Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Denge  (Okunma sayısı 6896 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 28, 2015, 12:39:13 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

" Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söyleyen okült gerçek, Einstein'in araştırmalarıyla doğrulanmıştır. Buna göre, kuvvet asla doğru çizgide ilerlemez, evrenin büyüklüğü ölçüsünde kıvrılır, evren o yola çıktıktan sonra, genişlemeye devam ettiği için, başlangıçtakinden  daha büyük bir eğri çizerek kaynağına geri döner.  Buradan şu sonuç çıkar, nihayet birbirleriyle kesişen vurgular veya bir tür denge haline gelecektir.
Bu denge zamanla yeni kuvvetlerin tezahüre gelip, yeni etkenlerin işin içine karışmasıyla tekrar dengelenmek zorunda kalacak olan bir kuvvettir. "

(Yukarıda ki alıntıya burada ara veriyorum çünkü aklıma gelen bir yorumu paylaşmak istiyorum.
Evrenin yapısı insan psikolojisi gibi; yaşamımızın ve davranışlarımızın getirdiği durumları dengelemek zorunda kalmamız gibi..O halde aklıma şu geliyor; İlk Olan kendini, kendinde tezahür edende mi  deneyimliyor?..Tıpkı bireylerin davranışlarının sonucunda deneyimlendikleri gibi!..Sonuç'da kendimizden yansıyan la yüzleşmiş olmuyor'muyuz? )

"Denge hali birbirleriyle ilişki içindeki karşıt kuvvetlerin etki tepkiyle bir durma noktasına gelmesidir. Ki o formun temelidir. Örneğin, atomda bu form ve denge durumunu görürüz. Çünkü atom her biri bir burgaç, bir dönüş halinde olan bir elektron adasıdır. Bu şekilde elde edilen istikrar, dikkat edilmelidir ki, bir kendinden şey değil, bir haldir, tıpkı Kabalistlerin Binah, Üçüncü Sefira dediği şey gibi.  Nerede bir denge durumuna ulaşmış etkileşim halinde kuvvetler varsa, Kabalistlere göre orada Binah hali vardır.  Örneğin, fiziksel planın istikrarlı birimi olan atom Binah türü bir kuvvetin tezahürüdür.
İlerlemenin görülmediği bütün sosyal örgütlenmeler , örneğin devrimden önceki Çin medeniyetleri veya kadim üniversitelerin Bina'ın etkisi altında olduğu söylenir."

( burada şahsi fikrim:  Binah, Kuvvetin akışına set olduğundan yani dengeleme açısından bunu yaparken, Mikrogozmos yapıda yani insanın form yapısında ilerlemeye engel teşkil ediyor.)

"Binah'a Yunan Tanrrı'sı Kronos ( Zamanın Babası) ve Romalı Tanrı Satürn  (Binah) tayin edilmiştir. Burada Zamana, bir başka deyişle yaşa atfedilen önem gözden kaçırılmamalıdır; saygı duyulan beyaz saçlardır, yetenek çok az bir öneme sahiptir. Yani, böyle bir ortamda ancak Kronos'a  ait özellikler taşıyanlar başarılı olabilir. "

( Burada yine aklıma gelen şunlar:
Yaşlı olana eylemlerinden dolayı değil sadece beyaz sakallarına hürmet ediliyor ve sonuçta onun sakalının doğrultusunda gidilmiş oluyor. Ben buna affınıza sığınarak kaba bir tabir getiriyorum; dinozor kafayla sürülen bir eylem Kronos kafalı bir toplumda başarılı olabilir ama bu sadece bireysel olarak; toplumsal olarak sadece geri kalmışlığa mahkum eder. Böyle bir toplumun başına Kronos kafalı bir devlet olursa düşünün neler olur. Demokrasiden yoksun, sadece Dikte bir devlet olur; tüm yeniliğe ve sadece kendi fikirleri doğrultusunda, sadece geçmiş zamanda kalmış zihniyetle..İlerleme, geri kalmış fikirlerle adım atılarak değil, ama o fikirlerin tecrübelerine bakıp yeni fikirler edinerek  olur. Bu eklediklerim okuduklarımdan dolayı aklıma gelen acizane fikirlerdir sadece. ) alıntıya devam ediyorum.


