Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 19. Yüzyıldaki Yeni Tapınakçılar  (Okunma sayısı 5840 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 29, 2010, 02:14:23 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Forumun bu alanında daha önce iki bölüme ayrılmış olmak üzere Tapınak Tarikatı’ndan söz etmiştim. Baktım ki aslında bu tarikat oluşumunun tarihçesini pek yüzeysel olarak geçmişim. Bu bağlamda biraz daha bilgi vereyim istedim.



18. yüzyıl ortalarında Almanya’da “Sıkı İzleyiş” adlı bir mason riti kurmuş olan Baron von Hund’un dediğine bakılacak olursa; Tapınakçılar, hiçbir zaman yeryüzünden yok olmamıştı. Şimdi Masonluğun çatısı altında çalışıyorlardı. Bunu İskoç Tapınakçılar sağlamıştı. Ona göre; her biri “Tapınak Şövalyesi” olabilen masonlar, bunu İskoçlara borçluydu.

İskoçyalı Tapınakçıların 18. yüzyılda, hatta daha sonra örgütlü bir tarzda çalışmalarını sürdürdüğünü biliyoruz ama Baron von Hund’un iddiası bundan farklı bir şey... O, işi doğrudan Masonluk ile bağdaştırıyordu. Kim bilir, belki Tapınakçılar ile adını bile bilmediği birtakım başka kişileri birbirine karıştırıyordu.

Nitekim bu iddia, güvenilir bir dayanağı olmadığı için olduğu yerde kaldı; hatta bu bakımdan ona kulak asan bile pek az oldu. Çoğu masonlar, ritlerinde “Tapınak Şövalyesi” ya da ilgili bir derece yer almakta olsa bile, Masonluğu geçmişteki tarikat ile bire bir bağdaştırmıyordu. Andrew Michael Ramsay 1737 tarihli o ünlü söylevinde her ne demiş olursa olsun...

Ancak, 1804 yılında ortaya Bernard Raymond Fabré-Palaprat adlı bir adam çıktı. Geçmişi birçok bakımdan karışık, hakkında türlü söylentiler olan bir tıp doktoruydu. Bambaşka bir tez ile 19. yüzyılda Tapınakçıların yeni bir örgütsel kimlik edinerek sahneye çıkmasının yolunu açtı.

Fabré-Palaprat’ın tezi şöyle özetlenebilir:

“Büyük Üstat Jacques de Molay, öldürülmeden kısa bir süre önce kendine bir halef seçmişti: Jean-Marc Larmenius.* Tarikatın varlığının devam etmesi için yetkilerini ona devrettiğine ilişkin bir belge verdi. Böylece Larmenius, ondan sonraki büyük üstat oldu ama bunu hiç kimse bilmiyordu.

On yıl kadar sonra, Larmenius tarikatın arta kalan üyelerini gizlice topladı. Sonradan “Carta Transmissionis” (Devir Beratı) olarak anılmış, Latince bir belge hazırladı. Tarikatın yönetim yetkisini belirleyen bu belge ile birlikte büyük üstatlığı da İskenderiyeli Thomas Theobad’a devretti.

Bundan sonraki yüzyıllarda bu belge tarikatın birbirini izleyen 21 büyük üstadının daha elinden geçti. Son olarak bana aktarıldı.”

Günümüze kadar gelebilmiş olan bu belgenin üzerinde adı geçenlerden pek azının tarihte tanınmış bir kişi olduğu görülüyor. Bu soru işareti, o sırada da ortaya konmuştu. Fabré-Palaprat, bunda olağan dışı bir şey olmadığını söyledi. Zaten öyle olmalıydı. Büyük üstat ünlü biri olursa, istemeden tarikatın açığa çıkmasına neden olabilirdi. Nitekim kendisi de öyle, sıradan biri değil miydi?... Ancak artık aradan yeterince zaman geçmiş, koşullar çok değişmiş, tarikatın öteden beri varlığını sürdürmüş olduğunu duyurma zamanı gelmişti.

