Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları  (Okunma sayısı 17910 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 12, 2011, 12:24:30 öö
  • Ziyaretçi




""
Bu kitapta, okur Bambaşka Bir Dünya ile karşılaşacaktır. Batı'da örgütlü elim, çağlar boyunca Roma Katolik Kilisesi ve onun organları -örneğin Engizisyon- temsil etmiştir. Batı'da sekülerleşme hareketleri de, bu nedenle örgütlü dinin dogma ve doktrinlerine karşı yürütülen mücadelede ortaya çıkmış ve şekillenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu sekülerleşme bağlamında pek çok yayın yapılmıştır ama bir konu özellikle gözlerden gizlenmiş, bilinsin istenmemiştir. Kısaca gizli (oecult) ilimler adıyla tanımlanan bu Bambaşka Dünya'mn Batı'daki sekülerleşme hareketlerine ne denli büyük, kalıcı ve yoğun etkisinin olduğuna sözde akademik yayınlarda hiç yer verilmemiştir. Bu kitapta, başta alşimi (simya) olmak üzere Ezoterizm ve Hermetizm','m, Batı'daki sekülerleşme gayretlerine yaptıkları somut katkıları belgeleriyle okuyacaksınız. Bu nedenledir ki, sekülerleşme ve gizli ilimler arasındaki doğrudan bağlara, ilişkilere ve görüşlere dikkat çekmesi itibariyle bu kitap kendi alanında bir ilktir.

Kitapta, çağdaş bilimin kurucuları arasında yer alan Isaac Nevvton'un, Barudi Spinoza'nın, Johannes Kepler'in simya'yı kimya'ya dönüştüren Antoine Lavoisier'in ve diğerlerinin gizli ilimlerle olan doğrudan bağlarını okuyacaksınız. Yakın yıllara kadar sadece üstün fizikçi ve matematikçi olmaktan başka hiçbir yönü bilinmeyen Isaac Nevvton'un, daha çok Robinson Crusoe'nun yazan olarak tanınan Daniel Defoe'nun ve diğerlerinin okült ile olan bağlarını tanıdıkça çağdaş bilimin ve örgütlü dine karşı mücadelenin ve sekülerizmin nasıl geliştiğine tanık olacaksınız.

Bir Türk Casusunun Mektupları da işte bu bağlamda çok ama pek çok önemli bir işlev yüklenmiştir. Bir Türk Casusunun Mektupları Avrupa'da sekülerleşmeye doğrudan ve büyük bir katkı yapmıştır. Umarım çağdaş bilimin ve sekülerizmin bu gizlenmiş yönünü ve gizli örgütlerini ilgi ve keyifle okursunuz. ""


Temmuz 12, 2011, 09:46:54 öö
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ben bu kitabı almam ve okumam.

Ben Aytunç Altındal'ın hiçbir kitabını almam ve okumam.

Nedeni bir ön yargıdır.

Aytunç Altındal'a karşı bir ön yargım gelişti. Kitaplarını aldım, okudum. Böylece oluştu o ön yargı.

Okumuş olduğum kitaplarında ve diğer yazılarında o kadar yanlış şeyler anlatıyor, o kadar uydurmacalar yapıp bunları gerçekmiş gibi yutturmaya kalkışıyordu ki...  Aynı şeyi kimi TV kanallarındaki söyleşilerde de yaptığını izledim.

Bundan sonra yazmış olduklarına nasıl inanırsınız? Yalancı çobanın kurt sürüsü ihbarı gibi. Çocuklar için bir küçük tiyatro oyunu gibi canlandırıldığında nasıl seslenir taze ama anlayan beyinler: "Yalancı, yalancı, sana kimse inanmaz."

Aslında Aytunç Altındal iyi bir araştırmacı-yazar. Bu kötülüğü etmemeliydi kendine.
 


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 12, 2011, 02:37:01 ös
Yanıtla #2

Bir gün önce Mustafa Armağan, bugün Aytunç Altındal...