" Bazen Yüce  Deniz dene Yüce Ana Binah, kuşkusuz, Bütün Canlıların Ana'sıdır. O hayatın tezahüre geldiği arketipik rahimdir.  Hayata bir form sunarak hizmet eden her şey Binah'ın bir aracıdır.  Hatırlanması gerekir ki, formla sınırlandırılmış hayat, her ne kadar bu formun içinde örgütlenme ve evrim geçirme özgürlüğüne sahip olsa da, sınırlanmamış ( dolayısıyla örgütlenmemiş) hayata göre, çok daha az özgürdür. Bir forma dahil olmak ölümün başladığı yerdir. Form engeller, sınırlar, bağlar. Form hayatı zapt eder ve böylece onun örgütlenmesini mümkün kılar. Sebestçe hareket eden kuvvetin açısından bakıldığında form hapsedilmek yok olmaktır. Form acımasız bir şiddetle disipline eder.

( Bence burada anlatılan kontrolsüz yada dengesiz bir disiplinin kölelik getirdiğidir !..)

" Bedensiz ruh ölümsüzdür; onda yaşlanan ve ölen bir şey yoktur. Fakat bedenlenmiş ruh ölümü daha en baştan, kendi şafağında görür."

Buraya kadar yapmış olduğum alıntıyı sizlerle paylaştım; acizane fikirlerimle. Eminim daha çok fikirler doğacaktır okuyan arkadaşlarda; sonuç'da düşünce ve fikir hapsedilemezler ama sadece şahsın kendi tarafından disipline edilebilir :)

Paylaştığım bu alıntıda kullanılan bazı terimler  okült bilgilere  aşina olmayan arkadaşlara anlamsız gelebilir; ama mason arkadaşlar anlayacaktır. Umarım benim gibi acemi bir araştırmacıya yararlı olabilecek katkılar sunabilirler.
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2015, 12:46:28 ös Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


Ağustos 29, 2015, 12:08:35 öö
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 286
  • Cinsiyet: Bay

Çok faydalı bir yazı olmuş teşekkürler. Aklıma iki soru geldi formların , kuvvetlerin iradesi var mıdır  , ayrıca ölümsüzlüğün yolu nedir ?


Ağustos 29, 2015, 12:26:30 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Fizik-Doğabilim konusu altında açılan bu başlık ile ilgili paylaşım yapmadan önce  tanımları vermenin uygun olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle okültizm ne demektir. Sayın ADAM tarafından forumumuza kaandırılmış olan Mason Sözlüğünde verilen aynen aşağıdaki gibidir.

Okültizm: Evrene ilişkin gerçekleri, kendilerine özgü birtakım bilim dışı ve yer yer gizli tutulan yöntemlerle araştırmayı öngören öğreti ve sistemlerin genel adı.

Wikipedia'da verilen tanım da forumumuzdaki tanımla benzerlik göstermektedir.
Okült:  Bilimsel yöntem dışındaki yollar ile "gizli" bilginin araştırılması demektir

İkinci olarak kuvvet ne demektir. Bir fizikçi olarak derslerimde de anlattığım gibi;
Kuvvet: Hareket eden bir cismi durduran, duran bir cismi hareket ettiren, cisimlerin şekil, yön ve doğrultularını değiştiren etkiye denir.

Dengenin tanımını daha önce başka başlık altında vermiştim (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17858.0 adresindeki 2 numaralı ileti). Burada kısa bir özet verilmek istenirse;
Denge kelimesi sözlükte sistemin/cismin halini muhafaza etmesi yahut istikrarını sürdürmesi olarak tanımlanır. Fiziksel olarak ise sistemin/cismin herhangi bir kuvvet veya döndürme etkisi (tork) etkisi altında olmaması demektir.

Atom ile ilgili yazılanlara gelmek gerekirse. Bunu için de bir takım tanımlamalar yapmıştım vakti zamanında. İstenirse http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17064.40 adresindeki 43 numaralı iletiye bakılabilir. Bunların da Sayın hypatia'nın yazdıkların farklı olduğu aşikardır.

Tanımları verdikten sonra acaba Einstein'ın ortaya attığı düşünce neydi?

