Masonlar.org - Harici Forumu

Kütüphane => Genel => Kitap Tanıtımları => Konuyu başlatan: mengin - Temmuz 12, 2011, 12:24:30 öö

Başlık: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: mengin - Temmuz 12, 2011, 12:24:30 öö
(http://www.hobidik.net/image/cache/data/Kitaplar/Ocak%202011/birturkcasus-500x500.png)
(http://www.kitapyurdu.com/icsayfaImage.asp?sayfa=573739-1.gif)

""
Bu kitapta, okur Bambaşka Bir Dünya ile karşılaşacaktır. Batı'da örgütlü elim, çağlar boyunca Roma Katolik Kilisesi ve onun organları -örneğin Engizisyon- temsil etmiştir. Batı'da sekülerleşme hareketleri de, bu nedenle örgütlü dinin dogma ve doktrinlerine karşı yürütülen mücadelede ortaya çıkmış ve şekillenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu sekülerleşme bağlamında pek çok yayın yapılmıştır ama bir konu özellikle gözlerden gizlenmiş, bilinsin istenmemiştir. Kısaca gizli (oecult) ilimler adıyla tanımlanan bu Bambaşka Dünya'mn Batı'daki sekülerleşme hareketlerine ne denli büyük, kalıcı ve yoğun etkisinin olduğuna sözde akademik yayınlarda hiç yer verilmemiştir. Bu kitapta, başta alşimi (simya) olmak üzere Ezoterizm ve Hermetizm','m, Batı'daki sekülerleşme gayretlerine yaptıkları somut katkıları belgeleriyle okuyacaksınız. Bu nedenledir ki, sekülerleşme ve gizli ilimler arasındaki doğrudan bağlara, ilişkilere ve görüşlere dikkat çekmesi itibariyle bu kitap kendi alanında bir ilktir.

Kitapta, çağdaş bilimin kurucuları arasında yer alan Isaac Nevvton'un, Barudi Spinoza'nın, Johannes Kepler'in simya'yı kimya'ya dönüştüren Antoine Lavoisier'in ve diğerlerinin gizli ilimlerle olan doğrudan bağlarını okuyacaksınız. Yakın yıllara kadar sadece üstün fizikçi ve matematikçi olmaktan başka hiçbir yönü bilinmeyen Isaac Nevvton'un, daha çok Robinson Crusoe'nun yazan olarak tanınan Daniel Defoe'nun ve diğerlerinin okült ile olan bağlarını tanıdıkça çağdaş bilimin ve örgütlü dine karşı mücadelenin ve sekülerizmin nasıl geliştiğine tanık olacaksınız.

Bir Türk Casusunun Mektupları da işte bu bağlamda çok ama pek çok önemli bir işlev yüklenmiştir. Bir Türk Casusunun Mektupları Avrupa'da sekülerleşmeye doğrudan ve büyük bir katkı yapmıştır. Umarım çağdaş bilimin ve sekülerizmin bu gizlenmiş yönünü ve gizli örgütlerini ilgi ve keyifle okursunuz. ""
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: ADAM - Temmuz 12, 2011, 09:46:54 öö

Ben bu kitabı almam ve okumam.

Ben Aytunç Altındal'ın hiçbir kitabını almam ve okumam.

Nedeni bir ön yargıdır.

Aytunç Altındal'a karşı bir ön yargım gelişti. Kitaplarını aldım, okudum. Böylece oluştu o ön yargı.

Okumuş olduğum kitaplarında ve diğer yazılarında o kadar yanlış şeyler anlatıyor, o kadar uydurmacalar yapıp bunları gerçekmiş gibi yutturmaya kalkışıyordu ki...  Aynı şeyi kimi TV kanallarındaki söyleşilerde de yaptığını izledim.

Bundan sonra yazmış olduklarına nasıl inanırsınız? Yalancı çobanın kurt sürüsü ihbarı gibi. Çocuklar için bir küçük tiyatro oyunu gibi canlandırıldığında nasıl seslenir taze ama anlayan beyinler: "Yalancı, yalancı, sana kimse inanmaz."

