2007 - Tuncay Uzundal savcılığa gönderdiği mektupta "Dink"in kalemini devlet kırdı" dedi.

11 Temmuz 2007 - Giresun Jandarma Bölge Komutanı Dursun Ali Karaduman"ın şehit cenazesinde okuduğu şiirle ilgili ""Dink"in  anısına saygısızlık"" nedeniyle tazminat davası açıldı.

5 Ağustos 2007 - Trabzon Emniyet Müdürlüğünde görevli Ramazan Akyürek, Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Muhittin Zenit ve Mehmet Ayhan hakkında yapılan ön inceleme sonucunda “soruşturma izni verilmemesi” gerektiği kanaatine varıldı.

 21 Ağustos 2007 - Ön inceleme ve bilirkişi raporuna göre, İl Emniyet Müdürü Cerrah ve Ahmet İlhan Güler’in denetim görevini yerine getirmedikleri tespit edilmiş olmasına rağmen yalnızca Güler  hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirildi.

7 Eylül 2007 - İzmir Barosu, sanık avukatı Fuat Turgut hakkında disiplin soruşturması başlattı.

28 Eylül 2007 - Samsun"da çay ocağında Ogün Samast"la fotoğraf çektirme olayıyla ilgili iki polis görevlisinin "görevi ihmal" ve "gizli bilgileri teşhir etme" suçlarıyla açılan dava Samsun Asliye Ceza Mahkemesinde başladı.

29 Eylül 2007 - Sabiha Gökçen haberinden sonra, Hrant"ı odasına "davet edip" uyaran vali Ergun Güngör Çorum"a atandı, ancak tayini 1 yıl ertelenerek İstanbul’da kaldı.

1 Ekim 2007 - Hrant Dink cinayet davasının 2. duruşması yapıldı.

3 Ekim 2007  - Trabzon Emniyet Müdürlüğü, görevlilerinin cinayeti önleme konusunda ihmalleri olup olmadığına dair soruşturmaya gerek görülmemesi kararına Dink ailesinin Trabzon Bölge İdare Mahkemesine yaptığı itiraz reddedildi.

1 Kasim 2007 - Trabzon savcılığı Trabzon emniyet görevlileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.

3 Ocak 2008  - Adli tıp raporu, Ogün Samast"ın radyolojik incelemede kemik yaşının 19 olduğunu söyleyerek, kararın mahkeme tarafından verilmesini istedi.TBMM komisyonuna verdiği ifadede Güler, Trabzon"dan gelen yazının "düşük kodlu" olduğunu söyledi.Akyürek meclis komisyonunda böyle bir kodlama olmadığını söyledi.

 12 Ocak 2008 - Yücel Sayman, Hrant Dink"in yargılandığı duruşma esnasında Kerinçsiz ve Murat İnan’a “alçak herifler” dediği iddiasıyla yargılanmaya başlandı.

 18 Ocak 2008  - Yasin Hayal"in abisi Osman Hayal"in telefon sinyalleri cinayet günü İstanbul"da olduğunu gösteriyor. Avukatlar, Cerrah ve diğer emniyet görevlileri hakkında Dink"in kasten öldürülmesinde ihmal ve Trabzon Jandarma Genel.Komutanı  Ali Öz hakkında da suç delilleri gizleme ve değiştirme, görevi suistimal ve ihmal"den Başsavcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

 22 Ocak 2008 - Yasin Hayal"in babası İlkhaber gazetesine verdiği röportajda, Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürü Yahya Öztürk"ün, "Yasin bundan sonra daha iyi yaşayacak, cezaevinden kısa sürede çıkar, biz raporları ona göre hazırlarız" dediğini öne sürdü. Astsubay Okan Şimşek ve uzman çavuş Veysel Şahin"in "görevi kötüye kullanmak" suçuyla Trabzon 2.Sulh Ceza"daki davasının ilk duruşması yapıldı.

