Masonlar.org - Harici Forumu

 

Son İletiler

Sayfa: 1 2 3 4 5 6 [7] 8 9 10
61
Özel Bölümler / Ynt: 21. YÜZYIL MASONLUĞUN UYKU EVRESİ Mİ?
« Son Gönderilen: Gönderen: Alşah Ekim 04, 2023, 01:31:08 öö »
       Öncelikle Sayın ANARCHOSA'dan özür dileyerek başlamak  istiyorum. Aslında amacım bu konuyu "Özelden" yazıp bilmediğim bir konuda bilgi almaktı ama galiba büyük bir hata yaptım. Masonlar/Masonlukla ilgili haberler okuduğum veya duyduğum zaman şayet bilgi alanımda ise hiç kimseyi gereksiz yere rahatsız etmemeye özen gösteririm.

      Yazımda da kısaca bahsettim, sözünü ettiğim yazının bütünü zaten hemen hemen bildiğim şeylerdi. sözünü ettiğim iki evrenin sadece biri hakkında kendi kendime "Ne oldu da böyle bir evreye girildi" diye merak ettim. Belki benim gibi ilgi duyup merak edenler de olabilir düşüncesi ile yazdım o yazımı. Keşke sayın ANARCHOSA'ya "Özelden" yazsa idim.
      Neyse, mesaj tarafımdan alınmıştır.
      Her şeye rağmen sayın ANARCHOSA'nın aydınlatıcı bilgilendirmeleri için teşekkür ederim.
      Saygılar -sevgiler.   
       
62
Özel Bölümler / Ynt: 21. YÜZYIL MASONLUĞUN UYKU EVRESİ Mİ?
« Son Gönderilen: Gönderen: ANARCHOSA Ekim 02, 2023, 04:05:55 ös »
         Bu gün (01.10.2023) telefonumdan günün haberlerini izliyordum. Gördüğüm bir haberi burada paylaşmayı kendi açımdan uygun gördüğüm için bu başlığı seçtim. Sabah Gazetesi Ferhat Ünlü yazısı.
        Kısaca haber şöyle; Sayın Ünlü... Nobel, özgürlük ve Masonlukla ilgili bilgiler verdikten sonra ".. Masonluk tarihine bir göz atalım diyerek ; 18.Yüzyılı resmi kuruluş, 19. Yüzyılı yükseliş, 20. Yüzyılı duraklama  ve 21. Yüzyılı UYKU EVRESİ olarak tanımlayarak" uzunca bir makaleyi kaleme almış.
       Tabii ki yazısında"... Masonluğun kariyer basamaklarında  hızlı tırmanma için kullanıldığını, ayrıca Ülkemizde  ve Amerika'daki ünlü Masonlardan da bahsederek" yazısını bitirmiş.
        Genel olarak verdiği bilgiler hemen hemen herkes, özellikle Formumuz üyeleri tarafından zaten bilinen bilgilerdi. Yani vaaav denilecek bir bilgiyi ben göremedim.
        Benim bu yazıda dikkatimi çeken husus "21.Yüzyılın UYKU EVRESİ" olduğuna dair ifadedir. Ben buraya biraz takıldım. Bildiğim kadarı ile MASONLUK, mücbir sebepler olmadıkça ne DURAKSAR, ne de UYKU EVRESİNE girer.  20. Yüzyılda darbeler vs. sebeplerle belki "Duraksama" yaşamış olabilir ama "UYKU EVRESİ" tespiti, her ne kadar Loca mensubu olmasam da duyduğum saygı nedeniyle beni rahatsız etti.  Bu tespit doğru mudur?
        Bir harici olarak böyle bir durumdan haberdar olmamız zaten mümkün değildir.
        Bu bilginin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ise ancak Loca üyesi olan bir Form üyesi tarafından cevaplanabilir.
        Şayet bir sakınca bulunmuyorsa bu konudaki en sağlıklı bilginin Formumuz duayenlerinden sayın ANARCHOSA tarafından açıklama yapılarak en azından bilgi sahibi olmamız sağlanabilir diye düşünüyorum.
        Saygılar-sevgiler.