Aslında Aytunç Altındal iyi bir araştırmacı-yazar. Bu kötülüğü etmemeliydi kendine.
 


Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Mustafa Kemal - Temmuz 12, 2011, 02:37:01 ös
Bir gün önce Mustafa Armağan, bugün Aytunç Altındal...

Kitap tanıtımları başlığı yeterli mi, "Önermediğim Kitap" şeklinde bir başlık açılsa iyi mi olur diye düşünmeme sebep oldular. Sanırım bu hali daha iyi. Özellikle harici üyelerimizin, ve tabi ziyaretçilerin, bilgi bulmak ümidiyle okuduklarının hep beraber değerlendirilmesi daha faydalı olacak gibi.

A.Altındal? Şahsi fikrim, yazdıklarını bilgi kaynağı olarak değil, kurmaca hikayeler olarak okursanız belki keyif verebilir. Ben de kesinlikle güvenilmez buluyorum, hem bilgi hem yorum açısından... Vakti bol olan okusun birşey diyemem. Ama birisi bir tartışmada bana referans olarak bu ismi verdiği zaman, ben "gerçek" bir referans istiyorum..

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: mengin - Temmuz 12, 2011, 09:38:04 ös
Bence ön yargı gösterilmeden okunabilecek bir kitap. Enteresan fikirler oluşturabilecek türden ve kesinlikle anti-masonik bir kitap değildir. Zati öyle olsa paylaşmazdım. Kendisi de ezoterik çalışmaların içinde olan bir insanın bu konu hakkında ki enteresan paylaşımları.

Ayrıyetten seversiniz sevmezsiniz ama Mustafa Armağan ile Aytunç Altındal ı karşılaştırmak abesle iştigal...

Son olarak  ön yargıda bulunladan, Masonik Toleransınızı gösterek, kitabı incelemeden yorum yapmazsınız veya inceleyip içinden haklı-haksız bulduğunuz bölümler varsa bizlerle  paylaşıp ışığınızdan bir hüzme yayarsanız, seviniriz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: ADAM - Temmuz 13, 2011, 09:23:26 öö

Sayın Mengin ısrarlı...

Sayın Mustafa Kemal'i ve aynı görüşü pylaşan ama yazmamış olan diğerlerini bilmem ama ben de ısrarlıyım.

Konu kitabın kapsamında antimasonik deyişler bulunması değildir. Keşke şöyle Masonluğu sıkıca, bilimsel yönteme ve gerçeklere dayarnarak eleştiren bir kitap olsa...

Burada konu Aytunç Altındal.

Aslında yazarına bakılarak bir kitabın veto edilmesi yanlıştır. O yazarın başka kitapları hiç iyi olmayabilir ama bir bakarsınız ki bu çok iyi çıkar.

Ancak işte Sayın Aytunç Altındal, bundan önceki yazı ve sözleriyle benim üzerimde bir güvensizlik oluşturmuş durumda. Bunu nasıl silebilir ki?...

Bu kitapta anlattıklarının bazılarını belki biliyorumdur. O bildiklerimi, farklı bir üslup ile olsa da  yeniden okumanın ne gereği var. Kaldı ki Sayın Aytunç Altındal'ın üslubunu da gayet iyi biliyorum, artılarıyla da eksileriyle de.

Bu kitapta anlatılanların bazılarını ise bilmiyorumdur. Zaten önemli olan da bunlar değil mi?... Fakat bildiğim bir başka şey var ki, Sayın aytunç Altındal uyduruyor, anlattıklarının kimisi doğru ama kimisi yalan yanlış kurgular. Bunları gerçekmiş gibi sunuyor. Böyle olunca o bilmediğim şeylerin doğruluğuna nasıl güvenebileceğim?