Sayın hyptia'nın söylediğinden biraz farklıdır aslında Einstein'ın ortaya attığı düşünce.  Genel Görelilik Kuramı çervesinde Einstein der ki: Işık büyük ölçekte yani uzayda (bu nedenle teorinin adı Genel Görelilik)  hareket ederken büyük kütleli yıldızların ve ya karadeliklerin yanından geçerken bu yıldızın veya kara deliğin çekim alanından etkilendiği için bükülerek geçer. Bunun açıklması olarak ise bu büyük kütlenin uzayı eydiği (Kafamızda canlanması açısından büyükçe bir bowling topunu genişçe ve iyice gerilerek açılmış bir balık ağının ortasına koyduğmuzda ağ başlangıçta ne kadar gergin olursa olsun bowling topu tarafından yine de çökertilir yani eğilir) söylenir.

Bu noktada kavramlar ve konular doğru bilindiğinde hata yapılma riski en aza iner. Fizikle uğraşan bir bilim insanı olarak Fizik-Doğabilim konusu altında yazılan konuların pozitif bilimlerle ilgili olması gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda tanımını verdiğim gibi okültizm konusu bilim dışı bir konudur ve dolayısıyla fizik dışıdır da aynı zamanda. Bilimsel olmayan yöntemler kullanılır.

Bu başlık içinde geçen fizikle olduğunu düşündüğüm ve aslında bilgi eksikliğinden olsa gerek yanlış kullanıılan noktaları yukarıda sıraladım. Geride kalanlar fizikle ilgili olmadığından yorum yapmayacağım.

Siz sayın üyelerimize iki adet tavsiyem olacak: 
1. Net ve tam olarak bilimediğimiz konular hakkında paylaşım/yorum yapmamalıyız.
2. Başlık açarken doğru yerde başlık açmalıyız.

Çünkü yazdığımız herşey elektronik anlamda tarihe bir iz bırakmaktır. Sonraki nesiller de bunlardan faydalanacaklardır.

Bu sayede forumumuzu daha verimli bir şekilde kullanmış oluruz. 
« Son Düzenleme: Ağustos 29, 2015, 12:29:10 öö Gönderen: propulsion »
Nosce te Ipsum


Ağustos 29, 2015, 12:50:49 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Sn. Etimolok, teşekküre değer bir şey yapmadım. Burada bir konuda birbirimizi bir nebze aydınlatabilir umuduyla yapılan bir paylaşım sadece. Dion Fortune adlı bir yazarın Sefirot hakkında detaylı bilgilerden sadece kısa bir alıntı.
Sevgi ile kalın


Ağustos 29, 2015, 01:57:21 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Sn. propulsion
Öncelikle yanlış bir sayfa olduğunu sanmıyorum, çünkü evren içerikli konu başlıklarına rastladım ki bu konu da evrensel bir paylaşım sanırım. Neyse gelelim yanlış bulduğunuz meseleye.

Burada siz beni sorgulamıyorsunuz aslında. Ben bir fizikçi değilim ve bir bilim adamı adına da iddialarım yok sonuçta bir şey keşfetmedim; bende herkes gibi kaynaklardan yararlanmaya çalışıyorum. Sizin sorguladığınız alıntı yaptığım kaynak adıdır; yani buradakiler Sn. Hypatia'nın sözleri değil,Kitabın yazarı olan Dion Fortune adında Altın Şafak Cemiyetinin eski üyelerinden ve Işık Kardeşliği cemiyetinin kurucusu olan İngiliz bir bayanın dır :) Ve bu bayanın hatta kendisinin de bilim adına aldığı alıntının insanları yanılttığı suçlaması cemiyeti de kapsar; ve bir bilimci olarak onları da suçlama hakkını kazanırsınız bu durumda...Uzatmak istemiyorum ve gerek de yok. Sadece beni aydınlatın Sn fizikçi, hatta burada bu sayfayı okuyan arkadaşları da; size minnettar oluruz bilim adına.

Şu soruma yanıt verirseniz sevinirim madem ki bir cemiyetten yanlış bilgi çıkıyor biz doğruyu bulalım.
Kuvvetten bahsetmişsiniz. Sizin bahsini yaptığınız kuvvet konusunda nasıl bir yanlışlık olmuş ?
Kitap, Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söylemiş. Bu doğrumu, yanlış mı? sadece sizden bunun cevabını Dion Fortune adına alayım.
« Son Düzenleme: Ağustos 29, 2015, 02:09:01 öö Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


Ağustos 29, 2015, 03:22:23 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Evet söylediklerim Sizin ifade ettiğiniz gibi bir Sn fizikçinin bilim insanının söyledikleridir. Dikkatle okunması iyi olacaktır.

