Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Akdamar Kilisesi  (Okunma sayısı 5294 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 02, 2007, 10:03:18 ös

Merhaba

Van gölünde  yer alan Akdamar Ermeni kilisesi geçtiğimiz hafta içinde açıldı.

Restorasyonu tamamlanan tarihi mekan bundan böyle Müze olarak hizmet verecek.


Nisan 02, 2007, 10:21:44 ös
Yanıtla #1
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Van da bir muze acilmis olmasi cok sevindirici. Umariz devami gelir. Kilise olarak bir yapinin hala saglam kalmasi ve restore yapilarak halka acilmasi cok guzel.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Nisan 02, 2007, 10:22:21 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Bu kilise "Holy Cross" kilisesi mi? (Yada ona benzer bir adi vardi saniyorum)


Nisan 02, 2007, 10:27:17 ös
Yanıtla #3

Evet Holy Cross ( Kutsal Haç ) Kilisesi efsanevi hikayesi olan bu kiliseye Haç takılması konusunda da gereken hassasiyet gösterilmiş tarihi dokusu bozulmadan Haç takılmış.


Nisan 02, 2007, 10:34:23 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Dun okudugum bir kitabin bir bolumunde bu kiliseden bahsediliyordu, cok ilginc :)


Nisan 02, 2007, 10:42:08 ös
Yanıtla #5

Efsanesi tanıdık aslında ,

Bir aşk hikayesi...

Ermeni Papazının kızı ile yerel halktan bir genç arasında geçer hikaye...

Kızın babası bu aşka karşıdır...

Ancak gençler biraraya gelebilmek için her yolu denemektedir.

Kız gece olduğunda Kilisenin yüksek bir yerinde ateş yakar , ateşi gören genç yüzerek adaya çıkar...

Günlerden bir gün kızın babası durumu fark eder kızından habersiz fırtınalı bir gece ateşi kendisi yakar bunu gören genç fırtına ve azgın dalgaları umursamadan aşkına kavuşmak heyecanıyla suya atar kendini...

Ancak karaya bir daha çıkamayacaktır...

Bunu gören kız da kendisini aşkına ulaştıracak tek yol ölüme gider kendisini atar ...

Hikaye efsaneye dönüşür...


Nisan 02, 2007, 10:47:20 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sanki Romeo ve Juliet romanini ozetlediniz. Ask hikayeleri/efsaneleri hep birbirlerine benzerler :)


Nisan 03, 2007, 03:07:59 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Efsanesi tanıdık aslında ,

Bir aşk hikayesi...

Ermeni Papazının kızı ile yerel halktan bir genç arasında geçer hikaye...

Kızın babası bu aşka karşıdır...

Ancak gençler biraraya gelebilmek için her yolu denemektedir.

Kız gece olduğunda Kilisenin yüksek bir yerinde ateş yakar , ateşi gören genç yüzerek adaya çıkar...

Günlerden bir gün kızın babası durumu fark eder kızından habersiz fırtınalı bir gece ateşi kendisi yakar bunu gören genç fırtına ve azgın dalgaları umursamadan aşkına kavuşmak heyecanıyla suya atar kendini...

Ancak karaya bir daha çıkamayacaktır...

Bunu gören kız da kendisini aşkına ulaştıracak tek yol ölüme gider kendisini atar ...

Hikaye efsaneye dönüşür...
Cok guzel bir hikaye.


Nisan 03, 2007, 01:32:47 ös
Yanıtla #8

 Çok eski zamanlarda, bugün bizim Çanakkale boğazı dediğimiz "Hellaspontos"un Avrupa kıyısında, Sestos adını taşıyan bir şehir bulunuyordu. Bu şehir surları arasında Aphrodite için yapılmış büyük bir tapınak vardı. Bu tapınakta Hero adında çok güzel bir rahibe vardı, bu rahibe güzelliği ile dillere destan olmuştu. Aphrodite mabedindeki kumrularla ilgilenen Hero'yu gören onu Aphrodite'ın kendisi zannederlerdi. Bu genç rahibe güzel olduğu kadar alçak gönüllüydü de. Bu yüzden Aphrodite bu kızı kıskanmak bir yana onu çok severdi.

Her sene ilk baharın gelişi ile birlikte Sestos'ta şenlikler düzenlenir çevre şehirlerden insanlar akın akın buraya gelir Aphrodite'in mabedini ziyaret ederlerdi. İşte böyle bir bayram günü Leandros adında yakışıklı bir genç Aphrodite'in mabedindeki bir ayine katılmıştı. Abydos'lu olan Leandros getirdiği hediyeleri sunmak üzere mihraba yaklaştığında. Güzel rahibe Hero'yu görünce aklı başından gitti adeta, daha ilk bakışta ona aşık olmuştu. Ayin boyunca gözlerini güzel rahibeden ayıramamıştı. Sankikarşısındaki Aphrodite'in ta kendisiydi.

Leandros gün batıncaya kadar mabedinin bir köşesinde bekledi. Ziyaretçiler birbir mabedi terk edince yavaşça mabed de tek başına kalan Hero'ya yaklaştı. Rahibe genç delikanlıyı görünce ürkerek geri kaçtı. Ama Leandros onu durdurdu. Ve oracıkta mihrabın önünde Hero'ya duyduğu aşkı dile getirdi.