Okuyacağımız bir roman ya da kuru değil araştırma, değil mi? Öyle olunca iş çıkmaza giriyor. Benim açımdan sadece kuşkularla dolu zaman kaybı olur.

Sayın mengin'e bir başka önerim var.

Kitabı bize özetlesin ya da ilginç bulduğu bölümleri getirsin foruma. Aksiyon!... Onların üzerinde tartışalım gerekirse. Öyle "Bu kitaübı alın, okuyun." demekle olmaz, madem değerli bir kitap. İnceleyelim, üzerinde çalışalım. Bu iş, bu forumun amacına uygun düşer sanırım. Moderasyonu da öneren yapmalı.

Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: ozkann - Temmuz 13, 2011, 01:40:03 ös
Ben antimasonik veya kurgu kitapları da okumaya çalışan biriyim.

Kim ne düşünüyor, kendisine ait zannettiği düşünceler nereden kaynaklanıyor izlemesini yaparken kullandığım kaynaklar arasında bu yazarda vardır. Çok kişi bu yazardan etkilenmiştir.
Aynı sebepler ile H.Y. isimli yazar diyeceğim diyemedim, iyi veya kötü bir sıfat tanımlamayacağım o kişinin de kitaplarını okudum. Kendi düşüncesiymiş gibi bana HY den aldığı sufle ile konuşan birini ilk birkaç dakika içinde tanımlayabilirim. Artık HY okumuyorum. Bir sonraki kitabında neyi niye anlatacağını biliyorum.

Bu açıdan bu kitap ta okunabilir. Bu açıdan bütün kitaplar okunabilir.

Aktif okuyucu iseniz, okumak yemek yemek gibi bir eylemse, hatta kahvaltı yaparken bir iki satır olsa da okumaya çalışıyorsanız okumaya ayırdığınız vakit sınırlıdır, bu yüzden önemlidir. Zaman 24 saattir.
Hangisini okuyacağınız zamanınızı nasıl harcayacağınızla ilgili tercih meselesidir.

Yukarıdaki yazarın genel bakış açısını anladım, neyi niye anlatmaya çalıştığına dair kendimce ip uçlarına sahibim.
Aşağı yukarı konuları nereye bağlayacağını ve gerçeklik ile kurgu sınırlarını biliyorum.
Artık okumaya ayıracağım vakitte tercih edeceğim bir yazar değil.
Örneğin isa meselesi ile ilgili anlattıkları ilginçti gerçekten. (hak ver mode on) Ama iddia ettiği gibi orjinal değildi.

Kimisi vaktini bu kitapla doldurmak ister, söyleyecek bir sözüm yoktur.

Paylaşımınız için teşekkür ederim.

Saygılar Sevgiler
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 13, 2011, 03:05:23 ös
Ben Aytunç Altındal'ın kitaplarını okumadım. Kitap okuyan bir kişiliğim yok, çok dolu bir insan değilim.  Fakat video sitelerinden ve tv tartışmalarından gördüğüm kadarıyla HY gibi ABDdeki antimasonik yayınları tercüme etmekten başka bir şey yapmayan biri gibi durmuyor yani  şahsi içi boş biri değil. Masonluk hakkındaki görüşleri masonları tatmin edemez bence hiç kimsenin masonlarla ilgili fikirleri masonları tatmin edemez. Sonuçta hiç kimsenin bilemediği ve bilmesine musaade etmedikleri bir ezoterik yapı hakkında söylenenler sadece tahmin yürütmek olur. Örneğin masonları  kötülemek istesem ABD nin kuruluşunu yapanlar masonlardır bu aşikar ve ABD nin zencileri ve yerlileri katleden ve orta doğuda müslümanları katletmeye devam eden eli kanlı bir mafya ve islam düşmanı kimliğini göz önüne alırsak masonlara islam düşmanı ve eli kanlı gizli bir mafya örgütü diye bakanlara çok görmemek gerekir. İçinizi göstermek istemeyip içiniz hakkında tutarlı veya tutarsız fikir yürütenleri çöpe atmaya çalışmak mantıklı durmuyor. Biraz insafsızca bir yaklaşım sergilediğiniz için benzer bir yaklaşımı size  sunmak istedim.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Mustafa Kemal - Temmuz 13, 2011, 03:13:21 ös
Masonluk hakkındaki görüşleri masonları tatmin edemez bence hiç kimsenin masonlarla ilgili fikirleri masonları tatmin edemez.