Sayın ALŞAH bana atıf yaptığınız için bireysel tercih ile pasif bir durumda bulunduğum forumda cevap vereyim.

Öncelikle forumdaki genel durum zaten bu forum Masonik bir forum olmadığından Masonluğa yorulamaz (Burası bir zamanlar haricileri bilgilendirmek amacıyla açılmış, zannımca gerçekten arayanlar için ciddi bilgilere ulaşmayı sağlayan bir kaynak görevi de görmüştür). 2009-2012 dönemlerinde çok aktif olarak ve verimli tartışmalarla pek çok başlık işlendiğinden herhalde söyleyecek yeni bir şey yoksa en iyisi susmak diyenlerin tercihi olabilir. Kişilerin kendi zamanlarından ayırdığını düşünürseniz, anlamsız gereksiz şeyleri, temcit pilavı gibi tekrar tekrar cevaplıyor olmak da kardeşler için "neden yapayım ki" sorusunu uyandırmış olsa gerektir.

Bunun dışında Masonluk forumda daha önce işlendiği üzere savaş vb. özel durumlarda, çalışmanın mümkün olmadığı durumlarda "uykuya yatmayı" tercih edebilir. Ama çoğu durumlarda resmi olmasa da faaliyetler ve kardeşler arası ilişkiler devam eder.

Her ülkenin hatta locanın durumu özeldir. Yani global olarak Masonluğun bir karar alması, uyku dönemine girmesi ise zaten mümkün değildir. Türkiye'de de Geleneksel Masonluğun temsilcisi HKEMBL, Liberal Masonluğun temsilcisi ÖMBL, Kadın Masonluğun temsilcisi KMBL localarıyla, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin Süprem Konsey /Yüksek Şuraları Atölyeleri ile çalışmalarını sürdürmektedir.

Masonluk ve Masonlar doğası ve öğretisi gereği hiçbir zaman çalışmayı bırakmaz, tatil bile yapmaz. Olsa olsa iki toplantı arası biraz uzar...

Sevgiler

Mevzu bahis yazıyı okumadım. Neyden bahsettiğini bilmiyorum. Ama sanıyorum artık Masonluğun aktif olmadığı, belki yeterince üye çekemediği gibi iddialar işlenmiş olabilir. Bunlarsa içini bilmeyen kişilerin dışarıdan yaptığı yorumlardır.
63
Özel Bölümler / Ynt: 21. YÜZYIL MASONLUĞUN UYKU EVRESİ Mİ?
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Ekim 02, 2023, 12:42:43 öö »
İnşallah doğru değildir. Zaten formumuz DERİN UYKUDA ! 

Uyanma zili, ne zaman çalacak diye sabırsızlanıyorum .

Saygılar


NOT: Hiç bir şey öğrenmesem de bu forumda
yazının sonuna SAYGILAR ifadesini konulmasını öğrendim. HAM TAŞIM sonuçta yontmaya ÖLENE KADAR devam edeceğim.