Kimseyle polemiğe girerek vakit kaybetmek ve forumu meşgul etmek istemem. Hem vakite hem de foruma yazık. Ama doğru bildiklerimizi de söylememiz lazım.


Sn. propulsion
Öncelikle yanlış bir sayfa olduğunu sanmıyorum, çünkü evren içerikli konu başlıklarına rastladım ki bu konu da evrensel bir paylaşım sanırım. Neyse gelelim yanlış bulduğunuz meseleye.

Burası yanlış yerdir. Bu konu tartışma götürmez. Böyle bir paylaşımın yeri Fizik-Doğabilim değildir. "Sanarak" paylaşım yapılmamalı.

Evrensel kelimesinin tanımına gelirsek (bu da yanlış kullanılmış): Bu kelime evrenin tamamı için geçerli olan demektir.

Bir örnek verelim insan kalbi kan pompalar, aksi halde insanda hayat olmaz.  Bu evrensel bir gerçektir. O halde biyoloji ve tababet ile ilgili olan bu konu da fizikle ilgillidir diyecekmiiyiz?. Tabii ki hayır. 

Bu başlıkta yazılanların bir pozitif bilim olan fizikle ilgisi yoktur.

Burada siz beni sorgulamıyorsunuz aslında. Ben bir fizikçi değilim ve bir bilim adamı adına da iddialarım yok sonuçta bir şey keşfetmedim; bende herkes gibi kaynaklardan yararlanmaya çalışıyorum. Sizin sorguladığınız alıntı yaptığım kaynak adıdır; yani buradakiler Sn. Hypatia'nın sözleri değil,Kitabın yazarı olan Dion Fortune adında Altın Şafak Cemiyetinin eski üyelerinden ve Işık Kardeşliği cemiyetinin kurucusu olan İngiliz bir bayanın dır :) Ve bu bayanın hatta kendisinin de bilim adına aldığı alıntının insanları yanılttığı suçlaması cemiyeti de kapsar; ve bir bilimci olarak onları da suçlama hakkını kazanırsınız bu durumda...Uzatmak istemiyorum ve gerek de yok.

Kimsenin sorgulandığı falan yok. Sayın hypatia veya diğer üyeler istediği kaynaktan yararlanabilir.

Forum üyeleri de foruma koyulanlar ile ilgili yazılaz yazar. Benim hakkında yazı yazdığım Sn hypatia tarafından foruma koyulan ve fizikle yakından uzaktan ilgisi olmayan paylaşımdır. Sanırım bu kitabı yazan da Sizin iletinizde yazılanların bir pozitif bilim olan fizikle ilgili olduğunu iddia etmeyecektir.

Sadece beni aydınlatın Sn fizikçi, hatta burada bu sayfayı okuyan arkadaşları da; size minnettar oluruz bilim adına.

Sn hypatia burada hafifen bir alaycı ifade kullanmış sanırım Sn fizikçi diyerek. Ama ben gerçekten fizikçiyim.  Bu noktada bir şey demek istemiyorum.

Şu soruma yanıt verirseniz sevinirim madem ki bir cemiyetten yanlış bilgi çıkıyor biz doğruyu bulalım.
Kuvvetten bahsetmişsiniz. Sizin bahsini yaptığınız kuvvet konusunda nasıl bir yanlışlık olmuş ?
Kitap, Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söylemiş. Bu doğrumu, yanlış mı? sadece sizden bunun cevabını Dion Fortune adına alayım.

Kuvvetin hareket etmesi diye bir husus YOK. İletimde Einstein'ın neden bahsettiğini yazdım. Doğrusunu yazdım.  İsteyen benim dediklerim çerçevesinde kısa bir araştırma yapar ve biraz daha bilgi edinir.

Buraya kadar  Sn hypatia'nın son iletisinden alıntılar yaparak paylaşım yaptım.  Bu noktadan sonra okültizm ve Sizin bahsettiğiniz yazar üzerinden bir şeyler yazmak istiyorum.

İlk olarak Okültizm ile ilgili yazmak isterim.

Wikipedia der ki:

Okültizm: Geçmiş çağlarda doğa, evren, tesirler, insan ve evren ilişkileri ve gelecek hakkında gerek medyumnik yollarla gerekse aktarılagelen ezoterik tradisyonlar yoluyla edinilmiş derin bilgiler bütünü olarak tanımlanır.

