Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonların Efsaneleri  (Okunma sayısı 28956 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 04, 2012, 03:22:05 ös
Yanıtla #30
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

sn Bulgarıa bendeki kitap ismini vereyim:

Antik Çağlardan Günümüze
Dünya'nın
Gizli Atarihi

sn Alşah'hın bahsettiği aynı kitapmı bilmiyorum belki kendisinin yazarı daha iyidir.
Sevgi ile kalın


Şubat 04, 2012, 04:07:53 ös
Yanıtla #31
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

sn Bulgarıa bendeki kitap ismini vereyim:

Antik Çağlardan Günümüze
Dünya'nın
Gizli Atarihi

sn Alşah'hın bahsettiği aynı kitapmı bilmiyorum belki kendisinin yazarı daha iyidir.


O kitap bende mevcut..Hatta 2.ci cildi de mevcut elimde..Antik Çağlardan Günümüze Dünya'nın Gizli Tarihi kitabının 2 si de var.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Şubat 04, 2012, 04:55:25 ös
Yanıtla #32
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

 Konunun devamı:

-" Yahudi gizemleri:

 Modern Mason ritleri ve sembolerinin çoğu eski Mısır'dan alınmış olmakla beraber, üstad C.W Leadbeater'in "The Hidden Life in Feemasonry" (Hürmasonluktaki  Gizli Hayat )adlı kitabında belirttiği gibi bu ritler ve semboller, modern Masonluğa Yahudiler tarafından ulaştırılmıştır.
    Moder Mason geleneğinin en çok etlilendiği unsurların başında "Yahudi Gizemleri" (Özellikle Kabala'nın 'Sefer Yezirah' ve ' Sefer ha Zohar) kitapları gelmektedir.
Teozofist üstad C.W Leadbeatr'e göre, Yahudiler' Atlantis kök ırkının 5 'nci Alt ırkından gelen Sami kökenli bir halktı.
M.Ö. 75.025 yılındaki büyük felaketten 4000 yıl önce Mısır'daki Atlantislilerin İmparatoru Manu, takipçilerini Atlantis'in geri kalan halkından ayırarak, Arabistan'ın yukarı kesimlerine doğru götürdü. Manu'un takipçileri daha sonra Aryan kök ırkını oluşturdular.
    Manu taraftarlarına komşularıyla karışmamaları ve ırklarının safiyetini korumaları konusunda çok sıkı talimatlar verdi.
(Tesozofist örgütünün kurucusu H.P Blavatsky'e göre " Yahudiler Hindistan'da yaşamış olan Kaldeli'lerin torunlarıydı. Bunlar toplumdan kovulmuş serseri bir kavimdi.)

Manu'nun takipçileri kendilerinin "seçkin insanlar" olduklarına inanıyorlardı. Daha sonra Arabistan'ın güneyi Aryanlar tarafından fethedildi. Bunlardan bir grup insan, cemaatlerinden ayrılarak, birçok göçten sonra, Bu gün Mısır denilen bölgeye yerleştiler. Devrin Mısır Fravunu kendilerine yerleşecek bir bölge gösterdi. İşte bu gün kendilerine "seçilmiş hakl" diyen yahudiler, ilk defa tarih sahnesine buradan çıktılar.
    Yahudiler, Mısır'daki ikametleri sırasında Mısır Gizemlerine belirli bir dereceye kadar inisiye oldular.
« Son Düzenleme: Şubat 04, 2012, 05:04:15 ös Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


Şubat 04, 2012, 08:03:13 ös
Yanıtla #33
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba,
Bu alıntıda sözü edilenler ilginç. Masonlar ve masonluk tarihi hakkında birşey söyleyemeyeceğim. Bu konuda hala okuyorum. Birkaç yıl daha bir kelam etmem zor. Bilgi, birikim gerektirir. Farklı kaynaklardan okumak gereklidir.