O günden sonra Leandros Hero'nun tüm itirazlarına rağmen her gün mabede gelip genç rahibeye duyduğu aşkı anlattı. Hero defalaca ona bir rahibe olduğunu ve böyle bir aşka karşılık veremiyeceğini söylediysede Leandros pes etmedi. Duyduğu sevgi öylesine büyüktü ki bir gün mutlaka hak ettiği karşılığı alacağına inanıyordu. Ve tüm çabaları ısrarları sonunda arzusuna kavuştu. Hero da onu seviyordu ancak aralarında büyük bir engel vardı. Hero deniz sahilinde ıssız bir kalede yaşlı bir kölenin kontrolü altında yaşıyordu, üstelikle Leandros'un yaşadığı şehirle aralarında denizde vardı. Ama Leandros aşkı uğruna herşeyi yapmaya hazırdı..buna gece karanlığında yüzerek denizi geçmekte dahildi.

O akşam yaşadığı şehre geri dödüğünde sahile inerek denizi seyretti, gözleri ile karşı kıyıdaki kaleyi arıyordu. Bu sırada rüzgar şiddetini artırmış, bulutlar ayı ve yıldızları kapatarak ortalığı karanlığa boğmuştu.Issız kalede köle ile birlikte oturan Hero endişe ile dışarıyı izliyordu. Bir ara yaşlı kadına dönüp;

"Bu korkunç gecede kim bilir kaç balıkçı yolunu bulup evine dönemeyerek kendisini bekleyen karısının çocuklarının boynunu bükük bırakacak" dedi"Bence karanlıkta yolunu kaybeden denizcilere yol göstermek, onları felaketten kurtarmak için kalenin üstüne bir meşale yakarsak Aphrodite'yi de sevindirmiş oluruz"

Bu sözlerle yumuşayan yaşlı kadın yerinden kalkıp bir meşale yaktı ve kalenin tepesine kolayca görülebileceği bir yere koydu. Esen rüzgar onu canlandırdı alevi daha da yükseldi ve etrafı aydınlattı.

Hero heyecanla dışarıyı seyrederken duyduğu bir sesle kalbi küt küt atmaya başladı. Denize doru baktığında dalgalarla boğuşan birini gördü bu Leandros!tan başkası olamazdı..onu yaşlı köle de görmüştü. Aşağı inip delikanlıya kıyıya çıkabilmesi için yardımcı oldu ve onu rahibenin odasına götürdü.

Leandros yorgunluktan bitkin ama sevdiğini tekrar görmekten mutlu bir halde genç rahibeye sarıldı. Yaşlı köle buna çok şaşırmıştı ancak onlara engel olmadı. O günden sonra Leandros her gece Hellespostosu yüzerek geçiyor sevdiğine ulaşıyordu. Günler haftalar aylar geçti ve güzel yaz günleri geride kaldı ve kışa yaklaştılar. Deniz eskisi gibi sakin ve sıcak değil, dalgalı ve soğuktu. Hero her gece yüzerek boğazı geçen Leandros için endişelenmeye başlamıştı bu yüzden ona bir süre birbirlerini görmemeleri gerektiğini söyledi. Bahar gelinceye kadar ayrı kalmaları gerekiyordu. Kışın boğazı yüzerek geçmek çok tehlikeliydi.

Leandros her ne kadar istemesede sevdiğinin bu isteğine boyun eğdi. Ve bahara kadar gelmeyeceğine dair ona söz verdi. Ama bu ayrılığa sadece bir kaç gün dayanabildiler. Leandros Hero'nun yolladığı özlem dolu mektubu okuyunca daha fazla dayanamayarak hiç düşünmeden kendini azgı dlgaların kucağına attı ve bir an evvel sevdiğine kavuşabilme arzusu ile dalgalarla boğuşmaya başladı. Fırtına arttıkça artıyor dalagalar daha da aşılmaz bir hal alıyordu. Hero'nun yaktığı meşale şiddetli rüzgarlardan sönerek ortalığı karanlığa gömdü. Heycan içinde Leandros'un yolunu gözleyen Hero, yaşlı köle uyuduktan sonra gizlice sahile indi ancak orada dalgaların kıyıya attığı sevdiğinin ölüsü ile karşılaştı. Bu acıya dayanamayan Hero sevgilisine sarılarak kendini öldürdü.

Kasabalılar bu haberi duyunca yas elbiselerine bürünüp kalaye geldiler ve iki sevgilinin cenaze törenine katıldılar.Onları deniz kıyısında aynı mezara gömdülerve Onların anısına boğazın azgın sularına güzel kokulu çiçekler attılar.


Bu da diğer hikaye Anadolu da Aşk Başkadır... :D


Nisan 03, 2007, 08:52:09 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Bu tarz hikayelerle ilgilenenlerin Halikarnas Balikcisi'nin Anadolu efsanelri romanini oneririm. Mitolojik olaylardan derlenmis cok guzel calismalar.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
1816 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2014, 08:27:27 ös
Gönderen: addicted