 14 Şubat 2008  - Trabzon emniyet görevlileri hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı yönündeki karara Dink ailesince Rize Ağır Ceza Mahkemesi"ne yapılan itiraz reddedildi.

18 Şubat 2008 - İçişleri Bakanı Atalay, "Dink"in neden öldürüldüğünü" incelemeleri için yeniden müfettiş görevlendirdi.

20 Şubat 2008 - Mülkiye başmüfettişi Cerrah"la ilgili ön incelemeyi başlattı.

26 Şubat 2008 - Ahmet İskender ve Ersin Yolcu"nun cinayetten 3 saat sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığı ortaya çıktı.

28 Şubat 2008 - Başbakanlık teftiş kurulundan 3 müfettiş Trabzon"a giderek çalışmaya başladı.

7 Mart 2008 - Ön incelemeyi yürüten müfettişler, İstanbul Emniyetinde görevli 6 polis memuru hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği, Cerrah ve Bülent Köksal hakkında soruşturma izni verilmesine yer olmadığı şeklinde görüş bildirildi.

8 Mart 2008 - Rize Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının polis memurları hakkında görevi ihmal nedeniyle soruşturma açılmasına gerek olmadığı kararına itirazını reddetti.

14 Mart 2008 - TBMM insan hakları alt komisyonu görevine son verdi, çalışmalarını durdurdu.

20 Mart 2008 - Sanık jandarmalar "üstlerimize istihbarat vermiştik" dedi.  İl İdare Kurulu Cerrah ve Köksal hariç diğer İstanbul Emniyet görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesine karar verdi.

21 Mart 2008   - Ali Öz Bilecik İl Alay Komutanlığı görevinden alınarak Bursa Bölge komutanlığına çekildi.

 2 Nisan 2008- Askerler (Ali Öz ve diğerleri) TBMM komisyonuna ifade vermek için gelmedi.

4 Nisan 2008 - Avukatlar, jandarma görevlileri hakkında ""kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi"" suçlamasından soruşturma başlatılması için Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe verdi.

5 Nisan 2008 - Nöbetçi hakim olarak McDonald"s davasında yetkisi olmadığı halde Yasin’i tahliye eden hakim Şevki Uluçam, jandarmaların yargılandığı mahkemenin hakimi olarak atandı.

6 Nisan 2008   -  Üçüncü kez yürütülen mülkiye başmüfettişleri incelemesinde Cerrah kusurlu bulunmadı, Trabzon"dan gelen ihbar evrakı altında imzası bulunan 6 amir ve memur kusurlu bulundu. Oysa bilirkişi "denetim görevini yerine getirmediği" tespitinde bulunmuştu.

7 Nisan 2008  - Hrant Dink Duyarlılık Grubu TBMM"de talepleri açıkladığı bir basın açıklaması yaptı.

 15 Nisan 2008 - Dink avukatları, Trabzon Jandarma"da görevli 10 askerle ilgili soruşturmanın İstanbul savcılığınca sürdürülmesini istedi.

17 Nisan 2008 - İstanbul emniyetten sahte rapor: Olaydan önce, Trabzon"dan gelen ihbar üzerine Hayali araştırdık demelerine rağmen cinayetten sonra (22 ocak 2007) bu araştırmanın yapıldığı müfettişlerce ortaya çıkarıldı.

26 Nisan 2008 - Telefon kayıtlarından Erhan Tuncel"in, Yasin Hayal’in avukatıyla Yazıcıoğlu’nu görüştüreceği yayınlandı.

28 Nisan 2008  - Cinayet davası duruşması sırasında Mustafa Öztürk"ün dinlenme kayıtlarının imha edildiği ortaya çıktı.

29 Nisan 2008 - İrfan Özkan duruşmada, Ümit Öksüz’ün kendisine Ogün Samast’ın arkadaşlarına “Hrant’ı öldüreceğim” dediğini, onların da Ogün’ü alkışladığını söyledi.

2 Mayis 2008 - Albay Ali Öz ile eski Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde, Hrant Dink cinayetini araştırmak üzere kurulan alt komisyonu ziyaret etti, ancak ifade vermedi.

3 Mayıs 2008 - Yasin Hayal"in McDonald"s davasından mahkumiyeti Yargıtay"ca bozuldu. Patlayıcı madde imal etmek suçundan aldığı ceza onandı. ""Patlayıcı madde atmak, kullanarak mala zarar vermek ve 10 kişinin yaralanmasına sebep olmak" suçlarından verilen ceza usul yönünden bozuldu.

14 Mayis 2008   -  Jandarmaların duruşmasından: Metin Yıldız ve Ali Öz cinayetten sonra Coşkun İğci"nin konuşmamasını istemiş.

 15 Mayis 2008 - Jandarmaların itirafları ana dava dosyasına delil olarak girdi.

27 Mayis 2008 - Bitlis’ten ifade veren Gökhan Aslan isimli görevli, Şimşek ve Şahin’in cinayetten birkaç gün sonra kendi aralarındaki bir sohbette, kendi birim toplantılarında cinayetten önce Dink’in öldürüleceğine ilişkin duyumlar aldıklarını ve bunu birim toplantısında ilgili komutanlarına ilettiklerini söylediklerini ifade etti.

28 Mayis 2008 - Iğdır’dan ifadesi alınan uzman kıdemli başçavuş Uğur Erdoğan, Okan Şimşek ve Veysel Şahin"in cinayetten önce istihbarat topladığını bildirdi.

27 Haziran 2008 - İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, İl İdare Kurulunun 20 Mart 2008 tarihli Celalettin Cerrah haricindeki 6 emniyet görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi yönündeki kararına Dink ailesi"nin yaptığı itirazı reddetti. Üstelik, Ahmet İlhan Güler dahil hiçbir görevli hakkında soruşturulma izni verilmemesine hükmetti. Bu kararla birlikte iç hukuk yolları tükenmiş bulunuyor.

7 Temmuz 2008 -  Sekizi tutuklu 19 kişinin yargılandığı cinayet davasının ilk aleni duruşması yapıldı. Duruşmaya, mahkemede sanıkların ve sanık avukatlarının laubaliliği damgasını vurdu.

19 Ağustos 2008 - Yasin Hayal"in abisi Osman Hayal gözaltına alındı. Cinayet günü telefonunun İstanbul"dan sinyal verdiği gerekçesiyle gözaltına alınan Hayal, gizli tanıkla yüzleştirilecek.

 23 Ağustos 2008 - Yasin Hayal"in abisi Osman Hayal, sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi. Savcıya verdiği ifadenin arkasından Osman Hayal serbest bırakıldı.

25 Eylül 2008 -  Dink ailesi avukatları aracılığıyla İstanbul Bölge İdare Mahkemesi hakimleri Atilla Sarp, İlhan Hanağası ve Sadettin Yaman hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması talebiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"na şikayette bulundu. Dilekçede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile ilgili, hakimlerin gerekçesiz bir kararla soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar vermelerinin anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğu iddia ediliyor ve hakimlerin bu kararı alırken tarafsız davranmadıklarına ilişkin ciddi veriler olduğu ifade ediliyor.

26 Eylül 2008  - Trabzon 2.Sulh Ceza"da görevi ihmalle yargılanan iki jandarma subayının duruşmasında ilk kez tanık olarak dinlenen Hüsamettin Polat, Albay Ali Öz"ün Cengiz İğci"den gelen istihbaratı değerlendirmediğini söyledi. Ayrıca Coşkun İğci ile ilgili, Hrant Dink cinayetinin ardından "sağda solda konuşmasın" diye uyarılmasını istediğini söyledi. Mahkeme, davanın ağır ceza mahkemesine sevkini istedi.