Saygılar
64
Özel Bölümler / 21. YÜZYIL MASONLUĞUN UYKU EVRESİ Mİ?
« Son Gönderilen: Gönderen: Alşah Ekim 01, 2023, 11:02:00 ös »
         Bu gün (01.10.2023) telefonumdan günün haberlerini izliyordum. Gördüğüm bir haberi burada paylaşmayı kendi açımdan uygun gördüğüm için bu başlığı seçtim. Sabah Gazetesi Ferhat Ünlü yazısı.
        Kısaca haber şöyle; Sayın Ünlü... Nobel, özgürlük ve Masonlukla ilgili bilgiler verdikten sonra ".. Masonluk tarihine bir göz atalım diyerek ; 18.Yüzyılı resmi kuruluş, 19. Yüzyılı yükseliş, 20. Yüzyılı duraklama  ve 21. Yüzyılı UYKU EVRESİ olarak tanımlayarak" uzunca bir makaleyi kaleme almış.
       Tabii ki yazısında"... Masonluğun kariyer basamaklarında  hızlı tırmanma için kullanıldığını, ayrıca Ülkemizde  ve Amerika'daki ünlü Masonlardan da bahsederek" yazısını bitirmiş.
        Genel olarak verdiği bilgiler hemen hemen herkes, özellikle Formumuz üyeleri tarafından zaten bilinen bilgilerdi. Yani vaaav denilecek bir bilgiyi ben göremedim.
        Benim bu yazıda dikkatimi çeken husus "21.Yüzyılın UYKU EVRESİ" olduğuna dair ifadedir. Ben buraya biraz takıldım. Bildiğim kadarı ile MASONLUK, mücbir sebepler olmadıkça ne DURAKSAR, ne de UYKU EVRESİNE girer.  20. Yüzyılda darbeler vs. sebeplerle belki "Duraksama" yaşamış olabilir ama "UYKU EVRESİ" tespiti, her ne kadar Loca mensubu olmasam da duyduğum saygı nedeniyle beni rahatsız etti.  Bu tespit doğru mudur?
        Bir harici olarak böyle bir durumdan haberdar olmamız zaten mümkün değildir.
        Bu bilginin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ise ancak Loca üyesi olan bir Form üyesi tarafından cevaplanabilir.
        Şayet bir sakınca bulunmuyorsa bu konudaki en sağlıklı bilginin Formumuz duayenlerinden sayın ANARCHOSA tarafından açıklama yapılarak en azından bilgi sahibi olmamız sağlanabilir diye düşünüyorum.
        Saygılar-sevgiler.
65
Islam / Ynt: Fetullah Gülen Kimdir?
« Son Gönderilen: Gönderen: Ali Genetic Eylül 22, 2023, 03:30:14 ös »
Şu güzel forumda şu kişinin tartışılması dahi gülünç.  :D Bilim ve sanat bölümleri ölüyor :D
66
Zincirin Diger Halkalari / Gülhaç Paradoksu
« Son Gönderilen: Gönderen: Novayst Eylül 18, 2023, 11:11:25 öö »
Bir gülhaç kardeşi eğer gülhaç kardeşi olduğunu ileri sürerse görünmez olma niteliği ortadan kalkar. O halde gülhaç kardeşi, aidiyetini inkar ve tekzip eder.
Gülhaç kardeşi olmayan birisi, olmadığını söylediği zaman kardeş olamayacağı için ilk varsayıma tezat düşer. O halde kardeş kendi kimliğini inkar ettiği gibi kabul de edebilir, hem kardeş olduğunu söyleyenler yalancı bellenebileceği için kendini de gizlemiş sayılacaktır.


Hatırlayalım: Johannes Valentinus Andreae manifestoları yazdıktan sonra onların aslında kurgusal bir ürün, şaka, Ludibrium , olduğunu öne sürmüş ve ölene dek gülhaç varlığını yalanlamıştı.

Önerilen okuma: Gül-Haç Masalları, Murat Özgen Ayfer
67
Islam / Ynt: Fetullah Gülen Kimdir?
« Son Gönderilen: Gönderen: Selim Eylül 15, 2023, 12:00:37 öö »
Fetöş ve Masonluk asla bir araya gelmeyecek ikili.  Yanar dünya, kendisini yok edecek fikir ile kucaklaşmaz. Varsa dövülecek demir, varsa yürek varsa altın olmaya niyeti olan bakır buyursun gelsin. Ama ...   
68
Felsefe / Ynt: YORUMSUZ- FELSEFİ AÇIDAN BU DURUMA NE DENİR ?
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Eylül 14, 2023, 05:21:21 öö »
Teşekkürler. O meşhur resmi derste hocamız göstermişti. Hakikaten sayfalarca yazı yazsan ve konuyu dile getirsen resimdeki verilmek istenen msj. veremezsin. Cumhuriyet öncesi Türkiye sini iki  çocuk resminde ki o fakirliği ve yoksulluğu tam anlatamazsın, yeni nesile ...Üstlerinde lime lime olmuş elbiseler insanın içini parçalıyor ...