Kitap tanıtımları başlığı yeterli mi, "Önermediğim Kitap" şeklinde bir başlık açılsa iyi mi olur diye düşünmeme sebep oldular. Sanırım bu hali daha iyi. Özellikle harici üyelerimizin, ve tabi ziyaretçilerin, bilgi bulmak ümidiyle okuduklarının hep beraber değerlendirilmesi daha faydalı olacak gibi.

A.Altındal? Şahsi fikrim, yazdıklarını bilgi kaynağı olarak değil, kurmaca hikayeler olarak okursanız belki keyif verebilir. Ben de kesinlikle güvenilmez buluyorum, hem bilgi hem yorum açısından... Vakti bol olan okusun birşey diyemem. Ama birisi bir tartışmada bana referans olarak bu ismi verdiği zaman, ben "gerçek" bir referans istiyorum..

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Temmuz 12, 2011, 09:38:04 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Bence ön yargı gösterilmeden okunabilecek bir kitap. Enteresan fikirler oluşturabilecek türden ve kesinlikle anti-masonik bir kitap değildir. Zati öyle olsa paylaşmazdım. Kendisi de ezoterik çalışmaların içinde olan bir insanın bu konu hakkında ki enteresan paylaşımları.

Ayrıyetten seversiniz sevmezsiniz ama Mustafa Armağan ile Aytunç Altındal ı karşılaştırmak abesle iştigal...

Son olarak  ön yargıda bulunladan, Masonik Toleransınızı gösterek, kitabı incelemeden yorum yapmazsınız veya inceleyip içinden haklı-haksız bulduğunuz bölümler varsa bizlerle  paylaşıp ışığınızdan bir hüzme yayarsanız, seviniriz.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Temmuz 12, 2011, 09:59:00 ös Gönderen: mengin »


Temmuz 13, 2011, 09:23:26 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Mengin ısrarlı...

Sayın Mustafa Kemal'i ve aynı görüşü pylaşan ama yazmamış olan diğerlerini bilmem ama ben de ısrarlıyım.

Konu kitabın kapsamında antimasonik deyişler bulunması değildir. Keşke şöyle Masonluğu sıkıca, bilimsel yönteme ve gerçeklere dayarnarak eleştiren bir kitap olsa...

Burada konu Aytunç Altındal.

Aslında yazarına bakılarak bir kitabın veto edilmesi yanlıştır. O yazarın başka kitapları hiç iyi olmayabilir ama bir bakarsınız ki bu çok iyi çıkar.

Ancak işte Sayın Aytunç Altındal, bundan önceki yazı ve sözleriyle benim üzerimde bir güvensizlik oluşturmuş durumda. Bunu nasıl silebilir ki?...

Bu kitapta anlattıklarının bazılarını belki biliyorumdur. O bildiklerimi, farklı bir üslup ile olsa da  yeniden okumanın ne gereği var. Kaldı ki Sayın Aytunç Altındal'ın üslubunu da gayet iyi biliyorum, artılarıyla da eksileriyle de.

Bu kitapta anlatılanların bazılarını ise bilmiyorumdur. Zaten önemli olan da bunlar değil mi?... Fakat bildiğim bir başka şey var ki, Sayın aytunç Altındal uyduruyor, anlattıklarının kimisi doğru ama kimisi yalan yanlış kurgular. Bunları gerçekmiş gibi sunuyor. Böyle olunca o bilmediğim şeylerin doğruluğuna nasıl güvenebileceğim?

Okuyacağımız bir roman ya da kuru değil araştırma, değil mi? Öyle olunca iş çıkmaza giriyor. Benim açımdan sadece kuşkularla dolu zaman kaybı olur.

Sayın mengin'e bir başka önerim var.

Kitabı bize özetlesin ya da ilginç bulduğu bölümleri getirsin foruma. Aksiyon!... Onların üzerinde tartışalım gerekirse. Öyle "Bu kitaübı alın, okuyun." demekle olmaz, madem değerli bir kitap. İnceleyelim, üzerinde çalışalım. Bu iş, bu forumun amacına uygun düşer sanırım. Moderasyonu da öneren yapmalı.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 13, 2011, 01:40:03 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Ben antimasonik veya kurgu kitapları da okumaya çalışan biriyim.

Kim ne düşünüyor, kendisine ait zannettiği düşünceler nereden kaynaklanıyor izlemesini yaparken kullandığım kaynaklar arasında bu yazarda vardır. Çok kişi bu yazardan etkilenmiştir.
Aynı sebepler ile H.Y. isimli yazar diyeceğim diyemedim, iyi veya kötü bir sıfat tanımlamayacağım o kişinin de kitaplarını okudum. Kendi düşüncesiymiş gibi bana HY den aldığı sufle ile konuşan birini ilk birkaç dakika içinde tanımlayabilirim. Artık HY okumuyorum. Bir sonraki kitabında neyi niye anlatacağını biliyorum.

Bu açıdan bu kitap ta okunabilir. Bu açıdan bütün kitaplar okunabilir.

Aktif okuyucu iseniz, okumak yemek yemek gibi bir eylemse, hatta kahvaltı yaparken bir iki satır olsa da okumaya çalışıyorsanız okumaya ayırdığınız vakit sınırlıdır, bu yüzden önemlidir. Zaman 24 saattir.
Hangisini okuyacağınız zamanınızı nasıl harcayacağınızla ilgili tercih meselesidir.

Yukarıdaki yazarın genel bakış açısını anladım, neyi niye anlatmaya çalıştığına dair kendimce ip uçlarına sahibim.
Aşağı yukarı konuları nereye bağlayacağını ve gerçeklik ile kurgu sınırlarını biliyorum.
Artık okumaya ayıracağım vakitte tercih edeceğim bir yazar değil.
Örneğin isa meselesi ile ilgili anlattıkları ilginçti gerçekten. (hak ver mode on) Ama iddia ettiği gibi orjinal değildi.

Kimisi vaktini bu kitapla doldurmak ister, söyleyecek bir sözüm yoktur.

Paylaşımınız için teşekkür ederim.

Saygılar Sevgiler


Temmuz 13, 2011, 03:05:23 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Ben Aytunç Altındal'ın kitaplarını okumadım. Kitap okuyan bir kişiliğim yok, çok dolu bir insan değilim.  Fakat video sitelerinden ve tv tartışmalarından gördüğüm kadarıyla HY gibi ABDdeki antimasonik yayınları tercüme etmekten başka bir şey yapmayan biri gibi durmuyor yani  şahsi içi boş biri değil. Masonluk hakkındaki görüşleri masonları tatmin edemez bence hiç kimsenin masonlarla ilgili fikirleri masonları tatmin edemez. Sonuçta hiç kimsenin bilemediği ve bilmesine musaade etmedikleri bir ezoterik yapı hakkında söylenenler sadece tahmin yürütmek olur. Örneğin masonları  kötülemek istesem ABD nin kuruluşunu yapanlar masonlardır bu aşikar ve ABD nin zencileri ve yerlileri katleden ve orta doğuda müslümanları katletmeye devam eden eli kanlı bir mafya ve islam düşmanı kimliğini göz önüne alırsak masonlara islam düşmanı ve eli kanlı gizli bir mafya örgütü diye bakanlara çok görmemek gerekir. İçinizi göstermek istemeyip içiniz hakkında tutarlı veya tutarsız fikir yürütenleri çöpe atmaya çalışmak mantıklı durmuyor. Biraz insafsızca bir yaklaşım sergilediğiniz için benzer bir yaklaşımı size  sunmak istedim.

Saygılarımla.



Temmuz 13, 2011, 03:13:21 ös
Yanıtla #7

Masonluk hakkındaki görüşleri masonları tatmin edemez bence hiç kimsenin masonlarla ilgili fikirleri masonları tatmin edemez.

Bakınız, burada sorun tatmin olup olmamak değildir. Sorun yazılanların yalan yanlış bilgiler içermesi, yorumların kötü niyetle yapılmasıdır. Hadi kötü niyete itirazımız olmasın, ama bunu "yalan" ve "yanlış" bilgiler eşliğinde sunup, sözde doğruları söylediğini iddia etmek itiraz ettiğimiz.

