Sayın Laus Deo, yazınızı okuduktan sonra aklıma birkaç soru takıldı.
Çamurdan yaratılmanın insanın dünyevi yapısını göstermesini anladım. Ancak bunun insanın spiritüel eksikliğini hgösterdiği fikrini nereden edindiniz? Bunları zıt yapıda kavramlar değil denge unsurları olarak görmemiz gerekir.
Adem ile Havva'nın evrimle ilgili metaforlar olduğunu söylediniz. Havva'nın Adem'in kemiğinden yaratıldığı söylenir. Metafor olarak ele aldığımızda Havva'nın kadınlar Adem'in erkekler olduğu sonucunu elde ediyoruz. O zaman bu erkekler kadınlardan önce de vardı demektir. Bu cinsiyetlerin evrimine aykırıdır ama şu soruyu soralım, Havvalardan önce Ademler nasıl çoğalıyordu?
Ve son olarak, eğer Tanrı'nın varlığı bilgisi rasyonel düşünmeyle kazanılamayacaksa ne ile kazanılacak. Maalesef rasyonel düşünme dışında benim bildiğim tüm kapılar boşluğa çıkıyor.
Saygılar
Oyle mi gerekir sayin VforVictory? Kusura bakmayin, bundan sonra oyle yapmaya calisirim.
Su ve toprak arasindaki iliski olsun, genel olarak 4 element arasindak iiliski olsun, metafor sayisi bu belirttigimle bitmiyor. Fakat dunyadaki dualite hem bir zitligi hem de bir birlikteligi gosterir, hem de bir dengeyi yani... Fakat dunyada hersey dengelidir anlamina gelmez bu. Insan'da baskin olan ne olursa olsun materyal olandir, ortada bir denge falan yoktur. O bahsettiginiz dengeyi olusturmak zaten bizim gorevlerimizden biridir. Bilmem anlatabildim mi?
Kaburga olayi da aslinda bir metafordur ve orda soylenen aslinda kaburga degil baska birseydir fakat ben bunu burda paylasmayacagim. O baska bir "sey" de Adem ile Havva'nin arasindaki iliskiyi anlatmak icin kullanilan bir metafordur yine. Yani oncesinde erkekler var, sonrasinda da kadinlar yaratilmis degil. Havva, Adem'den sonra dogmus, bu dogru... Ama nasil ve ne baglamda... Iste bu konudaki inancimi aciklamayacagim.
Rasyonel dusunce tek tarafli olmaz mi sayin VforVictory, hani boyle bir denge durumu ariyorsunuz ya, ahenk getirsin diye, benim de size onerim, biraz rasyonel dusunceyle inanci karistirdiniz mi, sirtiniz bir daha yere gelmez.
Bu yazdiklarimin tamamen benim sahsi gorus ve inanclarimi temsil ettigini belirtmek isterim.
Esenlikler,
Laus Deo.
Çamuru metafor olarak ele alalım. Bu metaforun insanın dünyevi yapısına işaret etmesine itirazım yok. Ancak bunu spiritüel yapısıyla zıtlık içinde değerlendirmenin yanlış olacağını düşünüyorum. İnsanın hava ile canlanması, ateş ile şekillendirilmesi, çamurun toprak ve su karışımı olması daha ziyade dört elemente işaret eder. Bunlar da insanın maddi bedeninde olan, olması gereken veya olup da istisnai durumlarda bozulan bir dengeye işaret ettiği açıktır.
Aslında biraz olsun Hermetizm ile ilgilenmiş biri burada hem antik tıp uygulamalarına hem de elementlerin kullanımına ilişkin işaretler görebilir. Simya'da özellikle Vaughan'ın eserlerinde yine görebilir ama onların antik bilgilerle ilişkisi tartışmalı.
Ben temel olarak olayı açıklamakta kullandığınız anahtarın bu kilide uymadığı görüşündeyim.
Ruh (esir), ateş, toprak, su ve hava elementlerini toplamına bir karşıt olarak değerlendirilmez. Dört elemente eklenen beşincisi olarak düşünülür. İlk defa sümerlerin kullandığı pentacle bu anlamlarda kullanılırdı.
Yani biz esiri geliştirmesek bile insan
bedeninde bir denge mevcuttur. Bu denge bozulduğu zaman hastalıkların ortaya çıktığı düşünülür ve ona göre müdahale edilirdi. Her yiyeceğin element karşılığı vardı. Bunlara göre ilaçlar düzenlenirdi ve eksik olan elementin eksikliği giderilmeye çalışılırdı. Bu müdahaleler uygun ritüellerle desteklenirdi.
Yine beşinci elementi geliştirmenin bir görev olduğunu düşünmek yanlıştır. Bu daha ziyade bir tercih olarak ele alınır.
Adem-Havva meselesinde inancınızı açıklamayacaksanız o zaman o konuda benim söyleyeceğim bir şey yok.