Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Hazarların Ortaya Çıkısı ve Islamiyetin-hazarlar-arasinda-yayilmasi 2  (Okunma sayısı 2983 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 27, 2011, 06:14:00 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Hazar ismi ve Mensei

VI.-X. asırlarda kuvvetli bir devlet kurmus olan Hazarlar kendileriyle ilgili Hazar dili  numunesi denilebilecek yazılı bir eser bırakmamıslar veya su ana kadar böyle bir sey bulunamamıstır. Dolayısıyla menseleri hakkında son zamanlara kadar garip fikirler ileri sürülmüstür. Yapılan son incelemeler de bunların Türk oldugunda ve Türklerin bugünkü Çuvas lehçesinin temsil ettigi LR lehçe zümresine mensup bulundugunda süpheye mahal bırakmamaktadır.20 Çuvas efsanelerinde Çuvasların Kafkasya’daki Aramazi daglar bölgesinden geldigi söylenmektedir. Musiki bilimci Kondratyev Çuvasların ve Tatarların sarkılarının daglı sarkılarının özelligini tasıdıgını
söylemektedir. Ancak bugünkü Çuvasların ve Tatarların yasadıgı bölgede daglar yoktur. Sarkılar dısında kültür, adetler ve dil benzerligi de bulunmaktadır. Bulgarlar
ve Suvarlar Kafkasya ve Karadeniz’deki Fars olan Sarmat ve Alanlarla, Hazarlar ve Kafkas halklarıyla karısmıslar. Bundan böyle Suvarların ve Bulgarların ve bunlardan sonra da onların soyundan gelen Çuvasların da (Kafkas tipli Avrupa ırkında olan) fiziki olarak (tipini) degisimini etkilemistir.21 Çuvas dili Bulgar diline benzedigine göre ve Bulgar dili de Hazar diline benzedigine göre Hazarların konustukları dil Türkçedir. Çünkü Bulgarların ve su andaki Çuvasların kullandıkları dil Türkçedir. Baska bir örnek de Kırım’da yasayan Karaimlerdir. Bunların kullandıkları dil Türk dillerinden Kıpçak grubuna girmekle beraber, Hazar kelimelerin
olusturulmus, arkaik kelime yapıları tasımaktadır. Karaimlerin (Karaylar) Tören nitelikli günlerinde yapılan yemeklerinde Karay hayatı, renk ve çesitli lezzetlerle sembolize edilmistir Kara helva denilen tatlı ölü merasimlerinde yenilen baslıca yemeklerdendir. Ak helva ise mutlu günlerin yiyecegidir. Bunlarla beraber teselli amacıyla orta derecede duygu yüklü bir gün için lezzet ve renk olarak seçilen Hazar Katmagı halen varlıgını devam ettirmektedir. Bu yiyecegin adı tarihi Hazar dönemini anımsatmaktadır. Ölüm merasiminde siyah helva, mutlu günlerde ak helva yapılması su anda Dagıstan’da da
vardır. Ölüler için niye ak degil de siyah yapıyorlar deyince, ölü ak helvanın kokusunu almaz diye cevap verirler.Karaimler Hazarları folklorda da hatırlatmaktadır. Örnek olarak eski bir sarkının sözleri

atka mındım – sagdanım bar
Sagdanım da yaç akım bar
Öçü bilen yaç yat ursam
Hazar biyden tartagan bar.
Sadakla bindim ata
Üç ok sadagında
Üç düsmanı onlarla hemen hakladım
Hazar prensini över ve ona hizmet ederim

Yazılan bu örnekler Hazarlar ve Karaimler arasında büyük iliskinin var oldugunu ispat etmektedir. Su anda Türkçe konusan Karaimler Hazarların soyundan gelmis
olabilir. Bu örnekler Hazarların Türk oldugunu göstermektedir. Arap cografyacılardan bn Havkal Hazar dili Bulgarların dili gibidir diye söylemektedir.23
Çin kaynaklarında, Göktürk devletinin en batıdaki kısmından (Tukiv-ho-sa-Türk Hazar) diye bahsedilmektedir. Diger taraftan Çinin kuzey komsuları arasında “Ho-
Sa” ismini de bulabiliyoruz. Tukiv veya Tücüe sadece bir kavim degil birkaç kavme verilen isimdir. smin ortaya çıkısı da Göktürk imparatorlugu ile yasıttı. “Ho-Sa” adı
Çin kaynaklarında bulunduguna göre, eger Göktürk imparatorlugunun kurulusu ve gelisimi sırasında bu kavim daha doguda bir yerde olsaydı, her halde, On Oklar,