Bakınız, burada sorun tatmin olup olmamak değildir. Sorun yazılanların yalan yanlış bilgiler içermesi, yorumların kötü niyetle yapılmasıdır. Hadi kötü niyete itirazımız olmasın, ama bunu "yalan" ve "yanlış" bilgiler eşliğinde sunup, sözde doğruları söylediğini iddia etmek itiraz ettiğimiz.

Okuyan okusun, okumayan tv'lerde seyretsin. İsteyen inansın... Nasılsa yarısının kandırılmaya itiraz etmediği bir toplumda yaşıyoruz...

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 13, 2011, 03:42:13 ös
Sayın Mustafa Kemal tepkiniz tamamen doğal ve insancıl bir tepki. Ben de bu tepkilerinize bakıp antimasonların tepkilerinin de doğal ve insancıl olduğunu ifade etmek istedim. Gerçek bir araştırmacı sabit fikirli tabiri caizse futbol takımı tutar gibi fikirlerinin arkasında olmamalı çünkü hayatımız yanılgılarla doludur. Benim tv tartışmalarında en sevdiğim şey farklı görüşteki uzmanların fikirlerinin çarpışmasını izlemek. Bu gibi showlarda şu izlenim oluşuyor bende, gerçekten de benden çok daha zeki, benim ömrümün yetmeyeceği kadar kitap okumuş uzmanların bir konu hakkında zıt şeyleri savunmalarını görünce insan beyninin ve mantığının çeşitliliğini fark ediyorum ve beynimde oluşan fikirlerin ve sonuçların yanlış olabileceğini düşünüyorum. Bu da bende her şeye karşı nötr bir yaklaşım sergileme ihtiyacı hissettiriyor. Zor olan ise Aytunç Altındal vb. yazarların okuyucularına bir şeyler sunma ihtiyacıyla beyinlerinde oluşan şablonu aktarmaya çalışmak zorunda olmaları... Bu da o kişilerin okuyucular tarafından yargılanması sonucunu doğuruyor. Ki bir de konu açıkta olmayan gizli istihbarat bilgilerinin peşinde koşan kişilerin kitapları olunca yalancılıkla itham edilebiliyor. Bu tarz kitapların doğru olmama ihtimali daha yüksektir ve bu bilinçle okuyucunun kitabı eline alması bence doğru olan yaklaşım olur. Fakat bu tarz yazarları yalancılıkla iftiracılıkla itham etmek yanlış duruyor benim gözümde. Verdiğim tepkinin nedeni buydu.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Mustafa Kemal - Temmuz 13, 2011, 04:03:56 ös
Ben tepki vermedim ki :) Fikrimi söyledim, isteyen yine de okusun dedim...

Zıt fikirlerin çarpışmasına gelince, konu bilgiyse bilgi ile tartışılır. Sizin verdiğiniz örnek gibi, futbol takımları hakkında tartışılacaksa bilgiye fazla gerek yoktur, hitabet gücü yeter.

İnatla anlatmaya çalıştığım şudur:

Bu şahsın bilgi diye satmaya çalıştığı şeyler bilgi değil, şahsın kendi yorumlarıdır, ve tamamına yakını kurgudur. Yani bilgi DEĞİL, kurgu. Bunun hangi fikre yakın olduğumuzla alakası yoktur. Bilgi veriyorum diyorsanız bilgi vereceksiniz. Aksi durum YALAN SÖYLEMEKTİR. Kimsenin şahsi fikrine yalan denilemez. Ama kişi şahsi fikirlerini BİLGİ olarak pazarlamaya çalışıyorsa, bunun adı, en hafif tabiriyle YALANDIR.

Umarım bu sefer anlatabilmişimdir.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 13, 2011, 04:34:55 ös
Sayın Mustafa Kemal kitaplarını takip etmediğim bir yazar olduğu için yanılıyor olmam buyuk ihtimal sadece amacım atışmak değil yazarı takip edenlerin fikrini öğrenmek. Yazarın bende bıraktığı izlenim, yazdığı konularda araştırmaları olan ve eline çok gizli belgelerin geçtiği bir araştırmacı. Doğal olarak eline geçen gizli belgelerden kafasında oluşan şablonu yorumlaması kadar doğal bir netice göremiyorum. Bu yorumlarda yanılıyor olabilme ihtimali nedeniyle yazarı yalancılıkla itham etmek hala bana doğru gelmiyor. Yazarı takip ediyorsanız yalanları hakkında ufak detaylar verebilir misiniz.? Konuyu uzatmak istemezseniz de anlayışla karşılarım.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Mustafa Kemal - Temmuz 13, 2011, 05:04:37 ös
Lütfen yazdıklarımı bir daha okuyun. Ben kişiyi yorumları sebebiyle herhangi birşeyle itham etmiyorum. Artniyetli olması hariç. Ki bu son derece alışkın olduğumuz bir durum.

Benim YALANCILIK dediğim "yorumu" "bilgi" diye satması. Bu ne kadar daha açık anlatılabilir bilmiyorum.

Haklısınız bu gereksiz uzadı. Hemen bu başlığın altında "benzer konular" diye bir bölüm var. En başta yer alanı da okuyun, sonra gerekirse başka başlık altında nasıl YALAN söylendiğini tartışalım.

Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: ADAM - Temmuz 13, 2011, 05:33:44 ös
Bu başlık altındaki konu bağlamında Sayın Mustafa Kemal ile tıpatıp aynı görüşü paylaşmakta olduğumuzdan, onun dedikleriune bir ekleme yapayım.

Bir kere konu Masonluk değil. Anılan kişinin ilettiği yanlış bilgilerin çoğu Masonluk ile ilgili değil; bambaşka,

Anılan kişi Dan Brown gibi bir roman ya da kurgu yazarı değil. Michael Baigent gibi bir araştırmacı yazar. Dolayısıyla yazdıklarının amacı okurları, söylediklerinin amacı dinlerleri bilgilendirmek; onları eğlendirmek değil. Ciddi konular bunlar.

Üstelik yazdıklarının anlattıklarının hepsi baştan sona uydurmaca ya da safsata da değil. Ancak anlatımlarının arasında öyle uyduruklar sıkıştırıyor ki aklınız durur.

Bunları niçin yapıyor? Daha çok ilgi çekmek için mi? Olabilir. Fakat yapmasa onur ve saygınlığını korurdu. Bence o daha değerli.

İsteyen okur elbette yazdıklarını, dinler söylediklerini. nitekim onu okuyan ve dinleyen bir kitle var ki, yazmayı ve anlatmayı sürdürüyor.  Ancak biz bu forumda dostlara "Siz de o kandırılanlardan olmayın." diyoruz. "Bu yazarı okursanız, durumun böyle olduğunu bilin. Özenli davranın. Yazılarını, sözlerini filtreleyin." diyoruz. Bunu görev saydık. Ancak elbette siz, kendiniz bilirsiniz neyi nasıl yapacağınızı da yapmayacağınızı da.

Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Eureka - Temmuz 13, 2011, 09:36:36 ös
Sayin Aytunc Altindal'in uzun sure once bir kitabini alip okumustum. Sayfalarca yanlis bilgi veya teori arasindan, birkac kucuk bilgi kirintisini alip cikarmanin cabasina degmedigine kanaat getirip bu yazarla olan iliskimi kesmistim.