Terimin etimolojik kökeni: Terim Latince’de "gizlemek, saklamak" anlamına gelen "occulere" sözcüğünden gelen, “gizli, saklı” anlamındaki occultus sözcüğünden türetilmiş olup, “gizli ve saklı olanın bilgisi” anlamına gelir. Buradaki “gizli ve saklı olan” ifadesi hem görünmeyen aleme, hem doğaüstü denilen fenomenlere ilişkindir. Okült sözcüğü okültizm adının sıfatı olup günümüzde "okültizm ile ilgili" anlamında kullanılır.

Kapsamı: Gizlibilimler de denilen okültizmin kapsadığı alanlar arasında maji, simya, astroloji, nümeroloji, sembolizm, teürji, psişürji , kahinlik veya falcılık türleri sayılabilir.

Burada yazılanların hangisi bir pozitif bilim olan fizikle ilgili? HİÇBİRİ

Yazar ile ilgili olarak ise yine herkesin ulaşabileceği bir kaynak olan Wikipedia derki:

Dion Fortune: Violet Mary Firth Evans (d. 6 Aralık 1890, ö. 1946) ya da bilinen adıyla Dion Fortune, İngiliz okültist ve yazar. Takma adı, aile sloganı olan "Deo, non fortuna" (Latince: "tesâdüf değil, Tanrı tarafından") sözünden gelmektedir. Görüldüğü gibi yazar bir okültisttir. Okültist tanımsal olarak okultizm ile ilgilenen demektir. Az evvel söylediğim gibi bu konu bir pozitif bilim olan fizikle ilgili DEĞİLDİR.
« Son Düzenleme: Ağustos 29, 2015, 03:26:42 öö Gönderen: propulsion »
Nosce te Ipsum


Ağustos 29, 2015, 03:44:36 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın hypatia'ya bu güzel ve bilgilendirici yazısı için ben de teşekkür ederim.

Fakat şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Sayın propulsion, 'şu konuyu oraya açtın buraya açtın' tavrından vazgeçmediği sürece anlaşılan canımız çok sıkılacak. Neden Forumumuzdan başka bir kimse bununla ilgili bir şey yazmıyor da hep siz yazıyorsunuz merak içerisindeyim. Sanırım kendinize iş edinmeye çalışıyorsunuz. Dikkat ederseniz, iletilerime yazdığınız son sözlere yanıt vermeye tenezzül bile etmedim ve hatta doğru düzgün okumadım bile. Boşu boşuna ileti kirliliği yapıyorsunuz. Yanlış bir yerde yanlış bir bilgi paylaşılıyorsa eğer, zaten gerekeni Sayın Arais yapacaktır. Bence bu size düşmez Sayın propulsion. Ve ayrıca da Fizik Doçenti olmanızla ilgilenmiyoruz. Bu Forum, Masonluk ve diğer eğitici dallarla veya gündemle ilgili paylaşım yapma alanıdır, bilim adamlığı taslama alanı değildir.

Ona bakarsanız ben de arkeoloji biliminin bilim adamıyım. Ancak arkeoloji ile ilgili yanlış bir yerde yanlış bir paylaşım yapanın gözüne sokmuyorum 'sen yanlış yapmışsın, doğrusunu ben biliyorum ben biliyorum' diye.

Lütfen bilim adamlığı taslamayınız.
« Son Düzenleme: Ağustos 29, 2015, 03:49:46 öö Gönderen: Fay Frin »
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Ağustos 29, 2015, 08:48:57 öö
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Burada birtakım sezgiciler, hayaller dünyasında yaşayanlar, beyinlerini bilim dışı varsayımlarla dolduranlar, gizemcilik ve ve okült bilgiler gibi şeylere kendilerini kaptırarak, gerçeklerden olasıya ulaşıp bununla tatmin arayanlar, oradan buradan alıntılara dayanarak yazdıklarıyla  kendilerinin Forumda boşuna kirlilik birikimi yarattıklarının farkında değiller galiba.

Sayın propulsion haklıdır.

Forumda bir konu açılırken bunun açıldığı yer ÇOK ÖNEMLİDİR. Bunun düzeltilmesi moderatöre bırakılamaz. Üyelerin buna kendilerinin özen göstermesi gerekir.

