Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Telekinezi (Psikokinezi)  (Okunma sayısı 7470 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 28, 2008, 11:32:32 öö
Yanıtla #10

Ne güzel...Başta dediğiniz gibi bilimsel yollarla bunu yapmak daha da zorlaşıyor hatta imkansızlaşıyor.Bizler bilimselliği ön planda tutarız ama bilimselliğin kör olduğu yerde de gözlerimizi açarız.

Evet, haklisin. Yasam bir okuldur ve butun İnsanlar ayni yoldan ve sartlardan ayni sekilde bir Egitimden gecirilirler ki bunun farkina varan İnsanlar kendi yasamlarinda nasil egitildiklerini ve ne gibi zorlu sureclerle karsilasarak Mukemmell İnsan olma yolunda onemli asamalardan gecirildiklerini pekala anlayabilirler ve haliyle de kendi yasamlarinda almis olduklari Ruhsal Egitim yoluyla da Saflasmis Ruh haline gelmeleri saglanilmaktadir. Biz buna 'Notr Olma' hali diyoruz.
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2008, 11:34:48 öö Gönderen: Sevil »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 15, 2008, 03:01:04 ös
Yanıtla #11
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Alinti : İsa Peygamber: Hz.İsa’nın gösterdiği levitasyon örneklerinden en ünlüsü su üstünde yürmesidir. Bakın Matta’da su üstünde yürümesi ve konsantrasyonun ne kadar önemli olduğu nasıl yazılmıştır: “Ve gecenin dördüncü nöbetinde, İsa denizin üzerinde yürüyerek yanlarına geldi. Fakat Şakirtler, onu denizin üzerinde yürürken görünce: Bu bir hayalettir, diye şaşırdılar ve korkudan bağırdılar. Fakat hemen İsa: Cesur olun, benim, korkmayın, diyerek onlara söyledi. Petrus ona cevap verip dedi: Ya Rab, eğer sen isen, suların üzerinde sana gelmemi emret. Ve İsa: Gel, dedi. Petrus da kayıktan inip İsa’ya gelmek için suların üzerinde yürüdü. Fakat yeli görünce korktu ve batmaya başlayarak: Ya Rab, beni kurtar! diye bağırdı. İsa hemen elini uzatıp onu tuttu ve kendisine dedi: Ey az imanlı, neden şüphe ettin?...” (Matta,Bab: 14/25-31). Buradan da anlaşılacağı gibi Petrus’un şüphe etmesi konsantrasyonu bozmuş ve ona bağlı olarak leviteyi de bozmuştur.

Ve İsa demistir ki; su agaca ' kalk deniz atla desen ' o agac kalkip kendini denize atar. 

Simdi genelde Bilim ve Din karsitmis gibi gosterilir, oysa ki birbiriyle tamamen uyumludur. Burada beyne hukmetme olayi sozkonusudur. Gerek Bilim gerekse Dinsel acidan olaya baktigimizda bize sunulan orneklerin aslinda mucize gibi gosterilse de normalde İnsan beyninin neleri yapabileceginin en bariz gostergesidir.   

Levitasyon, benim de uzun yillar once ilgilendigim ve uzerinde calisma yaptigim bir konuydu. Ancak zorlu bir calismanin gerektirmesi sebebiyle yarim kalmisti. Kim bilir belki onumuzdeki bir zamanda dusunce yoluyla herseye hukmetme yontemini ogrenebiliriz ;)

Aslinda bu cok derin bir konu ve bunu yapabilenlerin sayisi azinlikta oldugu icin basarilmasi imkansiz gibi gozukuyor fakat yukarda Marti'nin da soyledigi gibi odaklanma ve konsantrasyon cok onemlidir.

