Sayın enelsır’ın aktarımlarında, madem Masonluk bağnazlığa karşıdır, o zaman kendi öğretisi kapsamında bundan arınma yolunu gösterip göstermediğine ilişkin bir soru da, özellikle bu kurumun öğretisinin niteliğini anlamak bakımından önemli bir soru oluyor.
Sorunun yanıtında, deneyimli bir mason olduğunu bildiğimiz araştırıcı yazar, bu bağlamda birtakım öneri ve sezdirmelerin bulunduğundan söz ediyor. Örnek olarak da masonlara özgür düşünce sahibi olmaya çalışmalarının önerildiğini belirtiyor.
Buradan anlaşılan şu: Her şeyden önce bir kişinin mason olabilmesi için bağnaz olmaması gerekiyor. Bunu zaten biliyoruz. Fakat Masonluğa alınacak bir kişiyi her bakımdan iyice ince eleyip sık dokumak söz konusu olamayacağından, kimilerinin yer yer bağnazlıklarının bulunabileceği de öngörülüyor. Elbette!... Mason olan kişi bambaşka bir yaratık değil ki; o da bizim gibi organları, beyni ve duyguları olan bir insan ötesi… Ancak elbette o kişilerin, üstelik şimdi bir de Masonluğun inisyasyonundan (en azından ilk amasından) geçerek mason olmuş bulunmaları, -tam anlamıyla “mason” sayılmasalar bile- bağnazlıktan arınmış olmalarını daha da önemli bir boyuta getiriyor.
Masonluk bu işi nasıl yapabilir?... İki yöntem vardır. Birincisi hazır reçete yani Masonluğun ritüelleri bu konuda belli bir yöntem içerir. Ancak anlaşılan masonluktu böyle bir hazır reçete yok. Bilimsellikten, akıl ilkelerine uymaktan, bilgelikten söz ediliyor ama işte hepsi o kadar gibi görünüyor. Gerisi masonun kendisine kalıyor. Kimileri ritüellerde böyle birtakım şeyler bulunduğunu sanabilir belki ama anlaşılan yok. Olsa olsa, simgeler, alegoriler ve öz deyişler var. Her mason bunlardan kendi alabildiğini alıyor alabildiğince, yeteneği ve olanakları ölçüsünde.
Sayın enelsır’ın daha sonra getirdiği bir başka başlık altında (Eşitlik) Sayın Tij’in bu yetenek ve olanak konusuna takılarak, ortaya âdeta kinik nitelikli bir soru attığı dikkatimi çekti. O konuya belki o zaman geliriz ama yetenek ve olanak elbette ki bireysel. Ortada bir dipsiz kazan var; içinde bilgi sıvısı… Kimisi kaşıkla alıyor, kimisi kepçeyle, kimisi kovayla… Kimisi de kevgirle almayı deniyor ne yazık ki…
Her masonun kendi hamtaşını kendisi yonttuğu söyleniyor ikide bir… Demek ki her mason kendi başının çaresine kendisi bakmak durumunda. İsterse, belki kendisinden daha bilgili deneyimli olanlar ona yardımcı olmaya gayret eder. Fakat işte o isterse… Bağnazlıktan arınma konusu da bundan farklı olmaz.
Sayın enelsır’ın getirdi açıklamada bir masonun dogmalara karşı zaten dirençli olduğu için bağnazlığa da sapmayacağı, ötesinin her masonun kendisine bırakıldığı söyleniyor. Bu bağlamda bir yöntem gösterilmediği de ekleniyor.
Demek ki, aslında Masonluktan ne içerik ne de yöntem olarak çok fazla bir şey de beklememek gerek. Ne varsa insanın kendisinde var.