Saygılar
69
Felsefe / Ynt: YORUMSUZ- FELSEFİ AÇIDAN BU DURUMA NE DENİR ?
« Son Gönderilen: Gönderen: Novayst Eylül 14, 2023, 02:22:34 öö »
Görüşlerinize %100 katılıyorum ....Bende kısmetse 4 sene sonra saflarınıza katılacam.

Saygılar

Şimdiden hayırlı olsun :)

Saygılar bizden
70
ADANALI SANATÇI YILMAZ GÜNEY'İ ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE SAYGI İLE  ANIYORUZ .Fotoğraf 1960 lı yıllar Karataş /Oymaklı köyünde elcilik yapan babası Hamit Pütün'ü ziyaretİnde babası ,kız kardeşi yeğenleriyle beraber bu fotoğrafı çektirirler... Doğum tarihi: 1 Nisan 1937, Yenice, Yüreğir
Ölüm tarihi ve yeri: 9 Eylül 1984, Paris, Fransa....bir yazısı ile anıyoruz....YENİCENİN ATLARI   
Çocukluk günlerim, anamın acıklı, türkülü masallarıyla, hikayeleriyle doludur. Yenice’de, o uzun kış geceleri, masal anlatsın diye zengin evlerine çağırırlardı anamı. Anam, beni ve benden iki yaş küçük bacımı da götürürdü. Kadınlar, çocuklar bir odaya doluşur anamı dinlerdik. Herkesi ağlatırdı anam. Biz de ağlardık. Masal kahramanlarının ağzından türküler söylerdi anam; dokunaklı ve etkili...
Zengin evlerinde bize, ceviz, kızılcık kurusu, pestil verirlerdi. Ben bunların bir kısmını yer, bir kısmını da kan kardeşim İsmail’e götürürdüm. Kara kuru bir çocuktu İsmail. Dişleri kapkaraydı. Sekiz yaşlarındaydık. Ben ve İsmail. Yüreğir ovasında, Yenice’nin iki küçük atıydık. Varlıklı çocukların atı olurduk ikimiz. İpleri renkli kağıtlarla süslenmiş gemilerimiz vardı. Akşamları okuldan çıkınca, at olur uçardık, ben ve İsmail. Çocuklar yorulup evlerine gidince ikimiz kalırdık. Ben onun atı, o da benim atım olurdu, sırayla. Akşamları at olur uçardık Yenice’de. İkimiz de dal gibi inceydik. İsmail hepimizi, bütün atları geçerdi; hep birinci olurdu. Birgün, sonuncu olduğum için, atı olduğum çocuk beni dövdü. Çok dokunmuştu bu İsmail’e. Ben ağlıyordum sümüğümü çekerek. Çocuklar bırakıp gitmişlerdi bizi. Duvarın dibinde, akşamın serinliğinde yalnızdık. İsmail gözlerini uzaklara dikmiş, suskun bekliyordu.
"Bir daha kimsenin atı olmıyalım” dedi bana.
O güne dek, hep başkalarının atı olurduk. Bizim hiç atımız olmadı birbirimizden başka. Düşündük, karar verdik. Kimsenin atı olmayacaktık artık.
Fakat sözümüzde duramadık. Bizi dövdü çocuklar...Korkumuzdan yine at olduk onlara.“Şimdi çocuğuz” dedi İsmail, “ama birgün büyüyeceğiz, kocaman olacağız İşte o zaman atı olmayacağız kimsenin.”Büyüyünce kimsenin atı olmayacaktık.
Bir yıl sonra İsmail öldü. Su toplamıştı karnı. Öküz arabasıyla acele Adana’ya götürmüşlerdi; hastaneye. Kurtulamadı... öküz arabasyıla getirdiler ölüsünü. Onu, köyümüzün küçük mezarlığında, küçücük bir mezara gömdüler. Eski bir tahta diktiler başucuna... helvasını dağıttılar. Anası çok ağladı İsmail’in. Bende çok ağladım. Ve ona söz verdim.
Büyüyünce kimsenin atı olmayacaktım.
İşte benim savaşım İsmail’in ölümüyle başlar. Yoksul çocuklar kimsenin atı olmasın diye de sürer gider. Ve İsmail, bütün dünyanın ezilmiş, yoksul çocukları adına yaşar, büyür içimde
Yılmaz GÜNEY,
Selimiye 1973.
Fotoğraf yeğeni  Levent Demirezen den alınmıştır