 
Bu tarz güçler olmasaydı peygamberlerle bizlerin arasında pek farklılık olmazdı diye düşünüyorum.
Bir ay ı ortadan ikiye bölmeyi şuanki dünyamızda kimse yapamaz. Ama Hz. Muhammed yapmıştı. Şuanki dünyamızda hiçkimse ölüyü diriltemez ama Hz. İsa bunu herhangi bir tıp fonksiyonu kullanmadan elinden tutarak yapmıştı, veya sözünü ettiğiniz gibi sudan yürümesi.
Telekinezi yapanlar yok değil her insan yapar çünkü enerjimiz var. Ama bu enerji peygamberlerde bizlerden belki yüzlerce kat daha fazladır. Benim içinde fark budur. İnsan bu yönde kendini geliştirince, 20-30 yıl sonra mantığını terbiye ettiği için, hiçbir açık(şüphe) kalmadığı için, peygamberler kadar olmasa da hiç yoktan bizim yapabileceklerimizden çok daha fazlasını yapabilirler.
Hepimiz kendimizi kötü hissedince kötü bir haberle karşılaşabiliriz. Veya rüyamızın aynısını aynı gün veya ertesi gün yaşıyabiliriz.
Nazar deymesi dedikleri şey de bunun içindedir. Veya biri sizi incittiyse kalbinizi kırdıysa kendinizi sonsuz haklı görüp kesin olacakmış gibi beddua edip tutması gibi. Bu tarz şeyler garip cidden aydınlanması gerekiyor. Belkide bildiğimiz herşey yanlıştır.
« Son Düzenleme: Ekim 15, 2008, 03:05:54 ös Gönderen: Barbaros »


Ekim 15, 2008, 03:45:14 ös
Yanıtla #12

Bu tarz güçler olmasaydı peygamberlerle bizlerin arasında pek farklılık olmazdı diye düşünüyorum.
Bir ay ı ortadan ikiye bölmeyi şuanki dünyamızda kimse yapamaz. Ama Hz. Muhammed yapmıştı. Şuanki dünyamızda hiçkimse ölüyü diriltemez ama Hz. İsa bunu herhangi bir tıp fonksiyonu kullanmadan elinden tutarak yapmıştı, veya sözünü ettiğiniz gibi sudan yürümesi.
Telekinezi yapanlar yok değil her insan yapar çünkü enerjimiz var. Ama bu enerji peygamberlerde bizlerden belki yüzlerce kat daha fazladır. Benim içinde fark budur. İnsan bu yönde kendini geliştirince, 20-30 yıl sonra mantığını terbiye ettiği için, hiçbir açık(şüphe) kalmadığı için, peygamberler kadar olmasa da hiç yoktan bizim yapabileceklerimizden çok daha fazlasını yapabilirler.
Hepimiz kendimizi kötü hissedince kötü bir haberle karşılaşabiliriz. Veya rüyamızın aynısını aynı gün veya ertesi gün yaşıyabiliriz.
Nazar deymesi dedikleri şey de bunun içindedir. Veya biri sizi incittiyse kalbinizi kırdıysa kendinizi sonsuz haklı görüp kesin olacakmış gibi beddua edip tutması gibi. Bu tarz şeyler garip cidden aydınlanması gerekiyor. Belkide bildiğimiz herşey yanlıştır.

Evet, kesinlikle haklisin Sevgili Barbaros;

Ozellikle nazar degmesi olayina kisaca deginmek istiyorum. Hepimiz belirli bir yogunlukta enerjiye sahibiz ve onemli olan da bu enerjiyi kullanabilmeyi ogrenmek, onun icin de bazilarimizin enerji duzeyi yuksekken bazilarimizin da dusuktur ve haliyle burada enerji yogunlugu fazla olan kimselerin telekinezi veya psisik olaylara daha yatkin olduklari gorulmektedir. Nazar degme olayi bazi kimselerde asiri bir sekilde gorulmesinin nedeni; enerjisinin bisekilde dusmesinden dolayi kendisinden yuksek enerji tasiyan kisilerin etkisi altina daha fazla girebilmektedir. Bunun icindir ki, Bizlere surekli tavsiye edilen sahip oldugumuz enerjiyi duzenli, dengeli ve idareli bicimde kullabilmektir. Tipki zamanimizi degerlendirerek gecirmek gibi..

Fazla enerji sarfettigimizde ise negatif duygulara karsi daima acik kalma durumumuzla karsi karsiya kalacagimiz icin sonucta bitkin ve zayif dusmemiz soz konusu olacaktir. Enerjinin tukenmesi !..