Böylece, günümüzde de dünya yüzünde hayli yaygın bir örgütlenmesi olan tarikat (aslında birkaç tarikat birden) kurulmuş oldu. Tam adı “L’Ancien et Souverain Ordre Militaire de la Temple de Jérusalem” (Kudüs Tapınağı’nın Antik ve Egemen Askerî Tarikatı) olarak konmuştu. Sonraları, kısaca “Ordre de la Temple” (Tapınak Tarikatı) diye anıldı.

Şayet Fabré-Palaprat, bu ad altında yeni bir tarikat kurduğunu ilan etseydi, buna hiç kimsenin pek bir diyeceği olmazdı. Fakat kurduğu tarikatın yepyeni değil, 14.yüzyıl başlarında örgütleri ortadan kaldırılan Tapınakçıların devamı olduğunu, üstelik bunun bir de belgelenmiş tarihsel kanıtı bulunduğunu ileri sürüşü, sonradan birtakım sorunların çıkmasına neden oldu.

Fabré-Palaprat’ın pek bir özenle tarikatının temeli olarak gösterdiği belge, hem dil bilimcilere, hem eski el yazmaları ve yazı karakterleri üzerinde uzman olan kişilere inceletildi. Ortaya özetle şöyle sonuçlar çıktı:

1.   Bu yazıdaki Latince, dilin 14. yüzyıldaki özellikleriyle uyuşmuyor. Çok daha yakın bir tarihte kaleme alınmış.

2.   Bu belge üzerindeki imzalar, kaligrafik bakımdan birbirine pek benzer. Sanki hepsi tek elden çıkmış gibi.

Bunun üzerine şöyle bir açıklama yapıldı:

“Bu belge, bir parşömen üzerine düzenlenmiş ve elde ele geçmiş olduğu için, üzerindeki özgün imzalar zamanla silinmeye yüz tutmuş ve bir dönemde yok olmamaları için düzeltme yapılmış olabilir.”

Çevir kazı yanmasın!... Buna, tarikatın üyeleri arasında bile inanmayanlar oldu. Kaldı ki, bu belgenin sahte olduğu, bir başka gerçek ile de kanıtlandı.

Bu belgenin üzerinde tarikatın 1357-1381 yılları arasındaki büyük üstadı, Bertrand de Guesclin adlı aristokrat olarak görünüyordu. Bertrand de Guesclin, o tarihlerdeki birçok soylu gibi okuma yazma bilmezdi. Kendisine bir imza çizimi olarak “X” biçiminde bir şekil kullanırdı. Oysa bu belgenin üzerindeki imzası, hayli okunaklı bir ad olarak görünüyordu.

Böylece, Fabré-Palaprat’ı sahte bir belge ile herkesi kandırmaya kalkışan bir şarlatan olmakla suçladılar. Bir de bu belgenin yazılı olduğu parşömenin “malzeme bakımından” hangi tarihe ait olabileceği incelenebilseydi, kim bilir ortaya nasıl bir sonuç çıkacaktı.

Diyelim ki, öyle!... Diyelim ki, Fabré-Palaprat resmen şarlatanlık etmiş. Ne fark eder?... Zaten, kurmuş olduğu bu tarikatta, yeni Tapınakçılara, tarihtekiler ile hiçbir benzerliği olmayan bambaşka bir kimlik kazandırmış.

Aslında, bu tarikatın yeniden ortaya çıkışı çok daha önceki bir tarihte, 1682 yılında “La Petite Résurrection des Templiers” (Tapınakçıların Küçük Yeniden Canlanması) adını taşıyan bir örgüt ile görülmüştü. Fransa Kralı 14. Louis, bunu daha kurulur kurulmaz kapattırmıştı. Fabré-Palaprat’ın ortaya koyduğu belgede adı geçen büyük üstatlar arasında tek ünlü kişi sayılabilecek Orléans Dükü Philippe, 1705 yılında bu yenilenen tarikatın üyelerinden arta kalanlarını toplamıştı. Nitekim tarikatın yeni kurallarını da onun düzenlediği söylenir.