Tülösler ve diger Türk boyları gibi, bunların da bir sebeple isimleri duyulurdu. Böyle bir durum olmadıgına göre Hazarların, Göktürk imparatorlugu daha ortaya çıkmadan önce Kafkaslara geçmis olduklarını düsünmek mümkündür. Daha önce neredeydiler diye bir soru büyük bir önem tasımayacaktır. Zira bilindigi üzere Hazar denizinden Kingan daglarına kadar uzanan bölge Türklere ait bozkırlardır. Hazarların da daha önce bu bölgenin bir yerinde bulunuyor olmaları muhakkaktır. Hazarların 558 senesini takip eden yıllarda Kafkaslarda hakim duruma geçtigi, Göktürk imparatorlugunun batı kanadı haline geldigi ve Sasanilerle savaslara girdigi
bilinmektedir. 586 yılından itibaren Hazarların, Bizans’ta iyice tanındıkları ve kendilerinin “Türk” diye anıldıkları çesitli kaynaklarda bulunmaktadır.24
M.S. I. y.yılda Çinliler Hun komsularını batıya dogru sürmüs ve yüzyıllar boyu Asya’dan kopup Avrupa’ya akacak çıgı baslatmıslardır. Birinci yüzyıldan baslayan
sürekli olarak batıya göç eden bu grupları çogunlukla genel bir sözcük olan “Türk” sözcügü tanımlamaktadır. Bu sözcügün de Çin dilinden geldigi ve gerçekte bir
tepenin adından alındıgı öne sürülmektedir. Daha sonra bu sözcük, belirli karakteristikleri tasıyan dilleri konusan yani Türkik dilleri konusan bütün kavimlere
maledilmistir. Bu yüzden Türk deyimi, ortaçag yazarlarının ve bazı çagdas yazarların kullandıgı anlamda bir ırktan çok, bir dil grubunu anlatan bir deyimdir. Bu açıdan
bakıldıgında, Hunlar ve Hazarlar da Türkik uluslardır. Hazarları dili bilindigi kadarıyla Türkçenin Çuvas lehçesidir. Bu dil Sovyet Birligi (Rusya Federasyonu)
içindeki Çuvas Cumhuriyetinde (Volga ve Sura arasında) hala konusulmaktadır. Çuvasların, Hazar diline benzeyen bir dil kullanan Bulgarların torunları olduguna
inanılmaktadır. Yine de bütün bu iliskiler biraz belirsiz kalmakta, dogu düsünürlerinin düsünce yoluyla vardıkları sonuçlara dayanmaktadır. Koestlre’e göre:

Kesin olarak söyleyebilecegimiz tek sey, Hazarların Türkik bir ulus oldugu ve besinci yüzyıl dolaylarında Asya steplerinden kopup batıya yönelmis oldugudur.”
Hazar adına gelince bu ad büyük bir olasılıkla Türkçe “Gez” kökünden gelmektedir.Aldıgı ekle “Gezer” haline gelip, göçebe anlamını yansıtmaktadır. Bu konu üzerinde derinligine inceleme yapmamıs kisilere ilginç gelebilecek bazı çagdas türevler de vardır. Bunlar arasında Rusçada Kazak, Macarcada Hussar deyimlerinin savasçı, atlı kisiler için kullanılması, Almanların Ketzer sözcügünün imansız yani Yahudi
anlamında kullanılması sayılabilir.
Araplar Hazarları küçük ve çekik gözlü olarak tanıtmıstır. slam orduları VII.yüzyılda rminiye’ye girince küçük ve çekik gözlü çok cengâver bir milletle
karsılasıyorlar. Sahih hadis kaynaklarında bulunmayan ve Ebu Hureyre’nin Hz.Ömer’den rivayet ettigi bir hadisi serifte Hz. Muhammed (S.A.V.) Hz. Ömer’in
sorusuna cevaben, “küçük gözlü bir kavim eger Acemlerin seddini geçerse Allah (C.C.) onlara hidayet verecek” buyurmustur. Suyuti’nin bn Asakir, Remzi ile Camiül-
Kebir isimli eserinde zikrettigi bir hadiste Hz. Muhammed (S.A.V.) “Acemlerden kırmızı yüzlü, küçük ve çekik gözlü olan Huza ve Kırmanlar’la savasmadıkça
kıyamet kopmaz” buyurmustur. Tarihçi Murat Remzi, Teflik-ül-Akbar isimli eserinde bu Hadis-i Serif’in aslında “Acemlerden” kelimesinin bulunmadıgını, fakat
Araplar henüz o sıralarda “Huza ve “Kırman” diye kavim isimleri bilmedikleri için bu iki boyu acemlerden zannederek Hadiste “Acemlerden” sözünü eklediklerini
söylüyor. Hz. Muhammedin (S.A.V.) “Huza” kelimesiyle Hazarları, “Kırman”kelimesiyle de Kamanları kastettigini ifade ediyor. Bu beyanlardan anlasıldıgına
göre, Hazar kelimesi küçük ve çekik gözlü anlamına gelmektedir. Saban Kuzguna göre Hazar kelimesinin göçebe ve serbest dolasan manasına gelmesi, küçük ve çekik gözlü anlamına gelmesinden daha uygundur. Çünkü Hazar kelimesi, Müslüman orduları rminiye’ye girmeden önce Batılılar tarafından biliniyor ve kullanılıyordu.
Arapların Hazarları tanıması da M.S. VII. yüzyıldan çok önceleri, muhtemelen Hititler ve Nabatlılar zamanında meydana gelmistir. Çekik ve küçük gözlülük,
sadece Hazarlara ait Degil, baska pek çok Türk boyunun ortak özelligidir. Hazar kelimesinin bu anlamların dısında bir sahsa ait bir isim oldugu daha sonra bu ismin,
bu kisiden türeyen kabileye isim olarak verildigi söylenmektedir. nsanlıgın türeyisini anlatan soy kütügü kitapları, Hz. Huh’un oglu Yafes’e ait bilgi verirken,
bazıları Yafes’in Hazar isminde bir oglu oldugunu diger bazıları ise, Yades’in oglu Tiris’in, Hazar isminde bir oglunun oldugu görüsündedir.