Şimdi adı üzerinde mit, mitoloji veya her neyse inanırsın veya inanmassın. Bu kadar.
Ancak bir alıntı yaparsanız ve bu yazılanları başkalarına karşı savunursanız. Artık mit'ten çıkar gerçek olur. Yani şunu demek istiyorum. Yazar  ve kitap hakkında en ufak fikrim yok ancak bunları yazabilen bir yazar, yazdıklarını sorgulamadan yazıyorsa ben bilimselliğinden kuşku duyarım. Kitabın sonuna 55 kaynak değil. 155 kaynak koysa da farketmez.


    M.Ö. 75.025 yılındaki büyük felaket esnasında bütün Mısır sel suları altında kalmış, eski  ihtişamlı günlerde geriye sadece üç büyük pramit kalmıştı. Sular çekildiken sonra, ülke yeniden Atlantis'lilerin tarafından kolonize edildi.  Bu imparatorluk Mısır'ın Aryan'lar tarafından  işgaline kadar (M.Ö.13.500) sürdü.
     

Yazım yanlışı yoksa M.Ö. 75.000 yılındaki felaketten geriye 3 büyük piramit kalmış. Bunlar nerede hangi piramitler. Neolitik çağ öncesi hangi aletlerle taşları kesip piramit yapmışlar. Mö 12.000 öncesine ait dünya üzerinde bulunabilmiş herhangi bir yapı var mıdır?  Heredot tarihine göre Mısır deltasının görünümü bugünkünden farklıydı. Göllerle kaplıydı. Ayrıca Mısır'ın siyasi birliği MÖ 3700-3400 yılları arasında sağlanmıştır. Bilinen piramitler bu tarihten sonra yapılmıştır. Bu açıdan yazar bu konuda başka açıklamalar yapmış mı? Bu yazılanları kendi bilimsel süzgecinden geçirip eleştirmiş mi?

Saygılarımla.

Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Şubat 05, 2012, 01:10:03 öö
Yanıtla #34
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Aslında sayın ADAM ile bazı noktalarda ters düşüyoruz. Bunun nedeni de sanırım bakış ve yorum farklılığından kaynaklanmaktadır. Şöyle ki ;
      Sayın ADAM ısrarla Mason'luğun 1700'lü yılların ilk yarısında kurulduğunu, bundan önceki bir geçmişinin olmadığını, Mason'luğun hiç bir zaman "gizli" bir kuruluş olmadığını söylüyor.
      Ben ve sanırım sayın hypatia da, Mason'luğun 1700'lü yıllarda kurulmasına değil, ritlerinin dayandığı kökene kadar inilmesinde fayda olacağını belirtiyoruz. Konu özetle böyle.
      Öncelikle sayın ADAM'ın gizlilik iddiasına gelelim. Bakınız "Larousse" C.8, S.434. "MASONLUK : i.(mason'dan mason-luk). Bir takım kardeşlik ilkelerini benimseyen, birbirlerini işaret ve amblemlerle tanıyan ve (loca) denilen bölümlere ayrılan kimselerden kurulu kısmen GİZLİ dernek. denilmek suretiyle tanımlanmaktadır. Şimdi "Larousse" bilgi bakımından bir  kaynak mıdır? Şayet kaynak ise buradaki "kısmen gizli" ifadesinden ne anlamamız gerekiyor. Yok kaynak olarak kabul görmüyorsa, o takdirde edindiğimiz bilgilerin her hangi bir bilimsel değeri var mıdır?, yok mudur ?.
      Sonra Mason'luğun tarihi ile ilgili iddialara gelince; (buradaki bu yazarın adını ve kitabın ismini veremiyorum zira, hiç bir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz şerhi var. Onun için biraz değişikliklerle anlatmaya çalışacağım) Roma'da duvarcı ustaları 790 lı yıllarda İngiltere'ye bir kadetral inşaası için gittiklerinde burada gizli bir kardeşlik örgütü kurarlar. Bu ilk büyük locanın kurulmasının başlangıcıdır. Daha sonraları,  İngiltere Kralı Athetstan'ın yakın akrabası  Edwin'in öncülüğünde 926 yılında daha önce kurulan loca ile ilgili 16 maddelik uyulması gereken hususları gösteren bir statü hazırlanır. Bu locanın adı "York Büyük Loca'sıdır". Hazırlanan 16 maddelik statü de Hür-Masonluğun ilk belgesi olarak kabul edilir.
         Daha sonra 960 yılında yapılan seçimle Canterbury Başpiskoposu loca'nın üstad-ı azamlığına seçilir. Bundan sonraki yıllarda da buna benzer faaliyetler devam eder. Yani 1700'lü yılların ilk yarısından önce de Mason'luk bir şekilde var idi.
         Bundan başka Mıchael Baıgent ve Rıchard Leıgh' in uzun araştırmalar sonucu yazmış oldukları "Mabet ve Loca" isimli kitapta, "....1638 yılında  Perthli Henry Adamson tarafından yazılan bir şiirde;
         ........
         Ve güzel ırkım öyle olduğunu biliyor:
         Bizim, Gül Haç kardeşlerinin ;
         Önceden sezinledikleri uydurma değil,
         Bizim Mason sözcüğümüz ve öngörümüz var,
         .........
        Görüldüğü gibi, Mason'luk öyle 1700'lü  yılların başında "hadi bir dernek  kuralım " demekle kurulmuş bir yapı değil.
        Şunu zaten kabul ediyorum. Evet, Masonluk kurumsal olarak l7l7 yılında kurulmuştur. Ama kurum olarak oluşmadan önceleri de çok uzun yıllara yayılmış bir geçmişi vardı. Geçmişinde uygulanan  ve çoğu zaman gizli gizli uygulanan ritüeller  giderek benimsenmiş  ve en sonunda da resmen kurumsallaşmıştır.