Bu yeni tarikatın 8 derecesi vardı. Derece unvanları bakımından bunların Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile benzerlik taşıdığı dikkati çekmişti.

Fabré-Palaprat’a, bu tarikatın, Masonluk ilgisi üzerine soru yöneltildiğinde, şöyle demişti:

«Dini ve inancı her ne olursa olsun, herkes mason olabiliyor. Tapınak Tarikatı’na ise sadece Hıristiyanlar girebilir.»

Böylece Fabré-Palaprat, kurduğu örgütün, Masonluk ile hiçbir bağlantısı olmayışının ötesinde, Hıristiyan dünyasında onunla âdeta rekabete girdiğini belirtiyor gibiydi.

1808 yılında Paris’te büyük bir resepsiyon düzenlendi. Yüksek sosyeteden birçok kimsenin tarikata ilgisi çekilip, katılmaları sağlandı. Bir iddiaya göre, bunların arasında Napoléon Bonaparte bile vardı. Bu kanıtlanamamıştır ama tarikatın 1814’te 17. Louis tarafından tanındığı, 1853’te İmparator 3. Napoléon tarafından çalışmasını sürdürmesine izin verildiği belgelenmiştir.

Fabré-Palaprat, 1810’lu yıllarda tutum değiştirdi. Tapınak Tarikatı’nı genel olarak bir Hıristiyan tarikatı olarak bırakmayıp, öğretisine Yohanizm kaynaklı ilkeleri katmaya başladı. Böyle yapılınca Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nı tam olarak canlandırmaya mı yöneliyordu, yoksa Kathar inancı benzeri yeni bir mezhep oluşturmaya mı çalışıyordu, bilinmez.

Fabré-Palaprat 1838 yılında öldü. Tarikatın büyük üstatlığına İngiliz Sir William Sidney Smith seçildi. Önce Katolik Kilise ile barışmaya çalıştı; bu olmayınca tarikatı yüzyıllardan beri İskoçya’da varlığını sürdüren Tapınakçılar ile birleştirmeye yöneldi.




Bunun sonrasını ise öteki yazılarımda anlatmıştım. Böylece, geç de olsa konunun geneline bir bütünlük gelmiş oldu.



« Son Düzenleme: Ocak 25, 2011, 12:10:28 öö Gönderen: dogudan »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 25, 2010, 02:56:13 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Sayın ADAM,
Değerli paylaşımınız için teşekkürler, emeğinize sağlık... Faydalandığımı ifade etmeliyim..
Saygılarımla


Şubat 10, 2017, 05:18:52 ös
Yanıtla #2

Sayın ADAM

Paylaştığınız bu yazı gerçekten dikkate değer ve aynı zamanda çok değerli bilgiler içeriyor. Bu harika paylaşım için teşekkürler...
Sanat herkes içindir ve evrenseldir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4648 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2007, 12:41:57 ös
Gönderen: Fraternis
Yeni Uye Alimi

Başlatan SublimePrince « 1 2 » Duyurular

11 Yanıt
7276 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2009, 04:56:37 ös
Gönderen: angelus
Yeni uye takdimi

Başlatan Free and Accepted « 1 2 » Merhaba - Hello - Hallo - Bonjour

18 Yanıt
6693 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2013, 03:46:33 ös
Gönderen: NOSAM33
Yeni oneriler

Başlatan vusual Yorumlar

2 Yanıt
3459 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2007, 08:37:56 öö
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4505 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2009, 12:03:52 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3101 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 20, 2009, 12:17:01 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
5218 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2012, 10:17:21 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
3016 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2013, 11:02:56 öö
Gönderen: ADAM
20 Yanıt
13299 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 09, 2014, 04:11:30 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
5916 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2014, 11:33:11 öö
Gönderen: ADAM