Altın Şafak ve benzeri tarikatları neyle ilgilendiği, nasıl ırva zırvalarla uğraştıkları tüm pozitif düşünenler ve değerlendirenlerce bilinmektedir. Fakat bu o gibi uğraşıların değersizliği ya da gereksizliği anlamına gelmez. Sadece o tür düşünüler ve anlatılar, BİLİM kapsamına girmez; o kadar.

Masonluktaki çalışmaların temelinde BİLİM öncelikli bir yer tutar. Bilimin yanı sıra elbette gizemcilik (misitisizm) de vardır, gizlicilik (okültizm) de vardır, parapsikoloji de vardır. Fakat Masonluk bunları bilimsel gerçeklerin yansıması olarak değil, sadece bilimsel yöntemle inceleme alanına alınabilecek konular olarak değerlendirir.

O gibi bölümlerin bu Forumda bulunuşu da bundandır.

Kimse burada okült bilgileri ve düşünüleri doğabilim ve fizik çerçevesine sokuşturarak yutturmaya kalkışmasın.

Bu, yanlışı bir davranıştır.

Biz de yanlışı düzeltiriz.

Yanlış yapanlar tutumlarında diretirse bu kez biz de tutumumuzu bireyselleştirerek onlara yüklenmeye başlarız.

Bu böyle biline. İtirazı olan varsa beri gelsin. Söyleyeceği bir söz varsa bana söylesin.

Şayet Forumda böyle bir konu gündeme getirilecekse, bunun yeri “Parapsikoloji” bölümü olabilir. “Denge” konusunu parapsikoloji alanında irdelemekle Fizik-Doğabilim alanında irdelemek arasında çok büyük fark vardır ve bu ÇOK ÖNEMLİDİR.

Bu yanlışı yapmakta diretenlerin canı çok sıkılabilir, doğru. Nitekim sıkıldıklarını görüyoruz. Diretirlerse daha da çok sıkılabilirler.

Ötesi hiç kimse Sayın propulsion’a bilim adamlığı taslamak gibi bir hakarette bulunamaz. Böyle bir şey yapmaya kalkışmış olan Fay Frin adlı kullanıcıya haddini bilmesini öneririm. Gitsin kendi Arkeoloji alanında bilim adamlığını göstersin. Bunun için de Forumda bir bölüm var.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 29, 2015, 12:11:46 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Bilimin pozitifliği ve negatifliği üzerindeki tartışma yapmak ve noktayı koymak  kimsenin henüz harcı değildir. Okültizm alanı büyücülük değildir bunu bir türlü anlamak istemeyenlerin kendi tercihleridir ve başkalarının tercihleri üzerinde de karar verme yetisi asla yoktur.
 
Okültizm bilimi ret etmez sadece elde olanın sınırlarını zorlar;bunun neresi büyücülük? sadece elde olanın daha derinine ve ötesine gitmeyi amaçlar ve deneyler. Şimdiye kadar bilimin yaptığı bu değil mi?
Kitaplarda öğretilen ve tamam hepsi budur diyerek daha ötesini düşünmeye gerek görmeyen ve ona ekleme yapmayan  bir bilim adamı benim gözümde hazırcı'dır..Toplum olarak bilime en son katkımız ne olmuştur? Tartıştığımız konularda hangi bilim adamı yetişmiştir?..Biz sadece kabaran egolarımız tatmin için tartışırız. Okültizm'i merak eden arkadaşlar yeni bir bulgunun peşinde değiller, binlerce yıl önce üzerinde çalışılmış ve yazılmış bilgilerin yeniden ele alınıp  incelenip incelenmemesi hususu kimsenin tekelinde değildir. İsteyen okur istemeyen kendi işine bakar. Burada beyni yıkanacak çocuklar yok hepimiz belli bir yaşa gelmişiz, çekince duymanın alemi yok. Neyin daha yanlış ve neyin daha doğru olduğunu, evren yapısının nerede negatif olup nerede pozitifleştiğini ve yine evrendeki kuvvetin nerede düzleşip nerede kıvrıldığını farklı bilgiler içersin de  bakalım; sonuçta aynı yere çıkacağımızdan eminim sadece farklı yaklaşımlar olabilir; nereye çıkarız denemek gerekir.
Yukarıda paylaştığım konu içinde geçen sınırlamadan bahsediliyor;işte aynı şu anda kişilerin  psikolojisinde olan durum bu.
Sözlerimi şurada sonlandırmak istiyorum ama bu konuda paylaşımlara devam edeceğim ve eden arkadaşları da takip edicem.