bnu’l-Esir’e (ö.1233) göre Nuhoglu Yafes’in Camır, Mua, Mevrek, Bevan, Fuda, Masic, Tires adında yedi oglu olmustur. Yafes’in oglu Camir’den ran padisahları
türemistir. Tires adlı oglundan da Türkler ve Hazarlar gelmistir.27 Hazar burada bir oglunun ismi olmaktan ziyade bir kabile ismi olabilir. Baska bir efsaneye göre
skitlerde üç kardes yasamıs. Onlardan birsi Burgarios (Bulgar) Meziya’ya (simdiki Bulgarya) yerlesmis. Diger kardesi Hazarıg (Hazarların atası) Hazar çevresinde
yerlesmis. Bu efsane Hazarlar ve Bulgarlar arasında etnopolitik birligini gösteriyor. Hazarın bölgenin ismi oldugu görüsünde olanlar da vardır. Yakut el-Hamavi Hazar:Derbent diye bilinen Babu’l- Ebvab’ın arkasındaki ve Zülkarneyn Seddi’ne (Narın Kala=Derbent Kalesi) yakın Türk ülkeleridir. Bunların Hazar bin Yafes bin Nuh’un adını aldıkları söylenir. Hazar, Etil diye isimlendirilen bir merkeze baglı toprakların bir bölgesine verilen addır. Etil aynı zamanda Ruslar ve Bulgarlar tarafından Hazar’a akan bir nehrin adıdır. Etil bir sehirdir. Hazar ise bir ülkenin adı olup bir sehre verilen isim degildir.
Hazar kelimesinin bir devletin ya da bölgenin ismi olarak kabul edilmesi söyle açıklanabilir. Hazar ülkesinde yasayan Türklerin dısında diger milletler de Hazar
diye adlandırılıyorlardı. Onun için bu kelimenin bir millet olmaktan ziyade bir devletin ismi olarak kabul edilmesi mümkündür. Gumilev’e göre Hazar ülkesinde
yasayan Yahudiler Hazar diye adlandırılıyordu. Bu dogal bir seydi. Bir millet baska bir ülkede, o ülkeye mensup olan milletin ismini tasımaktadır, bir Korelin’in
Fransa’da ben Rus’um demesi gibi. Yabancılar için Hazarlar, Hazarya’da yasayan ve Hazar Kaganlıgının hâkimiyet altında olan insanlardır. stahri’ye göre Hazar bir
insan cinsinin adıdır. Türklerden Peçenek denen bir Urug, yurtlardan ayrılıp Hazar ile Rum arasını delmislerdir. Bulundukları yer kendi yurtları degildir, bunlar buraya
sonradan gelmis ve buraları istila etmislerdir. Hazar ise bu insanlardan bir cinsin adıdır. Bazı tarihçilere göre Hazar diye bir millet hiç var olmamıstır. Yakov Kuzmin-
Yumanadı ve Pavel Kulesov bn Havkal ve stahri’ye dayanarak Hazarların bir millet olmadıgını söylemektedirler. Buna göre Hazar ismi aslında Hazar denizinden
gelmektedir. Farsça konusanlar ve aynı zamanda bu denizin civarında ya da bölgedeki adalarda yasayan insanlar bu denizi Hazar Denizi olarak adlandırdılar.
Eskiden denizin kuzey kıyılarına sürekli degisen göçebe kabilelerin yerlestigi zamanlarda, Hazar bu bölgede görülen bütün göçebelerin ismiydi. Bu nedenle
tarihsel anlamda “Hazar” sözcügü aynı noktada Hazar bozkırlarını yurt edinmis olan çok çesitli göçebe ya da yarı göçebelerin ismidir. Eski çaglarda “Hazar”, Hazar
Sakalarına ve Sarmatlarına verilen addı. Farsça yazılmıs olan siir “Sah-name”de M.Ö. 450’li yıllarda Sah Lorasp zamanında, Hazarların Transkafkasya’ya yaptıkları
bir akından söz edilmektedir. Antik Gürcü kaynaklarda ise Hazarların Güney Kafkasya’nın isgalinden ve M.Ö. 7. y.yılda Torgomesyanlarla yaptıkları savaslardan
bahseder. Milattan sonraki ilk çaglarda ‘Hazar’ Dagıstanlı Sarmaryan’lara (Sarmatiya) baglı bir boyun adı oldu. (Bersililer ya da Bas’lar).- Murad Magamedov Bersillerin dilinin Türkçe oldugunu ve aynı eserde Bizans tarihçileri Feofan ve Nikifora’ya dayanarak Hazarların Bersilya’dan geldigini söylemektedir
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
YAHUDİ HAZARLAR

Başlatan shemuel « 1 2 3 4 » Yahudiler

36 Yanıt
27784 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2008, 12:14:50 öö
Gönderen: blossom
3 Yanıt
6527 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 02, 2007, 10:12:50 öö
Gönderen: ohannesburq
31 Yanıt
24982 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 08, 2012, 12:41:55 öö
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2773 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2010, 07:45:00 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3751 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 07, 2010, 02:37:50 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
3736 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2010, 10:41:42 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
4717 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 05:55:21 ös
Gönderen: karahan
5 Yanıt
4002 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 31, 2013, 11:19:11 ös
Gönderen: Etimolog
0 Yanıt
1835 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 30, 2014, 06:53:04 öö
Gönderen: MysticMind
0 Yanıt
1464 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2015, 02:05:33 öö
Gönderen: ayilmaz92