20 Ekim 2008 - Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin, Hrant Dink"in öldürülmesinde istihbarat yönünden ihmalleri olduğu iddiasıyla iki jandarma görevlisinin yargılandığı davanın, ağır ceza mahkemesinde görülmesi için verdiği görevsizlik kararı, bir üst mahkeme tarafından bozuldu. Dava aynı mahkeme tarafından görülmeye devam edecek.

22 Ekim 2008  - Samsun 4.Asliye Ceza"da yargılanmakta olan Samsun Emniyet Müdürlüğü görevlilerinden dönemin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta ile Komiser İbrahim Fırat beraat etti.

24 Ekim 2008  -  Yasin Hayal"in abisi Osman Hayal hakkında dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı"nca hazırlanan iddianamede, Osman Hayal"ın "insan öldürmeye iştirak" ve "yasa dışı örgüte üye olmak" suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapsi talep ediliyor. Osman Hayal, Hrant Dink cinayet davasının 20. sanığı olarak yargılanacak.

28 Ekim 2008     -  Dink cinayetinde ihmali olduğu gerekçesiyle Trabzon Valiliği tarafından yargılanmasına izin verilen dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz’ün, Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptığı itiraz reddedildi. Böylece Ali Öz ve diğer rütbelilerle ilgili soruşturma süreci resmen başladı.

-12 Kasim 2008  - Başbakanlık Teftiş Kurulu"nun 1,5 yıldır sürdürdüğü incelemenin ardından hazırladığı rapor tamamlandı. Raporda Hrant Dink cinayetinde görevi ihmal ettikleri gerekçesiyle Trabzon Emniyet, Trabzon Jandarma ve İstanbul Emniyet"indeki sorumlular hakkında soruşturma başlaması tavsiye edildi. Raporda ayrıca Yasin Hayal"in McDonald"s bombalamasından önce kullandığı yeni bir telefon numarası bulunduğu ve çok sayıda yurtdışı görüşme yaptığı tespit edilerek, kimliklerin tespiti için Adalet Bakanlığı"nın izin vermediği ifade edildi.

29 Aralik 2008  - Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayetini önlemede ihmal gösterdikleri iddiasıyla Trabzon"dan altı jandarma görevlisi hakkında hazırladığı iddianameyi Trabzon 2.Sulh Ceza Mahkemesine gönderdi.

 Ocak 2009  - Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Albay Ali Öz ve diğer beş jandarma görevlisiyle ilgili "görevi ihmal" iddianamesiyle ilgili, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğine hükmederek görevsizlik kararı verdi. Başsavcılık karara itiraz etti.

15 Ocak 2009 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dink’in iki yıl önce öldürülmesine ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna “olur” vererek, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ile halen İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer hakkında “görevi ihmal” iddiasıyla inceleme yapılmasının yolunu açtı.

19 OCAK 2009 - katledilişinin 2 yıldönümünde yine söylüyoruz Merak etme Hrant, katillerin peşini bırakmayacağız...

« Son Düzenleme: Ocak 19, 2009, 01:45:37 ös Gönderen: skullG »


Ocak 18, 2010, 03:57:48 ös
Yanıtla #11
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay



6 Mayıs 2009 Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Hrant Dink cinayeti öncesinde önlem almayarak "görevini ihmal" ettikleri gerekçesiyle yargılanan iki jandarma görevlisi ile dönemin Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ve beş görevlinin davalarını birleştirdi. Sanıklar iki ila altı yıl arasında hapis cezası istemi ile yargılanacaklar. 

17 Haziran 2009 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümetten sorularını Kasım'a kadar yanıtlamasını istedi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi , Hrant Dink ve öldürülmesinin ardından ailesinin avukatlarının yaptığı beş başvuruyu birleştirerek, değerlendirmeye başladı ve hükümete Kasım ayına kadar yanıtlaması için sorular gönderdi. Başvurular Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkı ihlali”, mahkemeye etkin başvuru hakkı”, “adil yargılanma hakkı”, “ifade özgürlüğü” ve “ayrımcılık yasağı” maddelerine dayandırılarak yapılmıştı. 