        Sayın ADAM ile sanırım burada ters düşüyoruz. Kaynakları beğenmeyabilirsiniz. Bu sizin konuya bakış açınız ile ilgili bir olaydır.  Buna da saygı duyarım. Ama senin gösterdiğin kaynaklar hepsi uydurma derseniz o zaman ben de sizin kaynaklarınızı aynı gerekçe ile eleştiririm.
        Sayın hypatia'nın alıntısını eleştirenlerden bazıları da alıntıyı "oldukça efsanevi" olarak yorumlamışlar. Konu başlığı ne "Masonların Efsaneleri" yani adı üstünde.
        Saygılar-sevgiler. 
"Vur ama dinle beni"


Şubat 05, 2012, 01:30:57 öö
Yanıtla #35
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın hypatia, sayın BULGARİA, benim elimdeki kitabın tam adı, "Antik Çağlardan 20.Y.Y. Başına Kadar DÜNYA TARİHİNİN PERDE ARKASI"
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 05, 2012, 01:34:29 öö
Yanıtla #36
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

" Aynı üstad yazar, Mısır hikmet ve  bilgeliğini öğrenen Musa'nın 'Yahudi Gizemciliğinin'gerçek , kurucusu olduğunu iddia etmektir.


Mısır Bilgeliğinin Simgesi Hermesciliğin Dinlere, Felsefeye  ve Gizemciliğe Etkileri:

M.S. IV.  sonlarında Ortodoks Klisesi, Gnostizmin kökünü  büyük ölçüde kazımıştı.Neo-Platonculuk bir müddet daha sürmüş, Mısır'ın 630 yılınsa Müslümanlar tarafından fetedilmesinden önce, o da ortadan kalkmıştı. Bu iki akımın ortadan silinip gitmesine rağmen, bilginin simgesi olarak Hermes Trismegistos, hem Hristiyanlık hem de Müslümanlık içinde yaşamaya devam etmiş.
     Hristiyan Kilisesi, bir taraftan eski pagan tanrıların yeni inanç döneminde de yaşamasına izin veriyor, diğer taraftan bunların önemini  azaltabilmek  ve evcilleştirmek için, eski tanrıları birer bilgeye dönüştürüyordu.  Örneğin, tanrıça "Neit Athena"  Aziz Catherina, "Horus Perseus" Aziz George ve "Anubis" Aziz Christopher olarak Hıristiyanlığa katılıyorlardı. Ne var ki Thot-Hermes'in Mısır bilgeliğinin simgesi Hermes Trismegistos olarak Klise dışı kalmış olması oldukça ilginçtir.
    İslam'da Hermes Trismegistos, İdris Peygamber olarak in-anlaşırılmıştır.  İdris, Kuran'da  dürüst bir Peygamber olarak yer almaktadır. İslam'da Hermes bir kültür kahramanı olarak ele alınmış ve tüm sanat ve bilimleri icat ettiğine inanılmıştır.
   Yahudilik, çok öncelerden beri, hem ezoterik kültlere, hemde "Gizli Tanrı" ve "Demiurgos" Kavramlarını çağrıştıran iki katlı bir felsefeye sahipti.  Örneğin, Essene'ler kendilerinin, sıradan insanlara ve hatta Kudüs'te yaşayan rahiplere bile verilmeyen bazı bilgilerin sahibi olduklarını savunuyorlardı.  Essene'ler ile Hristiyanlık arasındaki kuşku götürmez ilişkiler epey tartışılmıştır. Esseneler'in cinseloruç ve ortak topluluk yaşam konusundaki yaklaşımları ile Hıristiyanlığın ilk dönemlerindeki manastır keşişliği arasındaki benzerlikler dikkat çekicidir.  Hem Essene'ler, hem de ilk dönem Hıristiyanlar popülizm, Mesihçilik ve şiddet eğilimi konularında birleşmektedir.
    Mısır'da yaşayan ve giderek Helenleşen Yahudiler arasında ise, Eski Ahit bilgeliğinin ezoterik ve gizemci yorumları sayesinde, Platonculuğu Mısır düşüncesi ile bütünleştirmek yolunda bir eğilim vardı. Bu eğilim, M.S. 1'nci ve 11'nci Yüzyıllarda "Yahudi Gnoztismi" diye adlandırılabilecek bir gizemci ve ezoterik akıma yol açtı.  Bu akım Hermesçiliğin anahtar unsurlarının çoğuna yer vererek, Tevrat metinlerinin içerdiği gizemli ve numarelojik gizler gibi, tümüyle Yahudilere özgü ilgi alanlarının, yani Kabala'nın gelişmesini sağladı.
« Son Düzenleme: Şubat 05, 2012, 01:52:49 öö Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


Şubat 05, 2012, 01:48:47 öö
Yanıtla #37
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

        Sayın hypatia, sayın BULGARİA, benim elimdeki kitabın tam adı, "Antik Çağlardan 20.Y.Y. Başına Kadar DÜNYA TARİHİNİN PERDE ARKASI"
        Saygılar-sevgiler.




Teşekkür ederim sn Alşah.
Yukarıda yazmış olduklarınızda adı geçen Gül-Haç, daha sonraları karşımıza daha detaylı gelicek..Onun hakkında yazılanlar yüzünden belki Masonluk, o tarihlerden sıyırıp  daha yeni tarihlere getirilmiş olabilir. ..Kadim tarihlerde birlikte dolaşarak  taşları yerine daha iyi oturtabiliriz.
Sevgi ile kalın


Şubat 05, 2012, 09:02:03 öö
Yanıtla #38
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu forumda bir zamanlar "Masonluğun Tarihinde Anlatılmayanlar" genel başlığı altında hayli uzun bir dizi yazmıştım. Orada, günümüzdeki Masonluğun niçin, nasıl ve hangi amaçla kurulduğunu anlatmıştım. Şöyle pek kısa bir geçiş yapalım:

Günümüzdeki Masonluk 18. yüzyıl  başında perde arkasında tutulan politik amaçlarla kurulmuştur. Bunun için bir ezoterik yapı oluşturulmuş ve geçmiş yüzyılların bina inşaatçılığı mesleği ve zanaatının örgütlenmesi (sonradan Operatif Masonluk olarak nitelenen) bir kalıp olarak kullanılmıştır. Ezoterik yapı çerçevesinde bina inşaatçılığı ve zanaatı mesleğinin bazı öğeleri zamanan aristokratik öğeleriyle de beslnerek birer simge olarak değerlendirilmiştir. (Aslında Royal Society kullanılarak bir bilimsel kurum oluşturulacaktı ama başarılamamıştı.) Öğreti bakımından ise özellikle Rozkrua (Gül+Haç) kurumunun alşilmyle bağdaşık öğeleri üzerine, Hermetik Gelenek ile başlayıp çeşitli inanç sistemleri, dinler, mitler (özellikle antik misterler) ve felsefeler ile beslenmiş bir kapsam oluşturulmuştur. Ancak başlangıçta düzenlenenler yetersiz görülünce, zaman içinde oluşan derecelerde, Aydınlanma Çağının başlangıcı  ile birlikte kurulmasına girişilen ritlerde Masonluğa daha birçok değer eklenmiştir.

İşin özü bu...

İşte bu nedenle de Masonluk denilince neden söz edilmekte olduğunun açıkça ortaya konması, bu işin gelmişinin geçmişinin iyice incelenip irdelenerek bir şeyler yazılması önem taşıyor.

Sayın Alşah'ın dediği, Kral Athelstan ile bağlantılı belge "Regius" başlığını taşıyan bir eski el yazmasıdır. Onun bir benzeri de Cooke El Yazması'dır. Her ikisinde de bu başlık altında adladrını vermeden kısaca değinmiştim zaten. Üstelik her ikisinin kapsamının Türkçe'ye çevirisini bu forumda baştan sona yayımladım. İlgili başlıklara giderseniz ya da forumdaki arama olanağını kullanırsanız erişebilirsiniz. (Hatta Regius'un çevirisinde iki satır noksanmış meğer. Onu da forum üyelerinden Sayın Mustafa Kemal işaret etmişti.)   

Kaynakçaya gelince... Elbette Michael Baigent ve Richard Leigh gibi araştırmacı yazarların (onlara bir de Henry Lincoln rahatça eklenebilir) yapıtları sağlam birer kaynakça olarak değerlendirilebilir. Onlara hiçbir itirazım olmaz; olamaz. Gerçi özellikle "Mabet ve Loca" adlı kitabın Türkçe'ye çevirisi pek iyi olmamıştır ama ne anlatıldığı itiraz götürmez biçimde belirgin, üstelik bilimseldir. (Dan Brown'un başı bu yazarlarla derde girmişti, izinsiz kopyalama yaptığından ötürü.)

Madem Sayın Alşah o kitabın sözünü etti, ben de Masonluk ve tarihi bakımından o kitapta anlatılmış olanların altına imzamı atabileceğimi söyleyeyim. Hatta o kaynakçaya Türkçeye "Kutsal Kâse ve Kutsal Kan" adı altında çevrilerek yayınlanmış kitabı da ekleyin. Kaynakça onayı bamkımından bir imza da onun altına atayım. İsterseniz Masonluğun tarihi bakımından güvenilir başka kaynak kitapların bir listesini yapayım.

Bunlar çeviri kitaplar...

Çeviri kitaplar hep dikkatle (eski bir deyişle kaydı ihtiyatla) karşılanmayı gerektirir çünkü kendi kültürlerinden etkilenmeyle öznelleşmiş olabilirler. Çevirilerde yanlışlıklar yapılmış da olabilir.

Nitekim işte Sayın Alşah'ın değindiği o Larousse'daki tanımlama da bundan ileri geliyor. O bölümü yazan kişi her kim idiyse, ezoterik ya da içrek sözcüğünü bilmediğinden ya da sözlüğü okuyanın onu anlayamayacağı gibi bir endişeye kapıldığından olsa gerek, bunun yerine "kısmen gizli" diye aslında olmayacak bir terim kullanmış. Aynısını Batı ülkelerindeki genel sözlük ve ansiklopedilerdede görebilirsiniz. Sıradan halkın bilgi düzeyi açısından anlaşılır olabilmesi için... Ancak böyle yapılınca yapaynlış izlenimler de oluşturulmuş işte.