Internet'le beraber komplo teorilerinde asiri bir artis yasandi. Insanlar tam olarak nedenlerini anlamadiklari bir olay goruyorlar. Bu olayin esas sebebini arastirmalari ya imkansiz, ya da cok buyuk caba veya kaynak gerektiriyor. Bu da oturduklari divandan yapilacak is degil. Peki ne yapiyorlar?

Saglikli ve verilerle desteklenmis sebep-sonuc iliskileri kurmaktansa, ellerinde bilgi eksikligi olan tum noktalarda hayal guclerini olabildigine serbest birakarak, komplo teorisi dedigimiz garip, dogrusal olmayan atlayislarla ilerleyen mantiksiz fikir silsilelerini ortaya cikariyorlar. Acikca soyleyeyim, bu tur teorileri okurken bunlari yazan kisiler icin endise ediyorum.

Bu tur seyler, saglikli bir zihnin urunleri olamaz. Veya oyleyse de samimi fikirler olamazlar. Yani bunlari ureten kisilere dair iki olasilik var.

Bir olasilikla Sayin Aytunc Aytindal'in beyni, bu tur dogrusal olmayan sebep-sonuc iliskileri ve atlayislari istemsiz olarak uretmektedir. Ruh hastaliklarini siniflandirmada kullanilan DSM IV'e gore, Axis I ve Axis II'deki rahatsizliklardan bir veya birden fazlasina sahip olabilir. Bu noktada da, kisinin goruslerinin gecerliligi sorgulanmalidir. En azindan, kisinin goruslerini evlat edinip cesitli mecralarda savunmak, gercekmis gibi anlatmak, pek temkinli bir davranis olmasa gerekir.
 
Diger bir olasilik da, Aytunc Bey'in, zamaninda Turkce komplo teorisi kitaplari alanindaki arz-talep dengesizliginin farkina varip, bu trene ilk bilen olmak ve elde ettigi ticari avantajla kendisine bir isim yapip, para kazanmak amaciyla bu calismalari yapiyor olmasidir. Ona soyleyebilecek birseyim yok, ama yaptiginin ticaret degil de arastirmacilik oldugunu soylemek herhalde pek dogru olmaz.

Her halde, komplo teorilerinden bagimsiz olarak, insan, hayatta disaridan aldigi her tur bilgi ve fikre son derece objektif ve mesafeli olarak yaklasmali, ancak kesinligine tam olarak emin olduktan sonra bunu kendine katmalidir. Kattiktan sonra da, hayatinin her adiminda, bu bilgi ve fikirleri surekli olarak yeniden test etmelidir. Insana bunu yapma kabiliyeti verilmistir.

Sevgi ve Saygilarimla,
Eureka
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: enelsır - Temmuz 13, 2011, 10:18:15 ös
 
 Aslında kötü ve gerksiz kitap yoktur... Bu bana göre kesinlikle böyledir... Evet kötü yazar olabilir, vardır da. Bu kötülük teknik açıdan bir kötülük de olabilir, yazılanların içeriği açısından da . Fakat bu durum yazar için böyledir, kitap için değil... Kötü kitap olmaz. Fakat her kitap da her kişi için uygun değildir. Herhangi bir konu hakkında kişinin kendi fikrini oluşturabilmesi için , konunun hem tarafını hem de karşı tarafını okuması gerektiğine inanırım.

 Mesela ben kendi adıma konumuz olan masonluğu anlamak için Murat Özgen Ayfer'i okumak ne kadar gerekliyse, H.Y. yi okumanında o kadar gerekli olduğunu düşünürüm. Bu kişiye konu hakkında bir şey öğretmese bile konunun karşısında olanların, konuyu hangi taraflarıyla ele aldıklarını, kötülüyorlarsa neyle kötülediklerini bilmek adına çok şey katar.

 Fakat günlük hayatta olduğu gibi bilmede de bir sıra var...Olmalı.

 Başta yazdığımı yineleyerek bitireyim: Kötü kitap yoktur. Fakat her kitap, her kişi için uygun olmayabilir.

