Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Felsefe => Konuyu başlatan: propulsion - Aralık 09, 2014, 02:06:07 ös
-
[Bir kaç kaynaktan derleme yaparak "Hologram, Holografik Anlayış ve Holistik Düşünce Modeli" ni anlatmaya çalıştığım bu anlatım daha anlaşılır olması açısından dört kısıma ayrılmıştır. Dördünün de sıralı bir bir biçimde okunması iyi olacaktır. Kaynakça ise 4. paylaşımdan hemen sonra verilmiştir]
Hologram, Holografik Anlayış ve Holistik Düşünce Modeli [Paylaşım #2]
Fiziksel anlamda kullanılan hologram tekniği yardımıyla, “evren” ismiyle tanımlamaya çalıştığımız sınırsız ve sonsuz tek varlık olan “bütün’e” ait tüm bilginin sanki birer hologrammış gibi her zerrede mevcutmuş gibi düşünebilir miyiz? Düşünürsek acaba nasıl bir tasarım ortaya çıkar?
Holografinin kullanmasıyla oluşturabilecek felsefi tasarıma ait modelin içinde saklanan bilgiler inanılmaz düzeydedir. Buna göre evrensel zihin bilinebilecek her şeyi içermektedir ve kendini ona göre ayarlayan ona açan herkese de açıktır. Bunun nedeni bilgi, eş düzeyli bir biçimde evrenin her yanına yayılmıştır. Holografik tasarımların ışığında “Hepimiz biriz”, “Yukarıda ne varsa aşağıda da o var”, “Tanrı içinizdedir” ve “Evren bir kum tanesinin içinde saklıdır”, gibi mistizm ürünü benzetmeler de yeni anlamlar kazanmaktadırlar.
Evrenin de holografikliğine ait tasarımlar yardımıyla aşağıda sunulan dört sonuç çıkarılmaktadır:
- Her canlı /farklılaştırılmış her cisim, aynı bütünün parçalarıdır.
- Holografik düzende bilgiler hem “her yerde”, hem de “her zamanda” mevcutturlar.
- Birinci maddeye benzer şekilde var edilmiş her birim tüm evrenin bilgisine sahiptir.
- Bizler tek tek çalışmalar ile evrenin bazı “sırları”nı çözebiliriz.
Yukarıdaki ikinci maddede yazdığı gibi tüm fiziksel veya felsefi veya mistik tasarımlarda “zaman” kavramı hep önemlidir. Acaba nedir ve nasıldır zaman? Zaman her cismin bulunduğu uzay bölgesine ve hızına bağlı olarak değişen göreli bir kavramdır ve hayal ürünü falanda değildir. Hologram tekniği kullanılarak oluşturulacak tasarımlar yardımıyla yukarıdaki 2. maddede sunulan sonuç daha kolay açıklanabilmektedir. Buna göre, bizim gözlemlediğimiz evrenimizde olmuş veya olacak diye bildiğimiz her olay, her oluşum, evrenin holografik yapısında bilgi olarak zaten yüklüdür. Ve her bir varlık, kendi algılama kapasitesi ölçüsünde, bu holografik olarak düzenlenmiş bilgiyi algılar ve değerlendirir. Çünkü evrensel bilginin bir sınırı ve bir merkezi yoktur.
Holografik algılayış, dogmatik inancın yadsınamaz yumuşak karnı olan kadercilik yaklaşımına da, alternatifler sunmaktadır. Neyse ki, bu yaklaşım, kaderciliğin, kaderimiz olmadığına işaret eden kuvvetli kanıtlar içerir. Holografik algılayışa göre, geleceğin hazırlanmış bir kalıp olmamalı ve esnek/değişken olmalıdır. Tercihlerimiz, önsezilerimiz yardımıyla yaptığımız bir hologramdan diğer diğer holograma yapılan sıçramalardır. Bunlara holosıçrama denebilir.
Hologram modelinden sonra Holistik Düşünceye bakmak istersek; bu düşünüş biçimine göre evrendeki her şeyin aynı bütünün parçalarıdır ve bunlar birbirleriyle haberli bir biçimde hareket ederler. Kendi aralarında da iletişim ve etkileşim içindedirler.
Holistik düşünceyi tanımladık fakat, holistik düşünceye gelmeden önce düşüncenin/düşünüşün geçirdiği evreler nelerdir? Bunlar sırasıyla;
- İlk evre olan “lineer-çizgisel” düşünce evresidir. Bu evrede, tüm bilgiler hesaba katılmadan sonuç çıkarmaya çalışan ve her sonucun tek nedene (tıpkı tek değişkenli ve birinci derece y=mx+n fonksiyonu gibi) bağlandığı bir düşünce yapısı hâkimdir. Başka bir deyişle “evet-hayır” veya “siyah-beyaz” evresi de denebilir.
- İkinci evre her şeyi parça parça ele alan, dünyayı parçaların birleşmesinin bütünü olarak ele alan “kartezyen” düşünce evresidir. Bu düşünce tarzında bazen ağaçlara bakarken orman gözden kaçabilmektedir.
- Parçalara ayırarak inceleme yapılması parçalardan bütünün elde edilemediği durumda yetersiz kalabilir. Son ve üçüncü evre ise az önce tanımlamaya çalıştığımız yeni yeni yayılan “holistik – bütüncül” düşünce evresidir. Bu evrede parçalar yoktur, bütün vardır. Tüm parçalar ve bütün her şey birbirine bağlıdır. Bu düşünce sisteminde; hiçbir sonucun/sorunun tek nedeni yoktur. Bu düşünce tarzının temel değerleri işbirliği, nitelik ve ağsal ortaklıktır. Bu düşünce sisteminde doğadaki ilişkilerin tümüne birden aynı anda bakabilmektedir. Bu yüzden problemlerin çözümünde bir parçaya müdahale edildiğinde bunun sonucunda etkilenebilecek “bütün” ve onun diğer parçaları da, göz önünde bulundurulmaktadır.
-
ASIL KONU BURADA BAŞLIYOR...
ANCAK BUNDAN SONRA KONU BAŞLIĞININ ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ BÖLÜMLERİ DE SIRAYLA OKUNMALI.
BU KONU HERKES İÇİN ÖNEMLİ OLABİLİR AMA ÖZELLİKLE MASONLAR İÇİN VE MASONLUĞA İLGİ DUYANLAR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ.