Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: YORUMLAR - (EKEİR – 44)  (Okunma sayısı 2843 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 07, 2010, 09:21:27 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bir çağdaş meslek ve uzmanlık alanı olan işletme dalında “şirket körlüğü” diye bir deyim kullanılır. Buna kapılanlar, kendi şirketlerinin yönetimindeki birtakım olumsuzlukların farkına varamaz, asıl sorunları ve bunların kaynağındaki temel nedenleri belirleyemez, şirketin gerektiğince gelişimini sağlayacak etkili çözümleri bulmakta başarılı olamazlar.

Buna benzer bir deyimi Masonluk için de kullanamaz mıyız acab?

Çoğu masonlar, amaç ve ilkelerini içtenlikle benimsemiş oldukları bu kurumu değerlendirirken yansız olamamaktadır. Dahası, kendilerini, üyesi oldukları masonik örgütün ilke ve ritüellerine kaptırmaktadırlar. Bunların çok yetkin bir tarzda düzenlenmiş olduğunu, eleştirilebilecek ya da düzeltilebilecek hiçbir yanları bulunmadığını savunmaktadırlar. Benzetme yerindeyse, ben bu eğilimde olanlara “Masonluk körleri” demek hatta onları “Masonluk bağnazı” olmakla bile suçlamak istiyorum. Oysa bildiğimce Masonlukta masonlara hep uyanık olmaları öğütlenir; öncelikle kendi bilgisizliklerini giderip bağnazlıktan sakınmaları söylenir.

Acaba söylenen sözler masonların da bir kulağından girip ötekinden çıkıyor yapılan uyarılar o kişiye değil de başkasına yapılmış gibi mi değerlendiriliyor.

Ritüellerin içeriğini çağın gerektirdiği bir yaklaşımla yorumlamak, anlatılan öyküleri birer alegori olarak alıp içerdikleri töresel iletileri çıkarmak, bunları yaşanılan dönemin koşullarına uyarlamak yetmez. Bunların hangi zaman diliminde, kimlerce, hangi koşullar altında, ne tür eğilimlerle, en önemlisi hangi amaçla yazılmış olduğunu da bilmek gerekir.

Ritüellerdeki öykülerin her birini baştan sona anlatmak çok uzun sürer. Üstelik bunun forum kurallarına aykırı düşmesi de söz konusu. Kaldı ki, pek bir yararı da olmaz bunları anlatmanın. Çünkü bu yapılmamış değildir. Hatta Batı ülkelerinde bu konuda yayımlanmış kitaplar vardır. İnternette bile bulabilirsiniz sabırla ararsanız. Onun için de yabancı dil bilmek gerek, orası kuşkusuz. Hem de çokiyi bilmek gerek çünkü bunların çoğu biraz eskice bir dille yazılmıştır.

İşin ilginç yanı şu ki, gerek bu kitaplarda yazılmış olanların gerekse internetteki yayınların büyük bölümü doğrudan öyküler üzerinde değil de açıklamaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunları, yazarın bireysel görüşü ve yorumu olarak almazsak, öykülerin hiçbir alegorik değeri kalmaz.

Bu noktada bir parantez açarak Sayın Popperist’in şu linkte yer alan sözlerine bir değineyim: http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=4272.msg61502;topicseen#msg61502

Masonların çok önem ve değer verdiği ünlü Albert Pike için anlatmış olduklarının bireysel yorum ve değerlendirmeleri olduğunu söylemek doğrudur. Gerçi Albert Pike Masonluktaki en büyük bilir kişi ve otoritelerden biri olarak nitelendirilmiştir ama yapıtlarının çoğu bireysel yorumlarından oluşmaktadır. Bunlar, diğer masonlar ve mason kuruluşları için bağlayıcı değildir; sadece birer referans yararlanılabilecek birer kaynaçtadır. Bilgi de içermektedir ama özellikle Eskti ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’ni derinlemesine incelediği o “Liturgy on Ancient and Accepted Scottish Rite” adlı kitabı, baştan sona yorumlarla doludur.

Ancak kimi masonlar Albert Pike’a bu bağlamda o kadar çok güvenmiş ve anlattıklarını öylesine tam ve kisin doğru saymıştır ki, böylelikle bir putlaştırma yapmış olduklarının, kendilerini onun dogmasına bağladıklarının farkında bile değildirler. Bunun nedeni de belki de Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nde Albert Pike ölçüsünde araştırma ve değerlendirme yapmış bir başka masonik araştırıcı yazarın çıkmamış olmasıdır. Bu riti inceleyen, değerlendiren, yorumlayan, daha çok araştırıcı yazar vardır ama benim görebildiğim kadarıyla ötekilerden hiçbiri Albert Pike’ı gölgede bırakamamıştır. Nitekim forumun açılış sayfasında bile sık sık onun özdeyişlerini görmüyor muyuz?

İşin orası öyle ama tüm bunların bireysel yorum niteliği taşıdığı, genelleştirilmesinden ya da kuruma mal edilmesinden sakınılması gerektiğine katılıyorum.






ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
8155 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 11:00:38 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
7328 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2009, 11:55:12 ös
Gönderen: ozak1977
2 Yanıt
5276 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 30, 2009, 01:12:50 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
7387 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2010, 08:54:06 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
6141 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 21, 2010, 10:30:45 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3525 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 28, 2010, 09:06:31 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4603 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2010, 08:14:46 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3183 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2010, 08:29:13 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3431 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2010, 09:36:15 öö
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
13023 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2010, 06:25:01 ös
Gönderen: aashooter