https://scontent.fada2-3.fna.fbcdn.net/v/t39.30808-6/376923089_2039179603102603_2598875987055202568_n.jpg?_nc_cat=101&ccb=1-7&_nc_sid=4c1e7d&_nc_ohc=a97iS4mYZ9cAX-802z3&_nc_ht=scontent.fada2-3.fna&oh=00_AfDvW_9lA2LE6dVL2pYw6acwLnyYC-j_9E83GBo8buhY-A&oe=65071A30


Ölümsüz Ruhu karşısında saygıyla eğilirim. Haksızlığa baş kaldırmanın örnek ismi ... Yukarıda anlatılana sonuna kadar katılıyorum ...Aynı olayın bir benzerini bizzat bende yaşadım .Tarsus'un ileri gelen kişisinin yeğeni olan kadın bizimle oynayan yeğenine kızdı ; bu çocuklarla ne diye oynuyorsun dedi o anımı hiç unutamam. O aşağılık kadını ölene kadar takip edeceğim ve bir gün suratına vuracam.O ezik eğosunu ...Siz bilmezsiniz dostlar ÇUKUROVA BÖLGESİNDE bu durumlar çok yaygın eğer fakirsen İnsan yerine konmazsın onların gözünde marabasın, yovmiyecisin vb. Hele Tarsus'ta ve civarında Dağlı diye tabir edilen kısımın da oturanlara dağlı diye aşağılarlar, Ovada oturanlar . Türk ,Türke bunu yapıyor diğer bölgelerden gelen marabalara ne diyorlardır Allah bilir. Benim anneannem fakir ve gururlu bir insandı bu Tarsus'ta olan bir olayı paylaşıp konuyu kapatacağım .Anneannem köyde ot dövmeye giderdi inanır mısınız köyün imamı sabah ezanını bilerek erken okurmuş sırf işçiler güneş açmadan tarlada olsunlar diye çünkü AĞA denen kişinin kuklası olurdu İmam denen zavallı ... Allah ın emirleri ikinci planda kalır bu kemik yalayıcılarının yanında.  Bu topraklarda böyle İnsan müspette si AĞALAR, insanlara baskı yaparlar. Hala köylerde TARLA satılırken önce Ağaya giden;  alır mısın ağa diye. ÖLDÜNÜZ KAN EMİCİ TOPRAK SAHİBİ ZENGİNLER ; 3 metre çukurdasınız ne elinize geçti o zulümlerin ve egolarınızın sizi götüreceği yer CENENNEMİN NAR Kısmı olur inşallah. Başınızı ağrıttım ve zamanınızı aldım .Haydi hoşça kalın...



HAYIR SEVER ZENGİNLERE BİR SÖZÜM YOK .PAYLAŞAN İNSAN BAŞIMIN TACIDIR ... 8)



VE BEN KOMÜNİST OLDUM ... ::)


Saygılar



Sayfa: 1 2 3 4 5 6 [7] 8 9 10