6 Temmuz 2009 Ogün Samast, 10. duruşma sırasında Dink ailesini tehdit etti

Hrant Dink cinayet davasının 10. duruşması yapıldı. Duruşma sırasında tanıklardan Mesme Havva Ogün Samast'ın cinayet sırasında yalnız olmadığını söyledi ve diğer kişinin Yasin hayal olabileceğini söyledi. Öğleden sonra verilen aranın ardından duruşma salonuna girilirken Ogün Smast, önünden geçmekte olan Dink ailesini "Bekleyin, 5 yıl sonra görüşürüz" diyerek tehdit etti. Avukatların talepleri üzerine mahkeme Ogün Samast hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. 

19 Ocak 2010 3 yıl sonra ADALET için Aynı yerde Aynı saatte




Ocak 18, 2010, 04:59:14 ös
Yanıtla #12
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Kendi yazı başlığım: Hrant Dink'i tanımak

H.D.'in kendisi gibi kafatasçı söylemleri olanlar tarafından yapılan röportajı

ALLAH BEDİÜZZAMAN’DAN RAZI OLSUN

Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıyor musunuz?

Tabiî ki...

Bediüzzaman Doğuda aşiretleri gezip meşrûtiyeti anlatırken, halk meşrûtiyetin Ermenilere tanıyacağı eşitlikten rahatsızlık duyuyor, o da, “Kendimizi dev aynasında görmemeliyiz. Kabahat bizde. Tamamen zimmetimize alamadık, bilhakkın adalet-i şeriatı gösteremedik... Hem de dostluğun sebebi vardır. Zira komşudurlar. Komşuluk dostluğun komşusudur. Hem de onlar uyandılar, dünyaya yayıldılar, terakkiyat tohumlarını topladılar; vatanımıza ekecekler” diyor ve Ermenileri korumak gerektiğinden bahsediyor.

Bunları kaç yılında söylüyor?

1910 yılında...

Çok ilginç.Allah Bediüzzaman’dan razı olsun. Zamanın ölçülerine ve bakış tarzına göre, burada Bediüzzaman’ın ahlâklı ve etik bir duruş sergilediğini görüyoruz.

Kaynak: http://www.yeniasya.com.tr/2007/01/21/roportaj/default.htm


H.D.'in kızının sözü : "şimdi kanınız daha mı temiz"
Mesela benim babamı öldürseler, ben "şimdi kanınız daha mı temiz" demem, herhalde bu yetiştirilme tarzı. Ayrıca kızı, babasının ne anlamda yazdığını ortaya çıkartmış bulunuyor.Kendisi gibi kızının da kafatasçı söylemleri var.


Fetyhullah Gülen

Fetyhullahın vakfının organize ettiği Abant Toplantılarına katılırdı H.D. . Zaten aynı düşüncenin paralel versiyonu.


Mahkemesi de sonlandı, kafatasçı söylemleri yüzünden mahkeme cezalandırdı.


Nasıl da ağdalı söylemiş;

'Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur.


Bu ve bunun gibi kafatasçı düşüncelere sahip olanlar hiçbir zaman Ermeni Dostlarımız ve kardeşlerimizle birbirimize düşürmeye gücü yetmeyecek.
Kimse Türkiye'de yaşayan Ermeniler hakkında sözcülük yapmasın.

« Son Düzenleme: Ocak 18, 2010, 05:06:13 ös Gönderen: Mozart »


Ocak 18, 2010, 07:26:37 ös
Yanıtla #13
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Ne güzel değil mi Sn. Mozart,

Burda Hrant'ın kafatascı düşüncesi nedeniyle Mahkemece cezalandırıldığını ifade ediyorsunuz. Diğer tarafta yine bir mahkeme kararıyla idama giden Erdal EREN için başlık açabiliyorsunuz.