Okuyan okusun, okumayan tv'lerde seyretsin. İsteyen inansın... Nasılsa yarısının kandırılmaya itiraz etmediği bir toplumda yaşıyoruz...

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Temmuz 13, 2011, 03:42:13 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

Sayın Mustafa Kemal tepkiniz tamamen doğal ve insancıl bir tepki. Ben de bu tepkilerinize bakıp antimasonların tepkilerinin de doğal ve insancıl olduğunu ifade etmek istedim. Gerçek bir araştırmacı sabit fikirli tabiri caizse futbol takımı tutar gibi fikirlerinin arkasında olmamalı çünkü hayatımız yanılgılarla doludur. Benim tv tartışmalarında en sevdiğim şey farklı görüşteki uzmanların fikirlerinin çarpışmasını izlemek. Bu gibi showlarda şu izlenim oluşuyor bende, gerçekten de benden çok daha zeki, benim ömrümün yetmeyeceği kadar kitap okumuş uzmanların bir konu hakkında zıt şeyleri savunmalarını görünce insan beyninin ve mantığının çeşitliliğini fark ediyorum ve beynimde oluşan fikirlerin ve sonuçların yanlış olabileceğini düşünüyorum. Bu da bende her şeye karşı nötr bir yaklaşım sergileme ihtiyacı hissettiriyor. Zor olan ise Aytunç Altındal vb. yazarların okuyucularına bir şeyler sunma ihtiyacıyla beyinlerinde oluşan şablonu aktarmaya çalışmak zorunda olmaları... Bu da o kişilerin okuyucular tarafından yargılanması sonucunu doğuruyor. Ki bir de konu açıkta olmayan gizli istihbarat bilgilerinin peşinde koşan kişilerin kitapları olunca yalancılıkla itham edilebiliyor. Bu tarz kitapların doğru olmama ihtimali daha yüksektir ve bu bilinçle okuyucunun kitabı eline alması bence doğru olan yaklaşım olur. Fakat bu tarz yazarları yalancılıkla iftiracılıkla itham etmek yanlış duruyor benim gözümde. Verdiğim tepkinin nedeni buydu.

Saygılarımla.


Temmuz 13, 2011, 04:03:56 ös
Yanıtla #9

Ben tepki vermedim ki :) Fikrimi söyledim, isteyen yine de okusun dedim...

Zıt fikirlerin çarpışmasına gelince, konu bilgiyse bilgi ile tartışılır. Sizin verdiğiniz örnek gibi, futbol takımları hakkında tartışılacaksa bilgiye fazla gerek yoktur, hitabet gücü yeter.

İnatla anlatmaya çalıştığım şudur:

Bu şahsın bilgi diye satmaya çalıştığı şeyler bilgi değil, şahsın kendi yorumlarıdır, ve tamamına yakını kurgudur. Yani bilgi DEĞİL, kurgu. Bunun hangi fikre yakın olduğumuzla alakası yoktur. Bilgi veriyorum diyorsanız bilgi vereceksiniz. Aksi durum YALAN SÖYLEMEKTİR. Kimsenin şahsi fikrine yalan denilemez. Ama kişi şahsi fikirlerini BİLGİ olarak pazarlamaya çalışıyorsa, bunun adı, en hafif tabiriyle YALANDIR.

Umarım bu sefer anlatabilmişimdir.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
21 Yanıt
18245 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2015, 04:13:46 ös
Gönderen: ragnarr
28 Yanıt
19151 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 02, 2009, 02:13:31 öö
Gönderen: quadriga
15 Yanıt
24791 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2017, 10:43:05 öö
Gönderen: Ankara
3 Yanıt
3408 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2014, 11:46:54 ös
Gönderen: Alşah
4 Yanıt
4864 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2012, 09:52:22 öö
Gönderen: Tij
7 Yanıt
8200 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2011, 01:58:58 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2664 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2010, 07:22:31 ös
Gönderen: Texan
0 Yanıt
3932 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 17, 2010, 01:21:25 öö
Gönderen: MMT
7 Yanıt
15338 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2011, 06:51:09 ös
Gönderen: ADAM
26 Yanıt
14062 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2013, 08:47:18 ös
Gönderen: karahan