Bir gizli örgütün amaçlarını, ilkelerine, nerede ve nasıl çcalıştığını, varlığını bile bilemezsiniz; gizlidir. Masonluk öyle mi? O bir yana, Masonluğun Larousse'dakii tanımı tümüyle yerle yerine oturuyor mu, gözünüzü seveyim? Masonluk o kadarcık bir şey mi?

Ancak o bir ansiklopedik sözlük... İsterseniz, ansiklopedik sözlüğün sırf Masonluk üzerine yazılmış ve yayınlanmış olanları da var piyasada. Gerek yabancı dillerde gerek Türkçede. İnternette de var. Bakın oralarda nasıl tanımlanıyor Masonluk? Bakın hiç gizli sıfatı kullanılıyor mu?... Türk mason araştırmacı yazarların yayımlanmış kitapları da var: Örneğin Masonluk Nedir ve Nasıldır, Süleyman Mabedi, Tapınakçılar Siyonistler ve Masonlar, Anderson'un Kitabı, İlk Mabet, Hiram Öyküsü, Masonik Merdiven, Hamtaşın Evrimi, Kardeşlerim Beni Öyle Bilirler gibi ve şimdi hemen aklıma gelmeyen birçok kaynak kitap var okumak ve öğrenmek isteyenler için. HKEMBL En Muhterem Büyük Üstadı Remzi Sanver'in bu görevi almadan önce yazmış olduğu bir kitap bile var.

Bunlara, böyle sağlam kaynaklara dayanarak bir şeyler yazalım; bunlardan aktarımlarda bulunalım ki Masonluk ile bağlantılı birtakım tahmin ya da varsayımlar değil, gerçekler ortaya konmuş olsun. Yoksa, bir yerde "Adem yeryüzüne indiğinde Masonluğu gönlünde taşıyordu." gibi bir lâf edilmiş olduğunu da hatırlıyorum. Böylece Masonluk, değil öyle tarih öncesi Antik Mısır uygarlığından bu yana, insanlığın var oluşundan beri var olur.

Nitekim Masonlukta simgesel olarak Masonluğun başlangıç tarihi Anno Lucis ile özdeşleştirilir. Ancak bunun bir simge olduğunu bilmemiz, bilimsel verileri öncelikli tutarak aklımızı kullanmamız, dogma niteliğindeki böyle deyişleri katışıksız gerçek diye alarak yanılgıya düşmekten sakınmamız gerekir.               

Sevgiler.

Nec plus ultra.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 05, 2012, 02:46:56 ös
Yanıtla #39
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Yukarıda ifade edilenler az çok biliniyor, ve sn Adamın kendsinin de ifade ettikleri gibi " Masonluk bukadarcık birşeymi?"..bukadarcık birşey olmadığını göstermeye çalışmak için zaten daha detaylı bilgilere inebilmeyi düşündüğümden bu konuyu açmıştım...Her nedense buna adeta izin verilmek istenmemek için ayak diretiliyor..Herkes anladığı kadardır.Herkes aldığı kadarını alacaktır.
Sevgi ile kalın


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
15757 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2008, 10:54:15 ös
Gönderen: Dino
25 Yanıt
22188 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2013, 11:43:22 ös
Gönderen: evvah
64 Yanıt
42733 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2016, 09:36:17 ös
Gönderen: night manager
3 Yanıt
5257 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2009, 06:19:47 ös
Gönderen: ADAM
20 Yanıt
21357 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2011, 02:49:08 ös
Gönderen: smyrnali
10 Yanıt
5725 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2013, 12:37:48 öö
Gönderen: NOSAM33
25 Yanıt
13103 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2018, 12:48:30 öö
Gönderen: Venus
1 Yanıt
2650 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2014, 08:32:39 öö
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
4651 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2017, 10:43:16 ös
Gönderen: alplascano
3 Yanıt
3063 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2017, 12:17:13 öö
Gönderen: Ankara