Daha evvel de söz konusu oldu yine tekrarlayacağım Hrant Arkadaşım asla bir kafatascı değildi. Hrant Arkadaşım, hiçbir zaman türk ile ermeninin birbirine düşman olmasını da istemedi, onları birbirine düşürmek için bir şey de yapmadı.

Bir bebekten bir katil yaratan karanlığa karşı ben de bir HRANT'ım.



Ocak 19, 2011, 12:56:54 ös
Yanıtla #14
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay



4 YIL OLDU

4 yıldır adaleti, vicdani, hukuku arıyoruz.
Bulamıyoruz.

4 yıldır yargıyı, hükümeti, meclisi arıyoruz.
Bulamıyoruz.

4 yıldır, sokak ortasında arkadaşımızı katledenlerin
arkasındaki güçlerden söz ediyoruz,
laf dinletemiyoruz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
devleti mahküm etti, "ucuz atlattık" diye sevindiler.

İnsanlık hakkımızı kullandık, adalet istedik,
çocuk dediler.

Çocuk gitsin, ağabeyleri gelsin dedik, umursamadılar.

Vatandaşlık hakkımızı kullandık, sorular sorduk,
cevap vermek yerine dalga geçtiler.

Hrant Dink’i aramızdan almalarının 4. yılında
bir kez daha omuz omuza vermek için,
ailesi, dostları ve bütün sevenleriyle birlikte
onu anmak icin 19 Ocak'ta, saat 3'te,
Hrant'ın vurulduğu yerde buluşuyoruz.

Bebekten katil yaratan karanlığa ışık tutmayanlar
o karanlığı istiyor demektir.

O karanlığı hep birlikte ortadan kaldıralım.


19 Ocak Çarşamba
saat 15:00
Agos Gazetesi önü

Hrant'ın Arkadaşları


Ocak 19, 2011, 01:03:25 ös
Yanıtla #15
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay



Ocak 19, 2011, 04:53:15 ös
Yanıtla #16
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Ne acıdır ki,böyle bir vahşete alet olanları,bu vahşeti tezgahlıyanları,bu oyunu kuranları alkışlayanları içimizde barındıracak kadar duyarsızlaşmış bir toplum haline geldik.
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ocak 19, 2011, 07:51:19 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Gani Müjde nin dediği gibi "Burası T.ö.rkiye", burası Türkiye olsaydı eğer, o tetiği gerçekten çektirenler bulunabilirdi. Ne üzücüdür ki insanlar düşündükleri için katlediliyorlar. Doğrudur-yanlıştır, seversin-sevmezsin ama karşı fikirleri savunanları, fikirlerini beyan edenlere "SAYGI" duymak zorundayız. Eğer gerçekten haklı olduğunu düşünüyorsan, kalemden bol, kağıttan bol ne var ! Sen de kalk yaz, karşı fikirli olanları haksız çıkart. Ama doğru ya bunun için beyin gerek, beyni olanları,beynini kullananları vurmak gerek ki, dünya beyinsiz, kuklalara kalsın.

Ne kadar acıdır ki, düşünmenin suç olduğu, cezasının ise ölüm olduğu bir ülke de yaşıyoruz.

Saygılarımla
« Son Düzenleme: Ocak 21, 2011, 01:28:32 ös Gönderen: dogudan »


Ocak 20, 2011, 10:44:24 öö
Yanıtla #18
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 125
  • Cinsiyet: Bay