Bilim adına yetişmiş akademisyen arkadaşlarla asla alay etmem; ki varlığı olanların maddi katkılarla desteklemesi taraftarıyım.
Ama her bilim adına çalışan ve yeni teoriler peşinde ciddi anlamda eylemde bulunanlara da saygım sonsuz. Bilim böyledir; gerçeğin ve gerçeğe en yakın olanın meydana çıkması için bir çok teoriler peşinde gidilir bu bir emektir ve zihin zenginliğidir. Hatırlanmalıdır, zamanında hiç bir teknolojinin olmadığı  yıllarda gök biliminde çığır açmış bilim adamları da büyücülükle itham edilmişti.
En yakın örneği takma adım olan Hypatia mesela. 
Başka söylenecek bir şey yok.


Sevgi ile kalın


Ağustos 29, 2015, 12:49:55 ös
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Aslında bu ileti ile ilgili yanıtımı yazmıştım ve o iletimin başında da polemik ve kişisel tartışmaya girmeyeceğimi söylemiştim.

Bu düşüncem de ısrarlıyım. Sayın Fay Frin tarafından yazılmış olan iletiye, yine hep yaptığım gibi, kavramlarla cevap vereceğim.

Öncelikle "forum" nedir? Bunun iyi bilinmesi faydalıdır. Forum kelimesi TDK sözlüğünde:
"Eski Romalılar zamanında, Roma'da ve diğer şehirlerde kamu işlerini konuşmak için katılımcıların toplandığı ve sorunların görüşülmesi amacı ile toplu tartışma toplantılarının yapıldığı ve karara bağlandığı alan"
olarak tanımlanmaktadır.

Bu anlamda, bu başlık için,  masonlar.org forum sayfamızın ve Masonluğun bu konudaki tavırını  Sayın ADAM iletisinde net olarak açıklamıştır.

Sonrasında "bilim adamı" nedir? Okuduğum bir kaynakta:
"Gerçek bilim adamı, bilimsel çalışmalarının yanında, yaşadığı çağa ve topluma karşı da sorumludur. Toplumda gördüğü birçok sorunu çözümlemeyi de kendisine görev edinmelidir. Böylece bilimsel kimlik yanında, bir aydın ve uzman kişi olarak topluma karşı da sorumluluğunu yerine getirir."
şeklinde bir tanımlama vardı.  Bu doğru bir tanımlamadır.

Tanımları verdikten sonra, Sayın ADAM'ın söylediklerine ek olarak, Sayın Fay Frin'in iletisinde yazdıklarına gelinirse... Sırayla;
"Can sıkıcı olduğum" belirtilmektedir. Bu ve bunun gibi ifadeler foruma zarar verir. Forumu aşağılara çeker. Yaptığım, yukarıdaki tanımlar çerçevesinde, bilgilerimle foruma katkı sağlamaktır.

Ben bir bilim insanıyım yani işim bu. Kendime İŞ EDİNDİĞİM UĞRAŞ BU.

"İleti kirliliği" konusunda Sayın ADAM'ın iletisinde yazdıklarıyla paralel düşünüyorum.  Yanlışa ve yanlış yerde olana YANLIŞ DEMEK "İLETİ KİRLİLİĞİ" DEĞİLDİR.

"Bilim adamlığı taslama" konusuna gelince. "Taslamak" anlam itibarı ile "gibi davranmak veya gibi göstermek" anlamına  gelir. Benim yaptığım yukarıdaki tanım çerçevesinde, gibi davranmanın tersine, BİLİM ADAMLIĞI'dır. Her BİLİM İNSANI'nın yaptığı gibi...

Son olarak Sayın Fay Frin "tenezzül" kelimesini kullanmış ve tenezzül etmeyeceğini söylemiş. Anlamsal olarak bu kelime yine TDK sözlüğünde "Kendi durumundan daha aşağıdaki bir iş veya bir durumla ilgilenme" biçiminde tanımlanır. Eğer yanlışlar düzeltilecek ise, bazen tenezzül etmek gerekir. Tıpkı şu an benim yaptığım gibi.

Bu başlık altında yazılması gerekenleri yazdığımı düşünüyorum. Sonrası polemik olur ki; bu benim tarzım değildir.
Nosce te Ipsum