Saygilar,
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 16, 2008, 01:05:45 öö
Yanıtla #13
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Sn Sevil;
Enerji sizinle bildiğiniz gibi herşeydir. Enerji hayatın her anında kullanılan bir ihtiyaçtır. Hepimiz biliyoruz ki enerji sadece vücud direnci değil zaten aksi olsa herkes enerji içeceği içer enerjik olurdu :)
Fakat sözünü ettiğim gibi hayatın her anında enerjimize ihtiyaç duyuyoruz. En basitinden önemli kişilerle konuşurken rahat olma veya karşımızdaki etkileyebilecek güç. Mutlu olma, hayatdan zevk alma, yaratıcı olma vs. anlatmak istediğim ise şurasıdır. Çoğu kimse zor durumda olunca gizli olan enerjisini kullanabiliyor. Mesela; Gün boyu güneşin altında tarlada çalışsak, akşam çok yorgun şekilde evimize yürürken komşulardan birisi evimizin yandığını söylese o anki enerjimiz nasıl değişir :)  Fakat bazı insanlar zor durumda olmadanda kullanabiliyor. Ve bundan hayatın her anında faydalanabiliyor. Buna çakraları açmak diyorlar.  Çizgi film şeklinde olan şu video çok hoşuma gitmişti :) Tavsiye ederim.
Link: http://tinypic.com/player.php?v=30ubgb8&s=3
« Son Düzenleme: Ekim 16, 2008, 01:08:18 öö Gönderen: Barbaros »


Ekim 16, 2008, 08:16:53 öö
Yanıtla #14

Evet, haklisin (:

Link icinse ayriyeten Tesekkurler.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Kasım 23, 2008, 12:32:13 öö
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

      Tamamen beyin firtinasi yapmak adina bazi dusuncelerimi paylasmak istiyorum.

      Evrim sureklidir. Telekinezi belki de gunumuz bilgi birikimiyle aciklanamayabilir ancak gun gelir, yeni bilimsel acilimlarla atesi yada elektrigi kesfetmek gibi bir olay halini alir. Evrim sureklidir. Evrim sonsuza kadar mi surecektir? Mutlak nedir? Mutlak evrimin sonsuzlugu mudur? Yoksa evrimin son buldugu, artik evrilmeyecek olan son nokta midir? Belki de var olan hersey, Bir' in zaman perdesi uzerindeki yansimalrindan bir yanilsamadir. Zaman ve basiretsizligin neticesinde birbiriyle baglantili fakat farkli olan hersey aslinda bir olanin varlik perdesindeki yansimasinin gozumuz penceresindeki yanilsamasidir. Hersey Bir ancak biz bunun farkina evrildikce variyoruz, daha yuksek bir bilincle bilincin yuvarlanip kaybolacagi mutlak' a doru evrilme. Mutluluk, Tanri yada baska birsey.... Mutlak !


Kasım 23, 2008, 06:50:29 ös
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Bir çok filme konu olmuş bir efsane, lakin atlanan ufak bir nokta var... kedinize şunu sorun: "böyle bir gücüm olsa ne ilk olarak ne yapardım?" (büyük güç büyük sorumluluk getirir diyenler kaybetiler. ilk kareye geri dönün). "uçarım abi!". direk uçarım, muhtelif radarlara nokta olurum. var mı uçmak gibisi. ikincisi de; sith usulü force grip oldukça kullanışlı iken direk kalbe çalışmak iz bırakmadan mükemmel temizlik sağlar. bir de trafikte çok rahat olurdu. sol şeritte 70'le giden bir denyo mu var? huooop sağ şeride geçivermiş, bak sen. aaa o düşen fren hidroliği hortumu muydu? daha örnekleri çoğaltabiliriz..


Kasım 23, 2008, 11:48:06 ös
Yanıtla #17
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay

Atlanan noktanin fren hortumu, ucmak, arabanin sag seride gecmesi ile olan ilgisini aciklayabilirmisiniz