Basit bir ermeninin oldurulmesi olumsuzlesdirilecek kadar degerli degil.
19 ocak 1990-da daha agir bir katliam olmustur.19 ocak 1990 gecesi Rus ordusu Azerbaycana taaruza gecdi  131 azeri turkunu katletmis 100- lerce insan yaralanmis 10-larca insan kaybolmustur.Sonradan anlasildiki Azerbaycana katliama gelen Rus ordusunun komuta heyetini cogu ermeni subaylardan ibarettir.
1988-1994 yillari arasinda Daglik Karabagda 40000 bin azeri turkunu katleden, 50000  insani sakat birakan,  cocuklari demir borularin icine doldurub yakan,  ana-babasinin gozleri onunde evladlarinin baslarini kesen,Azerbaycan topraklarinin 20%-ni isgal eden, 1000000 insani evlerinden  goc etdiren ve hala 10000 azeri turkunu Ermenistanda esir tutub  zehirli-kimyasal santrallarda calistiran, kucuk kiz cocuklari dahil butun kadinlara tecavuz eden, cocuklari sunguye geciren hala her kurban bayraminda esir azeri turklerini ermeni mezarliginda baslarini kesen Hrant Dinklerimi olumsuzlesdiriyorsunuz.
Guvercinmis...
Hepimiz Hrantz...
Ben Turkiyede hepimiz Hrantiz, hepimiz ermeniyiz sloganiyla miting meydanlarina cikan butun turk kardeslerimi uyanmaya davet ediyorum.
Ermeniler yeni dogan bebeklerinin kulagina fisildiyorlar senin dusmanin turklerdir.Cocuklarini korkuturken bile turklerle korkutuyorlar.
Azerbaycanda yasayan ermeniler diyorlar ki, ya bizim sizinle bir sorunumuz yok bizim asil sorunumuz Turkiye turkleriyledir.Turkiyede yasayan ermeniler diyorlarki, bizim sizinle bir sorunumuz yok bizim asil sorunumuz azeri turkleriyledir.
Tarih boyunca hep ruslarin, ingilizlerin arkasinda saklandilar firsat buldukca da turklere saldirdilar, ayaklandilar, katliamlar yaptilar.Dunya arenasinda da hep kendilerini magdur bir halk gibi gosterdiler.
Bu halk var oldugu surece ne soykirim iddasindan, nede Turkiye ve Azerbaycandan toprak iddasindan vazgecmeyecek.
Degerli arkadaslar ermenilerin ne kadar zehirli bir millet oldugunu unutmayin.Ben hayatimda iyi niyyetli bir ermeni gormedim.
Bunlar hasta ruhlu bir halkdirlar.
Saygilarla
« Son Düzenleme: Ocak 21, 2011, 12:51:10 ös Gönderen: dogudan »
1283 - leriz biz.


Ocak 20, 2011, 11:21:49 öö
Yanıtla #19
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Eser,

yazdıklarınızı okuyunca girmek istemediğim konulara yanıt vermek zorunluluğu hissettim.

Forum alanındaki üyelerin birçoğu,birey olma umuduyla gayret ettikleri için insanlık değerlerini ve erdemlerini gerektiğince önemserler.

Biryerde olmaması gerektiği halde varolan bir zulüm,başka biryerde gerçekleşen başka bir zulmü meşrulaştırmaz.Halkların ruhların da hastalık olmaz,insanların ruhlarındaki hastalık kollektif bilince sirayet eder ki,budurum o toplumların sonunu hazırlar.

Bizler,toplumumuz da varolan bu zilliyeti atıp çıkarma gayreti içerisinde münferiden de olsa orta ve uzun vadeye kendimizi geliştirme yoluyla yatırım yapmaya çalışıyoruz.

Benim gözüm de;bırakın Ermeni'yi,Kürt'ü vs yi,nefes alan bütün canlılar,birbirlerini birbütünün birer parçası olarak algılamadan,insanlık hakettiği seviyeye ulaşamayacaktır.İnsanın Evrimi de bu sürece gebedir.Bunu yadsıyarak yaşamak ise, beyhudedir.

Öncelikle,birey olabilmenin müşterek özelliklerinde uzlaşmalıyız ki,düşüncelerimizdeki farklılıkları sorgulayabilelim.


Saygılarımla
« Son Düzenleme: Ocak 21, 2011, 12:48:49 ös Gönderen: dogudan »
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3607 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2010, 07:27:29 ös
Gönderen: popperist