 En içten sevgi ve saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 13, 2011, 11:25:11 ös
Verdiğiniz yanıtlar için teşekkür ederim doyurucuydu.

Sayın Eureka, Dünyada negatif unsur hakim olduğu için savaşlar, açlık, susuzluk, insan ürünü  öldürücü virüsler vb.  araştırmacı ve yazarların beyninde komplo teorileri oluşması bence doğaldır yani bunu şizofrenik bir hastalık olarak görmek bence yanlış. Aytunç Altındal tv den izlediğim kadarıyla anlattığınız tarzda beni kıllandıran bir kişilik gibi gelmedi tabi ki kalbini açıp bakamadığım için haklı da olabilirsiniz. Fakat eline geçen gizli belgelerin kaynağını vermemesi ilginçti, yani kaynağın can güvenliği için veremiyorum gibi.. Yani karanlık sularda yüzen bir kişi gibi duruyor. Örneğin Libya ve civarına 10 senedir gizli bir şekilde silah sevkiyatı yapıldığı ve bir kesimin silahlandırıldığı hakkında istihbarat bilgisi ele geçirdiğini ifade eden bir konuşmasını anımsadım. Ki günümüzde iç savaş hakim olan yerler. Bu gibi şeyleri araştıran her kezin komplo teorileri üretme ihtimali vardır. Yanıla da bilir fikirleri tuta da bilir. Fakat yalancı denilmesi bence biraz abartı kaçıyor ve bu yaklaşımınızı gözden geçirmenizde yarar olabilir.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Eureka - Temmuz 13, 2011, 11:42:38 ös
Sayin Masor1976,

Elbette, komplo teorileri uretmek dogaldir ve komplo teorisyenleri hakkinda psikotik bir tablo ilk olarak akla gelen sey degildir. Ornegin, 11 Eylul sonrasinda, saldirilarla ilgili cok sayida teori atildi. Bunlari soyleyen herkes psikozda mi? Pek tabii degil. Ama, komplo teorisi var, komplo teorisi var. Eger bir insan, ornegin, 20 yil once cikmis "hepsi benim" ya da "monopoly" tarzi bir oyundaki kartlari, Illuminati diye bir orgutun dunyayi ele gecirme planlariyla iliskilendirir, buna sayfalarca yazi dosenir ise, bu saglikli degil diyorum ve geciyorum. Bunun aksi davranmaya yetecek kadar zamanim yok, bu durum sonsuz zamanim olsa da degismezdi.

Sevgi ve Saygilarimla,
Eureka
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 12:19:33 öö
Sayın Eureka, sözlerinize katılıyorum. Pek çok komplo teorisi, korku filmi senaryosundan farksız. Bir ara bayağı izlemiştim ben zor etkilenirim beni bile çok sarsanları olmuştu. İnsan psikolojisini yerinden oynatabilecek komplo teorileri var. Aslında en güzeli fazla hatta hiç ilgilenmemek. Fakat insan meraklı bir varlık ve internette de çok fazla dolaştığı için gözümüze çarpıyor. Bu arada 11 eylül demişken son moda komplo teorisi her kata patlayıcı yerleştirilse de ikiz kuleleri yıkmaya gücü yetecek bir yıkım mekanizması yokmuş. Bu nedenle yer altından nükleer bombayla yıkmışlar ve bu nükleer bombanın tesiriyle bina toza dönüştüğünden toz bulutu oluşmuş. Yani gittikçe daha ilginç teoriler meydana çıkıyor. :)

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları
Gönderen: Mustafa Kemal - Temmuz 14, 2011, 01:15:10 öö
Konu komplo teorileri DEĞİLDİR. Konu, çıkar amaçlı veya değil bence önemsiz, YALAN söylemektir.

Lütfen konu başlığına dönelim, ya da yeni bir başlık açalım... Konu YALAN... Kasıtlı söylenen YALAN.